Işte şimdi cevap sırası sende söyle...

bal_böceği

€q0iSt
Prenses
Kayıtlı Üye
Dünyanın en güzel en tuhaf en yabani ve aynı zamanda en evcil duygusunu yani aşkı bu kez de sıradışı sorularla çözümlemeye hazır mısınız?

Neden hep yanlış insanlara aşık oluruz?

Yanlış insanlara aşık oluyoruz çünkü kafamızın içinde "doğru insan" diye bir kavram var. Zihnimizde belli ölçülerden daha doğrusu kalıplardan meydana gelen bir şema oluşturuyoruz. Durmadan hayatımızın erkeğini arıyoruz ve onu bulma konusunda oldukça sabırsız davranıyoruz. Ayrıca kabul edin ki aşk söz konusu olduğunda yasakların ve engellerin ayrı bir çekiciliği oluyor. İmkansızlık aşka bambaşka bir lezzet katıyor. Biz de aslında içten içe bu imkansızlığı yaşamaktan hoşlanıyor bunun içimizdeki tutkuyu arttırmasına göz yumuyor bir yandan da bir türlü düzenli ve uzun bir ilişki kuramamanın acısını çekiyoruz.

aşk her zaman fedakarlık mı demek?

Tabii ki hayır. Bir tarafın diğeri için kendini hiçe sayması aşk değildir. aşk iki kişilik bir egoizm ve aslında insanın tamamen kendi egosunu tatmin etmek ruhunu doyurmak kalp çiçeğinin suyunu vermek için yaşamaya ihtiyaç duyduğu bir süreç. Fakat bu egoizmi olumsuz anlamda ele almamak gerek. Birbirine aşık olan iki insanın ilişkileri bir yönüyle dünyanın geri kalanına kapalıdır. Onların kendilerine özgü bir dilleri bir iletişim biçimleri bazen etraflarındaki hiç kimsenin en yakınlarının bile içine giremediği bir dünyaları vardır. aşkın egoist yanı sıradan bir bencillikten çok bir kabuğuna çekilmişlikten ve mahremiyetten kaynaklanır. Ancak bir tarafın kendini parçalaması ve diğerinin bundan faydalanması aşkın değil tek yönlü bir bağımlılığın işaretidir.

aşk filmlerinin hayatımızdaki önemi nedir?

Özellikle biz kadınların zaafı sayılabilecek bu filmler aşkı daha iyi algılamak üzere gözümüzü açmamızı sağlar. İçimizdeki yoğun duyguya karşı olan güvenimizi arttırır. aşk filmlerine çok meraklıyız çünkü bizi zaman zaman ümitsizliğe kuruntulara endişelere korkulara acı çekmeye ve yenilgiye sürükleyen bu hissin bir anlamı olduğunu tekrar tekrar görmemiz gerek. Beyazperdede bu duygu her zaman daha basit görünür ve bu basitlik bizi içine girdiğimiz açmazlardan biraz olsun çıkarır.

İlişkinin özellikle tehlikeye girdiği zamanlar var mı?

İlişkiye üçüncü bir kişinin girmesi -ki bunun mutlaka başka bir kadın ya da erkek olması gerekmez- aşkı en çok tehlikeye sokan durumdur. Bunun en güzel örneği çocuk sahibi olmak... aşkın var oluşuna katkıda bulunan o özgürlük duygusu bir anda biter ve çiftin üzerine artık bir aile olmanın sorumlulukları yığılır. Eğer birbirine aşık olan iki insan ilişkileri süresince zor durumlarla başa çıkmayı öğrenememişler kendilerini bu konuda geliştirememişlerse bu yeni yaşam biçimi onları birbirlerini kırmaya iter ve aşklarının tartışmalar gerginlikler yıpranmalar sinir krizleri ve isyanlar arasında yitip gitmesine neden olur.

Aldatsa bile sizi seviyor mu?

Erkekler için evet... Bir erkek birlikte olduğu kadını çok sevip yine de aldatabilir çoğunlukla da cinsellikten kaynaklanan sebeplerle... Kadınlar aldatma olayına farklı amaçlarla planlı programlı girerler. Çoğunlukla da bunu birlikte oldukları erkekten intikam almak için yaparlar. kadının içinde sadakat duygusuna yer olmayan bir aşk yaşaması çok daha düşük bir ihtimaldir.

İnsan bir aşkı telefonunda bitirebilir mi?

Bitiremez bitiriyorsa da yaşadığı şeyin aşk olmadığından emin olabilir. Eğer bir insanı sevmiş ve onunla bir dönem hayatı paylaşmışsak içimizdeki tutku fırtınası dindiğinde bile o güzel günlerin hatırına en azından gözlerinin içine bakarak ve bir açıklama yaparak ayrılmayı ona borçlu olduğumuzu hissederiz. Yani bir erkeği mesajla başınızdan atıyorsanız bilin ki ona hiçbir zaman aşık olmamışsınızdır.

aşkın ne kadar yakınlığa ve uzaklığa ihtiyacı var?

Birbirini tek bir bakışla anlayacak kadar yakın ve bir birey olarak var olmaya devam edebilecek kadar uzak... Aradaki sınır oldukça incedir ve pek çok çift bu sınırı tutturmayı beceremez. Ya ilişkileri yeterince derin değildir ya da tam tersine artık birleşip tek bir varlık haline gelmiş kişiliklerini kaybetmişlerdir. Oysa aradaki mesafenin doğru tayin edilmesi durumunda aşkın ömrü çok daha uzun olur.

Aşkla ilgili en büyük yanılgılar neler?

Çoğumuz onu avucumuzun içine alıp kontrol edebileceğimizi isteklerimiz doğrultusunda yönlendirebileceğimizi ve istediğimiz zaman atabileceğimizi sanırız. Çok beğenme hoşlanma ve etkilenme gibi duygularımızı hemen aşkla karıştırırız. En büyük yanılgılarımızdan biri ise şudur: Hayatımızın bazı dönemlerinde şefkate ilgiye sıcak bir dokunuşa o kadar büyük bir özlem duyarız ki karşımıza çıkan ilk erkeğe aşık olduğumuzu sanırız. Aslında içimizdeki his sevmekten çok sevmeyi sevmektir.

"Midenize inen yumruğu" biyolojik olarak açıklaması yapılabilir mi?

Hem de kolayca... Aşık olduğumuz sürece kanımızda phenyiethylamin yani aşk hormonu vardır. Ancak zaman içinde bu hormonun seviyesi düşer ilişkinin ileri aşamalarında aşk kimyasal etkisini kaybeder ve midede uçuşan kelebekler bir sonraki aşka kadar tarihe karışır. Ancak eğer bu ilk heyecanın yerine karşılıklı güven şefkat anlayış saygı ve dostluktan oluşan bir karışım koyabilmişsek aşk sevgiye dönüşür ve bu sevgi bir ömür boyu bile sürebilir.

Neden bazılarımız ard arda ilişkiler yaşarken bazılarımız aşık olmakta bu kadar güçlük çekiyoruz?

Bir insan aşık olmakta zorlanıyorsa bunun farklı sebepleri olabilir. En klasik sebep kişinin daha önce yaşadığı ilişkilerden kaynaklanan güvensizliği ve karşı cins hakkındaki olumsuz yargılarıdır. Bunun dışında bir de aşkı her yönüyle yaşayamayanlara daha doğrusu yaşamaktan keyif almayı beceremeyenlere rastlanır. Bunlara "aşka kabiliyeti olmayanlar" diyebiliriz. Ne kendileri o sihirli sinyalleri gönderebilirler ne de gönderilenleri alabilirler. Bir de aşkın beraberinde getirdiği zorluklardan kaçan ve kişisel mahremiyetinin azalmasından korkanlar vardır. Kendi kendilerine yeten bu insanlar daha seçici davranırlar ve bulundukları herhangi bir ortamda aşk arayışına girmezler. Yani olaya mantık yönünden bakmayı tercih ederler.







HANİ BENİ ÇOK SEVİYORDUN...?

Evet hani beni çok seviyordun? Yada noldu senin o ulaşılmaz sevgine? Yada hani benim için ölüyordun? Yada hani bizi kimse koparamazdı? Yada hani ölene kadar sen hep benimdin....Noldu!noldu şimdisana soruyorum noldu senin o doyumsuz sevgine ulaşılmaz aşkına...Hani ikimiz için elinden gelen her şeyi yapçaktın;Hani

sen ve ben yoktu BİZ vardı;hani aşkımız bir örnek olacaktı...NOLDU

Seninki de bir OYUNDU seninki de koca bir YALANDI demi;???

Sen çünkü SEVEMEZDİN; sen çünkü bir kişiyle YETİNEMEZDİN;çünkü sen sevmek yada sevilme yükümlülüğünü üstüne alamazdın çünkü taşıyamazdın;çünkü sen gerçeklerden korkuyordun;çünkü sen hayata toz pembe bakıyordun;çünkü sen hayatı bir oyun görüyordun;çünkü sen mutluluk ne demek bilmiyordun;çünkü sen AŞK ve SEVGİ ne demek bilmiyordun...Bilmeden nasıl sevebilirsin ki zaten;sen hayata nasıl karşı dura bilirsin kihadi onları da geçtim sen nasıl kendine İYİLİK yapabilirsin ki;alışmışsın çünkü hayatın yanlışlarını doğru gibi görmeye alışmışsın haya pembe gözlükle bakmaya;sen nasıl zora gelebilirsin ki...söyleeee

ŞİMDİ SORUYORUM SANA...

Yalan söyledin de eline ne geçti???mutlu oldun mu???yada amacına ulaştın mı???arkada bir insanın duygularıyla oynayıp sonra sıkılıp gitmeyi yakıştırabildin mi kendine yada hiç düşünmedin mi benimde bir gururumun olacağını???hadi bunları boş geç bunları takma gitsin bunun öteki tarafını hiç düşünmedin mi???İlla olması mı gerek hayatınızda bu oyun sitilinin???yada ne istediniz güzelimanlamları dünyaya bedel kelimelerdenbu oyunun adını illa SEVGİ yada AŞK koymak zorunda mıydın...?

Beni ağlatmayahayata küstürmeyehayallerimi yıkmaya yada AŞK VE SEVGİ kelimelerinden nefret ettirtmeye hakkın varmıydı.?



İŞTE ŞİMDİ CEVAP SIRASI SENDE SÖYLE...
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst