Derin42
Bayan Üye
Mavi kitabının yazarı Michel Pastoureau renkler doğasına tarihine değiniyor.
Antik Roma'da barbarların yabancıların rengidir Antikçağ'da renk bile sayılmazAntik Yunan'da hiçbir metinde adı geçmez öyle ki bazı filologlar Yunanlıların maviyi göremediklerini bile düşünürler Ortaçağ'da Katolikler adını bile anmazlar... Sonra birden her şey değişir. Mavinin Avrupa toplumlarındaki tarihi inanılmaz bir yön değiştirmeyle yazılmıştır: Başka deyişle yerden göğe yükselir adeta.
Michel Pastoureau'nun şaşırtıcı çalışması Antikçağ ve Ortaçağ toplumlarından Modern Çağ'a kadar söz dağarcıklarıkumaşlar giysiler semboller günlük yaşam din ve sanat üzerinden mavi rengin toplumsal alandaki evrimini inceliyor.
Aynı zamanda mavinin çağdaş dönemdeki üstünlüğünü değerlendiriyor; kullanımlarının ve anlamlarının bilançosunu çıkarıyor geleceğini sorguluyor. Pastoureau renklerin de bir tarihi ve hayatı olduğunu mavinin heyecan verici macerasıyla gözler önüne seriyor.
"Renk doğal bir fenomen olmadığı gibi her çözümlemeye değilse bile her genellemeye direnen karmaşık bir kültürel yapıdır. Birçok güç sorun ortaya koyar. Bu konudaki ciddi çalışmaların az olmasının ve incelemesini tarihsel bir perspektifte ihtiyatla ve sağduyulu bir şekilde tasarlayanların daha da nadir bulunmasının nedeni kuşkusuz budur. Birçok yazar tam tersine mekân ve zamanla oynamayı ve rengin evrensel ya da ilk örneksel sözde hakikatlerini araştırmayı tercih etmektedir. Ne var ki tarihçi için bu tür doğruluklar yoktur. Renk öncelikle toplumsal bir olgudur. Sindirilmemiş ya da –daha da kötüsü– işi değersiz içrek bir psikolojiye döken nörobiyolojik bir bilgiye dayanan bazı kitapların bizi inandırmak istediği gibirengin kültürlerarası bir hakikati yoktur. Yazık ki bu konudaki kaynakça üzücü bir şekilde bu tür kitaplarla doludur.
Tarihçiler bu durumdan az ya da çok sorumludur; çünkü renklerden nadir olarak söz etmişlerdir."
Mavi rengin Avrupa toplumlarındaki tarihitam bir yön değiştirmeden ibarettir: Bu renk Eski Yunanlılar ve Romalılar için pek önem taşımaz hatta onların gözlerine kötü görünür. Oysa mavi yeşil ve kırmızıyla karşılaştırıldığında bugün Avrupa'nın her yerinde açık ara farkla en sevilen renktir.
Antik Roma'da barbarların yabancıların rengidir Antikçağ'da renk bile sayılmazAntik Yunan'da hiçbir metinde adı geçmez öyle ki bazı filologlar Yunanlıların maviyi göremediklerini bile düşünürler Ortaçağ'da Katolikler adını bile anmazlar... Sonra birden her şey değişir. Mavinin Avrupa toplumlarındaki tarihi inanılmaz bir yön değiştirmeyle yazılmıştır: Başka deyişle yerden göğe yükselir adeta.
Michel Pastoureau'nun şaşırtıcı çalışması Antikçağ ve Ortaçağ toplumlarından Modern Çağ'a kadar söz dağarcıklarıkumaşlar giysiler semboller günlük yaşam din ve sanat üzerinden mavi rengin toplumsal alandaki evrimini inceliyor.
Aynı zamanda mavinin çağdaş dönemdeki üstünlüğünü değerlendiriyor; kullanımlarının ve anlamlarının bilançosunu çıkarıyor geleceğini sorguluyor. Pastoureau renklerin de bir tarihi ve hayatı olduğunu mavinin heyecan verici macerasıyla gözler önüne seriyor.
"Renk doğal bir fenomen olmadığı gibi her çözümlemeye değilse bile her genellemeye direnen karmaşık bir kültürel yapıdır. Birçok güç sorun ortaya koyar. Bu konudaki ciddi çalışmaların az olmasının ve incelemesini tarihsel bir perspektifte ihtiyatla ve sağduyulu bir şekilde tasarlayanların daha da nadir bulunmasının nedeni kuşkusuz budur. Birçok yazar tam tersine mekân ve zamanla oynamayı ve rengin evrensel ya da ilk örneksel sözde hakikatlerini araştırmayı tercih etmektedir. Ne var ki tarihçi için bu tür doğruluklar yoktur. Renk öncelikle toplumsal bir olgudur. Sindirilmemiş ya da –daha da kötüsü– işi değersiz içrek bir psikolojiye döken nörobiyolojik bir bilgiye dayanan bazı kitapların bizi inandırmak istediği gibirengin kültürlerarası bir hakikati yoktur. Yazık ki bu konudaki kaynakça üzücü bir şekilde bu tür kitaplarla doludur.
Tarihçiler bu durumdan az ya da çok sorumludur; çünkü renklerden nadir olarak söz etmişlerdir."
Mavi rengin Avrupa toplumlarındaki tarihitam bir yön değiştirmeden ibarettir: Bu renk Eski Yunanlılar ve Romalılar için pek önem taşımaz hatta onların gözlerine kötü görünür. Oysa mavi yeşil ve kırmızıyla karşılaştırıldığında bugün Avrupa'nın her yerinde açık ara farkla en sevilen renktir.