İsrail'in Tehlikeli Türkiye Planı

'Kartaliçe

Bayan Üye
İsrail'in 'kendisinden' başka kimseye hayat hakkı tanımayan yaklaşımı yine gündemde. Netanyahu'nun ABD ziyareti bazı gerçeklerin tekrar tartışılmasına vesile oldu.


İsraille ilglii bir yazı yazmak her zaman tehlikeli olmuştur. Çünkü, yıllardır devam eden bir strateji hemen devereye girer ve antisemitist olmakla itham edilebilirsiniz.

Bu da bazı gerçeklerin yeterince tartışılamamasına ve örtbas edilmesine yol açar.

Mavi Marmara baskının ardından, Türkiye'nin bizzat Başbakan Erdoğan tarafından öldürülen vatandaşlarımız için 'Özür ve Tazminat' beklentisinin dile getirilmesi, İsrail'in şu anki hükümeti tarafından hemen siyasi hasımlık olarak geri döndü.

O günlerde İsrail gazetelerine demeç veren İsrailli yetkililer, bu durumu Yahudi düşmanlığına kadar götürdüler. Başbakan Erdoğan'ın Tel Aviv meydanlarına asılan posterlerinin altında yazılanlar da bunun çabası!

Gazze'nin ve Filistin dramının bilinmesi hiçbir zaman İsrial'in işine gelmedi, gelmezdi de.

Bu gelişmelerin ardından Türkiye-İsrail ilişkileri uzunca bir zamandır kırılgan bir zeminde yürüyor.

Bu hatırlatmayı neden yaptık?

Bakınız, İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD'de Başkan Barack Obama ile görüştü. Ardından da ABD'nin en büyük Yahudi lobisinde bir konuşma yaptı.

Bu iki görüşmedeki sözler İsrail'in Türkiye odaklı tehlikeli sularda yüzdüğünü açıkca gösterdi.

Netanyahu, ilk önce, "İran nükleer silah geliştirirse bölge ülkeleri de ister, Türkiye'de ister" dedi.

Ardından da Netanyahu, bunun dünyanın en kırılgan bölgesini, patlamaya hazır, nükleer bir çakmak taşına dönüştürebileceğini ifade etti.

Peki, Netanyahu asıl gerçeği neden saklıyor?

Tüm dünyanın bildiği ama asla resmileştirilmeyen bilgiye göre, bölgedeki en büyük nükleer silah sahibi ülke İsrail.

İsrail'in elinde en az 400 nükleer başlık bulunduğu tahmin ediliyor. Diğer nükleer çalışmalarının hangi aşamada olduğu ise hala bir sır.

CAMBAZA BAK CAMBAZA TAKTİĞİ

Bölgede başka bir ülkenin nükleer silah sahibi olmasını istemeyen İsrail, Ortadoğu'daki tek nükleer güç olarak kabul ediliyor.

Hatta Arap ülkelerinin, "İsrail Dinamo'da nükleer silah üretiyor şeklindeki çıkışlarını" Washington, yıllarca " Orası bir nükleer tesis değil büyük bir tekstil atölyesi" sözleriyle kamufle etti. Her fırsatta İran'ın ve bölgedeki diğer ülkelerin nükleer silah geliştirmesi tehlikesine vurgu yapan İsrail, nükleer silahsızlanma anlaşmasını imzalamaya yanaşmıyor.

Bu durumda, nükleer silahı bırak, nükleer enerjiyi bile tartışma konusu yaparak sağlam zemine oturtmak isteyen Türkiye neden gündeme getiriliyor?

Bu sorunun tek cevabı ise İsrail'in bölgedeki etkinliğini artırmak için Türkiye'yi truva atı olarak kullanmak istemesi.

Ama önünde çeşitli engeller bulunuyor. İşte bu noktada devreye ABD giriyor. Obama ve Netanyahu görüşmesinin perde arkasında Türkiye'nin bulunması da bunu gösteriyor.

Ateş çemberi bölgede İsrail'i zorlayacak ülke aslında İran değil Türkiye.

Çünkü, İran üzerinden siyasi güç ve askeri destek alabilecek olan İsrail'in Türkiye'ye karşı kullanabileceği çok fazla argümanı da bulunmuyor.

Dolayısıyla, Netanyahu'nun fırsat buldukça Türkiye'nin dış politikasını eleştirmesinin sebebi bu.

Güçlü ve barışı destekleyen bir Türkiye, bölgedeki dengelerin değişmesine asla izin vermez.

Sonuç olarak, İsrail'in yükselen Ortadoğu tansiyonu karşısında önünde ya Türkiye ile ortak hareket etmek ya da kırılgan zemini tameman parçalamak kalıyor.

Önümüzdeki günlerde ABD'nin tavrı bu durumu netleştirecektir.

Başta da dediğimiz gibi yakında Türkiye aleyhine antisemitist suçlamalar gelmeye başlarsa kimse şaşırmasın..
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst