Salvo
Kayıtlı Üye
912-8 İspanya'da III Abdurrahman'ın Tahta Çıkışı
912'de, İspanya Emevi Emirliğinin, hem iç savaşlarla başının dertte olduğu, hem de Kuzeyde kavgacı Leon kralı II. Ordono tarafından tehdit edildiği bir çöküş döneminde, 23 yaşındaki III. Abdurrahman, dedesi Abdullah'tan (h. 888-912) sonra tahta çıktı. Yaylalardaki Berberi kabileleri, bereketli sahil bölgelerini harap etmişlerdi. Halkın yeni olan bir bölümü ve Hristiyanlar, bir kısım yobaz rahibin kışkıtmasıyla şehitlik arayışı içinde isyan ettiler. Hatta bunlara ilaveten, Kuzey Afrika'da yeni ortaya çıkan saldırgan bir güç, Fatimiler de Fas'ı ve İspanya'yı almaya karar vermişlerdi. Her tarafından tehlikelerle sarılmış olan nazik ve akıllı genç prens, (ancak Kurtuba'nın birkaç etrafında etkili olabilecek kadar küçülmüş olan)Emirliğin otoritesini Yarımadanın Güneyinde tekrar kurma çalışmalarına girişti. Fakat o bu konuyla meşgul iken, II. Ordono bu fırsatı değerlendirerek 914'te Meride'ye (Kurtuba'nın 100 mil Kuzeyinde) kadar ilerlemiş ve bu antik şehri harabeye çevirmişti. Abdurrahman buna, kralın kendi bölgesine bir saldırı düzenleyerek misilleme yaptı. Maride'yi tekrar aldı, fakat Müslümanların ordusu Kuzeydeki Son Esteban'da yenildi.
918'e kadar Güneyde ayaklanan bölgelerin çoğunluğu kontrol altına alınmıştı. Özellikle son 24 yıldır Malak yakınlarındaki dağlarda kuvvet toplayan ve Kurtuba'ya meydan okuyan Ömer bin Hafsun'un ölümüyle (917) Abdurrahman'ın üzerindeki bakışlar hafifledi; fakat İbn-i Hafsun'un kalesi ele geçirilip, yıkılıncaya kadar bir onyıl daha geçti. 918'de yönünü Hristiyan Leon ve Navare kırallıklarına çevirdi ve bunlara karşı, kendisinin bizzat komutanlık ettiği başarılı bir sefer gerçekleştirdi. Fakat Kuzey sınırlarını emniyet altına alabilmesi için, altı yıl süren planlı bir sefer hazırlaması gerekti. (Bu arada Hristiyanlar arasındaki iç savaşlardan da istifa etti) ve aynı zamanda (924) Balensiye ve Ebro vadisindeki isyancı kaleleri de kontrol altına alındı. Geriye sadece eski Vizigot başkenti olan Tuleytula'daki asiler kaldı ve onlar da 932'de yenildi.
912'de, İspanya Emevi Emirliğinin, hem iç savaşlarla başının dertte olduğu, hem de Kuzeyde kavgacı Leon kralı II. Ordono tarafından tehdit edildiği bir çöküş döneminde, 23 yaşındaki III. Abdurrahman, dedesi Abdullah'tan (h. 888-912) sonra tahta çıktı. Yaylalardaki Berberi kabileleri, bereketli sahil bölgelerini harap etmişlerdi. Halkın yeni olan bir bölümü ve Hristiyanlar, bir kısım yobaz rahibin kışkıtmasıyla şehitlik arayışı içinde isyan ettiler. Hatta bunlara ilaveten, Kuzey Afrika'da yeni ortaya çıkan saldırgan bir güç, Fatimiler de Fas'ı ve İspanya'yı almaya karar vermişlerdi. Her tarafından tehlikelerle sarılmış olan nazik ve akıllı genç prens, (ancak Kurtuba'nın birkaç etrafında etkili olabilecek kadar küçülmüş olan)Emirliğin otoritesini Yarımadanın Güneyinde tekrar kurma çalışmalarına girişti. Fakat o bu konuyla meşgul iken, II. Ordono bu fırsatı değerlendirerek 914'te Meride'ye (Kurtuba'nın 100 mil Kuzeyinde) kadar ilerlemiş ve bu antik şehri harabeye çevirmişti. Abdurrahman buna, kralın kendi bölgesine bir saldırı düzenleyerek misilleme yaptı. Maride'yi tekrar aldı, fakat Müslümanların ordusu Kuzeydeki Son Esteban'da yenildi.
918'e kadar Güneyde ayaklanan bölgelerin çoğunluğu kontrol altına alınmıştı. Özellikle son 24 yıldır Malak yakınlarındaki dağlarda kuvvet toplayan ve Kurtuba'ya meydan okuyan Ömer bin Hafsun'un ölümüyle (917) Abdurrahman'ın üzerindeki bakışlar hafifledi; fakat İbn-i Hafsun'un kalesi ele geçirilip, yıkılıncaya kadar bir onyıl daha geçti. 918'de yönünü Hristiyan Leon ve Navare kırallıklarına çevirdi ve bunlara karşı, kendisinin bizzat komutanlık ettiği başarılı bir sefer gerçekleştirdi. Fakat Kuzey sınırlarını emniyet altına alabilmesi için, altı yıl süren planlı bir sefer hazırlaması gerekti. (Bu arada Hristiyanlar arasındaki iç savaşlardan da istifa etti) ve aynı zamanda (924) Balensiye ve Ebro vadisindeki isyancı kaleleri de kontrol altına alındı. Geriye sadece eski Vizigot başkenti olan Tuleytula'daki asiler kaldı ve onlar da 932'de yenildi.