sensiz olmaz
Kayıtlı Üye
Dürüstlük, sıdk, sözünde durmak, sadakat, sözünde ve işinde emin olmak, istikamet üzere olmak, haktan ve haklıdan yana olmak, hidayet, özü sözü bir olmak gibi kavramlar doğrulukla birlikte düşünülmelidir. Ayrıca doğruluğun zıddı olan kavramlar da doğruluk konusu ele alınırken akılda tutulmalıdır. Örneğin yalancılık, hile, aldatma, güvensizlik, iki yüzlülük, samimiyetsizlik, dalalet, ihanet
Doğruluk, doğru sözlü olmak, dürüstlük gibi ahlâkî erdemler hayatın tamamını kuşatır. Sadece ibadetler ve ahlâkî konularda değil her zaman; evde, okulda, sokakta, ticarette, yöneticilikte doğru olmak gerekir. Yalana başvurmak, hile yapmak, aldatmak bir Müslümanın kesinlikle uzak durması gereken kötü davranışlardır. Bunlar kişiyi her yönden zarara uğratır.
Doğruluk, birçok ahlâkî özelliği kendinde toplayan geniş içerikli bir özelliktir. İnsanın düşünce, söz, niyet ve davranışlarında kendini gösterir.
Dinin özü dosdoğru olmaktır. Peygamberimiz (aleyhisselâm) şöyle buyurmuştur: "Satıcı ve alıcı, pazarlığı bitirdikten sonra birbirlerinden ayrılmadıkça alışverişi bozup bozmamakta serbesttirler. Eğer onların her biri karşılıklı olarak doğru söyler, her şeyi açıkça ortaya koyarlarsa alışverişleri bereketli olur. Yalan söyleyip gizlerlerse alışverişlerinin bereketi kalmaz." Bu hadiste bir alışverişte bereket olabilmesi doğruluk şartına bağlanmıştır. Bereket olmadığında ilk anda kazanç gibi görülenler kısa zamanda elden çıkar ve kişi yaptığı alışverişin hayrını göremez.
Bir başka hadisinde Hazreti Peygamberimiz (aleyhisselâm) "Bizi aldatan bizden değildir." buyurarak aldatmanın yanlışlığına dikkat çekmiştir. Doğruluk ve dürüstlük en başta kulun Allah ile olan ilişkisinde söz konusudur. Ayrıca kul hakkı olarak ifade edilebilecek alanlarda da doğruluk ve dürüstlüğe dikkat edilmelidir.
Doğruluk insanı cennete ulaştırır. Yalan ise cehenneme sürükler. Bunu Peygamber Efendimiz (aleyhisselâm) şu şekilde açıklamıştır: "Şüphesiz sözde ve işte doğruluk hayra ve üstün iyiliğe yöneltir. İyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında doğrucu (sıddîk) diye kaydedilir. Yalancılık yoldan çıkmaya sürükler. Yoldan çıkmak da cehenneme ***ürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında çok yalancı (kezzab) diye yazılır."
Allah Teâlâ, Peygamberinden (aleyhisselâm) ve bizlerden dosdoğru olmamızı istediği gibi (Hûd Suresi, 112. ayet) doğru davranan insanlarla beraber olmamızı da istemektedir. "Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun." (Tevbe Suresi, 119. ayet)
Doğruluğun insana kazandırdığı maddî kazançlar yanında manevî kazançlar da çoktur. Geçmiş günahların bağışlanması, gelecekte büyük ödüller elde edilecek olması, korkudan ve üzüntüden uzak olunması, cennete kavuşmak, meleklerin dostluğu, bereket, insanlar arasında saygınlık gibi pek çok faydası vardır. Doğruluğun en güzel sonucu kalp huzurudur ve doğruluk bazen ilk bakışta acı gibi görünse de her zaman hayırlı ve iyi sonuçlar verir.