nones
Bayan Üye
2000 yılı aşkın suredir, deniz ticaretinde sadece Mısır değil, Güney Asya ve Uzakdoğu ile Akdeniz ve batı dünyasının odaklandığı bir liman kenti olan İskenderiye, M.Ö. 332'de Büyük İskender'in buyruğu ile kurulmuştu.Mimar Deinoktares'in ızgara planlı kent projesini hazırladığında; burası, yoksul bir balıkçı köyü idi. İskender'in ölümünden sonra Ptolemaios kralları, Kentin kurulusunu ve gelişmesini sürdürerek limanı Heptastadion şosesi ile Pharos adasına bağladılar. Burada Hellen kültür ve sanatının mimari yapıları ve kurumları olan tiyatro, agora ve gymnasium'un yanısıra ünlü Serapeium ve Poseidon tapınakları, İskenderiye Kütüphanesi, Felsefe okulu ve liman tesisleriyle Helenistik dünyanın en önemli ticaret, edebiyat, kültür ve sanat merkezi haline geldi.
M.Ö. 30'da Roma egemenliğine geçen İskenderiye, Mısır eyaletinin merkezi oldu. İmparator Augustus'un Mısır'ı kişisel mülkü ilan etmesi ile İskenderiye, Mısır ve Afrika ürünlerinin ihraç edildiği ve depolandığı ayrıcalıklı bir statüye bağlandı. Bizans zamanındaki Hıristiyan Monofizit ve Kipti Patrikliğinin merkezi olan kent 7. yüzyılda Müslüman Araplar tarafından işgal edildi. Bu sırada tahrip edilen kent, sonraları Araplar'in önemli ticaret limanı ve deniz üssü haline dönüştürüldü. Ortaçağ boyunca Latin Cumhuriyetlerinden Venedik, Cenova ve Pizalı deniz tacirlerinin, Doğu Akdeniz'de baharat ve Hint ticaretini üstlendikleri en önemli liman oldu. 1517'de Mısır'la birlikte Osmanlı egemenliğine giren kent, 1798'de Napolyon'un komutasındaki Fransız Kuvvetleri tarafından işgal edildi. Kent, bu işgalden büyük zarar gördü ve nüfusu 7000'e duştu. 1801'de İngiliz ve Türkler tarafından geri alındı. Kavalalı Mehmet Ali Paşa zamanında büyük imar faaliyetleri başlatıldı. Kenti koruyan surlar, yeniden inşa edildi ve onarıldı. 1819'da Mahmudiye Kanalı açıldı. Tophane Tersane ve Res El-Din Sarayı inşa edildi. XIX.yüzyılda büyük önem kazanan İskenderiye, Mısır'ı elde etmek isteyen İngilizler tarafından 11 Temmuz 1882'de topa tutuldu ve yağmalandı. Ardından işgal edildi. Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı egemenliğinden çıkan kent; İngilizlerin deniz üssüne dönüştürüldü.
1922'de tam bağımsız olan Mısır'ın en büyük 2.kenti olan İskenderiye'nin, liman tesislerinde, antrepolarında yoğun deniz ticareti yaşanır. Kıstak kesiminde eski doğu limanının güneyinde ise modern yerleşim bulunur. Birçok cami, saray, anıt, park ve bahçeleriyle canlı ve renkli bir kent olan İskenderiye, petrol, dokuma gıda, otomotiv sanayi, gelişmiş ticari yaşamı, Kahire, Port Said'e bağlı yolları ile Kahire'den son en gelişmiş kenttir.
Mısır'ın son Kraliçesi Kleopatra'nın sarayı da İskenderiye'de bulunmaktadır. Daha çok yeni olarak İskenderiye Körfezi'nde yapılan sualtı araştırmaları sonucunda bu sarayın kalıntıları, su yüzüne çıkarılmıştır.
M.Ö. 30'da Roma egemenliğine geçen İskenderiye, Mısır eyaletinin merkezi oldu. İmparator Augustus'un Mısır'ı kişisel mülkü ilan etmesi ile İskenderiye, Mısır ve Afrika ürünlerinin ihraç edildiği ve depolandığı ayrıcalıklı bir statüye bağlandı. Bizans zamanındaki Hıristiyan Monofizit ve Kipti Patrikliğinin merkezi olan kent 7. yüzyılda Müslüman Araplar tarafından işgal edildi. Bu sırada tahrip edilen kent, sonraları Araplar'in önemli ticaret limanı ve deniz üssü haline dönüştürüldü. Ortaçağ boyunca Latin Cumhuriyetlerinden Venedik, Cenova ve Pizalı deniz tacirlerinin, Doğu Akdeniz'de baharat ve Hint ticaretini üstlendikleri en önemli liman oldu. 1517'de Mısır'la birlikte Osmanlı egemenliğine giren kent, 1798'de Napolyon'un komutasındaki Fransız Kuvvetleri tarafından işgal edildi. Kent, bu işgalden büyük zarar gördü ve nüfusu 7000'e duştu. 1801'de İngiliz ve Türkler tarafından geri alındı. Kavalalı Mehmet Ali Paşa zamanında büyük imar faaliyetleri başlatıldı. Kenti koruyan surlar, yeniden inşa edildi ve onarıldı. 1819'da Mahmudiye Kanalı açıldı. Tophane Tersane ve Res El-Din Sarayı inşa edildi. XIX.yüzyılda büyük önem kazanan İskenderiye, Mısır'ı elde etmek isteyen İngilizler tarafından 11 Temmuz 1882'de topa tutuldu ve yağmalandı. Ardından işgal edildi. Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı egemenliğinden çıkan kent; İngilizlerin deniz üssüne dönüştürüldü.
1922'de tam bağımsız olan Mısır'ın en büyük 2.kenti olan İskenderiye'nin, liman tesislerinde, antrepolarında yoğun deniz ticareti yaşanır. Kıstak kesiminde eski doğu limanının güneyinde ise modern yerleşim bulunur. Birçok cami, saray, anıt, park ve bahçeleriyle canlı ve renkli bir kent olan İskenderiye, petrol, dokuma gıda, otomotiv sanayi, gelişmiş ticari yaşamı, Kahire, Port Said'e bağlı yolları ile Kahire'den son en gelişmiş kenttir.
Mısır'ın son Kraliçesi Kleopatra'nın sarayı da İskenderiye'de bulunmaktadır. Daha çok yeni olarak İskenderiye Körfezi'nde yapılan sualtı araştırmaları sonucunda bu sarayın kalıntıları, su yüzüne çıkarılmıştır.