LîNKîN_PâRk
Kayıtlı Üye
Beslenme ile kan basıncının yüksekliği arasında doğrudan ilgi olduğu ve dışarıda sık yemek zorunda kalan hipertansiyon hastalarının kendileri için uygun olmayan menüler nedeniyle kan basınçlarının yüksek olduğu belirtildi.
Ondokuzmayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tekin Akpolat, “mesleği veya sosyal konumu gereği çok sık dışarda yemek zorunda kalan hipertansiyon hastaları bu konudaki önerilere uymalı” dedi.
Ondokuzmayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tekin Akpolat, hipertansiyonun basite alınmaması gereken ciddi bir sağlık sorunu olduğuna işaret etti. Hipertansiyonun Türkiye’de 100 kişiden 31 kişinin sağlık sorunu olduğunu vurgulayan Akpolat, Karadeniz Bölgesi’nde ise bu oranın yüzde 33’e çıktığına dikkat çekti.
Türkiye’de yaklaşık 15 milyon kan basıncı yüksek hasta olduğunu belirten Akpolat, bu hastaların sadece yüzde 8’inde kan basıncının kontrol altında olduğunu kaydetti. Hipertansiyonun tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu hatırlatan Akpolat, hipertansiyon hastalarının çok az kısmında kan basıncının istenilen düzeyde kontrol altına alındığını söyledi.
Prof. Dr. Akpolat, çok sık dışarıda yemek zorunda kalan hipertansiyon hastalarının kan basınçlarının sürekli yüksek olduğunun belirlendiğine işaret ederek, beslenme ile kan basıncının yüksekliği arasında yakından ilişki olduğunu vurguladı.
Yemeklere dikkat edilerek hipertansiyon şikayetlerinin azaltılabileceğine dikkat çeken Akpolat, “Mesleği veya sosyal konumu gereği çok sık dışarıda yemek zorunda kalan hipertansiyon hastaları bu konudaki önerilere uymalı” dedi.
Birçok hipertansiyon hastasının konumu gereği düzenli beslenme olanaklarına sahip olmadığını söyleyen Akpolat, bu kişilerin çoğunun lokantalarda yemek zorunda kaldıklarını belirtti.
DIŞARDAKİ YEMEKLERE DİKKAT
Dışarıda hazırlanan yemeklerin pek çoğunun hipertansiyon hastaların için uygun olmadığına dikkat çeken Akpolat, bir hipertansiyon hastasının kan basıncını kontrol edebilmesi için yediklerine son derece dikkat etmesi gerektiğini anımsattı.
Bunun için sıkça dışarıda yemek zorunda kalan hipertansiyon hastalarına bazı önerilerde bulunan Akpolat, bu tür hastaların öncelikle fast food türü yiyeceklerden kaçınmalarını isteyerek, şu önerilerde bulundu:
“Randevu saatinin yemek saatleri ile uyumlu olmasına dikkat edilmelidir. Diyete uygun alternatif sunan lokantalar seçilmelidir. Lokanta önceden aranıp, seçenekler öğrenilmelidir. Çok aç gitmeyip, seçici olunmalıdır. Menü dikkatli incelenmeli, tuzsuz, az yağlı, yağsız, peynirsiz gibi özel isteklerde bulunulmalıdır. Örneğin taze gıda konserveden, turşudan daha az tuzludur. Yarım porsiyon istenebilir, bir porsiyon gelirse bitirmek gerekmez. Tek öğünde çorba ve salata yeterli olabilir. Ana yemeğin yanındaki garnitürleri, havuç gibi diyete uyumlu olanları yemeye dikkat edilmelidir. Şarap biradan iyidir, tatlı yerine meyve yenilebilir. Ara sıcakların çoğunun zararlı olduğu ise unutulmamalıdır. Su iyi bir içecektir. Kırmızı et yerine beyaz et tercih edilmelidir.”
TUZ YERİNE BAHARAT
Hipertansiyon hastalarının tuz tüketimine son derece dikkat etmeleri gerektiğini de vurgulayan Akpolat, yemeklere tuz yerine limon veya baharat eklenmesini önerdi.
Hipertansiyon tedavisinde gıdalarla alınan tuzun azaltılması gerektiğini belirten Akpolat, hipertansiyon tedavisinin başarılı olmasında fazla kiloların verilmesi, alkolün sınırlandırılması, düzenli egzersiz, sigaranın bırakılması gibi yaşam düzeni değişikliklerinin katkısının önemli rolü olduğunun unutulmaması gerektiğini de kaydetti.
ZAMAN
Ondokuzmayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tekin Akpolat, “mesleği veya sosyal konumu gereği çok sık dışarda yemek zorunda kalan hipertansiyon hastaları bu konudaki önerilere uymalı” dedi.
Ondokuzmayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tekin Akpolat, hipertansiyonun basite alınmaması gereken ciddi bir sağlık sorunu olduğuna işaret etti. Hipertansiyonun Türkiye’de 100 kişiden 31 kişinin sağlık sorunu olduğunu vurgulayan Akpolat, Karadeniz Bölgesi’nde ise bu oranın yüzde 33’e çıktığına dikkat çekti.
Türkiye’de yaklaşık 15 milyon kan basıncı yüksek hasta olduğunu belirten Akpolat, bu hastaların sadece yüzde 8’inde kan basıncının kontrol altında olduğunu kaydetti. Hipertansiyonun tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu hatırlatan Akpolat, hipertansiyon hastalarının çok az kısmında kan basıncının istenilen düzeyde kontrol altına alındığını söyledi.
Prof. Dr. Akpolat, çok sık dışarıda yemek zorunda kalan hipertansiyon hastalarının kan basınçlarının sürekli yüksek olduğunun belirlendiğine işaret ederek, beslenme ile kan basıncının yüksekliği arasında yakından ilişki olduğunu vurguladı.
Yemeklere dikkat edilerek hipertansiyon şikayetlerinin azaltılabileceğine dikkat çeken Akpolat, “Mesleği veya sosyal konumu gereği çok sık dışarıda yemek zorunda kalan hipertansiyon hastaları bu konudaki önerilere uymalı” dedi.
Birçok hipertansiyon hastasının konumu gereği düzenli beslenme olanaklarına sahip olmadığını söyleyen Akpolat, bu kişilerin çoğunun lokantalarda yemek zorunda kaldıklarını belirtti.
DIŞARDAKİ YEMEKLERE DİKKAT
Dışarıda hazırlanan yemeklerin pek çoğunun hipertansiyon hastaların için uygun olmadığına dikkat çeken Akpolat, bir hipertansiyon hastasının kan basıncını kontrol edebilmesi için yediklerine son derece dikkat etmesi gerektiğini anımsattı.
Bunun için sıkça dışarıda yemek zorunda kalan hipertansiyon hastalarına bazı önerilerde bulunan Akpolat, bu tür hastaların öncelikle fast food türü yiyeceklerden kaçınmalarını isteyerek, şu önerilerde bulundu:
“Randevu saatinin yemek saatleri ile uyumlu olmasına dikkat edilmelidir. Diyete uygun alternatif sunan lokantalar seçilmelidir. Lokanta önceden aranıp, seçenekler öğrenilmelidir. Çok aç gitmeyip, seçici olunmalıdır. Menü dikkatli incelenmeli, tuzsuz, az yağlı, yağsız, peynirsiz gibi özel isteklerde bulunulmalıdır. Örneğin taze gıda konserveden, turşudan daha az tuzludur. Yarım porsiyon istenebilir, bir porsiyon gelirse bitirmek gerekmez. Tek öğünde çorba ve salata yeterli olabilir. Ana yemeğin yanındaki garnitürleri, havuç gibi diyete uyumlu olanları yemeye dikkat edilmelidir. Şarap biradan iyidir, tatlı yerine meyve yenilebilir. Ara sıcakların çoğunun zararlı olduğu ise unutulmamalıdır. Su iyi bir içecektir. Kırmızı et yerine beyaz et tercih edilmelidir.”
TUZ YERİNE BAHARAT
Hipertansiyon hastalarının tuz tüketimine son derece dikkat etmeleri gerektiğini de vurgulayan Akpolat, yemeklere tuz yerine limon veya baharat eklenmesini önerdi.
Hipertansiyon tedavisinde gıdalarla alınan tuzun azaltılması gerektiğini belirten Akpolat, hipertansiyon tedavisinin başarılı olmasında fazla kiloların verilmesi, alkolün sınırlandırılması, düzenli egzersiz, sigaranın bırakılması gibi yaşam düzeni değişikliklerinin katkısının önemli rolü olduğunun unutulmaması gerektiğini de kaydetti.
ZAMAN