AŞAĞIDAKİ YAZIYA KISA BİR GÖZ GEZDİRDİKTEN SONRA ANKETİ CEVAPLANDIRABİLİRSİNİZ..
İnternet bağımlısı olup olmadığınıza yardımcı olacak birkaç sorudan oluşan çok basit test bir bulacaksınız aşağıda. Kendi durumunu merak edenler hızlıca göz atabilirler.
Şu an üniversitede okuyan öğrenciler doğduklarında ne internet vardı ne de cep telefonu. Bugün artık hayatımızda vazgeçilmez bir yeri olan pek çok şey o kadar yeni ki aslında dünyamızda. Ama onlarsız artık bir yaşam bile hayal edemiyoruz.
Bilgisayar başında geçirilen uzun ve sağlıksız saatlerin 9 binden fazla rahatsızlığa sebep olduğunu biliyor muydunuz? O kadar ki, bu hastalıklardan birçoğu acil servislerde müdahale edilmeyi gerektirecek kadar sorun oluşturan bir hal aldı.
Sabah kalktığında elini yüzünü yıkamak için lavaboya giderken, dönüşte bilgisayar açılıncaya kadar zaman kaybetmemek için bilgisayarın tuşuna basarak lavaboya gidenler...
Annesi “haydi yemek yiyoruz” diye seslendiğinde “tamam, geliyorum anne” dedikten sonra daha uzun saatler bilgisayarın başından kalkmayan çocuklar...
Herhangi bir teknik sorun nedeniyle kısa süreliğine de olsa internete giremeyince kendini huzursuz hisseden ve keyfi kaçan insanlar...
Evet tüm bunlar, şu an yaşadığımız hayatın bir gerçeği olarak karşımızda duruyor.
ABD'de internet bağımlılığını tedavi amacıyla kurulan ilk kurum olan ve ReSTART adını taşıyan merkezin yöneticisi Hilarie Cash, herhangi bir kişide aşağıda sıralanan maddelerden üçü varsa, internet kullanımını araştırma, haberleşme ve bilgilendirme gibi zaruri ihtiyaçları dışında artık suistimal etmeye başladığını, beş veya daha fazlası var ise artık ''bağımlı'' hale geldiğinin kabul edildiğini söylüyor.
Küçük bir test...
İşte bir kişinin internet bağımlısı olup olmadığını anlamaya yarayacak tespitler
- İnternet başında geçirilen sürelerin giderek artması,
- Bu davranışı kontrolde zorlanma,
- İnternet başında iken kendini daha mutlu hissetme,
- Başka bir işle meşgulken interneti özleme,
- Aileyi veya arkadaşları dikkate almama, yanlarındayken bile ihmal etme
- İnternet kullanımına ilişkin olarak başkalarına yalan söyleme,
- İşte veya okulda, farklı amaçlı (oyun, eğlence, gereksiz yazışma gibi) nedenlerle internet kullanımı,
- Davranışlara ilişkin suçluluk veya utanç duyma,
- Uyku zamanlarını değiştirme,
- Kilo değişimi,
- Sırt ağrısı,
- Baş ağrısı,
- Bilek ağrısı
- Ve diğer faaliyetlerden çekilmek, onlara az zaman ayırabilmek.
Yukarıdaki sıralanan alışkanlıklardan üçünün etkisi altında iseniz interneti ihtiyacın dışında kullanarak suistimal ettiğiniz, beş veya fazlası var ise ''bağımlı'' hale geldiğiniz kabul edilmiş oluyor. Takdir ve teşhisi sizlere bırakıyoruz.
Riskli gruplar...
İnternet bağımlılığında en riskli grup üniversite öğrencileri. Son zamanlarda erişkinlerin internet bağımlılığının da risk grubu oluşturmaya başladığı ifade ediliyor. Özellikle içine kapanık, çevredekilerle kolay iletişim kuramayan bireyler için internet tam bir kurtarıcı görevi görüyor. Ancak, internetin aşırı derecede kullanılması, internet bağımlılığıyla sonuçlanabiliyor. İnternet bağımlılığı yetişkinleri kişilik çatışmasına sürüklerken, küçükleri de şiddete karşı duyarsız hale getiriyor.
Kimi internet bağımlıları sanal dünyadaki kimliklerini gerçek yaşamdaki kimliklerine aktaramıyor. Sanal ilişkiler kurmayı alışkanlık haline getiren bireyler, zamanla yalnızlaşıp, sosyal fobi, depresyon gibi bazı ruhsal bozukluklar yaşayabiliyor. Her yaş grubunun kendi gelişim ihtiyacı doğrultusunda internetin belli etkinliklerine bağımlılığı var. Erişkin ve gençlerde daha çoğunlukla chat bağımlılığı, çocuklarda oyun bağımlılığı daha yaygın görülüyor.
Almanya'da World Of Warcraft adlı bilgisayar oyununun müptelası olan Kathrin O. adlı 27 yaşındaki bir annenin, 'oyun yüzünden onlara zaman ayıramayacağı' ve kendisini meşgül edeceği gerekçesiyle iki bebeğini daha doğar doğmaz öldürmesi Almanya’da olay olmuştu. Mahkemede işlediği cinayetleri soğukkanlılıkla anlatan cani anne, çocuk yetiştirmektense bilgisayarda oyun oynamanın daha çok hoşuna gittiğini söylemiş.
İnternetin ölçüsüz kullanımının sosyal hayata etkisi konusunda kapsamlı araştırmamız bitmek üzere. Yeri geldikçe paylaşacağım.
Prof. Dr. Osman ÖZSOY
İnternet bağımlısı olup olmadığınıza yardımcı olacak birkaç sorudan oluşan çok basit test bir bulacaksınız aşağıda. Kendi durumunu merak edenler hızlıca göz atabilirler.
Şu an üniversitede okuyan öğrenciler doğduklarında ne internet vardı ne de cep telefonu. Bugün artık hayatımızda vazgeçilmez bir yeri olan pek çok şey o kadar yeni ki aslında dünyamızda. Ama onlarsız artık bir yaşam bile hayal edemiyoruz.
Bilgisayar başında geçirilen uzun ve sağlıksız saatlerin 9 binden fazla rahatsızlığa sebep olduğunu biliyor muydunuz? O kadar ki, bu hastalıklardan birçoğu acil servislerde müdahale edilmeyi gerektirecek kadar sorun oluşturan bir hal aldı.
Sabah kalktığında elini yüzünü yıkamak için lavaboya giderken, dönüşte bilgisayar açılıncaya kadar zaman kaybetmemek için bilgisayarın tuşuna basarak lavaboya gidenler...
Annesi “haydi yemek yiyoruz” diye seslendiğinde “tamam, geliyorum anne” dedikten sonra daha uzun saatler bilgisayarın başından kalkmayan çocuklar...
Herhangi bir teknik sorun nedeniyle kısa süreliğine de olsa internete giremeyince kendini huzursuz hisseden ve keyfi kaçan insanlar...
Evet tüm bunlar, şu an yaşadığımız hayatın bir gerçeği olarak karşımızda duruyor.
ABD'de internet bağımlılığını tedavi amacıyla kurulan ilk kurum olan ve ReSTART adını taşıyan merkezin yöneticisi Hilarie Cash, herhangi bir kişide aşağıda sıralanan maddelerden üçü varsa, internet kullanımını araştırma, haberleşme ve bilgilendirme gibi zaruri ihtiyaçları dışında artık suistimal etmeye başladığını, beş veya daha fazlası var ise artık ''bağımlı'' hale geldiğinin kabul edildiğini söylüyor.
Küçük bir test...
İşte bir kişinin internet bağımlısı olup olmadığını anlamaya yarayacak tespitler
- İnternet başında geçirilen sürelerin giderek artması,
- Bu davranışı kontrolde zorlanma,
- İnternet başında iken kendini daha mutlu hissetme,
- Başka bir işle meşgulken interneti özleme,
- Aileyi veya arkadaşları dikkate almama, yanlarındayken bile ihmal etme
- İnternet kullanımına ilişkin olarak başkalarına yalan söyleme,
- İşte veya okulda, farklı amaçlı (oyun, eğlence, gereksiz yazışma gibi) nedenlerle internet kullanımı,
- Davranışlara ilişkin suçluluk veya utanç duyma,
- Uyku zamanlarını değiştirme,
- Kilo değişimi,
- Sırt ağrısı,
- Baş ağrısı,
- Bilek ağrısı
- Ve diğer faaliyetlerden çekilmek, onlara az zaman ayırabilmek.
Yukarıdaki sıralanan alışkanlıklardan üçünün etkisi altında iseniz interneti ihtiyacın dışında kullanarak suistimal ettiğiniz, beş veya fazlası var ise ''bağımlı'' hale geldiğiniz kabul edilmiş oluyor. Takdir ve teşhisi sizlere bırakıyoruz.
Riskli gruplar...
İnternet bağımlılığında en riskli grup üniversite öğrencileri. Son zamanlarda erişkinlerin internet bağımlılığının da risk grubu oluşturmaya başladığı ifade ediliyor. Özellikle içine kapanık, çevredekilerle kolay iletişim kuramayan bireyler için internet tam bir kurtarıcı görevi görüyor. Ancak, internetin aşırı derecede kullanılması, internet bağımlılığıyla sonuçlanabiliyor. İnternet bağımlılığı yetişkinleri kişilik çatışmasına sürüklerken, küçükleri de şiddete karşı duyarsız hale getiriyor.
Kimi internet bağımlıları sanal dünyadaki kimliklerini gerçek yaşamdaki kimliklerine aktaramıyor. Sanal ilişkiler kurmayı alışkanlık haline getiren bireyler, zamanla yalnızlaşıp, sosyal fobi, depresyon gibi bazı ruhsal bozukluklar yaşayabiliyor. Her yaş grubunun kendi gelişim ihtiyacı doğrultusunda internetin belli etkinliklerine bağımlılığı var. Erişkin ve gençlerde daha çoğunlukla chat bağımlılığı, çocuklarda oyun bağımlılığı daha yaygın görülüyor.
Almanya'da World Of Warcraft adlı bilgisayar oyununun müptelası olan Kathrin O. adlı 27 yaşındaki bir annenin, 'oyun yüzünden onlara zaman ayıramayacağı' ve kendisini meşgül edeceği gerekçesiyle iki bebeğini daha doğar doğmaz öldürmesi Almanya’da olay olmuştu. Mahkemede işlediği cinayetleri soğukkanlılıkla anlatan cani anne, çocuk yetiştirmektense bilgisayarda oyun oynamanın daha çok hoşuna gittiğini söylemiş.
İnternetin ölçüsüz kullanımının sosyal hayata etkisi konusunda kapsamlı araştırmamız bitmek üzere. Yeri geldikçe paylaşacağım.
Prof. Dr. Osman ÖZSOY