ashli
Bayan Üye
Scary Movie filmlerinin sarışın, komik yıldızı Anna Faris Diktatör filmiyle karşımızda. Komedi filmlerindeki başarısıyla tanıdığımız Faris gerçek hayatta insanlarla dalga geçmikten korktuğunu söyledi…
Hollywood’un en komik kadın oyuncusu kimdir diye sorsanız, yeni jenerasyondan Anna Faris tartışmasız ilk sırayı alır. Scary Movie filmindeki başarısı bile onu bu seviyeye ulaştırmaya yater. Ama son filmi Diktatör’de Sacha Baron Cohen ile beraber rol alınca yerini daha da sağlamlaştırdı. Haftalardır Türkiye’de vizyonda kalan Diktatör filminin sevimli yıldızı Türkiye’de sadece Star gazetesine röportaj veren ünllülerden biri oldu. İşte Faris’in kendi ve filmi hakkında söyledikleri…
Filmdeki rolünüzden bahseder misiniz?
Ben Zoe adında genç bir kadını oynuyorum ve Brooklyn’de sağlıklı gıda ürünleri satan bir dükkân işletiyorum. Dükkân bir kooperatif, vejetaryen ve bir nevi feminist bir eğilim sergiliyor. Mültecilere yardım etme konusunda çok tutkuluyum, Diktatör’e de bu şekilde rastlıyorum. Bir protesto sırasında karşılaşıyoruz ve ben onun bir mülteci olduğunu sanıyorum. Parası, kimliği, hiçbir şeyi olmadığı için ona bir yaşam imkanı sunuyorum ve dükkânımda çalışmasına izin veriyorum.
Yani karakteriniz ona yardım etmeye çalışıyor.
Evet.
Ve bir noktada onun gerçekte kim olduğunu öğreniyor.
Evet, bir noktada (gülüyor) ama çok fazla açığa vuramıyorum.
Filmin tarzından neler bekleyebiliriz? Kurgu belgesel tarzında olan ve oyuncuların halkla etkileşime girdiği Bruno ve Borat’la aynı tarzda mı?
Bu defa herkes oyuncu, normal insanlar yok. Sokaktaki adamın kattığı his bu filmde yok. Ancak büyük sanatsal parçalara sahip büyük bir film olduğunu hissedebiliyorsunuz. Diktatör filmiyle ilgili olarak ilk göze çarpan şey, hayali Wadiya ülkesindeki saraylar. Seksi bakirelerden oluşan bir ordusu, hayvanları ve duvarlarla çevrili binalardan oluşan yerleşim birimleri var. Dolayısıyla film görsel olarak ne kadar büyük ve geniş olduğu hissini yansıtabiliyor. Onun önceki filmlerinden biraz farklı, çılgın bir karakteri canlandırıyor. Bruno ile Borat’ta yaptığı gibi sürekli karakterin içinde kalmasına rağmen bana göre bu film diğer filmlerden ayrılacak.
Sacha’nın karakterin içinde kaldığı zamanlar nasıldı? General gibi davrandığı anlarda onunla etkileşime girmek zorunda kaldınız mı?
Kalanlar oldu ama ben böyle anlarda karakterim onun kim olduğunu bilmiyormuş gibi davrandım, yani hikayeyle aynı paralelde. Ona filmde sanki tanıdığım birisiymiş gibi davrandım. Karakterinin içinde değilken Sacha inanılmaz sevimli biri. Son derece nazik ve saygılı. O, kendisini karısına, çocuklarına ve anne-babasına adamış bir aile erkeği. Böyle olduğunu görmek çok güzel. O, çok başarılı biri, gerçekten çok sevimli bir adam.
Proje başlamadan önce onu tanıyor muydunuz?
Sacha’yla birkaç kez davetlerde karşılaşmıştım ama bunlar çok kısa süreli karşılaşmalardı ve onu tam anlamıyla tanımıyordum. Ama sonra gelip Diktatör için onunla tanışmamı istediler. Tüm proje çok gizliydi ve kimse bu konuda fazla bir şey bilmiyordu. Menajerim beni aradı ve gelip onunla tanışmamı istedi. Korktum, çok gerildim çünkü o çok iyi, o bir deha ve siz elinizden gelenin en iyisini yapmak istiyorsunuz. Sonra onunla tanıştık ve birkaç sahneyi tamamen doğaçlama bir şekilde oynadık. Yönetmen bize esnek senaryolar verdi, biz de onun çevresinde oynamaya başladık. Sanırım yaklaşık üç ay sonra rolü gerçekten aldım. Herhalde iyice incelenmem gerekiyordu (gülüyor). Ve tahmin edebileceğiniz gibi, bunun bir parçası olduğum için çok mutlu oldum.
Bu filmi çekme deneyimi hoşunuza gitti mi?
Gitti. Bu filmle ilgili her şey inanılmazdı. Yaz aylarında New York’ta çekim yaptığımız için lojistikle ilgili meseleler bile inanılmazdı. Sacha da artık gittiği yerlerde çok fazla insan tarafından tanınıyor. İnsanlar ona çıldırıyor. O, sokaktaki adam Bruno ve Borat tipi senaryolar üzerinde çalışmak istese de artık bunu yapabileceğini sanmıyorum.
Diktatör kostümlerini giydiği halde tanındı mı?
Evet, tanındı. Bruno ve Borat’ta yaptığı türden şeyler yapamamak canını sıkıyor olmalı çünkü onları yapmayı seviyor.
Bundan önce onun komedi anlayışına hayran mıydınız? Hiciv anlayışı çok eğlenceli ama kesinlikle sınırları zorluyor...
Evet, büyük bir hayranıydım. Bana göre onun bu kadar harika olmasını sağlayan çok sayıda şeyden biri, ister yabancılar olsun ister karşılıklı oynadığı birileri, diğer insanlarla dalga geçerken kendisiyle de dalga geçmesi. O, son derece ahmak olan bu karakterleri canlandırıyor ve bunu dahiyane bir şekilde yapıyor. Aynı şey Diktatör’de de söz konusu. Tüm karakterler çok gülünç ve biz onların fikirleriyle dalga geçiyoruz. Sanırım bu insanlarla da dalga geçiyoruz. Ama bana göre bundan sıyrılmasının nedeni son derece kusurlu karakterler canlandırıyor olması ve bunu bir perspektife oturtması.
Onun komedi anlayışı korkusuz, değil mi? Borat’taki çıplak sahneyi düşünüyorum da...
Biliyorum. Bunları nasıl yapabildiği hakkında hiçbir fikrim yok. Mesela Oscar’daki şovu. Ben bu tarz şeylerde çok kötüyüm. Film yapım sürecinin ardına saklanma ihtiyacı hissediyorum. Ben bu şekilde insanlarla kafa bulamam çünkü son derece korkutucu. Onun bu tarz şeyleri yapabiliyor olması beni hayrete düşürüyor.
Siz bir komedi oyuncusu ve komedyensiniz, günümüzde çalışan komedyenler ve komedi oyuncuları arasında Sacha Baron Cohen’i nerede görüyorsunuz?
Bence o kendi klasmanında tek. Bana göre tamamen benzersiz bir şey yapıyor. Bana, Ace Ventura dönemlerindeki Jim Carrey’i hatırlatıyor. Sacha yeni bir komedi akımı icat ediyor, bunu izlemek ve bunun bir parçası olmak gerçekten heyecan verici. Bunun bir sürü insanı çıldırttığını düşünüyor muyum? Muhtemelen. Ama aynı zamanda bu özelliğin çok daha fazla insanı güldürdüğünü de düşünüyorum.
Senaryodan yola çıkarak çalıştığınızı söylediniz, peki kendi repliklerinizi ortaya çıkardığınız oldu mu?
Evet, oldu. Gerçi benim karakterim için de, filmdeki diğer karakterler gibi geçerli olan bir durum var. Bizim gücümüz, onun çılgınlığına verdiğimiz reaksiyona bağlı. Bu çok önemli çünkü biz, izleyicilerin nasıl bir reaksiyon vereceğine yönelik bir gösterge görevi görüyoruz. Ona sanki çıldırmış biriymiş gibi bakıyorum, bu yüzden izleyicilerin ‘Aman Tanrım, adamın az önce söylediği şey ne kadar çılgınca’ diye düşünmeleri uygun oluyor. Ortada böyle bir unsur var. Ama evet, doğaçlamayla istediğim yere gitmeme izin verdiler. Her alanda özgürlük vardı. Benimle bağlantılı olmasa da bazen dahiyane anlar yaşandı (gülüyor) ama ‘Bu, filmde pek iş yapmaz’ diye düşündüren bir sürü an da vardı.
Çekimde olduğunuz anlar eğlenceli mi oluyor? Gülmemek sizin işinizin bir parçası...
Scary Movie’lerde ve diğer filmlerde çalıştığım yıllar içinde anın içinde kalmak ve dağılmamak konusunda çok iyi bir seviyeye geldim. Bana göre bunun nedeni, kendimi fiziksel olarak anın bir parçası gibi hissetmem. İsteyeceğiniz son şey, gerçekten iyi giden bir çekimi berbat etmek. Ama gülmemek için yanağımı ısırmak zorunda kaldığım anlar oldu.
Film yapmak çok ciddi bir iş olabiliyor, hatta bir komedi filmi yaparken bile. Setteki atmosfer nasıldı?
Bence haklısınız. Bir sürü insan, komedi filmi yaparken bütün gün durmadan güldüğümüzü sanıyor. Böyle olduğu günler de oluyor ama çoğu zaman doğru çekimi yapmaya konsantre oluyorsunuz. Ayrıca bizim bir sürü karmaşık sahnemiz vardı. Bilirsiniz işte, hayvanlar, çılgın sahne donanımları ya da akrobatik hareketler, bunlar son derece karmaşıktı. Tüm bunları doğru bir şekilde yapmak belli bir düzen gerektiriyor, bu yüzden herkes çok yoğun bir şekilde konsantre oluyordu. Çok fazla muziplik ya da benim fark ettiğim bu tarz şeyler yoktu. Ama bundan kaçmış da olabilirim (gülüyor). Sacha’nın, asistanına ya da bazı yazarlara yaptığı şeyleri duydum, kız olduğum için mi rahat bırakıldım bilmiyorum. Ama aynı zamanda her şey son derece spontane gelişiyordu. Ortaya atılan bir sürü fikir vardı ve genel olarak bir kaos hissi hakimdi. Sanırım bunu kaos olarak adlandırabiliriz (gülüyor)!
Sizin için unutulmaz olan belli bir sahne var mı?
İşlerin biraz romantikleştiği bir sahnemiz var ama bu sahne hakkında fazla bir şey söyleyebileceğimi sanmıyorum (gülüyor). Ancak filmi izlediğinizde neyden bahsettiğimi anlayacaksınız. Ve bu sahne kesinlikle başlı başına bir maceraydı! (gülüyor). Gerçekten öyleydi.
Megan Fox’un küçük bir rolde olduğunu gördüm. Sizin diğer oyuncularla sahneleriniz var mı, yoksa sadece Sacha’yla mı?
Sağlıklı gıda ürünleri satan dükkânda ortaklaşa çalışan birkaç kişi var ama çoğu sahne benimle Sacha arasında geçiyor. Sör Ben Kingsley’le aynı sahnede bulunduğumuz birçok an var, birbirimizle etkileşime girmememize rağmen az da olsa onu tanımak heyecan vericiydi. Onunla tanışmak bir onurdu. Sör Ben, kendi bölümünü çok düzgün oynuyor ve sahnesi gerçekten çok komik. Her anında çok samimi biri ve bu samimiyet, bu tür bir komedide çok işe yarıyor, dolayısıyla ortaya çıkan şey harika.
Farklı sahnelerin çeşitli versiyonlarını yaptığınız için filmin son hali sizin için sürpriz olacak. Görmek için sabırsızlanıyor olmalısınız.
Çok sabırsızlanıyorum ama aynı zamanda da korkuyorum. Kendimi izlerken zor anlar yaşıyorum.
kaynak : cinedergi.com