Kur’an-ı Kerîm, kendi ifadesiyle insanları irşad ve onlara yolu göstermek için inmiştir; Allah tarafından gönderilmiştir. Bu yönüyle Müslümanlar Kur’an-ı Kerîm’i hem ibadet, hem de hayat rehberi olarak kabul etmişlerdir.
- İnsanlara baktım ki, her birisinin bir sevdiği var. O sevdiği ile hayatını sürdürüp gidiyor. Ölümü hiç aklına getirmiyor. Fakat kabre varınca sevdiğinden ayrılıyor. Hz. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmuşlardır: “Ölüyü kabre kadar üç şey takip eder; ikisi geriye döner biri kalır. Yakınları ve malı döner, ameli ile baş başa kalır."
- İnsanlara baktım. Gördüm ki devamlı dünya için çalışıp çırpınıyorlar.
Ne kazanırlarsa onu biriktiriyorlar. Oysa ki Cenab-ı Hak: “Sizin yanınızdaki dünya nimetleri tükenir, Allah katındaki rahmet hazinesi ise bakidir, kalıcıdır” buyurmaktadır.
- İnsanlara baktım, üstünlüğü soyda, sopta, zenginlikte, makam ve mevkide zannediyorlar. Mal ve şöhret sebebiyle birbirlerine haset ve buğz ediyorlar. Birbirlerine düşmanlık ve kötülük etmekte sanki yarışıyorlar.
- Baktım ki bütün insanlar dünyevi ihtiyaçları için çalışıyorlar. Bunun için nefislerini dahi zillete düşürüyorlar, hatta haram ve şüpheli şeylere bile giriyorlar.
Gördüm ki insanların kimi malına, kimi mülküne, kimi sanatına kimi gençliğine güvenip dayanıyor. Böylece bütün insanlar mahlûkata güvenmiş oluyorlar. Oysa Cenab-ı Hakkın: “Kim Allah’a güvenip dayanırsa Allah ona kâfidir." ayetine bakıp yalnız Allah’a güvenip O’na dayanmalıdır insan.
“Allah’ım! Bana hayırlı ve uzun ömür ver, gönlümü muhabbet ve sürurla doldur” diye dua etmelidir her insan.
- İnsanlara baktım ki, her birisinin bir sevdiği var. O sevdiği ile hayatını sürdürüp gidiyor. Ölümü hiç aklına getirmiyor. Fakat kabre varınca sevdiğinden ayrılıyor. Hz. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmuşlardır: “Ölüyü kabre kadar üç şey takip eder; ikisi geriye döner biri kalır. Yakınları ve malı döner, ameli ile baş başa kalır."
- İnsanlara baktım. Gördüm ki devamlı dünya için çalışıp çırpınıyorlar.
Ne kazanırlarsa onu biriktiriyorlar. Oysa ki Cenab-ı Hak: “Sizin yanınızdaki dünya nimetleri tükenir, Allah katındaki rahmet hazinesi ise bakidir, kalıcıdır” buyurmaktadır.
- İnsanlara baktım, üstünlüğü soyda, sopta, zenginlikte, makam ve mevkide zannediyorlar. Mal ve şöhret sebebiyle birbirlerine haset ve buğz ediyorlar. Birbirlerine düşmanlık ve kötülük etmekte sanki yarışıyorlar.
- Baktım ki bütün insanlar dünyevi ihtiyaçları için çalışıyorlar. Bunun için nefislerini dahi zillete düşürüyorlar, hatta haram ve şüpheli şeylere bile giriyorlar.
Gördüm ki insanların kimi malına, kimi mülküne, kimi sanatına kimi gençliğine güvenip dayanıyor. Böylece bütün insanlar mahlûkata güvenmiş oluyorlar. Oysa Cenab-ı Hakkın: “Kim Allah’a güvenip dayanırsa Allah ona kâfidir." ayetine bakıp yalnız Allah’a güvenip O’na dayanmalıdır insan.
“Allah’ım! Bana hayırlı ve uzun ömür ver, gönlümü muhabbet ve sürurla doldur” diye dua etmelidir her insan.