İnsanlar Arasında - Bölüm 1 Ben Yem Değilim

Lilith

Daughter of the Void
Admin
BEN YEM DEĞİLİM​

“ Hey, Katherina! “ Genç kız okyanus mavisi gözlerini ismini duymanın verdiği heyecanla arkasına doğru çevirdi. Nathaniel’dan gelmesini ummasına rağmen, çağrının Daniel’den gelmesi hayallerini suya düşürmüş ve suratını asmasına neden olmuştu. “ Sen miydin? “ İstemsizce ağzında mırıldandığı şeyi Daniel’in duymamasını umsa da arkadaşının kulakları yaklaşık bir yüz yıl önce öldüğünden beri normal bir insanınkinden oldukça iyi duyuyordu. “ Tanrı aşkına! Kimi bekliyordun, evde senden ve benden başkası mı var Katherina! “ Söyleniyor… söyleniyor… her zamanki gibi. Aklından geçirdiklerini artık geçirmemesini ve onunla iletişime geçmesini istercesine sarsıyordu onu arkadaşı. Katherina ayağa kalktı, komidinin üzerindeki bir bardak vişne suyunu boğazından aşağıya gitmesi için kafasına dikmeden önce, can alıcı cümlesini kurdu;

“ Ne bekliyorsun benden? Hayata bir deşici olarak devam etmemi mi? Ben onu özlüyorum, onun beni lanetlediğini söylemekten vazgeç. Ben, onu, bekliyorum. “

Flashback, Bundan 7yıl önce.

Grimaldi Lisesi’ndeki en özel öğrencilerin toplandığı sınıfın kapısı, okulun lüksüne yakışmayan bir biçimde gıcırdayarak açıldı. Katherina her tenefüs öncesi duyduğu bu gıcırtıyı bu kez neden aptal bir sözlü esnasında duyduğunu anlayamamanın merakıyla gözlerini kapıya doğrulturken, öğretmen ayağa kalkıp ona doğru yaklaşan müdürün kulağına fısıldayacaklarını dinlemeye hazırlanıyordu. Müdür yalnız değildi. Yanında 17’li yaşlarında olduğu yüz hatlarından bile belli olan bir çocuk vardı. Oysaki genç kız onun kaslarını gördüğünde kesinlikle ondan büyük olduğunu düşünmüştü. Ama ondan büyükse, bu gibi bir ergen sınıfında ne işi olurdu? Mr. Loteaux sınıftan çıkarken Tarih öğretmeni aslında asılmış olan suratını yalancı bir tebessümle doldurarak sınıftaki öğrencilere sesleniyordu; “ Anlaşıldığı gibi arkadaşımız dönemin ortasında okul değiştirmiş. “ Sınıftaki kahkahalara katılmayan tek kişi Katherina ve onunla aynı hizada oturan diğer üç öğrenciydi. Katherina ve diğerler üç öğrenci birbirlerine bakarken yakın arkadaşlarından biri aptalca bir davranışla “ Neden geldin? “ diye sorma zahmetine girişmişti. Katherina geri kalan konuşmaları dinlemek istese de pencereye çarpan kuş ile yerinden zıplamış ve sınıftaki herkesin dönüp ona bakmasını sağlamıştı. Bu hep olurdu, pencereye bir kuş ya da başka bir şey çarpar, herkes genç kızın baktığı yöne bakar ama bir şey göremezlerdi. Genç Kız bir süre sonra olanları başkalarına anlatmaktan vazgeçmişti. Çünkü penceresine çarpanları yalnızca o görüyordu ve başka kimse görmediğine göre bunları kafasında yarattığından emindi. Sınıf ‘ gene mi? ‘ dercesine dönüp yeni kurbanları olan uzun boylu, sarışın ve oldukça renkli gözleri olan çocuğa dönmüştü. Genç Çocuk tamda Katherina’ın arkasına oturduğunda öğretmen sanki ders işlemek istemiyormuşçasına kendisinden beklenmeyen bir hareketle yeni öğrenciden kendisini tanıtmasını istemişti. Bu beklide Katherina’ın ve diğer herkesin hayatında stabil olan tek şeydi. Yeni bulunduğu ortamda kendini tanıtmak zorunda bırakılmak. Genç Çocuk ayağa sakince kalkıp kendini tanıttığında Katherina’ın dinlediği uzun konuşmadan anladığı tek şey sarışın çocuğun isminin Nathaniel olduğu ve onun Grimaldi Kasabasına New York gibi büyük ve görkemli bir şehirden geldiğiydi. Katherina New York adını duyduğu an kendinden beklemediği bir hızla arkasını dönmüş ve çocuğun zümrüt yeşili gözlerine kendi gözlerini dikmiş, sorgularcasına bakmıştı. Genç Kız başını sağa sola olumsuzca sallayıp aynı hızla önüne döndüğünde yaklaşık bin yaşına gelmiş bir vampiri etkilediğini nereden bilebilirdi ki?

Now, Günümüzde.

Ben yalnızca mutlu bir insan ömrü geçirmek istiyordum. Evet, muhtemelen genç kızın aklında son yedi yılda kurduğu en sakin cümle buydu. Bunu düşünürken gözleri kan çanağına dönmüş ve altında morluklar oluşmuş olsa da genç kız insan kelimesini oldukça özlüyordu. Öyle hissedebilmeyi, sadece ekmek ve suya muhtaç olabilmeyi. Her zaman 17 yaşında kalmıştı, yedi yıldır doğum günü kutlamamıştı ve yedi yıldır o çok sevdiği çikolatalı dondurmayı tatmak için malikânesinden dışarıya adımını da atmamıştı. Ve tam yedi yıl sonra onu dışarıya çıkartmayı başaran şey, Daniel ve Caleb’dı. Düşüncelerinin dağılmasına da, paldır küldür içeriye dalan Steven’in oldukça etkisi oluyordu. “ Yeter artık Katherina! Artık dışarı çıkıyorsun ve Lise son sınıfımızı okuyacağımız güzel bir okul buluyoruz sana! “ Duyduklarının şokunu atlatamıyordu. Steven, muhtemelen ev arkadaşı olan genç kıza göre oldukça saçma bir cümle kurmuştu. “ Lise son sınıf mı? 7 yıl önce lise son sınıfa geçmem ve o lanet diplomayı o zaman almam gerekiyordu. Şimdi buna ihtiyacım yok Steven! “ Sesi kesinlikle insan kalbinden eksik büyük malikânede yankılanarak yayılmıştı. Katherina uzun zamandır net bir şekilde duymadığı sesini duyarken, sanki kalbi heyecanla atıyormuş gibi hissediyordu. Duygularını hissediyordu… Ama kesinlikle mutlu değildi. O henüz mutlu değildi. Steven’in omzuna dokunup onu kendine çeken sıcak ellerini hissetti bir an için. “ Geçti artık. “ Arkadaşı ona her şey geçti artık diyordu. Oldukça umut vaat eden ve huzur dolu bir sesle. Katherina duyduğu kelimelerin verdiği vaatleri boş bulurcasına malikâneden dışarıya attı adımlarını. Kurduğu cümlenin arkasında bıraktığı üç erkeğin suratında koca bir gülümseme yarattığını umuyordu. Aslında öyle de olmuştu. Endişeli surat hatları kısa sürede kahkahalarla birleşmişti. O vampirdi üç gençte bunu biliyordu. Ancak karşılarında duran sarışın kız onlara onun bir dişi olduğunu hatırlatmayı ihmal etmeyecekti. Her şey yeni başlıyordu, yeniden.

“ Üzerimdeki kıyafetler yedi yıl öncesinin modasına ait. Biraz alışveriş yapmam gerek. “

…


“ Tanrı aşkına bunun bedeni 40! Ben 36 giyiyorum, benimle dalga mı geçiyorsunuz? “
“ Üzgünüm sanırım bir yanl-… “
“ Tamam bunu almıyorum, diğerlerini ödeyeceğim. “

Elinde yaklaşık dört-beş kırmızı alışveriş poşediyle mağazadan çıktığında içinde bulunduğu kasaba’nın modasının güzel yönde değiştiğini görmüştü. Yüzünde biraz para harcamış ve formuna dönmüş olmanın umuduyla kasabanın sokaklarında ağır ağır ilerleyip vitrinlere çarparken oldukça iri cüsseli yirmili yaşlarındaki bir gencin göğsüne çarpmış ve kendisini yerde bulmuştu. Gencin suratına hiç bakmadan ağzına gelen küfürleri savurmuş ve onu bir dahaki sefere önüne bakarak yürümesi için uyarmıştı. Kendisi önüne bakmıyordu bunu kabul etmişti ancak ya o? O önüne baktığı hâlde bir genç kıza çarpma kabalığını göstermemiş olmalıydı. Genç Kız yere saçılan poşetlerini toparken yoldan tarafa uçmuş olan büyük poşedini fark etti. Gelen arabaya aldırmadan hızla gidip poşedini almış ve kaba adamın olduğu yöne dönmüştü. O sırada adamın “ Üzgünüm. “ sesiyle irkildi ve arkasına döndü. Tıpkı Nathaniel’ın gözlerine sahipti. Yemyeşil gözleri vardı resmen! Ancak görmediği bir yeşillikte parıldıyorlardı, onunkilerden daha yeşil olduğunu fark etmesi çokta uzun sürmemişti. Genç Kız adamın gözlerine bakarken onun takım elbiseli olduğunu fark etti. Neden sportif giyinmiyordu? Bir iş adamına benzemiyordu, sağ elinde siyah büyük bir para ya da proje çantasıyla gezmiyordu. “ Önemli değil. “ Ağzından istemsizce çıkmasına rağmen genç adamndan aldığı cevapla yerine çivilendiğini hissetmişti. “ Ben önemli olduğundan eminim. Çünkü hayatımda duymadığım küfürler işittim genç bayan. “ Katherina bembeyaz yüzüne çekilen kanları hissedebiliyordu. Yedi yıldır olmayan şeyleri bugün yaşamıştı, alışveriş yapmış, kahkaha atmış, en sevdiği çikolatalı dondurmadan yemişti ve şimdi yanakları kızarıyordu. “ Eskisi gibi. “ diye söylendi kendi kendine. Genç Adam “ Ne eskisi gibi? “ diye sorduğunda yanaklarının artık al al olduğunu hissediyordu. “ Özür dilerim, eskiden de ani tepkiler verirdim bu huyumu bıraktığımı sanıyordum demek istemiştim. Kusuruma bakmayın. “ Gerçekten mi? Ona çarpan bir adama yalvarmayacaktı. Arkasını dönüp giderken dışarıya masalarını özenle dizmiş bir kafenin önünde durdu. Gerçekten güzel duruyordu. Yola yakın olan masalardan birine geçerek poşetlerini geriye kalan iki sandalyeden birine koymuştu ki o sırada karşısındaki boş sandalyenin az önce çarptığı yakışıklı ve bir o kadarda dikkatsiz adam tarafından doldurulduğunu fark etti. “ Hey… ne yapıyorsunuz? “ Sesini biraz yükseltmişti ancak yedi yıl önceki gibi kimse ona dönüp bakmamıştı. Grimaldililer fevri davranışlara artık uyum sağlamış olmalıydı. Genç Adam ceketinin iç cebinden çıkarttığı kâğıda numarasını yazarak kızın önüne bırakmıştı. Genç Kız adamın uzattığı kâğıdı alırken onu avuçlarının içinde buruşturdu ve adama döndü. “ Tekrarlıyorum, ne halt yediğini zannediyorsun? “ Adamın çarpık gülümsemesi ve ardından gelen asık suratı Katherina’ı ne kadar etkilese de içinde aynı zamanda adamın kafasını kopartma isteği beliriyordu. Genç Adam “ Sadece size çarptığım için üzgünüm ve eğer izin verirseniz bu akşam sizi yemeğe çıkartarak kabalığımı telafi etmek istiyorum genç bayan. “ Katherina okyanus mavisi gözlerinin alev alev yanarak kırmızıya dönüşmemesini umut ederek kendisini sakin tutmaya çalışıyordu. Önce bir adamla çarpışmış ardından dağılan alışveriş poşetlerini almış hoş bir kafeye oturmuştu ve beş dakika önce çarptığı o dikkatsiz adam şimdi onun hayatına girmek istiyor gibiydi. Genç Kız masadan kalkarken aslında söylemeyeceği bir şey söyleyerek kafeyi terk etmişti. Ah tabii, alışveriş poşetlerini almayı ihmal etmemişti. Sonuçta bir milyardan fazla para harcamıştı ve ev arkadaşlarına bunların hesabını vermesi gerekecekti.

“ Bu akşam yedide adresimi mesaj atarım o zaman. İyi günler, bay dikkatsiz. “

Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını, eskisinden fiziken daha güçlü olduğunu fark ediyordu. Akşam olduğunda ve yediye beş kala cep telefonunu ve buruşturduğu çizgili küçük kâğıdı eline aldığında insanlara karşı duygularını saklaması gerektiğini hissediyordu. Sırf bu yüzden, yıkılmamak için tekrar, elindeki telefonu da kâğıdı da aynalı makyaj masasının üzerine bırakarak evden çıktı. Arkasından gelen Daniel’in bağırışlarını duyabiliyordu. “ Ah küçük cadı. Evden bir kere çıktı şimdi girmek bilmiyor! “ Katherina anlamsızca Daniel’in bağırışlarını kulaklarında hissettiğinde gülmeye başlamıştı. Daha çok uzaklaşmadığından kahkahalarını Daniel’de evin kapısından duyabiliyordu. Genç Kızın yanına gelerek altın gibi parıldayarak değerini belli eden saçlarını okşarken tehdit vari bir şekilde “ Seni öldürmemi mi istiyorsun? “ dediğinde Katherina kahkahalarını boğazında bırakmış yüz yıldır dünyada fink atan arkadaşına dönüp sahi mi dercesine masum masum bakmıştı. “ O okyanus mavisi gözlere sahip birini öldüremez Katherina, korkma. “ Katherina arkasını dönüp Caleb’a bakarken onun gri tonlu gözlerinde hiç görmediği bir şey görmüştü. Alay. Oldukça mutlu görünen arkadaşını en son böyle gördüğünde arkadaşının terk edilmiş olduğunu hatırladı genç kız. Soğukkanlılığını korumak istese de yüzünde oluşan hafif ama içten gülümsemeye hâkim olamadı. “ Haklısın, o bana kıyamaz, sende kıyamazsın, “ O sırada genç kızın sözü, kan bağıyla ona bağlı olan kardeşi Caleb tarafından bölündü “ Bende kıyamam! “

…

Katherina, Steven, Caleb ve Daniel kahkahalarla dolu bir akşam geçirirken oturdukları kafenin onlara hizmet eden garsonuna iyi bir bahşiş bırakıp çıkmışlardı. Katherina her ne kadar kendisi mutlu olamasa da, başkalarını mutlu görmek hoşuna gidiyordu. Daniel’ın aksine mutsuz olduğunda insanların kanını içen bir kan emiciye dönüşememişti bir türlü. Steven her zaman Caleb ve Daniel’in insan kanını direk damarlarından daha sık içmeleri gerektiğini söyleseler de Caleb bir doktor olarak bulunduğu hastahene de ki kan torbalarını daha cazip buluyordu. Katherina’ın ise dışarıya çıkıp avlanmak için şimdiye dek hiç cesareti olmamıştı, ya da bir insanın boynuna ya da bileğine saldırmak için. O sırada bugün alışverişten çıkarken çarpıştığı adamı anımsadı. Steven onun düşünceli bakışlarını görmüş olacak ki Daniel ve Caleb’a eliyle Katherina’ı işaret edip ortamdaki gitar sesini ve koyu sohbeti durdurmuştu. Katherina adamın yeşil gözlerini, ukalalığını düşünürken bir anda kendisine bakan üç genç meraklı göze döndü. “ Ne? “ Üçü birden Katherina’dan çıkan soruya kahkahayla cevap vermişlerdi. Caleb ve Steven’ın gözlerinde şaşkınlık ve mutluluk görüyordu. Daniel da ise oldukça anlamsız ama meraklı bakışlar vardı. Uzun süren ancak fiziğinin hiç değişmediği ömründe Katherina bir tek Daniel’ın ne düşündüğünü anlayamamıştı. “ Tanrım! Katherina! Uzun zamandır yapmadığın şeyi yapıyorsun, gülümsüyorsun ve düşünüyorsun. “ O sırada Katherina yerin dibine girdiğini hissetti. Caleb onu oldukça şaşırtmıştı söyledikleriyle. Elleri yanağına gittiğinde bugün ikinci defa yanaklarının al al olduğunu hissetti. “ Yanakları mı kızardı onun? “ Evet olmuştu, birisi ikinci defa onun utandığını fark etmişti. Üstelik bu Daniel’di. “ Tanrım.. Gene mi? “ O sırada genç kız sesli düşündüğünü fark etti. Caleb ağzındaki birayı Steven’ın neredeyse üzerine püskürtmüştü. Kız kardeşinin gene sözcüğünü kullanmasından tek anladığı onun yanaklarının bu gün ikinci defa kızarmış olmasıydı. “ Katherina Montgomery! Bize anlatmadığın şeyler mi var? “ Katherina bir yudum alıp rahatlamayı umduğu birasını ağzına götürürken duyduklarıyla olduğu şekilde kaldı. Sesli düşünmüştü ancak duymadıklarını umuyordu. Gene de kim inanırdı ki üç vampirin söylediği şeyi sırf fısıldadığı için duymayacağına? Genç Kız ayağa kalkıp gitme isteğine engel olmaya çalıştı. Yıllar önce hiçbir şekilde kaçmamıştı ve şimdi de kaçmayacaktı. Olanları bir bir anlatırken Daniel’ın gözlerindeki endişeyi fark etmemişti. Peki ama o, neden endişeliydi? “ O adamla bir daha görüşmeyeceksin. “ Steven ve Caleb bu konuda sessiz kalıp genç kızı dinlerken, genç adam kız cümlesini bitirdiği an sesine ve içinde tuttuklarına hâkim olamayarak patlamıştı. Neden onunla görüşmeyecekti ki? “ Zaten onu aramadım, numarayı evde bıraktım Daniel. “ Söyledikleri doğruydu ancak, bu o genç adamı hiç aramayacağı anlamına gelmiyordu. Katherina ona hesap vermenin verdiği sinir bozukluğuyla boğuşurken Caleb lafa girişmişti. “ O bir avcı olabilir Katherina. Senin kalbinin artık atmadığını anlamış olabilir ve bir gün evimize gelmek isteyebilir. Biliyorsun, Steven’ın başına gelmişti. Avcılar diğerlerinin de yerini bulmak için her zaman gönül oyunları çevirirler. “ Genç Vampir, o an beyninden vurulmuşa dönmüştü. Elindeki bira şişesini kırmıştı ve bunu ancak cam kırıkları eline battığında fark edebilmişti. “ Siz, ahmaklar! Beni yedi yıl sonra evden çıktığında hemen aşık olup yakışıklı bir erkeğin ağına takılacak kadar kolay bir yem olarak mı görüyorsunuz? Ben Steven değilim. Ben siz değilim! “ Steven ağzı açık bir şekilde yakın arkadaşını izlerken, Caleb duyduklarının şokunu atlatmak istiyordu. O sırada Daniel kimsenin beklemediği bir şekilde kalkıp gittiğinde Katherina arkasına bile bakmadan hızla oradan gitmişti. Adeta, kaybolmuştu. Kendini kasabanın merkezindeki parkta bulmuştu. Kesinlikle o diğer üç kafadarla beraber yaşamayacaktı. Tüm ümidi bu lanet kasaba olmuştu artık, bir ev bulmak ve o evde yalnız başına yaşamak istiyordu. Kim bilir eğer o diğer üç kafadardan birisi ya da hepsi bir gün akıllandığında ve Katherina’ın artık kolay lokma olmadığını idrak ettiklerinde onlarla tekrar kalabilirdi. Ya da hayır kalmazdı, artık o bir yetişkindi. Kimse bilmese de öyleydi. Bankta gökyüzündeki yıldızlara bakarak otururken yanına oturan genç adamın kibar ve aksanlı sesiyle irkildi genç kız.

“ Beni aramadın. Oysa dört saat önce araman gerekirdi küçük hanım. “

Bölüm Sonu Notları:
Yayımlamaya cesaret ettiğim ve yazdığım ilk hikayemdir, lütfen olumlu olumsuz yorumlarınızı esirgemeyin.
Devamı gelecek.​
 
---> İnsanlar Arasında - Bölüm 1 Ben yem değilim

Abi sarışın bi kız var şimdi mavi gözlü böyle, 7 yıldır evden çıkmamış, vampirin teki bunu vampir yapmış terk etmiş o zamandan beri eve kapalı. Bunun ev arkadaşı var 3 tane biri abisi diğer ikisi ortak arkadaşları. Biri Steven biri Daniel. Daniel bizim kızdan hoşlanıyor, söylemiyor, adam taş kalplinin teki zaten neden söylesin dimi? ondan sonr-... nasıl ÖZET GEÇEBİLİRİM O KADAR YAZMIŞAM. xD
 
---> İnsanlar Arasında - Bölüm 1 Ben yem değilim

Roman okuyor gibi okudum xD gayette sürükleyiiici.
Devamını beklemekteyim xD
 
---> İnsanlar Arasında - Bölüm 1 Ben yem değilim

Sen hayatımda tanıdığım en süper insansın. Cennetliksin şu dakikadan sonra. xD
İkinci bölümü yayımlıyorum hemen. :eda: Çoook çok teşekkür ederim.
 
---> İnsanlar Arasında - Bölüm 1 Ben Yem Değilim

Bu hikayenin adi hayalimdeki evim degilmiydi? Cok merak ettim bak simdi.. :)
 
---> İnsanlar Arasında - Bölüm 1 Ben Yem Değilim

Ablam hikayenin adı başta yazan İnsanlar Arasında Bölüm numarasından sonra gelen Bölümün ismi. Her bölümün konusuna göre adı var. Hayallerimdeki Ev ikinci bölümün ismiydi. :Ü
 
---> İnsanlar Arasında - Bölüm 1 Ben Yem Değilim

Ablam hikayenin adı başta yazan İnsanlar Arasında Bölüm numarasından sonra gelen Bölümün ismi. Her bölümün konusuna göre adı var. Hayallerimdeki Ev ikinci bölümün ismiydi. :Ü

Hee :) sen yaza koy ben okucam hepsini :) heyecanliya benziyor
 
---> İnsanlar Arasında - Bölüm 1 Ben Yem Değilim

Tamam. xD İlk üç bölüm hazır zaten yayımladım, diğer bölümü yazıyorum şuan. Gözümde kızarıklık olmuş biraz korktum ondan yavaşladım. xD
 
---> İnsanlar Arasında - Bölüm 1 Ben Yem Değilim

1. Bolumu okudum. Ilk yaziyorsan eger ilk yazmana gore gayet iyi. Yabanci kitaplarin cevirilerini okidigindan daha kokay olsun diye yabanci isimler kullanmistin. Ama bazi cumleler hic yabancilarin kullandigi cumelelre benzemiyordu. Tam turk tabirleri vardi.

Guzel olmus. Ben fazla kitap okumam hatra hic okumuyorum. O yuzden biraz kavramam zor oldu. :) demekki cok cok kitap okumam gerek yoksa bu genc yasta okudugum kitaplari hic ayamayacagim.

2. Ve 3. Bolumlerinide okuyacagim.

+100 hatta 1000 repi hakkettin. Ama maalesef repim kadar rep verebilirim. Kolay gelsin canim.
 
---> İnsanlar Arasında - Bölüm 1 Ben Yem Değilim

Çok çok teşekkür ederim okuduğun için, diğer bölümleri okuduğunda onlara da yorumunu isterim.
Yabancıların kurduğu cümleler aslında. Pek farkları yok bizden, bilmiyorum. xD
Tekrar çok teşekkür ederim, çok sevindim çünkü yorumuna. :eda:
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst