meridyen2
Kayıtlı Üye
İNSANIN YARATILIŞINDAKİ UYUM
Kıyafetleriniz derinizle sürekli temas halindedir. İlk giydiğiniz anda giysilerinizin cildinizdeki temasını hissedersiniz, ancak kısa bir süre sonra bu his kaybolur. Çünkü derinizdeki alıcılar belirli bir süre sonra beyninize sinyal göndermeyi durdururlar. Bu harika sistem olmasaydı; giyinmek gibi sıradan bir olay dahi rahatsız edici bir hal alırdı. Ayrıca kıyafetlerin dikkatinizi dağıtması nedeniyle, diğer sinyalleri anlayamazdınız. Kısacası, hayatınız çok zorlaşır, hiçbir şey yapamaz hale gelirdiniz. Koku alma duyusu için de benzer bir durum söz konusudur.
Yemek kokularının yoğun olduğu bir lokantaya girdiğinizde, bu kokuları hemen algılarsınız. Aradan kısa bir süre geçtikten sonra ise ortamdaki yemek kokularını fark etmez olursunuz. Oysa koku miktarında herhangi bir azalma olmamıştır. Ancak siz lokantadaki kokuya alışmışsınızdır. Bir değişiklik olmamasına rağmen kokuya karşı duyarlılığın değişmesine neden olan, adaptasyon denilen özel bir mekanizmanın devreye girmesidir. Bu mekanizmanın ne kadar önemli olduğunu şöyle ifade edebiliriz: Yoğun kokuların bulunduğu bir ortamda çalışanları, örneğin, sözü edilen lokantanın mutfağındaki ahçıları ele alalım. Eğer ahçıların ortamın kokusuna karşı duyarlılığı azalmasaydı; böyle bir durum oldukça rahatsızlık verici olurdu. Aynı zamanda sürekli olarak meşgul durumdaki koku alıcıları mutfaktaki bir tehlikeyi, mesela yanık kokusunu hissetmeyebilirdi. Bu alandaki araştırmalarıyla tanınan Frank Zufall, koku adaptasyonunun kompleks mekanizmalar içerdiğini belirtmektedir. Öyle ki moleküler düzeydeki karmaşık işlemlerin detayları henüz çözülememiştir. Koku alıcı hücrelerde en az üç farklı adaptasyon mekanizması olduğu düşünülmektedir. Ek olarak, beyinde de duyu organlarından gelen bilgileri gözden geçiren, ileten veya durduran merkezler olduğu kabul edilmektedir. Peki karbon, azot, oksijen gibi atomlardan oluşmuş koku alma ve bunları algılayan beyin hücreleri, detayları hala anlaşılamayan bu kompleks sistemi nasıl meydana getirmiş ve geliştirmiş olabilirler? Şuursuz hücreler hangi bilginin işleme konulacağına, hangisinin konulmayacağına nasıl karar verebilirler? Bu hücreler ne zaman devreye girmeleri, ne zaman devre dışı kalmaları gerektiğini nasıl bilebilirler? Sizin kontrolünüz dışında, sizin için en doğrusunu nasıl yapabilirler? (Harun Yahya, Koku ve Tat Mucizesi)
Soruların cevabı inanan insanlar için oldukça açıktır. Tüm bunlar, Allahın üstün aklının muhteşem bir uyum içinde yaratmasının delilleridir.
(makale harun yahya)
Kıyafetleriniz derinizle sürekli temas halindedir. İlk giydiğiniz anda giysilerinizin cildinizdeki temasını hissedersiniz, ancak kısa bir süre sonra bu his kaybolur. Çünkü derinizdeki alıcılar belirli bir süre sonra beyninize sinyal göndermeyi durdururlar. Bu harika sistem olmasaydı; giyinmek gibi sıradan bir olay dahi rahatsız edici bir hal alırdı. Ayrıca kıyafetlerin dikkatinizi dağıtması nedeniyle, diğer sinyalleri anlayamazdınız. Kısacası, hayatınız çok zorlaşır, hiçbir şey yapamaz hale gelirdiniz. Koku alma duyusu için de benzer bir durum söz konusudur.
Yemek kokularının yoğun olduğu bir lokantaya girdiğinizde, bu kokuları hemen algılarsınız. Aradan kısa bir süre geçtikten sonra ise ortamdaki yemek kokularını fark etmez olursunuz. Oysa koku miktarında herhangi bir azalma olmamıştır. Ancak siz lokantadaki kokuya alışmışsınızdır. Bir değişiklik olmamasına rağmen kokuya karşı duyarlılığın değişmesine neden olan, adaptasyon denilen özel bir mekanizmanın devreye girmesidir. Bu mekanizmanın ne kadar önemli olduğunu şöyle ifade edebiliriz: Yoğun kokuların bulunduğu bir ortamda çalışanları, örneğin, sözü edilen lokantanın mutfağındaki ahçıları ele alalım. Eğer ahçıların ortamın kokusuna karşı duyarlılığı azalmasaydı; böyle bir durum oldukça rahatsızlık verici olurdu. Aynı zamanda sürekli olarak meşgul durumdaki koku alıcıları mutfaktaki bir tehlikeyi, mesela yanık kokusunu hissetmeyebilirdi. Bu alandaki araştırmalarıyla tanınan Frank Zufall, koku adaptasyonunun kompleks mekanizmalar içerdiğini belirtmektedir. Öyle ki moleküler düzeydeki karmaşık işlemlerin detayları henüz çözülememiştir. Koku alıcı hücrelerde en az üç farklı adaptasyon mekanizması olduğu düşünülmektedir. Ek olarak, beyinde de duyu organlarından gelen bilgileri gözden geçiren, ileten veya durduran merkezler olduğu kabul edilmektedir. Peki karbon, azot, oksijen gibi atomlardan oluşmuş koku alma ve bunları algılayan beyin hücreleri, detayları hala anlaşılamayan bu kompleks sistemi nasıl meydana getirmiş ve geliştirmiş olabilirler? Şuursuz hücreler hangi bilginin işleme konulacağına, hangisinin konulmayacağına nasıl karar verebilirler? Bu hücreler ne zaman devreye girmeleri, ne zaman devre dışı kalmaları gerektiğini nasıl bilebilirler? Sizin kontrolünüz dışında, sizin için en doğrusunu nasıl yapabilirler? (Harun Yahya, Koku ve Tat Mucizesi)
Soruların cevabı inanan insanlar için oldukça açıktır. Tüm bunlar, Allahın üstün aklının muhteşem bir uyum içinde yaratmasının delilleridir.
(makale harun yahya)