Salvo
Kayıtlı Üye
İnkılabın Evreleri (Safhaları)
İnkılap üç evrede gerçekleşir;
a. Birinci Evre: Birinci evreyi teşkil eden fikri cephe, cemiyette değişiklik fikrinin tohumlarının atıldığı ve geliştirildiği devredir. Düşünürlerin, yazarların ve filozofların hazırladıkları ve yön verdiği devredir. İnkılaplar önce akla dayanan yeni bir sosyal düzen arayan fikirler olarak doğar. Ölçülü bir istek ve şüphe iken, taraftar bulunca iman ve ihtiras haline gelir. İnkılap fikirleri Halk yığınlarınca benimsenirse güç ve kuvvet kazanır.
b. İkinci Evre: İkinci evre, hazırlık evresinin tamamlanmasından sonra gelir ve aksiyon safhasıdır. Dar anlamı ile ihtilali ifade eder. İhtilal başarı gösterirse meşruluk kazanır. Modern ihtilaller bir tabiye ve taktik işidir. Disiplinli ihtilalciler ister.
c. Üçüncü Evre: Üçüncü evreyi, yıkılan, bozulan düzenin yerine bir yenisini kurma fiili teşkil eder. Yeniden kurma ile inkılap başarılmış olur. İhtilal kelimesi, canlı ve enerjik bir hareketin ifadesi olmakla beraber, inkılabın ancak bir safhasını, daha doğrusu tamamlanmamış durumunu ifade eder. İnkılap siyasi ve hukuki hüviyeti olan bir topluluk içerisinde eskilerin yerini yeni bir idarenin, yeni bir düzenin ve yeni müesseselerin almasıdır. İnkılapta topluma yeni ve ileri bir fikre dayanan yeni bir düzen ve değer getirilmiş olur.
İnkılapçılık ise; kurucu ve yapıcı bir düşünceyle modern toplum hayatında yeni ilerleme ve gelişmelere imkan hazırlamaya yönelik bir düşünceyi benimsemektir. İnkılapçılık bir taraftan uygarlık gereği yeni inkılapları öngörürken, diğer taraftan da ileriye yönelmeyi gerekli kılmaktadır. İnkılapçılıkla, türk toplumu endüstri, bilim, teknoloji, tıp ve sanayi gibi her
alanda, her türlü gelişmeye yabancı kalmayacak kendini çağın gereklerine göre yenileyecektir. Bu anlamda, inkılapları sevmeyi ve korumayı, onları medeni ve insani
yaşayışın gereği olarak savunmayı öngörür. İnkılapçılık diğer bütün ilkeleri içine alır yani hepsini kapsayan genel bir ilkedir
İnkılap üç evrede gerçekleşir;
a. Birinci Evre: Birinci evreyi teşkil eden fikri cephe, cemiyette değişiklik fikrinin tohumlarının atıldığı ve geliştirildiği devredir. Düşünürlerin, yazarların ve filozofların hazırladıkları ve yön verdiği devredir. İnkılaplar önce akla dayanan yeni bir sosyal düzen arayan fikirler olarak doğar. Ölçülü bir istek ve şüphe iken, taraftar bulunca iman ve ihtiras haline gelir. İnkılap fikirleri Halk yığınlarınca benimsenirse güç ve kuvvet kazanır.
b. İkinci Evre: İkinci evre, hazırlık evresinin tamamlanmasından sonra gelir ve aksiyon safhasıdır. Dar anlamı ile ihtilali ifade eder. İhtilal başarı gösterirse meşruluk kazanır. Modern ihtilaller bir tabiye ve taktik işidir. Disiplinli ihtilalciler ister.
c. Üçüncü Evre: Üçüncü evreyi, yıkılan, bozulan düzenin yerine bir yenisini kurma fiili teşkil eder. Yeniden kurma ile inkılap başarılmış olur. İhtilal kelimesi, canlı ve enerjik bir hareketin ifadesi olmakla beraber, inkılabın ancak bir safhasını, daha doğrusu tamamlanmamış durumunu ifade eder. İnkılap siyasi ve hukuki hüviyeti olan bir topluluk içerisinde eskilerin yerini yeni bir idarenin, yeni bir düzenin ve yeni müesseselerin almasıdır. İnkılapta topluma yeni ve ileri bir fikre dayanan yeni bir düzen ve değer getirilmiş olur.
İnkılapçılık ise; kurucu ve yapıcı bir düşünceyle modern toplum hayatında yeni ilerleme ve gelişmelere imkan hazırlamaya yönelik bir düşünceyi benimsemektir. İnkılapçılık bir taraftan uygarlık gereği yeni inkılapları öngörürken, diğer taraftan da ileriye yönelmeyi gerekli kılmaktadır. İnkılapçılıkla, türk toplumu endüstri, bilim, teknoloji, tıp ve sanayi gibi her
alanda, her türlü gelişmeye yabancı kalmayacak kendini çağın gereklerine göre yenileyecektir. Bu anlamda, inkılapları sevmeyi ve korumayı, onları medeni ve insani
yaşayışın gereği olarak savunmayı öngörür. İnkılapçılık diğer bütün ilkeleri içine alır yani hepsini kapsayan genel bir ilkedir