A$Koliq ^^
Bayan Üye
INCE BAGIRSAK TUMORLERI
Mide kapısından (mideden onikiparmakbağırsağına geçiş yeri; pior) ileoçekal valfa (incebağırsaktan kalınbağırsağa geçiş yeri) kadar olan geniş yayılımıyla incebağırsak tüm sindirim kanalının yüzde 75 ini oluşturur. Buna karşın bu bölgede kötü huylu tümörlerin görülme oranı oldukça düşüktür (yüzde 0,05-0,5). Bu düşük oranın, besinlerle alınan karsinojenlerin (kanser oluşumuna neden olabilen maddeler) incebağırsakta çözülmesine ve incebağırsak yüzeyiyle büyük olasılıkla doğrudan ilişkilerinin az olmasına bağlı olduğu sanılır.İncebağırsakta kötü huylu tümörlere az rastlanmasının nedenleri:
- incebağırsak salgısı asit değil alkali özellikte olduğundan, karsinojenlerin oluşma olasılığı azalmaktadır;
- incebağırsakta ortamın sıvı, geçişin de hızlı olması bağırsak mukozasıyla kanser yapıcı maddelerin ilişkide olduğu süreyi kısaltır;
- bağırsakta doğal olarak bulunan bakterilerin incebağırsakta az olması, besinlerle alınan bazı maddelerin bakteriler aracılığıyla kanserojen olduğu kabul edilen başka maddelere dönüşmesini engeller.
İncebağırsakta görülen tümörlerin büyük çoğunluğu iyi huyludur (yüzde 35). Bunları karsinomlar (yüzde 25), lenfomalar (yüzde 22), karsinoitler (yüzde 11) ve sarkomlar (yüzde 7) izler. İyi huylu urlar öncelikle onikiparmakbağırsağında ve jejunumda (incebağırsağın ikinci bölümü, yani onikiparmakbağırsağı ile ileum arasında kalan bölüm) görülür. Kötü huylu tümörlere en çok ileumda (yüzde 48) rastlanır, bunu jejunum (yüzde 27) ve onikiparmakbağırsağı (yüzde 25) izler.
İyi ve kötü huylu tümörler genellikle 40-50 yaş arasında görülür ve erkeklerde kadınlara oranla daha yaygındır.
BELİRTİLERİ
Hastalık sinsi gidişlidir ve başlangıç evresinde belirgin bir klinik tablo görülmez. Halsizlik, iştahsızlık, belirsiz karın ağrıları olur. Bazı olgularda rahatsızlıklar kütlenin yerleşimi hakkında fikir verebilir. Onikiparmakbağırsağının ilk bölümündeki kanser, genellikle onikiparmakbağırsağı ülserine çok benzeyen belirtiler verir (karın üst kısmından sırta doğru yayılan ağrı, kanlı dışkı ve kusma, kansızlık gibi). Kütlenin büyümesiyle birlikte bulantı, kusma, ve karın gerginliği gibi tıkanma belirtileri de gelişir.
Onikiparmakbağırsağında, safra kanalının (safra bu kanal yoluyla bağırsağa dökülür; koledok) döküldüğü yerde gelişen kanserler genellikle kaşıntı, beyazımsı dışkı ve kanda safra boyalarının artması gibi belirtiler veren tıkanma sanlığı yapar.
Klinikte kanama belirtilerinin ve melenanın (makattan siyah kan gelmesi) görülmesi incebağırsağın jejunum ve ileum bölümlerindeki kanserlerin erken belirtilerindendir. Bunlara daha sonra bağırsak tıkanması bulgulan da eklenir, ama bağırsak delinmesi çok seyrek görülür.
Tek tedavi yöntemi cerrahidir. Tanı genellikle ancak kanserin ilerlemiş evrelerinde konduğundan, kötü huylu tümörlerde hastalığın gidişi oldukça umut kırıcıdır.
İYİ HUYLU TÜMÖRLER
Bağırsaklarda tümörler, özellikle de iyi huylu polipler sık görülür. Erişkin nüfusun yaklaşık yüzde 2 ile yüzde 5 inde polip görülebilir. Bunlar genellikle kalıtsal olarak geçer ve bir ailenin çeşitli bireylerinde ortaya çıkarlar. Yerleşik ve tek oldukları gibi, yaygın türleri de bilinir. Yaygın türde, değişik boyutta ve çok sayıda olan polipler, bağırsak mukozasını örtecek kadar geniş yayılım gösterebilirler.
Poliplerde hastalık belirtileri neredeyse yok denecek kadar azdır. Bazen yalnızca genel bağırsak örselenmesi bulguları ortaya çıkar (karın ağrıları, ishal vb.)
Genellikle tek belirtisi, makattan dışkıyla birlikte ya da dışkılamadan sonra gelen, bazen oldukça bol miktarda görülen, çoğunlukla basur kanaması sanılarak yanlış değerlendirilen parlak, kırmızı renkli kanamadır.
Bazı polipler dışkıdan bağımsız olarak, yumurta akına benzeyen. uzayan bir sıvı görüntüsünde makattan dışarı akan, sümüksü bir madde salgılarlar.
Polipler çok büyük olduklarında, tıkanmaya bile neden olabilirler.
Bağırsak poliplerinde kesin tanı kolonoskopi (kalınbağırsağın içerden incelenmesi) ile konur.
Tam konduktan sonra, poliplerin zaman geçirmeden alınması önerilir.
INTUSSUSEPSIYON
Barsağın içiçe geçmesi , invajinasyon
İntussusepsiyon, barsağın, genellikle ince barsağın bir kısmının, barsağın başka bir kısmının içine girdiği bir durumdur. 3 aylık il~ 6 yaşındaki çocuklardaki barsak tıkanmasının en yaygın nedeni budur.Belirtiler
- Ani, şiddetli karın ağrısı;
- Kuvvetsizlik ve uyuşukluk;
- Sık sık safra çıkararak kusma;
- Kuşüzümü jelatinine benzer kanlı dışkı;
- Yüzeysel nefes alma;
- Şok.
Nedeni bilinmemektedir, ama bazı vakalarda, intussussepsiyon ile bazı virüs enfeksiyonları arasında bir bağlantı vardır.
Tipik olarak, intussusepsiyon daha önce iyi olan bir çocukta aniden patlak verir. Çocuk birden bire sık aralıklarla ortaya çıkan şiddetli bir karın ağrısı duyar. Başlangıçta çocuk ağrılar arasında normal olarak oynamaya devam edebilir, ama bir süre sonra kuvvetsizleşir ve uyuşuklaşır.
Teşhis
Çocuğunuzda bu belirtiler varsa, doktoru aramakta gecikmeyin. Belirtiler ve fiziksel bulgular, teşhiste bulunmak için yeterli olabilir. Ancak genellikle karın röntgeni ya da baryum röntgeni gibi başka testlere de gerek duyulabilir.
Tedavi edilmeden bırakılırsa, çok tehlikeli olabilir. Ancak, tedavi ilk belirtilerin ortaya çıkmasından sonra 24 saat içinde başlarsa çocukların çoğu iyileşmektedir.
Tedavi
Teşhis için kullanılan baryumlu lavman, birbirinin içine girmiş barsağı normal yerine itmek için yeterli olabilir. Ancak bu tedavi"den sonra tekrarlama oranı yüzde 10 kadar yüksektir. Birçok durumda, ameliyat gereklidir; ameliyattan sonra genellikle tekrarlama olmaz.
SPASTIK KOLON (IRRITABIL BARSAK SENDROMU)
Kullanılan diğer isimleri: Pilorospazm, spastik kolitis, sinirsel hazımsızlık, barsak nevrozu, fonksiyonel kolit, irritabıl kolon, huzursuz barsak sendromu, muköz kolit, laksatif kolit, fonksiyonel dispepsi.
İnce ve kalın barsakların anormal derecede artmış spontan (kendiliğinden) hareketlerinin görüldüğü bir hastalıktır ve genellikle duygusal stresle artış gösterir.İrritabıl barsak sendromu, karın ağrısı ve değişmiş barsak hareketlerinin birlikteliği şeklinde gözlenir. Olayın nedeni kalın barsaklardaki kasların hareketlerinde (motilite) bir bozukluk meydana gelmesidir; bununa birlikte barsak yapısında herhangi bir değişiklik yoktur.
Hastalık genellikle bayanlarda görülür ve en sık olarak 20-30 yaşlar arasında meydana gelir. Spastik kolon gelişimini kolaylaştıran nedenler arasında az lifli besinler tüketmek, duygusal sıkıntılar ve laksatif (ishal yapıcı) ilaçalr kullanmak sayılabilir.
Toplumun yaklaşık olarak %10-20 sinde irritabıl barsak sendromu ile uyumlu bulgular bulunmaktadır; ancak bunların çok az bir kısmı tedavi için sağlık kuruluşlarına müracaat etmektedir.
Korunma
İrritabıl barsak sendromu gelişme riski yüksek olan kişiler için şikayetlerin önüne geçmek her zaman mümkün olamayabilir.
Belirtiler
- ishal
- ishal - kabızlık dönemleri (yaklaşık 6 aylık dönemler)
- barsak hareketlerinin başlaması ile geçen ve yemekeri takiben ortaya çıkan karın ağrısı
- aralıklı olarak karında hassasiyet
- karında şişkinlik, gaz ve sıvı hareketlerinin hissedilmesi
- bulantı
- kusma
- iştah kaybı
- duygusal stres
- depresyon
Tanı amacı ile yapılan testlerde genelde herhangi bir anormal durum saptanmaz. 40 yaşın üzerinde yukarıdaki şikayetlerle gelen hastalara kalın barsak kanseri olasılığını bertaraf etmek için endoskopi gerekebilir. Sürekli ishali olan genç hastalarda da endoskopi gerekebilir.
Ancak hastaların şikayetleri tipiktir.
Tedavi
Tedavinin amacı şikayetlerin ortadan kaldırılmasıdır. Diyette değişiklik yapmak, bazı hastalarda şikayetlerin giderilmesine yardımcı olur. Her hastaya iyi gelecek bir diyet yoktur.
Diyetteki lifli besinleri arttırmak ve sindirim sistemini uyarabilecek yiyecek ve içeceklerden (kafeinli içecekler) uzak durmak faydalı olabilir. Diğer uygulanabilecek tedavi yöntemleri:
- anksiyete giderici uygulamalar (düzenli egzersiz gibi)
- yemeklerden önce antikolinerjik ilaçlar almak
- şiddetli anksiyete ve depresyon durumlarında psikiyatrik tedavi
Sonuç
İrritabıl barsak hastalığı, yaşam boyu sürebilir; ancak şikayetler ugun bir tedavi ile azaltılabilir veya tamamen ortadan kalkabilir.
Meydana gelebilecek sorunlar
- beslenme bozuklukları
- huzursuzluk
- dehidratasyon (su kaybı)
- depresyon
KALIN BARSAK ( KOLON) , REKTUM ve ANÜS HASTALIKLARI
Genel Bilgiler :
Kalın Barsak (Kolon), Rektum ve Anüs (Makat) sindirim sistemimizin İnce Barsaklardan sonra gelen kısımlarıdır. Kalınbarsak ortalama 1,5 m uzunluğundadır. Karın içerisinde ters dönmüş U harfi şeklinde karnın sağ alt tarafından kör barsak (çekum ) ile başlar ve yukarı doğru çıkar (çıkan kolon ) karaciğer altından keskin bir dönüşle karnı yatay olarak (transvers kolon) geçer Sol üst köşede yerleşen dalağın altına geldiğinde yine keskin bir dönüş yaparak sol taraftan aşağıya doğru yönelir (inen kolon ). İnenkolon, sigmoid kolon denilen kolonun son kısmı ile Rektumla birleşir. Rektum, Kalın barsağın genişlemesi sonucu oluşan ortalama 15 cm uzunluğunda olup sindirim sistemimizin son kısmıdır. Anüsle dışarı açılır. Kolon ve Rektum hastalıkları, hafif şiddette rahatsızlıklardan, hayatı tehdit edici durumlara kadar ilerleyen rahatsızlıklara neden olabilir. Bu hastalıklarda erken teşhis ve tedavi çoğu kez hayat kurtarıcı olabilmektedir. Ne var ki hastaların çoğu bilgi eksikliği, ihmal, utanma gibi nedenlerden dolayı hekime geç başvurmaktadır.
KOLO-REKTAL HASTALIKLARIN GENEL BELİRTİLERİ NELERDİR ?
Anüsden ( Makattan ) KAN gelmesi ( taze-kırmızı veya durmuş-siyah kan şeklinde olabilir ), Büyük abdest yapmada (defekasyon) değişiklik olması ( gaitanın incelmesi ), düzensiz şekilde kabızlık- ishal olunması, defekasyon ( büyük abdest yapma ) yaptıkdan sonra tam rahatlamama ve tekrar tekrar defekasyon yapmak isteği, defekasyon sırasında ağrı olması, anüs bölgesinde şişlikler ve yaralar olması, karında zaman zaman izah edilemeyen ağrıların olması, kabızlık, zayıflama, kansızlık ( anemi ) olması gibi belirtilerde mutlaka hekime başvurulmalıdır.
TEŞHİSDE HANGİ YÖNTEMLER KULLANILIR ?
Fiziki muayene: Hastanın genel olarak yapılan muayenesi.
Rektal Tuşe: Anüs ve Rektumun eldiven giyilip vazelin sürüldükten sonra parmakla yapı lan muayenesi. Bu yöntemle bu bölgenin birçok hastalığı saptanır.
Endoskopik muayene; Değişik uzunluktaki optik aletlerle anüsten girilerek yapılan muayenelerdir. Bunlar; Anoskopi, Rektoskopi, sigmoidoskopi, KOLONOSKOPİ dir. İşlem öncesinde barsakların temiz olması için bir gün önceden hastaya barsak boşaltıcı ilaçlar verilebilir.Bu yön temlerle tüm anüs, rektum ve kolonlar gözle incelenebilir, lezyonun (hastalığın) izlenmesi için fotoğrafı çekilebilir , biyopsi yapılabilir ve gerekirse lezyon üzerinde tedavi edici girişimler yapılabilir.
Röntgen Tetkikleri; “Çift kontrast kolon grafisi”; Anüs yoluyla radyoopak ilacın lavman şeklinde verilmesi ile yapılır. “ Barsak geçiş süresi” tetkiki; Kabızlıkta uygulanır. Radyoopak maddeler yutturularak vücudu terkediş süreleri ne göre karar verilir. “Defekografi” Defekasyon zorluklarında yapılan tetkikdir. “Tomografi”, “MR”, “Endorektal Ultrasonografi” ve “Karın US” gibi yöntemlerde kullanılır.
Çift Kontrast Kolon Grafisi
Anorektal Fizyolojik Çalışmalar; Bölgenin işleyişi ile ilgili olarak EMG ve Manometrik çalışmalar da yapılabilir.
Laboratuar çalışmaları; Hastalara gaitada gizli kan, parazit tetkikleri, genel kan testleri, tümör belirleyici testler gibi tetkikler de lüzumuna göre yapılır.
KOLON-REKTUM ve ANÜS HASTALIKLARI NELERDİR ?
KANSERLER, POLİPLER, ÜLSERATİF KOLİT, CROHN, DİVERTİKÜL, KONSTİPASYON (KABIZLIK), REKTAL PROLAPSUS, PİLONİDAL SİNUS (KIL KİSTİ), FEKAL İNKONTİNANS ( GAZ-GAİTA TUTAMAMAK), ANAL ABSE, FİSTÜL, HEMOROİD, FİSSÜR, PRURİTİS ANİ ( ANAL KAŞINTI) ve buna benzer hastalıklardır.
KALINBARSAK ( KOLON ) ve REKTUM POLİPLERİ
Kolon ve Rektumun iç duvarından barsak kanalının içine doğru büyüyen oluşumlardır. Bunlardan bazıları saplı bir şekilde kanal içine sarkarken, diğerleri barsak duvarına yapışık bir şekildedirler.
Saplı ve Sapsız Polip Şematik Görünüm
Poliplerin büyüklükleri 1 –2 mm den 4-5 cm yi geçen boyutlara ulaşabilir. Bunlar başlangıçta iyi huylu ( benign) oluşumlardır. Ancak 1 cm yi geçen büyüklükteki poliplerde habaset ( malignite) şansı artmaya başlar.Bu nedenle büyük poliplerin çıkarılarak (Polipektomi), patolojik tahlillerinin yapılması gerekir. Bu işlem KOLONOSKOPİK tetkik sırasında yapılır.
KOLO-REKTAL POLİPLERİN BELİRTİLERİ NELERDİR ?
Rektal kanama, sümüksü akıntı, barsak fonksiyonunda değişiklikler, ishal, kabızlık ve bazende karın ağrısı belirtileri yapar.
TEŞHİS YÖNTEMLERİ NELERDİR ?
Gaitada gizli kan araştırılması, Endoskopik ( özellikle KOLONOSKOPİ ) tetkikler ve çift kontrast lavmanlı baryum grafisi ile tanı konur.
POLİPLERİN ÖNEMİ NEDİR ?
Bu günkü bilgilerimize göre iç organların kanserlerinden, henüz kanser oluşmadan kanserden korunabilme şansı yalnızca Kolo-Rektal kanserlerde vardır. Çünkü bu Kanserlerin büyük çoğunluğu Poliplerin büyümesi ve dejenerasyonu sonucu oluşmaktadır. Bu nedenle bu poliplerin çıkartılması (polipektomi ) bunların kansere dönüşüm şansını ortadan kaldıracaktır.Polipler genellikle 50 yaş ve yukarısında görülmeye başladıklarından bu kişilere TARAMA TESTLERİ nin uygulanması kolon ve rektum kanserinden korunmayı büyük çapta sağlayacaktır.
Mide kapısından (mideden onikiparmakbağırsağına geçiş yeri; pior) ileoçekal valfa (incebağırsaktan kalınbağırsağa geçiş yeri) kadar olan geniş yayılımıyla incebağırsak tüm sindirim kanalının yüzde 75 ini oluşturur. Buna karşın bu bölgede kötü huylu tümörlerin görülme oranı oldukça düşüktür (yüzde 0,05-0,5). Bu düşük oranın, besinlerle alınan karsinojenlerin (kanser oluşumuna neden olabilen maddeler) incebağırsakta çözülmesine ve incebağırsak yüzeyiyle büyük olasılıkla doğrudan ilişkilerinin az olmasına bağlı olduğu sanılır.İncebağırsakta kötü huylu tümörlere az rastlanmasının nedenleri:
- incebağırsak salgısı asit değil alkali özellikte olduğundan, karsinojenlerin oluşma olasılığı azalmaktadır;
- incebağırsakta ortamın sıvı, geçişin de hızlı olması bağırsak mukozasıyla kanser yapıcı maddelerin ilişkide olduğu süreyi kısaltır;
- bağırsakta doğal olarak bulunan bakterilerin incebağırsakta az olması, besinlerle alınan bazı maddelerin bakteriler aracılığıyla kanserojen olduğu kabul edilen başka maddelere dönüşmesini engeller.
İncebağırsakta görülen tümörlerin büyük çoğunluğu iyi huyludur (yüzde 35). Bunları karsinomlar (yüzde 25), lenfomalar (yüzde 22), karsinoitler (yüzde 11) ve sarkomlar (yüzde 7) izler. İyi huylu urlar öncelikle onikiparmakbağırsağında ve jejunumda (incebağırsağın ikinci bölümü, yani onikiparmakbağırsağı ile ileum arasında kalan bölüm) görülür. Kötü huylu tümörlere en çok ileumda (yüzde 48) rastlanır, bunu jejunum (yüzde 27) ve onikiparmakbağırsağı (yüzde 25) izler.
İyi ve kötü huylu tümörler genellikle 40-50 yaş arasında görülür ve erkeklerde kadınlara oranla daha yaygındır.
BELİRTİLERİ
Hastalık sinsi gidişlidir ve başlangıç evresinde belirgin bir klinik tablo görülmez. Halsizlik, iştahsızlık, belirsiz karın ağrıları olur. Bazı olgularda rahatsızlıklar kütlenin yerleşimi hakkında fikir verebilir. Onikiparmakbağırsağının ilk bölümündeki kanser, genellikle onikiparmakbağırsağı ülserine çok benzeyen belirtiler verir (karın üst kısmından sırta doğru yayılan ağrı, kanlı dışkı ve kusma, kansızlık gibi). Kütlenin büyümesiyle birlikte bulantı, kusma, ve karın gerginliği gibi tıkanma belirtileri de gelişir.
Onikiparmakbağırsağında, safra kanalının (safra bu kanal yoluyla bağırsağa dökülür; koledok) döküldüğü yerde gelişen kanserler genellikle kaşıntı, beyazımsı dışkı ve kanda safra boyalarının artması gibi belirtiler veren tıkanma sanlığı yapar.
Klinikte kanama belirtilerinin ve melenanın (makattan siyah kan gelmesi) görülmesi incebağırsağın jejunum ve ileum bölümlerindeki kanserlerin erken belirtilerindendir. Bunlara daha sonra bağırsak tıkanması bulgulan da eklenir, ama bağırsak delinmesi çok seyrek görülür.
Tek tedavi yöntemi cerrahidir. Tanı genellikle ancak kanserin ilerlemiş evrelerinde konduğundan, kötü huylu tümörlerde hastalığın gidişi oldukça umut kırıcıdır.
İYİ HUYLU TÜMÖRLER
Bağırsaklarda tümörler, özellikle de iyi huylu polipler sık görülür. Erişkin nüfusun yaklaşık yüzde 2 ile yüzde 5 inde polip görülebilir. Bunlar genellikle kalıtsal olarak geçer ve bir ailenin çeşitli bireylerinde ortaya çıkarlar. Yerleşik ve tek oldukları gibi, yaygın türleri de bilinir. Yaygın türde, değişik boyutta ve çok sayıda olan polipler, bağırsak mukozasını örtecek kadar geniş yayılım gösterebilirler.
Poliplerde hastalık belirtileri neredeyse yok denecek kadar azdır. Bazen yalnızca genel bağırsak örselenmesi bulguları ortaya çıkar (karın ağrıları, ishal vb.)
Genellikle tek belirtisi, makattan dışkıyla birlikte ya da dışkılamadan sonra gelen, bazen oldukça bol miktarda görülen, çoğunlukla basur kanaması sanılarak yanlış değerlendirilen parlak, kırmızı renkli kanamadır.
Bazı polipler dışkıdan bağımsız olarak, yumurta akına benzeyen. uzayan bir sıvı görüntüsünde makattan dışarı akan, sümüksü bir madde salgılarlar.
Polipler çok büyük olduklarında, tıkanmaya bile neden olabilirler.
Bağırsak poliplerinde kesin tanı kolonoskopi (kalınbağırsağın içerden incelenmesi) ile konur.
Tam konduktan sonra, poliplerin zaman geçirmeden alınması önerilir.
INTUSSUSEPSIYON
Barsağın içiçe geçmesi , invajinasyon
İntussusepsiyon, barsağın, genellikle ince barsağın bir kısmının, barsağın başka bir kısmının içine girdiği bir durumdur. 3 aylık il~ 6 yaşındaki çocuklardaki barsak tıkanmasının en yaygın nedeni budur.Belirtiler
- Ani, şiddetli karın ağrısı;
- Kuvvetsizlik ve uyuşukluk;
- Sık sık safra çıkararak kusma;
- Kuşüzümü jelatinine benzer kanlı dışkı;
- Yüzeysel nefes alma;
- Şok.
Nedeni bilinmemektedir, ama bazı vakalarda, intussussepsiyon ile bazı virüs enfeksiyonları arasında bir bağlantı vardır.
Tipik olarak, intussusepsiyon daha önce iyi olan bir çocukta aniden patlak verir. Çocuk birden bire sık aralıklarla ortaya çıkan şiddetli bir karın ağrısı duyar. Başlangıçta çocuk ağrılar arasında normal olarak oynamaya devam edebilir, ama bir süre sonra kuvvetsizleşir ve uyuşuklaşır.
Teşhis
Çocuğunuzda bu belirtiler varsa, doktoru aramakta gecikmeyin. Belirtiler ve fiziksel bulgular, teşhiste bulunmak için yeterli olabilir. Ancak genellikle karın röntgeni ya da baryum röntgeni gibi başka testlere de gerek duyulabilir.
Tedavi edilmeden bırakılırsa, çok tehlikeli olabilir. Ancak, tedavi ilk belirtilerin ortaya çıkmasından sonra 24 saat içinde başlarsa çocukların çoğu iyileşmektedir.
Tedavi
Teşhis için kullanılan baryumlu lavman, birbirinin içine girmiş barsağı normal yerine itmek için yeterli olabilir. Ancak bu tedavi"den sonra tekrarlama oranı yüzde 10 kadar yüksektir. Birçok durumda, ameliyat gereklidir; ameliyattan sonra genellikle tekrarlama olmaz.
SPASTIK KOLON (IRRITABIL BARSAK SENDROMU)
Kullanılan diğer isimleri: Pilorospazm, spastik kolitis, sinirsel hazımsızlık, barsak nevrozu, fonksiyonel kolit, irritabıl kolon, huzursuz barsak sendromu, muköz kolit, laksatif kolit, fonksiyonel dispepsi.
İnce ve kalın barsakların anormal derecede artmış spontan (kendiliğinden) hareketlerinin görüldüğü bir hastalıktır ve genellikle duygusal stresle artış gösterir.İrritabıl barsak sendromu, karın ağrısı ve değişmiş barsak hareketlerinin birlikteliği şeklinde gözlenir. Olayın nedeni kalın barsaklardaki kasların hareketlerinde (motilite) bir bozukluk meydana gelmesidir; bununa birlikte barsak yapısında herhangi bir değişiklik yoktur.
Hastalık genellikle bayanlarda görülür ve en sık olarak 20-30 yaşlar arasında meydana gelir. Spastik kolon gelişimini kolaylaştıran nedenler arasında az lifli besinler tüketmek, duygusal sıkıntılar ve laksatif (ishal yapıcı) ilaçalr kullanmak sayılabilir.
Toplumun yaklaşık olarak %10-20 sinde irritabıl barsak sendromu ile uyumlu bulgular bulunmaktadır; ancak bunların çok az bir kısmı tedavi için sağlık kuruluşlarına müracaat etmektedir.
Korunma
İrritabıl barsak sendromu gelişme riski yüksek olan kişiler için şikayetlerin önüne geçmek her zaman mümkün olamayabilir.
Belirtiler
- ishal
- ishal - kabızlık dönemleri (yaklaşık 6 aylık dönemler)
- barsak hareketlerinin başlaması ile geçen ve yemekeri takiben ortaya çıkan karın ağrısı
- aralıklı olarak karında hassasiyet
- karında şişkinlik, gaz ve sıvı hareketlerinin hissedilmesi
- bulantı
- kusma
- iştah kaybı
- duygusal stres
- depresyon
Tanı amacı ile yapılan testlerde genelde herhangi bir anormal durum saptanmaz. 40 yaşın üzerinde yukarıdaki şikayetlerle gelen hastalara kalın barsak kanseri olasılığını bertaraf etmek için endoskopi gerekebilir. Sürekli ishali olan genç hastalarda da endoskopi gerekebilir.
Ancak hastaların şikayetleri tipiktir.
Tedavi
Tedavinin amacı şikayetlerin ortadan kaldırılmasıdır. Diyette değişiklik yapmak, bazı hastalarda şikayetlerin giderilmesine yardımcı olur. Her hastaya iyi gelecek bir diyet yoktur.
Diyetteki lifli besinleri arttırmak ve sindirim sistemini uyarabilecek yiyecek ve içeceklerden (kafeinli içecekler) uzak durmak faydalı olabilir. Diğer uygulanabilecek tedavi yöntemleri:
- anksiyete giderici uygulamalar (düzenli egzersiz gibi)
- yemeklerden önce antikolinerjik ilaçlar almak
- şiddetli anksiyete ve depresyon durumlarında psikiyatrik tedavi
Sonuç
İrritabıl barsak hastalığı, yaşam boyu sürebilir; ancak şikayetler ugun bir tedavi ile azaltılabilir veya tamamen ortadan kalkabilir.
Meydana gelebilecek sorunlar
- beslenme bozuklukları
- huzursuzluk
- dehidratasyon (su kaybı)
- depresyon
KALIN BARSAK ( KOLON) , REKTUM ve ANÜS HASTALIKLARI
Genel Bilgiler :
Kalın Barsak (Kolon), Rektum ve Anüs (Makat) sindirim sistemimizin İnce Barsaklardan sonra gelen kısımlarıdır. Kalınbarsak ortalama 1,5 m uzunluğundadır. Karın içerisinde ters dönmüş U harfi şeklinde karnın sağ alt tarafından kör barsak (çekum ) ile başlar ve yukarı doğru çıkar (çıkan kolon ) karaciğer altından keskin bir dönüşle karnı yatay olarak (transvers kolon) geçer Sol üst köşede yerleşen dalağın altına geldiğinde yine keskin bir dönüş yaparak sol taraftan aşağıya doğru yönelir (inen kolon ). İnenkolon, sigmoid kolon denilen kolonun son kısmı ile Rektumla birleşir. Rektum, Kalın barsağın genişlemesi sonucu oluşan ortalama 15 cm uzunluğunda olup sindirim sistemimizin son kısmıdır. Anüsle dışarı açılır. Kolon ve Rektum hastalıkları, hafif şiddette rahatsızlıklardan, hayatı tehdit edici durumlara kadar ilerleyen rahatsızlıklara neden olabilir. Bu hastalıklarda erken teşhis ve tedavi çoğu kez hayat kurtarıcı olabilmektedir. Ne var ki hastaların çoğu bilgi eksikliği, ihmal, utanma gibi nedenlerden dolayı hekime geç başvurmaktadır.
KOLO-REKTAL HASTALIKLARIN GENEL BELİRTİLERİ NELERDİR ?
Anüsden ( Makattan ) KAN gelmesi ( taze-kırmızı veya durmuş-siyah kan şeklinde olabilir ), Büyük abdest yapmada (defekasyon) değişiklik olması ( gaitanın incelmesi ), düzensiz şekilde kabızlık- ishal olunması, defekasyon ( büyük abdest yapma ) yaptıkdan sonra tam rahatlamama ve tekrar tekrar defekasyon yapmak isteği, defekasyon sırasında ağrı olması, anüs bölgesinde şişlikler ve yaralar olması, karında zaman zaman izah edilemeyen ağrıların olması, kabızlık, zayıflama, kansızlık ( anemi ) olması gibi belirtilerde mutlaka hekime başvurulmalıdır.
TEŞHİSDE HANGİ YÖNTEMLER KULLANILIR ?
Fiziki muayene: Hastanın genel olarak yapılan muayenesi.
Rektal Tuşe: Anüs ve Rektumun eldiven giyilip vazelin sürüldükten sonra parmakla yapı lan muayenesi. Bu yöntemle bu bölgenin birçok hastalığı saptanır.
Endoskopik muayene; Değişik uzunluktaki optik aletlerle anüsten girilerek yapılan muayenelerdir. Bunlar; Anoskopi, Rektoskopi, sigmoidoskopi, KOLONOSKOPİ dir. İşlem öncesinde barsakların temiz olması için bir gün önceden hastaya barsak boşaltıcı ilaçlar verilebilir.Bu yön temlerle tüm anüs, rektum ve kolonlar gözle incelenebilir, lezyonun (hastalığın) izlenmesi için fotoğrafı çekilebilir , biyopsi yapılabilir ve gerekirse lezyon üzerinde tedavi edici girişimler yapılabilir.
Röntgen Tetkikleri; “Çift kontrast kolon grafisi”; Anüs yoluyla radyoopak ilacın lavman şeklinde verilmesi ile yapılır. “ Barsak geçiş süresi” tetkiki; Kabızlıkta uygulanır. Radyoopak maddeler yutturularak vücudu terkediş süreleri ne göre karar verilir. “Defekografi” Defekasyon zorluklarında yapılan tetkikdir. “Tomografi”, “MR”, “Endorektal Ultrasonografi” ve “Karın US” gibi yöntemlerde kullanılır.
Çift Kontrast Kolon Grafisi
Anorektal Fizyolojik Çalışmalar; Bölgenin işleyişi ile ilgili olarak EMG ve Manometrik çalışmalar da yapılabilir.
Laboratuar çalışmaları; Hastalara gaitada gizli kan, parazit tetkikleri, genel kan testleri, tümör belirleyici testler gibi tetkikler de lüzumuna göre yapılır.
KOLON-REKTUM ve ANÜS HASTALIKLARI NELERDİR ?
KANSERLER, POLİPLER, ÜLSERATİF KOLİT, CROHN, DİVERTİKÜL, KONSTİPASYON (KABIZLIK), REKTAL PROLAPSUS, PİLONİDAL SİNUS (KIL KİSTİ), FEKAL İNKONTİNANS ( GAZ-GAİTA TUTAMAMAK), ANAL ABSE, FİSTÜL, HEMOROİD, FİSSÜR, PRURİTİS ANİ ( ANAL KAŞINTI) ve buna benzer hastalıklardır.
KALINBARSAK ( KOLON ) ve REKTUM POLİPLERİ
Kolon ve Rektumun iç duvarından barsak kanalının içine doğru büyüyen oluşumlardır. Bunlardan bazıları saplı bir şekilde kanal içine sarkarken, diğerleri barsak duvarına yapışık bir şekildedirler.
Saplı ve Sapsız Polip Şematik Görünüm
Poliplerin büyüklükleri 1 –2 mm den 4-5 cm yi geçen boyutlara ulaşabilir. Bunlar başlangıçta iyi huylu ( benign) oluşumlardır. Ancak 1 cm yi geçen büyüklükteki poliplerde habaset ( malignite) şansı artmaya başlar.Bu nedenle büyük poliplerin çıkarılarak (Polipektomi), patolojik tahlillerinin yapılması gerekir. Bu işlem KOLONOSKOPİK tetkik sırasında yapılır.
KOLO-REKTAL POLİPLERİN BELİRTİLERİ NELERDİR ?
Rektal kanama, sümüksü akıntı, barsak fonksiyonunda değişiklikler, ishal, kabızlık ve bazende karın ağrısı belirtileri yapar.
TEŞHİS YÖNTEMLERİ NELERDİR ?
Gaitada gizli kan araştırılması, Endoskopik ( özellikle KOLONOSKOPİ ) tetkikler ve çift kontrast lavmanlı baryum grafisi ile tanı konur.
POLİPLERİN ÖNEMİ NEDİR ?
Bu günkü bilgilerimize göre iç organların kanserlerinden, henüz kanser oluşmadan kanserden korunabilme şansı yalnızca Kolo-Rektal kanserlerde vardır. Çünkü bu Kanserlerin büyük çoğunluğu Poliplerin büyümesi ve dejenerasyonu sonucu oluşmaktadır. Bu nedenle bu poliplerin çıkartılması (polipektomi ) bunların kansere dönüşüm şansını ortadan kaldıracaktır.Polipler genellikle 50 yaş ve yukarısında görülmeye başladıklarından bu kişilere TARAMA TESTLERİ nin uygulanması kolon ve rektum kanserinden korunmayı büyük çapta sağlayacaktır.