sensiz olmaz
Kayıtlı Üye
İman; bir kimsenin şüphe duymaksızın bir şeyi kabul etmesi, doğrulaması, güven duyarak onaylaması anlamına gelir. Dinimizde iman kelimesi en genel şekliyle; Peygamberimizin (aleyhisselam) Allah'tan aldığı haberleri, emir ve hükümleri kabul edip bunların doğru olduğuna gönülden inanmak anlamına gelmektedir.
İman en özlü biçimiyle "kelime-i tevhid" ve "kelime-i şehadet"te ifade edilir. Yaratılan bütün varlıklar içerisinde insan, bazı özellikleriyle diğer varlıklardan ayrılır. Bu özelliklerin başında da insanın inanan ve bağlanan bir varlık olması gelmektedir. Tarih boyunca bütün insanlarda bu özellik hep var olagelmiştir. İnsanlar birbirlerinden farklı inanç biçimlerine sahip olsalar ve bazen yanlış uygulamalar yapsalar da inanmak insan için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. İnanmak ve bağlanmak insanın yaratılışında vardır. İnsanı mutlu ve huzurlu yapan, güven içerisinde hayatını devam ettirmesine yardımcı olan şey inancıdır. İnsan, din ve iman sayesinde gerçek bir huzura ve mutluluğa kavuşabilir. İnsanlar ancak iman sayesinde hayatlarını anlamsızlıktan, belirsizlikten, geleceğe dair endişelerden kurtarıp anlamlı ve yaşanılır hâle getirebilirler. Huzur, güven ve mutluluğa, ancak imanın aydınlığıyla ulaşılabilir.
Mümin veya Müslüman
Mümin; Allah'a, Hz. Peygamber'e (as) ve onun getirdiği her şeye kalpten inanıp bunları kabul eden kişiye denir. Müslüman ise Allah'ın dinine ve Hz. Peygamber'in (aleyhisselam) bildirdiği her şeye gönülden teslim olup inandıklarını yaşamaya çalışan kişiye denir.
İmanın Esasları Altıdır
İslâm dinini kabul eden biz müminlerin inanmamız gereken bazı esaslar vardır. Bunlar Allah'a iman, meleklere iman, kitaplara iman, peygamberlere iman, kaza ve kadere iman, ahirete imandır. İman esasları "Âmentü" adıyla bilinen metinde de sayılmaktadır.
1- Allah'a İman
Akıl sahibi olup da ergenlik çağına gelen her insanın ilk sorumluluğu, yaratıcısı olan Rabbini bilmek, O'na iman edip gereken kulluk görevlerini yerine getirmeyi benimsemektir. Allah'a iman etmek, O'nun varlığını ve birliğini kabul etmek anlamına gelir. Bu kabul, O'na şüphe duymaksızın kalpten bir inancı, ibadete layık tek varlığın Allah olduğunu benimsemeyi ve buna göre hareket etmeyi gerektirir. Müslüman, Allah'ı Kur'an-ı Kerim'in ve Hz. Peygamber'in (as) bildirdiği isimleri ve sıfatlarıyla tanır ve kabul eder.
Bütün varlıkları yaratan, verdiği nimetlerle yaşatan, kullarına şefkat ve merhametiyle davranan, güç ve kudret sahibi, övgüye layık olan, her türlü övgüden hep daha üstün olan, kulluk ve ibadeti sadece kendisine yapmamız gereken Rabbimiz Yüce Allah'ın varlığına ve birliğine inanmak, bütün iman esaslarının özü ve temelidir.
2- Meleklere İman
Melekler Allah'ın nurdan yarattığı, gözümüzle göremediğimiz varlıklardır. Özellikleri hakkında bildiklerimiz Kur'an ayetlerinde ve Hz. Peygamber'in (as) açıklamalarında verilen bilgilerle sınırlıdır. Bu bilgilere göre meleklerin cinsiyetleri yoktur, yiyip içme gibi ihtiyaçları bulunmaz. Daima Allah'ın emirlerini yerine getirirler. Hiçbir zaman isyan etmezler. Gece gündüz Allah'ı anar, mümin kullar için dua ederler. Güzel kokulardan, güzel sözlerden, öğrenme ve öğretme ortamlarından hoşlanırlar, Kur'an dinlemeyi çok severler.
3- Kitaplara İman
Kutsal kitaplar, insanın dünya hayatında iyiyi, doğruyu ve güzeli bulabilmesi; kötü, yanlış ve çirkin olan şeylerden de uzaklaşabilmesi için Allah tarafından gönderilen, ilâhî bilgiler içeren, yol gösterici kaynaklardır. Kitaplara iman, Allah'ın peygamberlere gönderdiği vahiylere inanmak anlamına gelir.
4- Peygamberlere İman
Allah'ın gönderdiği vahyi insanlara ulaştıran kimselere peygamber denir. Allah, insanların içinden bazılarını peygamberlik görevi için seçer. Peygamberler, Allah tarafından mesajlarını insanlara ulaştırmakla görevlendirilen insanlardır. Peygamberler, dini insanlara ulaştırmakla kalmamışlar, kendileri de birer mümin olarak hayatlarıyla insanlara örnek olmuşlardır. Görevlerini yerine getirirken pek çok zorlukla karşılaşmışlar ama yılmaksızın görevlerini yerine getirmişlerdir. Hatta bazıları inkarcılar tarafındanşehit edilmişlerdir. Biz Müslümanlar, ilk insan ve ilk peygamber olan Hazreti Âdem'den son peygamber Hazreti Muhammed'e (aleyhisselam) kadar gönderilmiş bütün peygamberlere iman ederiz.
5- Kaza ve Kadere İman
Kader, Allah'ın kainattaki kanunları ve ölçüleri; kaza ise işlerin o kanun ve ölçülere göre meydana gelmesidir. Her şey, Allah'ın bilgisi dâhilindedir, O'nun bilgisi ve yaratmasıyla gerçekleşir. Kaza ve kadere iman, Allah'ın ilim, irade, kudret gibi sıfatlarına inanmanın bir sonucudur. Kaza ve kadere iman etmek; hayır ve şer, iyi ve kötü, canlı ve cansız, faydalı ve faydasız ne varsa hepsinin Allah'ın bilgisi, dilemesi, kudreti, hikmeti ve yaratması ile olduğuna, Allah'tan başka yaratan olmadığına inanmak demektir. İnsan ne yapmak isterse kendi iradesiyle seçer. İnsan yaptığı seçimlerden ve eylemlerinden sorumludur.
6- Ahirete İman
Ahiret; son, sonra olan, son gün gibi anlamlara gelir. İnsanın ölümüyle başlayıp çeşitli aşamalardan sonra sonsuza kadar sürecek olan hayata ahiret hayatı denir. Ahirete iman, Müslümanı, insanın ve diğer varlıkların boş yere yaratılmadığı, amaçsız olmadıkları sonucuna ***ürür. Bu inanç, insanların dünya hayatının şekillenmesinde en önemli rolü üstlenir. Mümin insan, ahirete iman ettiği için dünyayı bir sınav yeri olarak değerlendirir. Ölümü bir son ve yok oluş olarak görmez. Ebedî hayatını cennette geçirmek amacıyla dünya hayatında kendisine sunulan imkânları ve fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye çalışır. Sorumluluklarını yerine getirir. İyi de olsa kötü de olsa bütün yaptıklarından hesaba çekileceğini bildiği için hayatını bu sorumluluk duygusuna göre yaşar; tutum ve davranışlarını buna göre oluşturur.