Sel felaketi sonrası yaşanan olaylar, millet olarak bir çok yönden nasıl bir haleti ruhiye içerisinde olduğumuzu ve ortaya çıkan olumsuzlukların ne yaparsak giderilebileceğini açıkça ortaya koydu.
Selden neden zarar gördüğümüz noktasında hem fikir olmayan yok.Plansız yapılaşma,oy hesabının getirdiği düzensizlik,tedbirsizlik vs. Yıllardır bu memleketin yine kendi eli ile çizdiği talihi.Bundan sonrası için nasıl bir önlem alınacağının veya alınıp alınmadığının cevabını -Allah bir daha göstermesin ama olursa- başka bir afette göreceğiz Kim neyi ne kadar yapmış,laflar havada mı kalmış anlayacağız..
Fakat ahlaki erozyonun getirdiği felaket ne yazık ki başka bir acıyı berberinde getirdi .Maddi plandaki kayıpların telafisi temin edile bilir.Ama ruhta açılmış yaralar,ahlaki bozulma, fırsatçılık şayet tamir edilmez ise daha büyüğünün açacağı yara tamir bile görmeye bilir.Hırsızlık,ahlaksızlık gibi insanlığın en ağır suçlarının önüne geçilmezse onların ateşi herkesi yakar.Ekonomik krizin en büyük sebebi bu değil miydi?
Peki niçin o gün insanlar buna tevessül ettiler? Başkasına ait küçük bile olsa bir eşyanın sahibinin izni olmadan alınmasının hırsızlık olacağının bilinmiyor olması düşünülemez. Fakirlik edebiyatı yapmanın da bir alemi yok.
Onurlu bir milletin evlatları üç kuruşluk eşyaya teslim olmamalı.Hiç bir gerekçe en ufak bir şey almayı bile haklı çıkaramaz.
Fakat her şeye rağmen bir camide imamı dinleyen insanların aldıklarını gece camiye bırakmış olmaları biraz yüreğimize su serpti.Bir yerde buna sebeb olan güvenlik açığı belli.
Millet olarak beslendiğimiz kaynakların sağlamlığı ortada.Ama onların şu veya bu sebeple ihmali ve göz ardı edilmesi ,insanlığı esfele safilin derekesine düşürecek işlere bulaşmasına kolay neden oluyor.
Bu görüntünün, belki her anını organize işlerle görmemek mümkün değil.
Malum patronun tv kanalı molozlar arasından üç beş kuruş kazanırım düşüncesi ile bir şeyler aryan insanların görüntüleri arasında devlete laf söylüyordu.dolaysıyla bugünkü hükümete gönderme vardı.Oysa o tv kanalının patronu vergi kaçırmak suçundan en ağır ceza ile karşı karşıya.
Bu ülkede herkes görevini iyi yapsaydı bu yaşadıklarımız daha asgari seviyede olabilirdi.
Son tahlilde sebep-sonuç ilişkisi iyi ele alınır üzerine gidilirse eksik olanın ne olduğu ve bunun ne ile giderileceği kendiliğinden ortaya çıkar.
Selden neden zarar gördüğümüz noktasında hem fikir olmayan yok.Plansız yapılaşma,oy hesabının getirdiği düzensizlik,tedbirsizlik vs. Yıllardır bu memleketin yine kendi eli ile çizdiği talihi.Bundan sonrası için nasıl bir önlem alınacağının veya alınıp alınmadığının cevabını -Allah bir daha göstermesin ama olursa- başka bir afette göreceğiz Kim neyi ne kadar yapmış,laflar havada mı kalmış anlayacağız..
Fakat ahlaki erozyonun getirdiği felaket ne yazık ki başka bir acıyı berberinde getirdi .Maddi plandaki kayıpların telafisi temin edile bilir.Ama ruhta açılmış yaralar,ahlaki bozulma, fırsatçılık şayet tamir edilmez ise daha büyüğünün açacağı yara tamir bile görmeye bilir.Hırsızlık,ahlaksızlık gibi insanlığın en ağır suçlarının önüne geçilmezse onların ateşi herkesi yakar.Ekonomik krizin en büyük sebebi bu değil miydi?
Peki niçin o gün insanlar buna tevessül ettiler? Başkasına ait küçük bile olsa bir eşyanın sahibinin izni olmadan alınmasının hırsızlık olacağının bilinmiyor olması düşünülemez. Fakirlik edebiyatı yapmanın da bir alemi yok.
Onurlu bir milletin evlatları üç kuruşluk eşyaya teslim olmamalı.Hiç bir gerekçe en ufak bir şey almayı bile haklı çıkaramaz.
Fakat her şeye rağmen bir camide imamı dinleyen insanların aldıklarını gece camiye bırakmış olmaları biraz yüreğimize su serpti.Bir yerde buna sebeb olan güvenlik açığı belli.
Millet olarak beslendiğimiz kaynakların sağlamlığı ortada.Ama onların şu veya bu sebeple ihmali ve göz ardı edilmesi ,insanlığı esfele safilin derekesine düşürecek işlere bulaşmasına kolay neden oluyor.
Bu görüntünün, belki her anını organize işlerle görmemek mümkün değil.
Malum patronun tv kanalı molozlar arasından üç beş kuruş kazanırım düşüncesi ile bir şeyler aryan insanların görüntüleri arasında devlete laf söylüyordu.dolaysıyla bugünkü hükümete gönderme vardı.Oysa o tv kanalının patronu vergi kaçırmak suçundan en ağır ceza ile karşı karşıya.
Bu ülkede herkes görevini iyi yapsaydı bu yaşadıklarımız daha asgari seviyede olabilirdi.
Son tahlilde sebep-sonuç ilişkisi iyi ele alınır üzerine gidilirse eksik olanın ne olduğu ve bunun ne ile giderileceği kendiliğinden ortaya çıkar.