İlk Yardım

' Kontes..

Bayan Üye
BURADA ÇEŞİTLİ KONULARDA BAŞIMIZA GELEBİLECEK KAZALARDA İLK YARDIM OLARAK NE YAPABİLİRİZ. ?

Hayatın içinde bazen yaşamı tehlikeye sokan acil durumlarla karşılaşabiliriz. Böyle acil durumlarda yaşam ve ölüm arasındaki zaman bazen bir kaç dakikayla ölçülür. Bu bir kaç dakikalık zaman diliminde yapılabilecek ufak tefek bazı müdahaleler çoğu zaman hayat kurtarıcıdır. Bir sağlık kurumuna ulaşıncaya kadar veya doktorunuza ulaşamayacağınız bir durumda bu küçük detaylar ve ilk müdahale sayesinde hayati tehlike yaratabilecek bazı durumlara engel olabilir hayatımızı yada insanların hayatını kurtarabiliriz..​
 
---> İlk Yardım

Öncelikle tüm pet sahiplerinin bir ilk yardım çantası bulundurması gerekir. Eğer mümkünse ilk yardım çantasından iki tane hazırlayarak birisini arabada diğerinide evinizde bulundurun.
İlk yardım çantasının içinde olması gerekenler,

Enjektör (gerektiğinde ilaç içirmek için), makas, cımbız veya pens, Turnike, tampon, sargı bezi, pamuk, flaster, dijital bir termometre ( mümkünse klasik civalı termometreleri kullanmayın), antiseptik bir solüsyon ( Biokadin, Zefiran gibi ), antibiyotikli bir merhem ( Terramycin merhem, Furacin pomad gibi )Antihistaminik pomad veya tablet, Amonyak

İLKYARDIM

TANIMI :


Ani olarak hastalanan veya kazaya uğrayan kimseye anında, olay yerinde ve çevre imkanlarından yararlanılarak yapılan, tıbbi olmayan geçici müdahaleyeİLKYARDIMdenir.


İLKYARDIMDA AMAÇLAR :

1- Hayat kurtarmak
2- Durumunu korumak
3- Sakatlıkları önlemek


İLKYARDIMDA 6 SAFHA :

1-Tedbir (İlkyardımcının kendisinin ve kazazedenin güvenliğinin sağlanması)
2-Teşhis
3- Tedavi
4- Telekomünikasyon (haberleşme)
5-Triaj (öncelikli kazazedenin belirlenmesi)
6- Taşıma


İLKYARDIMCIda bulunması gereken özellikler :

1- Her zaman tedbirli olmalıdır
2- Soğukkanlılığını korumalıdır
3- Cesaret gösterilerinden ve emin olmadığı uygulamalardan kaçınmalıdır


İLKYARDIM’ da haberleşebilecek telefon numaraları :

110 İtfaiye
112 Ambulans
114 Zehir Danışma Merkezi (Sağlık Bakanlığı)
154 Trafik polisi
155 Polis imdat
156 Jandarma imdat
 
Son düzenleme:
---> İlk Yardım

köpek Isırmalarında İlk Yardim

KÖpek Isirmalarinda Yapilacak İlk Yardim Şu Şekİlde Olmalidir. KÖpeĞİn IsirdiĞi Yer Bol Sabunlu Su İle Yikanmalidir.dİkİŞ Attirilmamali Ve En Yakin SaĞlik KuruluŞuna Kuduz AŞisi Ve Yara Tedavİsİ İÇİn BaŞvurulmalidir.

Kuduz AŞisi Isirilmaya Maruz Kalindigi GÜn 0. GÜn, 3. GÜn Ve 7. GÜnde Yapilir Gerek GÖrÜldÜĞÜ Takdİrde Son AŞidan Bİr Hafta Sonra Tekrar Bİr Doz Daha Yapilir.

yılan Sokması

Yilan Sokmalari Genellİkle El Ayak BÖlgelerİnde Olamaktadir. Bu BÖlgede Yilan Isirigindan Sonra Şİddetlİ AĞri Olur. Yian Isirdiktan Sonra IsirilanbÖlgenİn Üst Kismindan Bİr Turnİke UyĞulayarak Zehİrİn VÜcuda DoĞru İlerlemesİ Engellenİr. Yilan IsiriĞi Olan Yer Temİz Bİr Kesİcİ Aletle Çİzİlewrek Kanatilir. AĞzinya Yara Ve ÇÜrÜk DİŞİ Olmayan Bİrİ Buradan Yarayi Emerek İÇİndekİ Kani AĞzina Çekİp TÜkÜrmelİdİr. Yuytarsa Kendİsİde Zehİrlenebİlİr. Daha Sonra En Yakin SaĞlik KuruluŞuna Gİtmelİdİr.
 
---> İlk Yardım

ZEHİRLİ ÖRÜMCEK ISRMASINDA İLK YARDIM:

Örümceğin sokmasıyla birlikte önce lokal sonra yaygın çok şiddetli ağrı başlar. Göz bebeğinde küçülme ; miyoziz vardır. Morarma ve sıkıntılı solunum, nabızda 40’a kadar düşme, kan basıncında yükselme görülür. Bulantı, kusma, terleme, ağır vakalarda konvülziyonlar da bulgular arasındadır. Örümcek zehirini gıdalara da bırakır ve bunlar yenilirse zehirler.
Örümceğin soktuğu yere amonyaklı su, permanganat, karbonat eriyiği, sirke gibi antiseptik özellikteki sıvılardan biri sürülür. Analjezik verilir. Örümcek anti serumu uygulanır.

ARI SOKMALARI:

Bal arı türleri arka kısımlarındaki zehirli iğnelerini deriye batırarak sokarlar. Isıran tür arılar zehirlerini ağızlarıyla bırakırlar. O bölgede ağrı, birkaç dakika sonra yanma, şişme ve deride kırmızı kabarcıklar olur. Çok duyarlı kişilerde daha önemli durumlar hatta ölüm görülebilir.
Arının soktuğu yada ısırdığı bölge hareket ettirilmez, üzerine buz torbası konulur, amonyaklı su sürülür. Arının iğnesi soktuğu yerde kalmışsa ağrı giderildikten sonra, alevden geçirilmiş iğne ile çıkarılır. Duyarlı olan kişilerde ; örneğin astımlı bir kişide, arı vBulletin. böcek soktuğu an çok çabuk şişme, yanma olur. Bundan önemlisi solunum yolunda tıkanma olacağından hemen hastaneye iletilir.
 
---> İlk Yardım

YANIKLAR:

Yumuşak ( deri, mukoza, kas, damar, sinir, lenf) ve kemik dokuların; ısı, ışın , elektrik, radyasyon ( fiziksel), asit, baz (kimyasal) vBulletin. etkenlerle yanması sonucu oluşan yaralanmalara YANIK denir.

YANIKLARIN DERECELERİ:

a-) BİRİNCİ DERECE YANIKLAR:
Deride kızarıklık görülür, ağrı ve yanma hissi vardır. derinin bütünlüğü bozulmamıştır, iz bırakmadan tamamen iyileşir.

b-) İKİNCİ DERECE YANIKLAR:
Deri ileri derecede kızarıktır. bu kızarık bölgede içi su dolu kabarcıklar (büller) vardır. Bunların içindeki su, damarlardan sızan kan serumudur. su dolu kabarcıkların patlatılması bilinçli olarak enfeksiyon kapısının açılması demektir ve çok tehlikelidir.

c-) ÜÇÜNCÜ DERECE YANIKLAR:
Deri, deri altı yumuşak dokular (kas, damar, sinir) kemiğe kadar yanığa katılır ve yıkıma uğrar. deri bütünlüğü bozularak açık yanık yarası oluşur. enfeksiyon kaynağı olma olasılığı yüksektir.

d-) DÖRDÜNCÜ DERECE YANIKLAR:
Kemik doku da yanığa katılmıştır. yanan vücut bölümleri kömürleşerek, tüm deri, deri altı ve kemik dokuları yıkıma uğrar. yanık vakalarında yanık şokunun önlenmesi gerekir. yanık yüzey derinliğinden önce değerlendirilir. eğer deri yüzeyinin 1/3, veya % 30 u ve daha fazlası yanmışsa bu durumdaki kişi çok ağır bir hasta olarak değerlendirilir ve hemen acil yardım almalıdır.

NEDENLERİ

Yanık, alev ya da sıvı, katı ve buhar halindeki sıcak cisimlerin doğrudan etkisiyle oluşur. Bunların yanında, elektrik çarpması ya da sülfürik asit gibi kimyasal maddelerle temas sonucunda da yanığa benzer lezyonlar oluşabilir. Dokunun gördüğü zarar, ısının yüksekliği ve dokunun ısıya maruz kaldığı süre ile doğru orantılıdır. Dokunun 550C'lik ısı-ya 30 saniye süreyle maruz kalması sonucunda yalnız o bölgede kızarıklıkla (eritem) ortaya çıkan hafif düzeyde bir reaksiyon oluşur. Isının 650C'ye çıkması, aynı sürede, o bölgedeki derinin zedelenmesine yol açar. Yanık, ne kadar derine inmişse ve ne kadar geniş bir yüzeye yayılmışsa o kadar ağırdır.

İlk Alınacak Önlemler

Yanıkların mutlaka bu konuda uzmanlaşmış hastanelerde tedavi edilmesi gerekir. Bununla birlikte, çoğu durumda yanıklı hastaya ilk girişim, kazanın olduğu bölgede yapılmalıdır. Bu yüzden yanan hastaya yaklaşımda şu temel kurallara uyulmalıdır:

-Ilk iş olarak yanığa neden olan ısı kaynağı hemen uzaklaştınlmalı ve etkisiz hale getirilmelidir.

-Bu amaçla hastanın vücudunun üstündeki alev hemen bir battaniye ya da örtüyle söndürülmelidir.

-Hastanın üstündeki giysiler hemen soğutulmalı, zararlı bir kimyasal maddeye bulaşmışsa çıkartılmalıdır. Hastanın giysileri dikkatle üstünden çıkanImalıdır. Bu işlem aceleyle ve dikkatsizce yapılırsa, yanık bölgesine yapışmış olan giysilerin çıkanlması bölgenin daha fazla zarar görmesine yol açabilir. Özellikle vücuda değen ve alev olmadan da yanma özelliği olan plastik gibi maddelerin deriyi zedelemesini engellemek gerekir.

-Bulunduğu bölgeye zarar vermeyen giysileri çıkarmak gereksizdir; yanık bölgeleri sterll (mikroptan anndınlmış) gazlı bezlerle örtülmelidir.

-Bölgeyi dezenfekte etmemek ve bölgeye pomat sürmemek gerekir.

-Hasta bir an önce hastaneye götürülmelidir.

Ufak yanıklar evde de tedavi edilebilir. 'ıbölgesine herhangi bir pomat sürülmemelidir. Aynca bölgede içi berrak sıvı dolu olan keseciklerin oluşumuna neden olan yanıklarda enfeksiyon gelişmesini engellemek için bu kesecikler patlatılmamalıdır. Yapılacak tek şey bu bölgenin mikroplardan arındırıcı maddelerle yıkanması ve sargı bezleriyle bölgenin gevşekçe sarılmasıdır. (Ağır yanıklarda bölge dezenfekte edilmez.)
Böyle bir önlem bakteri kökenli bir enfeksiyonun oluşmasını engellerse de, bütün önlemlere karşın gene de enfeksiyon oluşabilir.
Yanıkların değerlendirilmesinde dikkatli davranmak gerekir; yalnızca kızanklık oluşumuna neden olsa da, yaygın yanıklarda mutlaka bir hekime başvurulmalıdır
 
---> İlk Yardım

BOĞULMALARDA İLK YARDIM:

Vücudun yaşamsal sistemlerinden solunum sistemine su, yabancı cisim kaçması, intihar, zehirlenme vBulletin. nedenlerle bu sistemin işlevinin durması yada bozulması durumuna boğulma denir.

SUDA BOĞULMALARDA İLK YARDIM:

a-) Hasta hemen yüz üstü durumuna getirilir. Olanaklı ise başı vücudundan daha aşağı tutulmalıdır. En iyisi suyun bronşlardan pasif olarak dışarı çıkmasını sağlamak amacıyla kalçaların kaldırılmasıdır. Birkaç saniye için hastayı baş aşağı getirmek olanaklı ise de bu durumda daha uzun bırakılmamalıdır. En değerli olan ilk zamanlar elbiseleri çıkarmak, battaniyelerle ısıtmak gibi işlerle geçirilmelidir.

b-) Üst solunum yolları hemen temizlenmelidir. Bunun için varsa takma dişler ve çeşitli yabancı cisimler ağızdan parmakla çıkarılmalı, alt çene ve dil öne doğru çekilmelidir ( soluk yolunu açma).

c-) Boğulan kişiye temel yaşam desteği uygulanır. Normal kardiyorespiratuvar işlevleri yeniden başlayıncaya kadar sıcak ve yatar durumda tutulmalıdır. Aldığı sular boşaltılmaya çalışılmalıdır.

d-) Hastanın bilinci yerine gelmeye başlarken, amonyak ve nitritte d’amyle koklatılması hastanın geçici olarak derin soluk almasını sağlar.

e-) Acil yardım 112 servisiyle iletişim kurulmalıdır.

Suda boğulmada kurtarma gecikmişse kazazede derinden çıkarılmışsa, akciğerlerdeki ve midedeki suyun boşaltılması gerekir. Akciğerler su ile dolu ise yapay solunum etkisiz olur. Yutulan suyun boşaltılması için, boğulanın karnından iki elle tutulup, bel yukarı kaldırılır. Hastanın beli baş yerden kesilinceye kadar kaldırılmalıdır. Hasta ile yer ikiz kenar üçgen yapılacak şekilde tutulur. Bu durumda baş ve göğüs aşağıda kalacağından soluk yollarındaki su boşalır. Suyun dışarı atılmasından sonra hastada kalmış olan suyun boşaltılması olanaklıdır. Bunun için hasta sırt üstü yatırılır başı yana çevrilir ve çene vücuttan uzaklaştırılır. Başın bu durumu bir kişi tarafından korunurken başka bir kişide kazazedenin ayaklarından tutarak yukarı kaldırır. Ayaklarla birlikte kalçanın yerden yükseltilmesi akciğerlerdeki suyu boşaltır. Bu yöntemle batın organlarının diyafragmaya baskı yapması sonucu suyun akciğerden boşaltılması kolaylaşır. Bunun ardından fazla zaman kaybetmeden yapay solunuma geçmek gerekir. Boğulmada, yapay solunumun yerini hiçbir uygulama tutamaz. Suda boğulan hiçbir zaman ayakta tutulmaz, ayağa kaldırılmaz. Sıkı elbiseler çıkarılır, hastayı üşütmemek için üzeri battaniye ile örtülür. Vücut ısısı korunmalıdır. Hasta en yakın sağlık kuruluşuna gönderilmelidir.

BOĞAZA KAÇAN YABANCI CİSİM BOĞULMALARINDA İLK YARDIM:

Boğazdan yabancı cisim çıkarılması için hastaya yan yatış pozisyonu verilir. Sırta elle birkaç kez vurulur. Vuruş ile ani ekspirasyon meydana geleceğinden yabancı cisim dışarı atılır. Ağız boşluğunda kalırda elle alınır. Yabancı cisim yutakta ise ilk yardımcı işaret parmağıyla cismi alabilir. Yabancı cismin parmakla alınamadığı vakalarda kişi karnından tutulur ve elle desteklenerek baş ve vücut öne doğru eğdirilir. Sırta vurma ile basınç yapılarak cismin hava ile dışarı atılması sağlanır. Maddenin cinsi ve de miktarı bilinmelidir. Örneğin fasulye nohut gibi sıvı ortamda şişme özelliğine sahip maddeler kısa zamanda büyüyerek boğulmayı çabuklaştırır. Bu maddelerin alınması ancak klinikte operasyonla mümkün olacağından ilgili kliniğe sevki çabuklaştırılmalıdır. Özafagusa balık kılçığı gibi batıcı cisimler takılır. Bunların su veya ekmek lokmasıyla indirilmesine uğraşmak özafagusun yırtılmasına neden olur. Uzman hekim tarafından müdahale edilmesi için hastaneye sevk edilir.
 
---> İlk Yardım

BURUN KANAMASI: (Epistaksis ):

Burun kanaması çeşitli travmalardan, üst solunum yolu enfeksiyonlarından ve tansiyondan ileri gelir ve kanma burun içi dokusundaki damarların yırtılması veya burundaki küçük kılcal damarların çatlaması sonucu olmaktadır. Bunların dışında ;
1-) Kafatası kırığı
2-) Yüz yaralanmaları, yumrukla vurmaya bağlı olanlarda dahil
3-) Sinüzit enfeksiyon veya burun içinde bir başka anormallik.
4-) Kanama bozuklukları


İLK YARDIM:

BURUN KANAMASI SIRASINDA ŞUNLAR UYGULANMALIDIR:
a-) Burun deliklerini sıkarak veya üst dudak ile diş etleri arasına yuvarlak gazlı bez yerleştirip bastırarak basınç uygulayın.
b-) Hastayı mümkünse pencere açıp, önüne oturtun ve başı öne eğin, böylece boğaza akan kan akciğere geri çekilmez
c-) Hastayı sakin tutun özellikle tansiyonu yüksek olan ve endişeli hastalarda önemlidir. Endişe kan basıncını yükseltir, buda kanamayı arttırır.
d-) Burun üzerine ve ense kısmına soğuk pansuman, buz torbası koyun. Lokal soğutma kanamayı kontrolde yardımcı olur.
 
---> İlk Yardım

krklardaatelealma8my.jpg

Kırık durumlarında en önemli kural,kırık bölgenin hareketsiz kalmasını sağlamaktır.
Kırık, kemikdokusunun sürekliliğinin tümüyle bozulmasıdır. Kırıklar çoğu zaman şiddetli ve ani düşüşler, araba kazaları gibi travmatik olaylar sonucu meydana gelir. Bir de travma olmaksızın ya da önemsiz bir olay sonucu ortaya çıkan kırıklar vardır. Bunlar, kemiklerin gereği kadar dayanıklı olmamasından kaynaklanır. Raşitizm, osteoporoz (kemik dokusunun yoğunluğunun azalması), osteomiyelit (kemik sert. dokusu ve iliği iltihabı), kemik veremi, birincil ya da ikincil kemik tiimörleri gibi kemik yapısında zayıflamaya ya da erimeye yol açan hastalıklar bu tür kınklara yol açabilir.
Tek bir bölgeyle sınırlı kırık olguları bile tüm vücudu kapsayan bir tehlike yaratabilir. Bünyeye göre de değişebilen bu tehlikelerin en önemlileri yağ tıkaçları ya da aşırı kanamaya bağlı hipovolemik (dolaşımdaki kan hacminin azalmasına bağlı) şoktur.
Bu yüzden hastanın yalnızca kırık bölgesiyle değil, genel durumuyla da ilgilenmek gerekir.

KIRIK TURLERI

Kapalı ve açık kırıklar arasında ayrım yapmak büyük önem taşır. Açık kırıkta deri ile derialtındaki yumuşak dokuların bütünlüğü bozulmuştur ve kırık hattı, dış ortam ile ilişkidedir. Kemik dokusunun iltihaba karşı direnci daha düşük olduğundan, açık kırıklarda kemik iltihabı tehlikesi çok yüksektir. Kapalı kırıkta ise kırığı kaplayan ve dış ortamdan ayıran dokuların bütünlüğü bozulmamıştır. Her iki kırık türünde de sinirlerde, kan ve lenf damarlarında ve çevredeki yumuşak dokularda çeşitli derecelerde lezyonlar oluşabilir. Kırıklar her zaman kolay fark edilmez. Ama hastanın yanlış taşınması bazen çok ağır zararlar getirdiğinden, tanıda hata payını en aza indirmek gerekir. Bir kınğı yok saymak ise yanlış tanımlamaktan daha tehlikelidir. Örneğin, bir omur kırığı fark edilmez ya da kırık kuşkusu önemsenmezse, hastanın dikkatsiz ve yanlış taşınması omurilikte hasara, sonuçta da felce neden olabilir.
Tam kırıklarda belirtiler çoğu zaman dikkat çekicidir. Bunlar, kırık bölgesinde ağrı ve acı, şişlik, anormal hareketlilik, kemik gıcırtısı gibi ayırt edici sesler, biçim bozukluğu ve işlev kaybı ya da zayıflığıdır.

Tanı:

Doğal olarak bir kırığın tanınmasındaki en temel unsur, belirtilerin ortaya çıkmasına neden olan travmatik olay konusunda bilgidir.
Özellikle tam olmayan kırıklarda, tanının kolay olmadığı durumlar vardır. Bunun nedeni belirtilerin zayıf ya da (ömeğin, giysilerin altında) gizlenmiş olmasıdır. Bu kuşkulu durumlarda çok
dikkatli hareket etmek gerekir. Öncelikle zarar gördüğü sanılan bölgedeki giysiler dikkatle çıkarılmalıdır. İşlem hastaya zor geliyor ya da acı veriyorsa hemen durdurulmalı ve kınk varmış gibi hareket edilmelidir. Daha hafif olgularda ilkyardımı yapan kişi parmağını kınk olduğundan kuşkulandığı kemik üzerinde gezdirerek yerel bir acı olup olmadığına bakabilir. Parmak lezyon bölgesine ulaştığında acının artması, kırık kuşkusunun doğrulanmasında önemli bir unsurdur.
Kırığın en sık rastlanan sonuçları şok, iltihap (açık kırıklarda) ve yağ embolisidir. Kırık kemiğin iliğinden kana geçen yağ tıkaçları akciğere ulaşarak acı, solunum zorluğu, ateş, kalp atışının artması, ajitasyonla seyreden ve ölümcül olabilen bir tabloya yol açabilir.

Kırık Çeşitleri;

Kırığı tanımada genel ölçütler ve kırık karşısında davranışın temel kuralları önceki maddede açıklanmıştır. Bu maddede ise kırıklarda uygulanacak önlemler yer almaktadır.

KOL KIRIKLARI

Kol kırığı söz konusu olduğunda, dirseğin altında kalan bölümü (önkol) göğüs üzerine kıvrıp bir eşarp ile bağlamak, üst bölümü ise gövdeye doğru, önden ve arkadan birer tahta parçası (ya da katlanarak sertleştirilmiş gazete, dergi vBulletin) arasına alarak sabitleştirip gövdeye bağlamak gerekir. Özellikle çocuklarda sık rastlanan dirsek kırıklarında, koltukaltından parmaklara kadar kolun tümü, tahta parçaları yardımıyla bulunduğu konumda sıkmadan sabitleştirilmelidir. Bilek ve önkol kırıklarını da, kumaşa sarılmış sopalarla sıkmadan hemen sabitleştirmek, elin ayasını aşağı doğru tutarak hastayı bir an önce hastaneye götürmek gerekir. Köprücük kemiği kırığında önkol gövdeye doğru kıvrılır ve boynun arkasından bağlanan üçgen biçimli bir bezle buraya tutturulur. Önkol ile göğsün arasına yumuşak bir madde konur. Kırık bulunan kol, sağlıklı kolun koltukaltından bağlanan bir şeritle sabitleştirilir.

BACAK KIRIKLARI

Uyluk kemiği kırığı söz konusu olduğunda, omuzdan ayaklara kadar uzanabilen ve yaklaşık 15 cm genişliğinde bir tahta parçası bulmak gerekir. Tahta parçası, teması yumuşatmak amacıyla bir çarşaf, örtti ya da benzeri bir kumaşla kaplanır. Daha sonra hastanın altına hasar görmüş tarafa yerleştirilip şeritlerle sıkmadan bağlanır; böylece tüm bacak, kalça kemiği ve omurilik sabitleştirilir. Uygun bir tahta bulunamayan durumlarda, hastanın bacakları arasına kıvrılmış bir çarşaf yerleştirilir. Kalçadan ayak bileklerine kadar iki bacak, birbirine şeritlerle (kravat, havlu vBulletin) bağlanır. Dizkapağı kırığında, bacağı kalçadan ayağa kadar olanak varsa kumaşa sanlmış bir tahta parçası ya da sert bir destekle sabitleştirmelidir. Dizden ayağa kadar olan bacak kırıklarında da bacağı kalçadan ayak ucuna uzanan iki tahta parçası arasında sabitleştirmek gerekir. Bu arada bir elle ayağın ucunu. öbürüyle de topuğu tutup yavaşça çekerek bacağı düzeltmek yararlı olur. Ayak kemiği ya da parmaklannda kınk olduğunda ayakkabı çıkarılmalı, aşırı ağrı ya da başka bir nedenle çıkanlamıyorsa kesilmelidir. Daha sonra kalın kompresler uygulanır ve ayak, sıkılmadan bağlanır.Böylece kırık görece hareketsiz hale getirildikten sonra hasta en yakın hastaneye götürülür.

YÜZ KEMİKLERINDEKİ KIRIKLAR

Yüzdeki kırıkların en yaygın nedeni trafik kazalarıdır. En çok çeşitli travmalar sonucu oluşabilen burun kırıklarına rastlanır. Çoğu kez burun kırığı fark edilmez. Özellikle çocuklarda, travma sonrası uygun biçimde tedavi edilmeyen kırık bir burnun, bozuk biçimde iyileşerek, estetik sorunların yanı sıra hava geçişinde zorluklar yaratabileceği unutulmamalıdır. Böyle biçim bozukluklarının yetişkin yaşta cerrahi yolla onarılması güçtür.
Altçene kırığına özellikle trafik kazalarında ve sporcularda oldukça sık rastlanır. Bu kemikteki kırıklar, oluşan biçim bozukluğundan ötürü kolay fark edilir. Ama bazen kemik uçlarındaki oynama çok hafif olduğundan kırık anlaşılamayabilir.Hastanın ağzını kapatamaması ve tükürüğün kanla kanşık olması altçene kınğının belirtilerindendir. Altçenenin tüm hareketleri acı verir. Çoğunlukla dişlerde de kınlma vardır.Bu durumda yapılacak ilkyardım çeneyi hafifçe kaldırarak ağzı üst ve alt dişler iç içe oturana değin kapatmaktır. Daha sonra çene, iki şeritle başın üstünden ve enseden bağlanarak sabitleştirilir.Hastada kusma varsa, bağı çözmek gerekecektir. Çene nazikçe desteklenerek kusma bitinceye değin baş bir yana çevrilir.

OMURGA KIRIKLARI

Omurga kırığı, ilkyardımda en çok sorun oluşturan türdür. Yanlış bir hareket, omurga içinden hareket sinirlerine ve duyulara giden sinir köklerini ya da omuriliği örseleyerek felce neden olabilir. Boyun omurlarındaki kırıklarla öteki omurga kırıklarını ayırt etmek gerekir. Boyun omurlarındaki kırıklarda hastayı hareketsiz tutmak çok önemlidir. Hastanın taşınması için en az 4 kişi gereklidir. Hastayı sedyeye ya da kumaş kaplı tahta bir levhaya (en az iki metre uzunluğunda olmalıdır) taşırken
bir kişi başı vücut doğrultusunda tutmalı, biri omuzlan, biri kalçaları, öteki de bacakları tutarak kaldırmalıdır. Bu koşullar sağlanamıyorsa, en iyisi cankurtaranı beklemektir. Olanak varsa hasta, sedyeye koyulabilecek kadar kaldırılıp sık aralıklı şeritlerle bağlanır. Başın altına hiçbir şey koyulmamalı, ama hastaneye gidene değin hareketsiz kalmasını sağlamak için kenarlarına sert ya da yarı sert nesneler (gazete, katlanmış giysiler vBulletin) yerleştirilmelidir. Sırt ve bel kınklarında da aynı önlemler alınmalıdır. Hasta bulunduğunda sırtüstü durumdaysa, döndürmeden önce tahta levhayı uygulayarak omurgada oluşacak kıvnlmalar önlenmelidir. Bu dummda da doğm hareket etmek olanaksızsa, en iyisi cankurtaranı beklemektir
 
---> İlk Yardım

kopanparmaknakl3za.jpg

Kaza yada felaketlerde organ kopmalarına sıklıkla rastlanmaktadır. eğer organ tamamen koparsa total amputasyon, kısmen kopmuşsa (damarları kesik olup kısmı bir deri parçasının veya tendonların sağlam kalması vBulletin.) buna suptotal amputasyon denir. Total amputasyonda kopan organ replantasyon yolu ile tekrar yerine konur. Bu durumlarda, hasta ile kopan organı, steril koşullarda sarılarak acilen sağlık birimlerine iletilir
 
---> İlk Yardım

YARALANMALAR

Yaralanmalarda öncelikle:
-Dezenfektan (mikrop öldürücü) maddenin yaranın içine girmesi engellenmelidir.
-Toz ya da pomat gibi maddeler kullanılmamalıdır.
-Kullanılan sargı fazla sıkılmamalıdır.
Yaralanma terimi, demin, bazen derialtının hatta daha derindeki dokuların bütünlüğünün bozulması için kullanılır.

Yaralanmalar basitçe şöyle sınıflandırılabilir:

a)Basit yaralanmalar: Şiddetli kanamalara neden olmayan, yaşamsal önemi olan organlrın zedelenmediği ve fazla yaygın olmayan yaralanmalardır.
b)Ağır yaralanmalar: Yara derindeki dokuları da içine alıyorsa ve bölgedeki yapıların bütünlüğü bozulmuşsa; genişçe bir alana yayılmışsa ve aynı bölgede birden çok yara varsa; şiddetli kanamalara neden oluyorsa; derindeki yapılar açığa çıkmışsa ya da yara bölgesinde yabancı cisimler kalmışsa, ağır yaralanmadan söz edilir. Ağır yaralarımalara yaklaşım ve tedavi yöntemleri ile şiddetli kanamaların tedavisi farklıdır. Bu maddede yalnız küçük yaralanmalar ele alınacaktır.

Yapılması Gerekenler;

Dikkatsizlik, acelecilik ve yorgunluk gibi nedenlerle yalnızca çocuklar değil, erişkinler de evde ve evin dışında küçük kazalara uğrayabilmektedir. Bir bıçak ya da kırık bir cam parçasıyla yaralanma sonucunda oluşan ve çok kanamaya neden olan bir kesik, duvar ya da demir. törpüsü gibi pürtüklü bir yüzeye sürtünme sonucunda ortaya çıkan bir sıyrık ya da çekiç ve çivi kullanırken ortaya çıkan yaralanmalar karşısında ne yapılmalıdır'? Böyle bir durumda her şeyden önce sakin olmak, tartışmaya girmeden yaralanan kişiyi bir an önce aydınlık bir yere oturtmak gerekir.
Bundan sonra, acil girişimde bulunacak kişinin aşağıdaki temel noktaları göz önüne alması gerekir:

1)Girişimi yapacak kişi ellerini su. ve sabunla iyice yıkamalı ve temiz bir havluyla kuruladıktan sonra alkolden geçirerek havada kurutmalıdır.
2)Yara kollardaysa yaralının parmaklanndaki yüzükler ve kollaıındaki bilezikler çıkarılmalıdır. Böylece yaralanma bölgesinde ödem oluşursa bölgedeki kan dolaşımı engellenmemiş olur.
3)Yaranın çevresindeki bölge saf suyla (gerekirse su ve sabunla) yıkan-malı, yara bölgesine dokunulmamalıdır.
4)Yaranın çevresi dezenfektan (mikrop öldürücü) maddeye batınlmış bir parça pamukla silinmelidir.
5)Yaranın çevresi silinirken dezenfektan maddenin doğrudan yaraya değmemesine dikkat edilmelidir. Dezenfektan madde derinin bütünlüğünün bozulduğu yara bölgesindeki hücrelere zarar verebilir.
6)Yaranın üstüne pomat ya da toz ve pudra halindeki ilaçlar sürülmemelidir.
7)Yara bölgesini steril gazlı bezlerle koruyun.
8)Bölgeyi bir sargı bezi ile çok sıkmadan, yaranın her yanını hafifçe ve aynı ölçüde saracak biçimde sann. (Sargı bezinin tek işlevi yara bölgesine sürülen ilacın yerinde kalmasını sağlamaktır.)
9)Yara bölgesinde yabancı cisim (örneğin cam parçaları) varsa sargı yapılmamalı, bölgeyi korumak için üzerine bol miktarda birkaç kez katlanmış steril gazlı bez ya da temiz mendil konmalıdır. Bu sırada yaraya baskı uygulamanın yabancı cisimlerin daha da derine gitmesine yol açabileceği unutulmamalıdır.
10)Yara bölgesinde yabancı cisim varsa ya da yara paslı ya da kirli bir cisimle oluştııysa kazazede mutlaka bir ilkyardım merkezine ulaştınlmalıdır.

Küçük Yaraların Bakımı

Evde ya da işyerinde oluşan küçük yaralarda, yara bölgesi uygun bir yöntemle temizlenu1kten sonra steril gazlı bezle kapatılıp sanlmalıdır.
Aşağıdaki iki temel kural unutulmamalıdır:
-Kullanılan steril gazlı bezler kuru olmalı; yara bölgesinin yumuşamasını önlemek için yaranın çevresi yıkanıp temizlendikten sonra iyice kurulanmalıdır.
-Bölgeye uygulanan sargı ya da flasterin kirlenmedikçe ya da ıslanmadıkça değiştirilmesine gerek yoktur. Gerektiği gibi yapılan sargı, günlerce yara bölgesinde kalabilir.Yara bakımı için gerekli malzemenin olmadığı durumlarda, kanamayı saptayabilmek için açık renkli sargı malzemesi kullanılması önerilir. Steril gazlı bezleri yerinde tutmak için mendil, kravat, havlu ve hatta kadın çorabı bile kullanılır
 
---> İlk Yardım

Kazalardan sonra sıklıkla bilinç kaybı olan kişilerle karşılaşılır.Bilinç kaybı beyin dokusunun kısa süreli olarak yetersiz oksijen alması sonucunda normal görevini yapamaması halidir.Bilinç kaybı, geçici ya da tam olabilir.

BİLİNÇ KAYBI
bayılma,sara nöbeti,beyin kanaması,şeker koması,aşırı dozda alkol alımı ve psikolojik nedenler gibi durumlarda görülür.

BİLİÇ KAYBINDA YAPILMASI GEREKENLER ŞUNLARDIR;
1.Hasta, sakin, bol aksijenli, bir yere taşınır,giysileri gevşetilir
2.Hemen başı yana çevrilir, ağzında lokma yada takma diş varsa çıkartılır.Böylece kusmukların soluk borusuna kaçması engellenmeye çalışılır
3.Hasta sabit yan yatış pozisyonuna getirilir
*Bu pozisyonda hasta sırt üstü yatırılıpbir dizi dik olarak bükülür
*Aynı taraftaki kolu dik olarak vucuda yaklaştırılır
*üste kalan kolu, başının altına gelecek şekilde yerleştirilir.Altta kalan kol ,geriye çekilir.
Bu pozisyon kendliğinde solunum yapabilen kişiler için uygun bir yatış şeklidir.
4.Hastaya ağızdan su yada yiyecek verilmez. Tokatlanmaz yada srsılmaz.
5.Derin soluk almasını uyarmak üzere kolanya gibi maddeler koklatılır
6.2 dakika içinde ayılmayorsa derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulur.

Bilinç kaybı nedenlerinden olan bayılma, ani korku ve sevinçler, heycanlar, uzun süre ayakta durma. açık ya da bazı organik hastalıklar nedeniyle oluşabilir
 
---> İlk Yardım

Kanama, kırık, bayılma, yanık, böcek sokması ve göze yabancı cisim kaçması gibi her zaman karşılaşabileceğimiz sağlık sorunları ile ilgili bilmeniz gereken ilkyardım kuralları bu yazıda.
Kanamalar
- Vücudun herhangi bir yerinde aşırı kanama varsa bunun bir an önce durdurulması hayati önem taşımaktadır.
- Kanayan yeri ve etrafını dikkatlice temizleyip, kanama odağının neresi olduğunu tam olarak anlamaya çalışın.
- Sargı bezi yada temiz bir bezle yaranın üzerini tam olarak kapatıp, elinizle kanayan yerin üzerine baskı uygulayın.
- Kolu yada bacağı yukarı doğru ve kalp seviyesinin üzerine kaldırarak, kan akışını dindirmeye çalışın.
- Bunu yaparken kaldırdığınız kol yada bacakta kırık şüphesi olmadığından özellikle emin olun.
- Yara yeri üzerine sargı bezi yada temiz bir bezle basarak tampon uygulayın. Bunun yarayı tamamen örtmesi gerekmektedir. Bastırarak yara yeri üzerinde dikkatlice basınç uygulayın. Daha sonra sargı bezi ile iyice sarın.
- Kanamanın halen kesilmediği görülürse, daha kalınca bir tamponu aynı sargı üzerinden iyice sarın. Bunun kanama odağının üzerinde ve aşağı yukarı basınç uygulayacak şekilde olmasına dikkat edin.
- Eğer buna rağmen kanama durmuyorsa, kanayan yerin gerisinde, vücuda yakın olan ana atardamarın üzerine elinizle baskı uygulayıp, kan akışının azalmasını sağlayın.
- Ana atardamara 19 dakikadan çok direkt baskı uygulamayın ve damar üzerine herhangi bir sıkı turnike yada bağ bağlamayın.
- Hastayı bacakları gövdeden yukarı durumda olacak şekilde yatırarak derhal bir sağlık kurumuna gönderin.
Küçük deri yaralanmaları ve kanamalar
- Yara üzerinde pis, kir, toz, toprak varsa öncelikle bunları temizleyin; mümkünse temiz ve bol suyla yıkayın. Temiz bir sargı bezi yada bez parçası ile üzerini geçici olarak kapatın. Bir süre yara yerinin üzerine elinizle basınç uygulayarak kanamayı durdurun. Daha sonra temiz bir pamuk parçası ile yaranın üzerini iyice kurulayıp temizleyin. Çıkan kanların oluşturduğu pıhtılar varsa çekip almayın; bunlar kanamanın durdurulmasını sağlayan oluşumlardır.
- Yarayı ve etrafını Betadin solüsyonu ile iyice temizleyin. Bu yaranın mikrop kapmasını engellemeye yarayacaktır.
- Varsa yara bandı ile yara yerini tam olarak kapatın. Yara yeri büyükse steril bir gazlı bez ile yara yerini tam olarak kapatıp, sargı bezi ile sarın.
- Daha sonra yara iyileşinceye kadar düzenli olarak pansuman uygulayın. Yarada sizi endişelendiren bir durum varsa derhal doktorunuza başvurun.

Kırıklar

Kırık şüphesi olan yerde; ağrı, şişlik, duyarlılık, şekil bozukluğu, fonksiyon bozukluğu, hareket anormalliği (olmaması gereken hareket) görülebilir.
Yapılması gerekenler:
- Her zaman öncelikle kanama olup olmadığını kontrol edin. Eğer kanama varsa öncelikle kanamayı kontrol edin ve yarayı sarın.
- Kırık olan yerin hareketine izin vermeyin. Gördüğünüz herhangi bir şekil bozukluğunu asla düzeltmeye çalışmayın.
- Kırık yerin hareketine izin vermeyecek şekilde kol yada bacağı atel ile destekleyin. Bunu yaparken her zaman kırık yerin üzerindeki eklemi de içine alacak şekilde atel uygulaması yapmaya dikkat edin. Eklemin hareketine izin verilmemesi kırık yerinin iyice sabitleştirilmesine olanak sağlayacaktır.
Omurga ve boyun kırıkları
Omurga kırıkları, omurilik zedelenmelerine ve felce neden olabileceği için, daima çok ciddi ve dikkatlice değerlendirilmelidir.
- Hastayı sakinleştirip, kesinlikle kımıldamamasını sağlayın. Hareket etmesine engel olacak şekilde vücudunun etrafını giysi, palto vBulletin. şeylerle destekleyin.
- Boynunu ve başını hiç oynatmayacak şekilde oldukça dikkatli destekleyin.
- Derhal acil tıbbi yardım isteyin.
Bayılmalar
- Bayılan bir kişiyi yere sırtüstü uzatıp, bacaklarını yukarı doğru kaldırın ve rahat nefes almasını sağlayın. Solunum hızını ve nabzını kontrol edin.
- Yanıt durumunu değerlendirin. Anormal bir durum varsa derhal tıbbi yardım isteyin.
- Hasta kendine gelinceye kadar kontrolünüzü sürdürün.
- Hastanın kısa sürede (5-10dk.) kendine gelmesini bekleyin. Gelmiyorsa derhal tıbbi yardım isteyin.
- Hasta kendine gelmeye başladıysa onu sakinleştirerek yavaş yavaş oturma konumuna getirin.
- Düştüğü sırada herhangi bir yerinin yaralanıp yaralanmadığını kontrol edin.
- Yiyecek-içecek vermeyin.
Yanıklar
- Yanığın bulunduğu yer ve yanık alanı önemlidir.
- Yanığın alanı büyüdükçe şok olasılığı artmaktadır. Vücut yüzeyinin %15’inden fazlasını kapsayan yanıklar ölüm tehlikesi oluşturabilir.
- Yanık alanı enfeksiyonlar açısından ciddi bir risk yaratmaktadır.
- Çapı 2-3cm’den büyük, derinin altına kadar inen yanıklar ve elektrik yanıkları mutlaka hastanede doktor kontrolünde tedavi edilmelidir.
- Yanık yeri olaydan hemen sonra temiz soğuk bir suyla, mümkünse musluk altında 5-10 dakika tutulmalıdır.
- Yanık yerine asla yağ, krem, diş macunu, kolonya, pudra gibi maddeler uygulanmamalıdır.
- Eğer yanık yerinde üzerinde içi sıvı dolu küçük kesecikler (veziküller) oluşmuşsa bunlar kesinlikle ellenmemeli ve patlatılmamalıdır.
- Yanık nedeniyle parmak ve ellerde şişme oluşabileceğinden yüzük, saat vBulletin. gibi maddeler çıkarılmalıdır.
- Yanık yerinin enfeksiyon açısından ciddi bir risk taşıdığı kesinlikle unutmamalıdır.
- Yanık alanını ve etrafını Betadin solüsyonu ile temizleyin.
- Temiz bir sargı beziyle yanık yerinin üstünü tam olarak kapatın. Kesinlikle pamuk kullanmayın.
- Yanık yerini basınç ve sürtünmeden korumak gereklidir. Bu nedenle yanık yerinin üzerine çok sıkı bandaj uygulamayın.
- Yanık pansumanı için derhal bir sağlık kurumuna başvurun.
Böcek sokmaları
- Böceğin soktuğu yer kesinlikle kaşınmamalı, üzerine buz yada soğuk kompres uygulanarak şişliğin oluşması azaltılmaya çalışılmalıdır.
- Böceğin soktuğu yer ağız boşluğundaysa (dil, boğaz) oluşabilecek şişlik ve reaksiyon boğulma tehlikesi yaratabilir. Bu nedenle derhal hekime başvurulması yerinde olacaktır.
Gözde yabancı isim
- Gözün tahriş olduğu durumlarda temiz ve bol bir suyla göz iyice yıkanmalıdır.
- Bunu yaparken göze kesinlikle elle temas edilmemesi ve ovuşturulmaması uygun olacaktır.
- Steril bir gazlı bez, göz ve çevresini iyice örtecek şekilde kapatılmalıdır. Bunu yaparken uyguladığınız tamponun göze basınç uygulamamasına dikkat edin.
- Şüphelendiğiniz bir durum yada gözde aşırı tahriş varsa, derhal doktorunuza başvurun.
 
---> İlk Yardım

Solunum sistemi ve suni solunum:
Solunum sistemi üst solunum yolu (ağız, burun, boğaz ) ve alt solunum yolundan ( larenks, trakea, bronşlar, akciğerler ) oluşmaktadır. Diyafragma, göğüs kafesi kasları ve yardımcı solunum kasları, solunumun düzenli olmasını sağlarlar kimyasal işlemlerin olabilmesi için oksijene gereksinim vardır. Ayrıca hayati organlara ( kalp, beyin gibi ) birkaç dakika oksijen gitmediği takdirde hücrelerde hasar oluşmaktadır.
Solunumun durması halinde :
0 -1.dakikada kardiyak hassasiyet ( aritmi vBulletin.)

1 -4. “ beyinde hasara eğilim
4 -6. “ beyin hasarı başlar
6 -10. “ beyin hasarı artar
10 + “ geri dönüşsüz beyin hasarı görülebilir.
SOLUNUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Normalde solunum kendiliğinden, sessiz, ağrısız, kolaylıkla gerçekleşir. Solunum sayısı değişmekle beraber genellikle erişkinde 15-20 kez/dk, çocukta 20-30 kez/dk, bebekte 30-40 kez/dk arasındadır, normal solunum yüzeysel veya derin değildir.
Solunum BAK-DİNLE-HİSSET yöntemiyle saptanır. Bak, göğüs kafesi kalkıyor iniyor mu ? Dinle, soluk sesi duyuluyor mu ? Hisset, soluk yanağa geliyor mu ? Bu soruların yanıtları olumsuzsa ya da ağza burna ayna veya cam tutulduğunda buharlaşma olmuyorsa solunum yok demektir. Solunum durduğunda dokular oksijenlenemeyeceği için dudaklar ve tırnaklar siyanotiktir (morarmıştır).
SOLUNUM İLE İLGİLİ SORUNLAR VE OLASI NEDENLERİ:
Solunum hızlı ve yüzeysel ise, nedeni : egzersiz, koşma, ateşli hastalıklar, şok, zehirlenme vBulletin. olabilir.
Solunum derin, zorlanarak, kesik kesik ise,nedeni : solunum yolu kısmen tıkalı ya da akciğer sorunu olabilir.
Kişi konuşamıyor, öksüremiyor ve refleks olarak iki eliyle boğazını tutuyorsa nedeni soluk yolu yabancı cisimle tıkanmıştır. Bir süre sonrada bilinç kaybı gelişir.
SUNİ SOLUNUM
Bir kazazedenin yanına varıldığında ilk önce ABC kontrol edilerek sürekliliği sağlanmalıdır.
A ( Airway ) : Soluk yolunun açıklığının saptanması ve sürekliliğinin sağlanmasıdır.
B ( Breathing ): Solunumun varlığının saptanması ve sürekliliğinin sağlanmasıdır.
C(Circulation)
biggrin.gif
olaşımın (nabzın varlığının) saptanması ve sürekliliğinin sağlanmasıdır.

A ( Airway ), soluk yolunun açıklığının saptanması ve sürdürülmesi:
Bilinçsiz ya da yerde yatan bir kişiye rastlandığında, öncelikle kişi omuzlarından hafifce sarsılarak “iyi misiniz ? “ sorusu sorulmalıdır. Yanıt alınamıyorsa, hemen baş-çene yöntemiyle baş geriye yatırılır.
Başa pozisyon verme nedeni : Bilinci kapanan kişilerde kaslar gevşer; kökü alt çeneye bağlı bir kas olan dil, geriye kayarak soluk yolunu tıkayabilir. Baş geriye yatırıldığında çene yukarı kalkar, bu esnada ona bağlı olan dil de yükselir ve soluk yolu açılır.
BAŞ-ÇENE POZİSYONU: Baş, bir el ile alından desteklenirken diğer elin parmakları ile de çeneden desteklenerek, nazikçe, iyice geriye doğru yatırılır. Böylece soluk yolunun açılması sağlanır . Bu pozisyon, kazazedenin boyun omurlarında zedelenme olasılığı olsun ya da olmasın uygulanabilir.
B ( Breathing ), solunumun varlığının saptanması ve sürdürülmesi:


Soluk yolunun açıklığı sağlandıktan sonra, bak-dinle-hissetile 10 saniye(yi geçmeyecek şekilde) solunum değerlendirilir. Kişinin solunumu yoksa, hemen suni solunuma başlanılmalıdır. Önce, her biri bir saniye sürecek şekilde, iki kurtarıcı soluk verilir. Her soluk verildiğinde göğüs kafesinin yükselişi; soluğun ardından ise, soluk veren başını kaldırır, solunumun geri çıkışını/göğüs kafesinin inişini izler. Verilecek soluk miktarı, göğüs kafesini yükseltecek kadar olmalıdır. Çok fazla ve güçlü soluk vermenin yararlı olmadığı tespit edilmiştir. O nedenle, bir saniye sürecek şekilde aldığınız nefesi (balon üfler gibi) verin.
C (Circulation),dolaşımın (nabzın varlığının) saptanması ve sürdürülmesi: *
Nabza bakılmadan hemen göğse bası ve suni solunum şeklinde TYD uygulanır (2005 kurallarından önce nabza bakılırken sağlık personeli dışındaki kişilerin bakması artık önerilmiyor).
* Bu konu ayrıntılı olarak dolaşım konusunda anlatılacaktır.
KOMA YATIŞI / POZİSYONU: Soluk yolu açık, solunumu ve dolaşımı olan kişide, kusma veya kanama ( ya da olasılığı) varsa baş yana çevrilir. Boyun omurlarında zedelenme varsa, kişi yan çevrilir. Böylece dilin geriye kayması, kusmuk ya da kanamanın soluk yolunu tıkaması önlenmiş ve soluk yolunun sürekliliği sağlanmış olur.
Suni solunum, solunumu olmayan kişinin yapay olarak solutulmasıdır. Kişinin başına pozisyon verildikten sonra ( baş-çene), alından elin baş ve işaret parmaklarıyla burun kanatları sıkıştırılır, diğer elin üç parmağı çeneyi desteklerken; nefes alınır, hastanın ağzı iyice kavranır ve nefes üflenir(balon şişirir gibi). Elinizin altında varsa soluturken koruyucu kullanmanızda yarar var, son yıllarda anahtarlık şeklinde satılmaktadır..
Suni solunum üç yoldan gerçekleştirilebilir: 1-Ağızdan ağza, 2-Ağızdan burna, 3-Ağızdan ağza ve burna.
Ağızdan ağza suni solunum,genellikle en çok tercih edilen yoldur. Kişinin ağzı iyice kavranmalıdır ve burun delikleri iyice kapatılmalıdır ki etkili olsun.
Ağızdan burna suni solunum,kişinin ağzı sıkıca kapatılmalıdır. Önerildiği durumlar:
- Hastanın ağzını açmak mümkün değilse,
- Yüzdeki ciddi yaralanma nedeniyle ağızdan soluk verilemiyorsa,
- Hastanın dişleri yoksa ve bu nedenle soluk verirken ağız kavranarak kapatılamıyorsa ve verilen hava dışarı kaçıyorsa,
- Sizin tercihinizse.
Ağızdan ağza ve burna suni solunum, ağız - burun mesafesinin kısa olması nedeniyle bebeklerde uygulanır.
YABANCI CİSİM TIKANMALARI


Yabancı cisim tıkanmaları, genellikle birşey yerken veya içerken gülme ya da ani hareket etme sonucu ortaya çıkabileceği gibi, çocukların oyun oynarken cisimleri ağız ve burunlarına sokmaları sonucunda da görülebilmektedir.
** Tıkanma nedeniyle kişi öksürüyorsa hiçbir girişim yapılmadan gözlenir. Ta ki aşağıdaki belirtiler görülene kadar :
** Kişi konuşamıyor, öksüremiyor, iki eli ile boğazını kavramışve panik halinde ise, siyanotik görünümün yanı sıra aşırı zorlanarak nefes almaya çalışıyorsa, hemen müdahale edilmesi gerekir. Eğer kısa sürede müdahale edilmezse bilinç kaybı ve ölüm meydana gelebilir.
Yabancı cismi çıkarmak üzere uygulanan yönteme Heimlich ( Subdiyafragmatik -, batından itme ) manevrası denilmektedir.
ERİŞKİNDE VE ÇOCUKLARDA YABANCI CİSİM TIKANMALARINDA MÜDAHALE AŞAMALARI
Bu aşamalar, bir yaşın üstündeki çocuklardan itibaren her yaş grubuna uygulanabilir:
1. Eğer kişide hafif soluk yolu tıkanması bulguları varsa,
Ø Öksürmeye devam etmesi için kişi teşvik edilir, başka bir şey yapılmaz.
2. Eğer kişide şiddetli soluk yolu tıkanması bulguları varsa ve kişinin bilinci açıksa;
Ø Sırtına beş kez aşağıda anlatıldığı şekilde vurun
F Tıkanan kişinin, hafifçe sırtına doğru olacak şekilde yanında durun
F Bir elinizle kişinin göğsünden desteklerken, kişinin mümkün olduğunca öne doğru eğilmesini söyleyin ki, tıkanmaya neden olan yabancı cisim bu şekilde soluk yolundan aşağı gitmek yerine ağza doğru hareket etsin
F Diğer elinizi topuk kısmıyla, kürek kemiklerinin arasından 5 kez sert şekilde vurun
Ø Yabancı cisim tıkanması, bu 5 darbenin her birinin etkisiyle açılmış mı, kontrol edin. Sert vuruşların amacı beş sayıdan ziyade tıkanmayı açmaktır
Ø Eğer sırttan vurulan beş darbe ile yabancı cismi çıkarma çabaları başarılı olamamışsa, aşağıda belirtildiği şekilde, beş kere “karından itme” uygulayın:
F Tıkanan kişinin arkasına geçerek, kollarınız (kişinin) üst karın bölgesine(ÇN:göbek çukurunun yukarısına) gelecek şekilde kişiyi sarmalayın
F Kişinin öne doğru eğilmesini sağlayın
F Yumruk haline getirdiğiniz bir elinizi, göbek çukuru ile ksifoid çıkıntı arasındaki boşluğunortasına yerleştirin
F Diğer elinizle, önceki koyduğunuz elinizi kenetleyerek; içe ve yukarı doğru sert darbeler uygulayın
F Beş kere tekrarlayın
Ø Tıkanma halen açılmadıysa, beş kez sırttan vurma ve beş kez karından itme şeklinde devam edin
3. Tıkanan kişinin herhangi bir anda bilinci kapanırsa:
Ø Bilinci kapanan kişiyi destekleyerek yere yatırın
Ø Hemen 112 yi arayın
Ø TYD ne başlayın (bölüm 5b deki erişkin TYD basamaklarına göre)

Yabancı Cisim Tıkanması ile Oluşan Hafif Soluk Yolu Tıkanmaları
Öksürme, yüksek ve sürekli bir basınç oluşturarak yabancı cismi dışarı atmaya çalışır. Öksüren kişilere uygulanacak sırttan vurma, karından itme ve göğüs basısı; ciddi sorunlara yol açabilecek olasılıklardır ve hatta soluk yolu tıkanmasının daha kötüleşmesine neden olabilirler. O nedenle bu uygulamalar şiddetli soluk yolu tıkanmalarına saklanmalıdır. Hafif tıkanmalarda kişi göz önünde tutulmalı tıkanıklık geçene ya da şiddetli soluk yolu tıkanması oluşana kadar.
Yabancı Cisim Tıkanması ile Oluşan Şiddetli Soluk Yolu Tıkanmaları
Tıkanma sonucu boğulmalarla ilgili klinik veriler, çoğunlukla, geriye dönük ve fıkra/kısa hikayeler niteliğindedir. Bilinci açık erişkinlerle, 1 yaşın üstündeki çocuklarda oluşan tam YCT ile ilgili vaka kayıtları, sırttan vurmanın, karından itmenin ve göğse bastırmanın ne kadar etkili olduğunu göstermektedir. Aşağı yukarı olguların % 50 sinde, tek yöntem kullanılarak soluk yolu açılamamıştır. Oysa, sırttan vurma, karından itme ve göğüsten itme uygulamaları birlikte kullanıldığında daha başarılı olunmuştur. Anestezistlerin gönüllü olarak gerçekleştirdikleri iki (prospektif) araştırma ile kadavralar üzerinde yapılan araştırmalarda; yapılan kıyaslamada göğüsten itmede karından itmeye göre soluk yolunda daha yüksek basınç oluştuğu saptanmıştır.
Göğüsten itme ile göğse bası aynı gibi olsalar da; YCT nedeniyle bilincinin kapandığı bilinen ya da YCT nedeniyle kapandığından şüphelenilen kişilere, TYD başlanmasının gereği kurtarıcılara öğretilmelidir. TYD esnasında, soluk yolunu açarken, yabancı cismin çıkma olasılığı nedeniyle her seferinde, kişinin ağız içi, zaman kaybına fırsat vermeden kontrol edilmelidir.
Tıkanma şüphesi olmayan bilinç kapanmalarında ve kalp durmalarında TYD uygulanırken, ağız içini alışkanlı haline getirip kontrol etmek gereksizdir.

Heimlich manevrasını kişi kendi kendine de uygulayabilir; bir sandalyenin arkalığına göbeğin üstündeki boşluktan abanarak yabancı cisim çıkarılabilir.
İleri dönemhamilelerdeheimlich manevrası göğüs kemiğinin alt yarısına ( kalp masajı yapılan kısma ) uygulanır.
** Bebeklerde(1 yaşın altında), karaciğeri yaralayabileceği için, heimlich manevrası önerilmemektedir.
Bebeklerde yabancı cismi çıkarmak üzere, bebeği önkolunuza yüzüstü yatırıp elinizle çenesinden kavrayın; kolunuzu üstbacağa dayayın bebeğin başı aşağı doğru olacak şekilde (yerçekimini sağlamak üzere, bakınız:şekil) tutup, kürek kemiklerinin ortasından diğer elinizin topuk kısmıyla 5 kere sert ve hızlı darbeler vurun. Sonra Vurduğunuz el ile bebeğin başını kavrayıp kolunuzu bebeğin sırtına dayayıp (sandviç gibi görünecek) bebek o kol üzerene sırt üstü yatırılır ve göğüs basısında olduğu gibi 5 kere bası yapılır. Yabancı cisim çıkana, bilinci kaybolana, yardım gelene kadar 5 sırt 5 göğüs basısı olarak devam edilir.

SUDA BOĞULMA


Boğulma, suya batma nedeniyle nefessiz kalma sonucunda meydana gelen ölüm olarak tanımlanmaktadır. Kişinin, suda paniğe kapılması sonucunda boğulma olayı meydana gelir. Kişi paniğe kapılınca, soluk yoluna az miktarda da olsa tatlı (ya da tuzlu) su kaçması durumunda boğazdaki larenks kasları kasılır. Vücut akciğerlere daha fazla su girmemesi için refleks olarak bu yolla korunur, ancak bu kasılma nedeniyle akciğerlere hava girişi de engellendiğinden kişi havasız kalır ve bilinci kapanır. Bir süre sonra kaslar gevşer ve kişi sudan kurtarılamadıysa akciğerlere su girişi gerçekleşebilir.
Boğulmak üzere olan bir kişi görüldüğünde suda kurtarma konusunda eğitim alınmamışsa kurtarma esnasında sorun yaşanabilir, paniğe kapılmış kişi kurtarıcıyı suya çekerek onun da boğulmasına neden olabilir. O nedenle, suda paniğe kapılmış kişiye önce ip, simit gibi nesneler atılabilir, dal veya kürek gibi nesneler uzatılarak tutunması sağlanabilir veya kayık, su motoru gibi araçlarla ulaşılmaya çalışılır. Paniğe kapılmış kişiye daima sırttan yaklaşılmalıdır. Eğer eğitim almamışsanız ve yalnızsanız; boğulmak üzere olan bir kişi gördüysseniz, önerilen: kişi bilincini kaybedene kadar bekleyin ve ondan sonra sudan kurtarın.
İlkyardım yapmak için kişi mutlaka en kısa zamanda sudan çıkarılmalıdır. Ondan sonraki yapılacak işlemler:
ABC değerlendirilmesi ve ABC nin devamlılığının sağlanmasıdır (baş pozisyonu verilmesi, solunumu yoksa: TYD başlanması >suni solunum, göğse bas). Kişinin üstünün örtülmesi, şoka girmemesi açısından çok önemlidir. İlkyardımcı tek başınaysa, sudan kurtardığı kişiye, önce 2 dakika TYD ( 30 göğüs basısı ve 2 solutma şeklinde; 5 döngü) yaptıktan sonra hemen 112 yi aramalıdır.
Şayet boğulma, bir dalma kazası sonucu gelişmişse, boyun omurlarının korunması unutulmamalıdır. En kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna götürülmelidir.
Bu anlatılanlar ilkyardımcılar içindir; cankurtaranlar bu konuda daha ayrıntılı eğitim aldıklarından soluk vermeye suda bile başlayabilirler.
Bölümle ilgili grafikler:
yctcoc.jpg

agizdanburnasol.jpg

komapoz.JPG

bakdinlehisset.JPG

hiperekstansiyon.JPG
 
---> İlk Yardım

DOLAŞIM SİSTEMİ VE KALP MASAJI

Dolaşım sistemi; arterler, arterioller, kapiller, venüller vevenlerdenoluşan birbirine bağlı tüplerin oluşturduğu karmaşık bir sistemdir.
Kalp, bu sistemin içinde, itici bir güç olarak merkezde yer almaktadır. Kan, kalbin oluşturduğu basınçla tüm vücudu dolaşır. Kalp, yaklaşık olarak kişinin yumruğu büyüklüğünde, içi boş, kastan oluşan bir organdır. Septum denilen bir duvarla ortadan sağ ve sol olarak önce ikiye, bunlar da tekrar üst ( atriumkulakçık ) ve alt ( ventrikülkarıncık ) olmak üzere ikiye bölünür; toplam dört boşluktan oluşur.
Vücuttan dönen kirli kan sağ kulakçığa, sağ kulakçıktan sağ karıncığa geçer, sağ karıncıktan da temizlenmek üzere pulmoner atardamarlarla akciğerlere taşınır. Akciğerlere ulaşan kan CO2 - O2 değişiminden sonra pulmoner toplardamarlar vasıtası ile vücuda pompalanmak üzere sol kulakçığa, oradan sol karıncığa geri taşınır, sol karıncıktan da aorta vasıtası ile vücuda dağıtılır. Kulakçık ile karıncık (Atrium ile ventrikül) arasındaki akışlar, geri dönüşe izin vermeyen kapaklar tarafından kontrol edilmektedir. Kanın geri dönüşünü önleyen bu sistemler sayesinde dolaşım sistemi tek yönde hareket ederek normal akışını sürdürür (arter:atardamar; kapiller:kılcaldamar;ven: toplardamar).
Nabız : kanın sol karıncıktan büyük atardamarlara pompalanması sırasında, uç noktalardaki atardamarlarda (periferik arterlerde) oluşturduğu dalgalanmadır. Kalp atışının uçtaki atardamarlardan (periferik arterlerden) hissedilmesine NABIZ denir.
Normalde nabız (kalp atım hızı/sayısı) erişkinde 60-90 kez/dk, çocukta 80-100 kez/dk, bebekte 100-120 kez/dakika civarındadır.

Nabız alınan noktalar: Boyun (karotis arter, şah damarı), el bileği (radiyal arter), kasık (femoral arter), dirsek içi (brakiyal arter), diz arkası ( popliteal arter), ayak üstü, kulak önü, şakak vd.
* Bebeklerde nabız, dirsek çukurunun hemen yukarısından, kolun iç kısmından ( brakiyal arterden ) alınabilir .
** Şah damarından canlı kişilerin nabzı alınmaz; 5 saniyeden uzun süre ve çift taraflı kesinlikle bastırılmaz aksi halde kalp zarar görür (bradikardi gelişir).Önceleri, solunumu durmuş ve nabzının da olmadığı varsayılan kişilerde nabız kontrolü için şah damarından bakılıyordu, ancak 2005 yönergelerine göre bu kaldırıldı..
*** Nabız alınırken, damarın üzerine çok hafif ya da fazla bastırılırsa, nabız hissedilmeyebilir.

Kan basıncı (arteryel tansiyon ), kanın arterlerden geçerken arter duvarına yaptığı basınçtır. Sol ventrikülün ( karıncık) kasılarak kanı aortaya pompalamasına SİSTOL ( büyük tansiyon, maksima ), gevşeyerek kanla dolmasına ise DİYASTOL ( küçük tansiyon, minima ) denilmektedir.
Kan basıncının ortalama değerleri erişkinde 110-120 / 70-80 mmHg, çocukta 90 / 60 mmHg, bebekte 70 / 50 mmHg’dır.
Kan basıncı, kolda dirseğin 3 cm üstünden, bacakta ise diz üstünden ölçülür.


KALP BASISI

Eğer nabız alınamıyor, gözbebekleri büyümüş ve ifadesiz ise, kalp durmuş demektir ve yeniden çalışması için hemen girişim yapılmalıdır. Kalbin yeniden çalışması için yapılan girişime KALP MASAJI denir.
Kalp masajının yapılabilmesi için kalbin tamamen durduğundan emin olunmalıdır.

ÖNEMLİ YAVAŞ TA OLSA ÇALIŞAN KALBE ASLA MASAJ YAPILMAZ !

UYGULANIŞI: Tüm yaş gruplarında göğüs kemiğinin alt yarısına, göğüs kemiği üçte bir oranında içe çöktürülecek şekilde bastırılır. Burada dikkat edilmesi gereken, göğüs kemiğinin(sternumun) ucundaki ksifoid denilen kıkırdak çıkıntının üzerine bastırılmamasıdır. Aksi halde bastırıldığında kırılabilecek bu çıkıntı iç organlara zarar verebilir. O nedenle sternumun alt ucu bulunup el onun yukarılarına yerleştirilmelidir. Önerilen: elinizi göğüs kemiğinin tam ortasına yerleştirin!!!
Yardım gelene kadar, kazazede/hasta (K/H) hareket edene kadar ya da siz tükenene kadar TYD ne devam edilir.

ERİŞKİNDE(8 yaş üstü) : Sternumun ( göğüs kemiğinin ) 1/2 alt kısmına veya sternumun alt ucunda yer alan ksifoid denilen çıkıntının iki parmak üstüne uygulanır. Uygulamacı hastanın yanına, göğüs kemiğine paralel olarak diz çöker. Elinin topuk kısmını ksifoidin iki parmak üstüne yerleştirir. Diğer elinin topuk kısmını da o elin üzerine yerleştirir. Kollarını bükmeden, omuzdan kuvvet alarak göğüs kemiğini, göğüs yüksekliğinin üçte biri içeri çöktürülecek (4-6 cm) kadar bastırır.

ÇOCUKTA(1-8 yaş arası) :Erişkinle aynı yere ancak tek el veya çocuğun gelişimine göre iki elle; göğüs yüksekliğinin üçte biri içeri çöktürülecek( 2,5-4 cm) kadar basınç uygulanır.

BEBEKTE : İki meme başının ortasına iki parmak ( orta ve yüzük parmakları) yerleştirildikten sonra göğüs yüksekliğinin üçte biri içeri çöktürülecek (1,5-2,5 cm) kadar bastırılır .
 
takipçi satın al
Uwell Elektronik Sigara
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
Geri
Üst