ilk müslüman

LegEnD

Kayıtlı Üye
Tayin edilmeyen ücret
O gün Süleyman bin Cafer Caferi ve İmam Rıza (a.s) birlikte dışarı çıkmışlardı. Güneş battı ve Süleyman evine gitmek istedi. Ali ibni Musa'r-Rıza (a.s) ona

- Bizim eve gel
virg.gif
bu gece bizle beraber ol' dedi. İtaat etti ve İmamla birlikte onun evine gittiler.

İmam
virg.gif
hizmetçilerini çiçek dikmekle meşgul gördü ve yine İmamdın gözü
virg.gif
onlarla birllikte çiçek dikmekte olan yabancı birine ilişti.

- Bu kimdir?' diye sordu.Hizmetçiler bunu bu ğün bize yardım etsin diye ücretli tuttuk.

-Çok güzel
virg.gif
ona ne kadar ücret tayin ettiniz?

- Sonra bir şeyler verip onu razı edeceğiz.

İmamda rahatsızlık ve öfke izleri belirdi. Ve hizmetçileri cezalandırmak üzere onlara döndü. Süleyman Caferi:

- Niçin kendinizi rahatsız ediyorsunuz?dedi.

İmam buyurdu:

- Bunlara tekrar tekrar talimat verdim. Bir işe başlanırken
virg.gif
işin ücretini tayin etmeden önce asla bir kimseyi görevlendirmeyin
virg.gif
dedim. İş ücretini tayin ederseniz
virg.gif
iş sonunda karşınızdakine bir miktarda fazladan verebilirsiniz. Elbette o da kendisine verilen muayyen ücretten fazlasını aldığı için size müteşekkir ve sizden memnun kalır. Sizi sever
virg.gif
aranızdaki ilgi daha da sağlamlaşır böylelikle yalnız kararlaştırdığınız miktara iktifa etseniz bile karşınızdaki sizden rahatsız olmayacaktır. Fakat ücreti tayin etmez de karşınızdakini görevlendirirseniz işin sonunda ona verdiğiniz her miktara rağmen
virg.gif
kendisine gösterdiğiniz sevgiye inanmayıp belki de sizin ona daha az ücret verdiğinize inanacaktır.

Bihar al-Envar


İlk Müslüman

Hazret-i Alîden 'r.a.' rivâyet edilir. Evvelâ islâma gelen
virg.gif
Ebû Bekrdir(r.a)
. Hazret-i Resûl-i ekrem 's.a.s.' ile ilk önce kıbleye durup
virg.gif
nemâz kılan Ebû Bekrdir. Ebû Bekrin(r.a) islâma geliş sebebi şöyle idi:

Hazret-i Ebû Bekr önceleri tüccâr idi. Sefer ve ticâret yapardı. Ekserî Şâma giderdi. Seferde iken
virg.gif
bir gece rü'yâ gördü ki
virg.gif
gökden ay inip
virg.gif
kucağına girdi. Ebû Bekr
virg.gif
iki eliyle onu kucakladı ve sînesine basdı. Uyandı. Yemlîhâ adında meşhûr bir râhib var idi. Ona varıp
virg.gif
rü'yâsını ta'bîr etdirdi. Râhib dedi ki
virg.gif


- Sen nerelisin?

Ebû Bekr dedi;

- Arz-ı Hicâzdanım.

Tekrâr sordu:

- Ne iş yaparsın.

Ebû Bekr
virg.gif


- Tüccârım
virg.gif
dedi.

Râhib dedi ki
virg.gif


- Yâ Arabistanlı kişi. Bu rü'yâda
virg.gif
sana büyük müjdeler vardır. Ta'bîrini ister isen
virg.gif
ücretini ver
virg.gif
dedi.

Ebû Bekr(r.a) oniki dînâr çıkarıp
virg.gif
verdi.

Râhib dedi ki:

- O ay ki
virg.gif
gökden sana indi. Âhır zemân Peygamberidir. Yakınlarda zuhûr edecekdir. Sen Onun hayâtında iken vezîri olursun. Sonra halîfesi olursun. Yâ Arabistanlı kişi. Eğer ben sağ iken
virg.gif
Ona yetişir isen
virg.gif
bana haber ver. Ona varıp
virg.gif
buluşayım. Eğer ben dünyâdan gitmiş isem
virg.gif
selâmımı ona ulaşdırırsın. Ben Onun dînine girdim ve ümmetinden oldum. Beni âhıretde şefâ'atinden unutmasın.

Hazret-i Ebû Bekr(r.a)
virg.gif


- Bana bir mektûb ver
virg.gif
dedi.

Râhib
virg.gif
oniki satır bir mektûb yazıp
virg.gif
Ebû Bekre(r.a) verdi. O mektûbun mevzû'u şu idi.

(Esselâmü aleyke yâ Muhammed bin Abdüllah el Mekkî el Medenî el tehamî
virg.gif
salevâtullahi teâlâ aleyke ve selleme. Hakîkaten sen âhır zemân Peygamberisin! Ve Rabbilâlemînin Resûlisin. Bu mektûbu Ebû Bekr bin Ebû Kuhâfe ile sana gönderdim. Ma'lûm ola ki
virg.gif
ben sana îmân getirdim ve sana ümmet oldum. Ebû Bekr bana gelip
virg.gif
rü'yâsını ta'bîr etdirdi. O rü'yâ delâlet eder ki
virg.gif
Ebû Bekr senin vezîrin olur
virg.gif
sonra halîfen olur. Eğer ben sağ olup
virg.gif
hazretine yetişirsem
virg.gif
gelip önünde gâzâ ve cihâd ederim. Eğer yetişmezsem
virg.gif
âhıretde beni şefâ'atinden unutmayasın) diye mektûbu temâm etmişdir.

Hazret-i Ebû Bekr(r.a); rü'yâyı ta'bîr eden kişiye:

- Eğer ta'bîr etdiğin gibi olursa
virg.gif
yüz altın dahi bende senin emânetin olsun
virg.gif
dedi.

Şâm seferini bitirip
virg.gif
Mekaaae geldi. Bu hâdiseden oniki sene geçdi. Hak sübhânehü ve teâlâ
virg.gif
hazret-i Muhammede 's.a.s.' vahy eyledi. Bir gece o büyük Peygamber
virg.gif
Ebû Kubeys dağına çıkıp
virg.gif
gece yarısında dedi ki: Allahü teâlâya da'vet edenin da'vetini kabûl ediniz. Lâ ilâhe illallah
virg.gif
deyiniz. Ebû Bekr
virg.gif
serîr üstünde yatıyordu. Söylenilenleri işitdi. Eşhedü en lâ ilâhe illallah. Ve eşhedü enne Muhammeden Abduhu ve Resûlu. Birkaç gün sonra
virg.gif
Mekke sokaklarında
virg.gif
hazret-i Resûlullah 's.a.s.' ile buluşdu.

Hazret-i Fahr-i âlem ona dedi ki:

- Ne olaydı
virg.gif
islâma geleydin.

Ebû Bekr(r.a) dedi ki:

- Yâ Muhammed 's.a.s.'! Peygamber isen mu'cize gösteresin.

Hazret-i Resûl-i ekrem 's.a.s.'
virg.gif
Ebû Bekrin göğsüne mubârek ellerini dayayıp
virg.gif
şöyle dıvâra yaslayıp
virg.gif
dedi ki
virg.gif


- Sana o mu'cize yetmez mi ki
virg.gif
o rü'yâyı gördün. Yemlîhâ râhibe ta'bîr etdirdin. O zemândan on iki yıl geçdi. Ta'bîr edene on iki dînâr verdin ve yüz dînâr dahâ va'd etdin. Rü'yâyı ta'bîr eden
virg.gif
on iki satır bir mektûb yazıp
virg.gif
sana emânet verdi. Bunları bir-bir görüp
virg.gif
muttalî olup
virg.gif
mektûbda yazılan şudur
virg.gif
şudur deyip
virg.gif
takrîr buyurdular.

Ebû Bekr(r.a) işitip
virg.gif
parmak kaldırıp
virg.gif


- (Eşhedü en lâ ilâhe illallah. Ve eşhedü enne Muhammeden Abduhu ve Resûlu. Ya'nî sen
virg.gif
o Peygambersin ki
virg.gif
Yemlîhâ râhib senden haber verdi
virg.gif
dedi.
Otuz yıllık ekmek

Şeyh Ebu Said Ebu'l Hayr (k.s.) Hazretleri
virg.gif
daha henüz küçükken babası onu almış Cuma namazına götürmekte idi. Yolda zamanın manevi reisi Şeyh Ebu'l Kasım Hazretlerine rastladılar. Şeyhi
virg.gif
çocuğun babasına:

- Bu çocuk kimindir? diye sordu.

O da:

- Bizdendir ya Şeyh!
virg.gif
dedi.

Şeyh onların yüzüne bakarak gözleri yaşardı. Sonra da babasına:

- Ya Ebu'l Hayr
virg.gif
bizim dünyadan gitme zamanımız gelmiştir
virg.gif
fakat makamı boş görerek üzülmüştüm. Fakat şimdi senin çocuktan öyle anlıyorum ki müslümanlar istifade edecek derecede mânevi kabiliyet var. Cuma namazından sonra bu çocuğu bizim eve getir
virg.gif
dedi.

Namazdan sonra çocuk ve babası Şeyhin evine gittiler
virg.gif
dergahına giridiler... Dergahta kışlık yiyeceklerin konduğu yüksekçe bir yer vardı. Şeyh oraya bir ekmek koymuştu. Çocuğun babasına:

- Oğlunu omuzuna alda
virg.gif
o yukarıdaki ekmeği indirsin
virg.gif
buyurdu.

Babası oğlunu omuzuna alıp kaldırdı. Çocuk elini uztıp 30 yıllık ekmeği aldı ve yere inip Şeyhe verdi. Ekmek sıcacıktı.

Şeyh Ebu'l Kasım Hazretleri ekmeği aldığı zaman gözlerinden yaşlar akmaya başalmıştı.Ağlayarak ekmeği ikiye böldü
virg.gif
bir parçasını çocuğa verdi.
virg.gif
bir parçasını da kendi yedi. Babasına hiç vermedi.

Çocuğun babası:

- Ya Şeyh
virg.gif
bu arpa ekmeğinden bir parça da bie nasip olmayacak mı? dediğinde
virg.gif
Şeyh:

- Ya Ebu'l Hayr! Otuz senedir
virg.gif
bu ekmek orada durmakta idi. Ban bu ekmek kimin elinde yeni fırından çıktığı gibi kimin elinde sıcak olursa
virg.gif
onda alemin istifa edeceği vaafedildi. Bu vaadin tamamı senin oğlunda olsa gerektir. O zatın senin oğlun olması şeref olarak sana yetmez mi? buyurdu.

Şeyh Ebu'l Kasım Hazretleri
virg.gif
kendi yerini alacak "Büyük Veli" yi bulmuştu.



Öyle Bir Tevbe Yaptı ki...

Hz. Büreyde (r.a.) anlatıyor:

Resûlullah (s.a.s.)'a
virg.gif
Mâiz İbnu Mâlik el-Eslemî (ra) gelerek:
- Ey Allah'ın Resûlü
virg.gif
ben nefsime zulmettim
virg.gif
zinâ fazihasını işledim
virg.gif
beni temizlemeni istiyorum" dedi. Resûlullah (sav) onu reddetti
virg.gif
geri çevirip meselenin üzerine gitmedi..

Ancak Mâiz ertesi gün tekrar geldi. Yine:
- Ey Allah'ın Resûlü
virg.gif
ben zinâ fazihasını irtikab ettim!" diye ikinci sefer itirafta bulundu. Adamı ikinci sefer geri çeviren Resûlullah (sav) adamın kavmine birisini yollayarak:
-Onun aklında bir noksanlık biliyor musunuz
virg.gif
normal bulmadığınız bir davranışına rastladınız mı?
virg.gif
diye tahkik ettirdi.

Ancak hep beraber:
-Biz onu gördüğümüz kadarıyla
virg.gif
aramızdaki sâlih kişilere denk akıl sahibi biliyoruz" dediler.

Mâiz üçüncü sefer müracaatta bulundu. Hz. Peygamber (sav) onlara yine birini göndererek adam hakkında sordurdu. Yine ne kendinde
virg.gif
ne aklında bir kusur olmadığını söylediler.
Adam dördüncü sefer müracaat edince
virg.gif
ona bir çukur kazdırdı. Taşlanmasını emretti ve taşlandı.
Gâmidiye adında bir kadın da gelerek:
- Ey Allah'ın Resûlü
virg.gif
beni niye reddediyorsun. Görüyorum ki
virg.gif
beni de Mâiz gibi geri çevirmek istiyorsun. Allah'a kasem olsun ben hamileyim de!
virg.gif
dedi.
Hz. Peygamber (sav) :
-Öyle ise hayır. Sen git ve çocuğu doğurunca gel
virg.gif
dedi.

Kadın gitti çocuğu doğurunca
virg.gif
bir beze sarılmış olarak çocukla geldi.
-İşte çocuk
virg.gif
doğurdum!
virg.gif
dedi.
Resûlullah (sav) :
-Git
virg.gif
sütten kesinceye kadar emdir
virg.gif
sonra gel!" buyurdu.

Kadın gitti
virg.gif
o çocuğu sütten kesince çocukla birlikte geldi. Çocuğun elinde bir ekmek parçası vardı.
-Ey Allah'ın Resûlü
virg.gif
işte çocuk
virg.gif
sütten kestim
virg.gif
yemek de yedi" dedi.
Resûlullah (sav) çocuğu alıp
virg.gif
Müslümanlardan birine teslim etti. Sonra bir çukur kazılmasını emir buyurdu. Göğsüne kadar derinlikte bir çukur kazıldı. Bundan sonra halka taşlamalarını emretti. Herkes taşladı. Hâlid İbnu Velid (ra) elinde bir taş ilerledi
virg.gif
başına attı. Kan yüzüne fışkırmıştı
virg.gif
kadına küfretti. Resûlullah (sav) Hâlid'in kadına küfrettiğini işitince:
-Ey Hâlid ağır ol!
virg.gif
dedi ve ilâve etti:
- Nefsimi kudret elinde tutan Zât-ı Zülcelâl'e kasem olsun
virg.gif
bu kadın öyle bir tevbe yaptı ki
virg.gif
şâyet alış-verişte sahtekârlık yapanlar aynı tevbe ile tevbe yapsalardı
virg.gif
onların bile mağfiretine yeterdi !
Sonra Resûlullah (tekfın) emretti. Kadının üzerine namaz kıldırdı ve defnedildi.
Kaynak : Müslim
virg.gif
Hudud 22
virg.gif
(1695); Ebü Dâvud
virg.gif
Hudud 24
virg.gif
25
virg.gif
(4434
virg.gif
4441).
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst