SuskunDervis
Kayıtlı Üye
Allah-u Teala insanoğlunu gafletten uyandırmak ve görevlerini hakkıyla ifa edebilmesini sağlamak için Kur'an'da çeşitli yöntemler kullanmıştır.Bunlardan birisi de Hakk Teala'nın dünya ve ahiretle ilgili bulunduğu vaatler ve verdiği müjdeleyici ve korkutucu haberlerdir.Bunlara inanan ve yakin eden bir kimse,yakini ölçüsünde ilahi sınırları çiğnememeye,haramlardan uzak durup farzları yerine getirmeye,hatta müstehap ve mekruhlara bile dikkat etmeye özen gösterir.Bundan dolayıdır ki yakinin en zirve noktasında olan masumlar,asla günah işlemezler.Hiçbir farzı ihmal etmezler.
Allah'a iman eden herkesin,onun verdiği sözden asla dönmeyeceğini bildiği,bilmesi gerektiği halde, yine de lütuf ve inayeti gereği kulunda daha çok yakin ve güven hasıl olması için birçok vaadinin ardından onların vicdanlarına şöyle hitap etmektedir:
"Ahdine,Allah'tan daha vefalı,daha sadık kim var?"(Tevbe,11)
"...Hiç şüphesiz Allah vaadinden caymaz."(Al-i İmran,9;Zümer,20;Ra'd,31)
Biz bu İlahi vaatlerin dünya ile alakalı olanlarından bir kısmına kısa izahlarla birlikte bu yazıda yer vermeye çalışacağız.İnşallah bu vaatleri dikkate almak,bir taraftan gafletlerimizin bertaraf olmasına vesile olur,diğer taraftan maddi ve manevi sıkıntı ve problemlerimizin asıl sebeplerini öğrenir ve onları bertaraf etmeye çalışırız.
1-"Allah müminlerle beraberdir."(Enfal,19)
2-"Allah sabredenlerle birliktedir."(Bakara,153)
3-"Allah takva ehliyle birliktedir."(Bakara,194)
4-"Allah takva ehli olan ve iyilik edenlerle birliktedir."(Nahl,128)
5-"Allah'a tevekkül edene o kafi gelir."(Talak,3)
Allah,sabreden takva ve tevekkül ehli olan müminlerle bareberdir.Ne büyük bir lütuf,ne büyük bir inayet,ne büyük bir iftihardır Hakk'ın mahiyet ve himayesine mazhar olmak!Buna inanan,yakin eden kimse yalnızlık,acizlik,korkaklık hisseder mi?Umutsuzluğa düşer mi?Bunalım ve buhrana sürüklenir mi?En zor durumlarda dahi sükunet ve teslimiyetini kaybeder mi?
6-"Takva ehli olup Resul'e iman edenlere nuraniyet bahşeder."(Hadid,28)
7-"Takva ehline hakkı batıldan ayırt etme özelliği verir."(Enfal,29)
8-"Takva ehline Allah bilmediklerini öğretir."(Bakara,282)
9-"Allah müminleri karanlıklardan çıkarıp nura götürür."(Bakara,257)
10-Allah için çaba gösterenler mutlaka hedefe ulaşırlar."(Ankebut,69)
11-"Her zorluğun ardından bir kolaylık lütfeder."(İnşirah,5-6)
12-"Müminleri kurtarır."(Enbiya,88)
13-"Biz ona,en kolay olanı kolaylaştıracağız.(Leyl,7)
14-"İman ve salih amel ehli olanların muhabbetini kalplere yerleştirir."(Meryem,96)
15-Takva işleri kolaylaştırır."(Talak,4)
16-"İman edip de salih amel işleyen ve Resulullah'a nazil olana iman edenlerin Allah kötülüklerini örter ve işlerini düzene koyar."(Muhammed,2)
17-"Mümin olduğu halde salih amel işleyene hayat-ı tayyibe nasip eder."(Nahl,97)
18-"Takva ehline çıkış yolu gösterir ve ummadığı yerden onu rızıklandırır."(Talak,3)
19-"Şükredenlere nimetini arttırır."(İbrahim,7)
20-"İman ve takva ehline göğün ve yerin bereketlerini nazil eder."(A'raf,96)
21-"Kur'an'dan yüz çevirmek dar geçime muciptir."(Taha,124)
22-Fakirlik korkusuyla evlenmekten vazgeçmeyin,Allah onları kendi fazlıyla ihtiyaçsız kılar."(Nur,32)
Bu iki grup ayette Hakk Teala iman,takva,teslimiyet,ihlas,salih amel,şükür ehli olanlara maddi ve manevi kazanımlardan bahsetmektedir.Evet,Allah-u Teala bu özelliklere sahip olanlara manevi olarak nuraniyet,hakkı batıldan ayırt etme özelliği verir;Rabbani ilimleri öğrenmelerine zemin hazırlar;hidayet yollarını teşhis etme ve gün geçtikçe hidayetlerini artırmada yardımcı olur.Sonlarını kurtuluş ve selametle çıkarır;hiçbir zaman çıkmazda bırakmaz;bazen yanlış yapsalar da o iman ve takvalarından dolayı,o yanlışlarının üstünü örter;muhabbet ve sevgilerini pak ve layık gönüllere yerleştirir.
Maddi olarak işlerini düzene koyar ve kolaylaştırır;onlara "hayat-ı tayyibe"(huzurlu,bereketli,şaive ve şerlerden uzak bir hayat) nasip eder.Takva ehline olana ummadığı yerden rızkını nasip eder. Şükür ehli olursa,nimetini artırır,malına bereket nasip eder.Tam tersine Hakk'ın zikrinden yüz çevirene de,bereketsiz,huzursuz bir hayat verir.
Evet,takva ehli olan,rızk korkusu,aman ne olacak kaygısı yaşamaz ve dolayısıyla bu gerekçeyle vazifelerini ihmal etmez.Eğer hayatımızda bunları müşahade etmiyorsak ve Rabbimizde vaadinde asla hilaf etmeyeceğine göre,suçu kendimizde aramalı ve nerede hata yaptığımızı,eksikliklerimizin nerede olduğunu sorgulamalıyız.
23-"Namaz kötü ve çirkin işlerden alı koyar."(Ankebut,45)
24-"Allah'ın zikriyle kalpler yatışır."(Ra'd,28)
25-"O'nu hatırlayanı,O da hatırlar."(Bakara,152)
26-"Duaları kabul eder."(Bakara,186;Gafir,60;Neml,62)
Her namaz kılanın mutlaka namaz kılmayanlarla az da olsa,kötülüklerden uzak kalmada bir farkı vardır.Ancak namaz ne kadar mükemmel olursa,sıhhat,kabul ve kemal şartlarına haiz olursa,o derece insanı kötülüklerden uzaklaştırıp,kemalleri yüceltmesi de mükemmel olur.Eğer hala namaz ehli olmamıza rağmen bir takım yanlışlarımız,günahlarımız söz konusuysa,demek ki namazımızda noksanlıklar var...
Allah'ın zikriyle kalple yatışır,huzur bulur.Allah'ı yad edenler,onu her zaman ve her mekanda hazır ve nazır görenlerin,elbette ıstırapları ve korkuları yok olur ya da azalır."Siz beni hatırlayın,ben de sizi hatırlayayım" vaadini Rabbinden duayn ve sürekli Rabbini kalben,lisanen ve hal'en zakir olan bir kimsenin kaygılanmasının,mustarip olmasının bir anlamı kalır?
Rabbimiz duaları kabul edeceğine dair söz vermiştir.Yeter ki dua şartlarına uygun yapılmış olsun. Eğer dualarımız kabul olmuyorsa,mutlaka dua adap ve şartlarında sorun vardır...
27-"İnfak edenlerin yerini doldurur."(Sebe,39;Bakara,269-272)
28-"Bire karşı yedi yüz verir."(Bakara,261)
29-"Allah faizi yok eder.Sadakayı ise büyütür ve bereketlendirir."(Bakara,276)
30-"Kim Allah'a güzel bir borç verecek ki,Allah da onu kendisine kat kat ödesin.Ona çok değerli bir mükafatta vardır."(Hadid,11;Bakara,245;Müzemmil,20)
Allah aşkına bu ilahi vaatleri okuyup,inanan,yakin eden bir kimsenin artık infak ederken eli titrer mi?Zekatını,humusunu verirken,ikrah ve isteksizlik yaşar mı?"Aman ne olacak?" kaygı ve korkularına kapılır mı?
Mümin kardeşine yardım amaçlı borç verme söz konusu olunca eli titrer mi?Mümine borç verdiğinde aslında Allah'a borç verdiğini Rabbi tarafından kat kat telafi edileceğini bilen bir kimse, kendisine el açan mümini geri çevirir mi?Hatta onun el açmasını bekler mi?
31-"Kullarının tevbesini kabul eden,kötülükleri affeden ve sizin yaptıklarınızı bilen O'dur." (Şura,25)
32-"Allah bütün günahları bağışlar,tevbe edildiği takdirde."(Zümer,53)
33-"Şüphesiz ki Allah çok tevbe edenleri de sever,çok temizlenenleri de sever."(Bakara,222)
34-"Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışlarda bulunanlar başka;Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir.Allah çok bağışlayacıdır,engin merhamet sahibidir." (Furkan,70)
35-"Başkalarını bağışlayanı Allah da bağışlar."(Nur,22)
36-"Dedim ki:'Rabbinizden bağışlanma dileyin;çünkü O,çok bağışlayıcıdır.Bağışlanma dileyin ki,üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin.Sizi mallarla,oğullarla desteklesin ve sizin için bahçeler var etsin,sizin için ırmaklar var etsin."(Nuh,10-11-12)
Masum olmayanların hata yapmaları,günaha müptela olmaları muhtemeldir.Yukarıdaki ilahi vaatlere inanan ve yakin eden bir kimse,böyle bir durumda umutsuzluğa kapılmaz;dönüp tevbe ederek Rabbinden bağışlanma diler ve pişmanlık gözyaşlarıyla kendini bağışlatır,geçmişi telafi eder.
Tevbe sadece günahların bağışlanmasına vesile olarak kalmaz,Allah günahlarını haseneta çevirir; rızkını bollaştırır;sıkıntılarını bertaraf eder ve hayatı bereketlendirir.
Ancak tevbe ve bağışlanmanın bazı şartlarını da yukarıdaki ayetlerde müşahede etmekteyiz. Örneğin tevbe hakiki bir tevbe olmalıdır.Sadece dille istiğfar edip de günahtan pişmanlık duymamak ve salih amellere yönelmemek gerçek bir tevbenin tahakkuk etmediğini gösterir.Yine Rabbimiz,kendi bağışını,bizim de bize karşı yanlış yapanlara karşı affedici ve bağışlayıcı olmamıza endekslenmiştir.Kendisine yanlış yapanları affetmeye yanaşmayanların Allah'tan af ve mağfiret beklemeleri abes ve yersizdir.
37-"O kişilerdir onlar ki ancak Rabbimiz Allah'tır dediklerinden dolayı haksız olarak yurtlarından çıkarıldılar ve eğer Allah, insanların bir kısmını bir kısmıyle defetmeseydi, içlerinde Allah adının çok anıldığı manastırlar da yıkılırdı, havralar da, kiliseler de, mescitler de ve Allah, kendisine yardım edene mutlaka yardım eder; şüphe yok ki Allah, kuvvetlidir, üstündür."(Hacc,40)
38-"Allah yazdı, takdîr etti ki andolsun, ben ve peygamberlerim üst geleceğiz; şüphe yok ki Allah pek kuvetli ve üstündür."(Mücadele,21)
39-"Ve gevşeklik etmeyin, mahzun olmayın, inanmışsanız mutlaka üstünsünüz siz." (Al-i İmran,139)
40-"Ve kim, Allah'tan, Peygamberinden ve inananlardan yüz çevirirse bilsin ki hiç şüphesiz Allah'a mensup olanlardır üst olacak kişiler."(Maide,56)
41-"Öyle bir mabuttur ki müşrikler istemese de, zorlarına gitse de Peygamberini, insanları doğru yola sevkeden apaçık ve kesin delillerle ve bütün dinlere üstolmak üzere gerçek dinle göndermiştir."(Tevbe,33;Fetih,28;Saff,9)
42-"İsterler ki Allahın nûrunu nefesleriyle söndürsünler, halbuki Allah, kâfirler istemese de, onlara zor gelse de nûrunu yüceltip itmâm etmekten başka hiçbir şeye râzı değildir." (Tevbe,32;Saff,8)
43-"Andolsun ki biz, Tevrat'tan sonra Zebur'da da yazdık: Şüphe yok ki yeryüzü, temiz kullarıma mîras kalır"(Enbiya,105)
Allah-u Teala müminleri müdafaa edeceğine,onun dinine yardım edenlere yardım edeceğine, Allah'ın hizbinde yer alanları galip kılacağına,İslam'ı bütün dinlere üstün kılacağına,yeryüzünü salihlere miras olarak bırakacğına dair söz vermiştir.Dolayısıyla mümin bir micahid,hiçbir zaman mücadelesinde umutsuzluğa kapılmaz.Bilir ki,onun davası asla yok olmaz bir davadır.O görsün veya görmesin İlahi davası sonunda zafere ulaşacak ve er geç dünya salihlerin olacaktır.Mümin ise Kur'an'ın tabiriyle iki güzelden birine ulaşacaktır:Ya zafer ya şehadet...Ya da mücadelesinin mükafatını Rabbi fazlasıyla ona inayet edecektir.
Bu ayetlere inanan ve yakin eden bir kimse daha bir umutlu,şuurlu ve şevkle evrensel ilahi adalet ve hakimiyeti gerçekleştirecek olan İmam Mehdi(af)'nin zuhurunu bekler ve bu zuhura zemin hazırlamaya çalışır.
44-"Şüphe yok ki gerçek kullarımın üstünde hiçbir hükmün yoktur, onlara karşı hiçbir gücün olmaz senin ve Rabbin, koruyucu olarak yeter onlara."(İsra,65)
45-"İnananlar, Allah yolunda savaşırlar, kâfir olanlar, Şeytan yolunda savaşırlar. Savaşın Şeytan'ın dostlarıyla ve şüphe yok ki Şeytan'ın hîlesi zayıftır."(Nisa,76)
46-"Ve kim, Rahmânı anmadan yüz çevirirse ona bir Şeytan mûsâllat ederiz, artık o, arkadaş olur ona."(Zuhruf,36)
47-"Nifak sâhibi erkeklerle kadınların hepsi de birbirindendir, aynıdır; kötülüğü emrederler, halkı iyilikten vazgeçirmeye uğraşırlar ve ellerini yumarlar. Onlar Allahı unuttular da o da onları unuttu. Şüphe yok ki münâfıklardır buyruktan çıkan kötü kişilerin ta kendileri." (Tevbe,67)
48-"Allah2ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da kendilerine kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın.İşte onlar fasık kimselerin ta kendileridir."(Haşr,19)
Şeytanın hileleri elbette zayıftır ve müminler üzerinde herhangi bir sultası söz konusu değildir.Ama bunun şartı diğer ayetlerde de beyan edildiği gibi,Allah'ın zikrini unutmamak,O'nu her zaman ve her mekanda hazır ve nazır görmek,ona sığınmak,ondan yardım dilemektir.Tam tersine Rahman'ın zikrini unutan,ahireti unutan ve Hakk'a sığınmayan bir kimseye elbette şeytan musallat olacaktır.Bu şeytanın güçlülüğünden değil,insanın zayıflığından ve güçlü olan Rabbine sığınmamasından dolayıdır.
Allah'a iman eden herkesin,onun verdiği sözden asla dönmeyeceğini bildiği,bilmesi gerektiği halde, yine de lütuf ve inayeti gereği kulunda daha çok yakin ve güven hasıl olması için birçok vaadinin ardından onların vicdanlarına şöyle hitap etmektedir:
"Ahdine,Allah'tan daha vefalı,daha sadık kim var?"(Tevbe,11)
"...Hiç şüphesiz Allah vaadinden caymaz."(Al-i İmran,9;Zümer,20;Ra'd,31)
Biz bu İlahi vaatlerin dünya ile alakalı olanlarından bir kısmına kısa izahlarla birlikte bu yazıda yer vermeye çalışacağız.İnşallah bu vaatleri dikkate almak,bir taraftan gafletlerimizin bertaraf olmasına vesile olur,diğer taraftan maddi ve manevi sıkıntı ve problemlerimizin asıl sebeplerini öğrenir ve onları bertaraf etmeye çalışırız.
1-"Allah müminlerle beraberdir."(Enfal,19)
2-"Allah sabredenlerle birliktedir."(Bakara,153)
3-"Allah takva ehliyle birliktedir."(Bakara,194)
4-"Allah takva ehli olan ve iyilik edenlerle birliktedir."(Nahl,128)
5-"Allah'a tevekkül edene o kafi gelir."(Talak,3)
Allah,sabreden takva ve tevekkül ehli olan müminlerle bareberdir.Ne büyük bir lütuf,ne büyük bir inayet,ne büyük bir iftihardır Hakk'ın mahiyet ve himayesine mazhar olmak!Buna inanan,yakin eden kimse yalnızlık,acizlik,korkaklık hisseder mi?Umutsuzluğa düşer mi?Bunalım ve buhrana sürüklenir mi?En zor durumlarda dahi sükunet ve teslimiyetini kaybeder mi?
6-"Takva ehli olup Resul'e iman edenlere nuraniyet bahşeder."(Hadid,28)
7-"Takva ehline hakkı batıldan ayırt etme özelliği verir."(Enfal,29)
8-"Takva ehline Allah bilmediklerini öğretir."(Bakara,282)
9-"Allah müminleri karanlıklardan çıkarıp nura götürür."(Bakara,257)
10-Allah için çaba gösterenler mutlaka hedefe ulaşırlar."(Ankebut,69)
11-"Her zorluğun ardından bir kolaylık lütfeder."(İnşirah,5-6)
12-"Müminleri kurtarır."(Enbiya,88)
13-"Biz ona,en kolay olanı kolaylaştıracağız.(Leyl,7)
14-"İman ve salih amel ehli olanların muhabbetini kalplere yerleştirir."(Meryem,96)
15-Takva işleri kolaylaştırır."(Talak,4)
16-"İman edip de salih amel işleyen ve Resulullah'a nazil olana iman edenlerin Allah kötülüklerini örter ve işlerini düzene koyar."(Muhammed,2)
17-"Mümin olduğu halde salih amel işleyene hayat-ı tayyibe nasip eder."(Nahl,97)
18-"Takva ehline çıkış yolu gösterir ve ummadığı yerden onu rızıklandırır."(Talak,3)
19-"Şükredenlere nimetini arttırır."(İbrahim,7)
20-"İman ve takva ehline göğün ve yerin bereketlerini nazil eder."(A'raf,96)
21-"Kur'an'dan yüz çevirmek dar geçime muciptir."(Taha,124)
22-Fakirlik korkusuyla evlenmekten vazgeçmeyin,Allah onları kendi fazlıyla ihtiyaçsız kılar."(Nur,32)
Bu iki grup ayette Hakk Teala iman,takva,teslimiyet,ihlas,salih amel,şükür ehli olanlara maddi ve manevi kazanımlardan bahsetmektedir.Evet,Allah-u Teala bu özelliklere sahip olanlara manevi olarak nuraniyet,hakkı batıldan ayırt etme özelliği verir;Rabbani ilimleri öğrenmelerine zemin hazırlar;hidayet yollarını teşhis etme ve gün geçtikçe hidayetlerini artırmada yardımcı olur.Sonlarını kurtuluş ve selametle çıkarır;hiçbir zaman çıkmazda bırakmaz;bazen yanlış yapsalar da o iman ve takvalarından dolayı,o yanlışlarının üstünü örter;muhabbet ve sevgilerini pak ve layık gönüllere yerleştirir.
Maddi olarak işlerini düzene koyar ve kolaylaştırır;onlara "hayat-ı tayyibe"(huzurlu,bereketli,şaive ve şerlerden uzak bir hayat) nasip eder.Takva ehline olana ummadığı yerden rızkını nasip eder. Şükür ehli olursa,nimetini artırır,malına bereket nasip eder.Tam tersine Hakk'ın zikrinden yüz çevirene de,bereketsiz,huzursuz bir hayat verir.
Evet,takva ehli olan,rızk korkusu,aman ne olacak kaygısı yaşamaz ve dolayısıyla bu gerekçeyle vazifelerini ihmal etmez.Eğer hayatımızda bunları müşahade etmiyorsak ve Rabbimizde vaadinde asla hilaf etmeyeceğine göre,suçu kendimizde aramalı ve nerede hata yaptığımızı,eksikliklerimizin nerede olduğunu sorgulamalıyız.
23-"Namaz kötü ve çirkin işlerden alı koyar."(Ankebut,45)
24-"Allah'ın zikriyle kalpler yatışır."(Ra'd,28)
25-"O'nu hatırlayanı,O da hatırlar."(Bakara,152)
26-"Duaları kabul eder."(Bakara,186;Gafir,60;Neml,62)
Her namaz kılanın mutlaka namaz kılmayanlarla az da olsa,kötülüklerden uzak kalmada bir farkı vardır.Ancak namaz ne kadar mükemmel olursa,sıhhat,kabul ve kemal şartlarına haiz olursa,o derece insanı kötülüklerden uzaklaştırıp,kemalleri yüceltmesi de mükemmel olur.Eğer hala namaz ehli olmamıza rağmen bir takım yanlışlarımız,günahlarımız söz konusuysa,demek ki namazımızda noksanlıklar var...
Allah'ın zikriyle kalple yatışır,huzur bulur.Allah'ı yad edenler,onu her zaman ve her mekanda hazır ve nazır görenlerin,elbette ıstırapları ve korkuları yok olur ya da azalır."Siz beni hatırlayın,ben de sizi hatırlayayım" vaadini Rabbinden duayn ve sürekli Rabbini kalben,lisanen ve hal'en zakir olan bir kimsenin kaygılanmasının,mustarip olmasının bir anlamı kalır?
Rabbimiz duaları kabul edeceğine dair söz vermiştir.Yeter ki dua şartlarına uygun yapılmış olsun. Eğer dualarımız kabul olmuyorsa,mutlaka dua adap ve şartlarında sorun vardır...
27-"İnfak edenlerin yerini doldurur."(Sebe,39;Bakara,269-272)
28-"Bire karşı yedi yüz verir."(Bakara,261)
29-"Allah faizi yok eder.Sadakayı ise büyütür ve bereketlendirir."(Bakara,276)
30-"Kim Allah'a güzel bir borç verecek ki,Allah da onu kendisine kat kat ödesin.Ona çok değerli bir mükafatta vardır."(Hadid,11;Bakara,245;Müzemmil,20)
Allah aşkına bu ilahi vaatleri okuyup,inanan,yakin eden bir kimsenin artık infak ederken eli titrer mi?Zekatını,humusunu verirken,ikrah ve isteksizlik yaşar mı?"Aman ne olacak?" kaygı ve korkularına kapılır mı?
Mümin kardeşine yardım amaçlı borç verme söz konusu olunca eli titrer mi?Mümine borç verdiğinde aslında Allah'a borç verdiğini Rabbi tarafından kat kat telafi edileceğini bilen bir kimse, kendisine el açan mümini geri çevirir mi?Hatta onun el açmasını bekler mi?
31-"Kullarının tevbesini kabul eden,kötülükleri affeden ve sizin yaptıklarınızı bilen O'dur." (Şura,25)
32-"Allah bütün günahları bağışlar,tevbe edildiği takdirde."(Zümer,53)
33-"Şüphesiz ki Allah çok tevbe edenleri de sever,çok temizlenenleri de sever."(Bakara,222)
34-"Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışlarda bulunanlar başka;Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir.Allah çok bağışlayacıdır,engin merhamet sahibidir." (Furkan,70)
35-"Başkalarını bağışlayanı Allah da bağışlar."(Nur,22)
36-"Dedim ki:'Rabbinizden bağışlanma dileyin;çünkü O,çok bağışlayıcıdır.Bağışlanma dileyin ki,üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin.Sizi mallarla,oğullarla desteklesin ve sizin için bahçeler var etsin,sizin için ırmaklar var etsin."(Nuh,10-11-12)
Masum olmayanların hata yapmaları,günaha müptela olmaları muhtemeldir.Yukarıdaki ilahi vaatlere inanan ve yakin eden bir kimse,böyle bir durumda umutsuzluğa kapılmaz;dönüp tevbe ederek Rabbinden bağışlanma diler ve pişmanlık gözyaşlarıyla kendini bağışlatır,geçmişi telafi eder.
Tevbe sadece günahların bağışlanmasına vesile olarak kalmaz,Allah günahlarını haseneta çevirir; rızkını bollaştırır;sıkıntılarını bertaraf eder ve hayatı bereketlendirir.
Ancak tevbe ve bağışlanmanın bazı şartlarını da yukarıdaki ayetlerde müşahede etmekteyiz. Örneğin tevbe hakiki bir tevbe olmalıdır.Sadece dille istiğfar edip de günahtan pişmanlık duymamak ve salih amellere yönelmemek gerçek bir tevbenin tahakkuk etmediğini gösterir.Yine Rabbimiz,kendi bağışını,bizim de bize karşı yanlış yapanlara karşı affedici ve bağışlayıcı olmamıza endekslenmiştir.Kendisine yanlış yapanları affetmeye yanaşmayanların Allah'tan af ve mağfiret beklemeleri abes ve yersizdir.
37-"O kişilerdir onlar ki ancak Rabbimiz Allah'tır dediklerinden dolayı haksız olarak yurtlarından çıkarıldılar ve eğer Allah, insanların bir kısmını bir kısmıyle defetmeseydi, içlerinde Allah adının çok anıldığı manastırlar da yıkılırdı, havralar da, kiliseler de, mescitler de ve Allah, kendisine yardım edene mutlaka yardım eder; şüphe yok ki Allah, kuvvetlidir, üstündür."(Hacc,40)
38-"Allah yazdı, takdîr etti ki andolsun, ben ve peygamberlerim üst geleceğiz; şüphe yok ki Allah pek kuvetli ve üstündür."(Mücadele,21)
39-"Ve gevşeklik etmeyin, mahzun olmayın, inanmışsanız mutlaka üstünsünüz siz." (Al-i İmran,139)
40-"Ve kim, Allah'tan, Peygamberinden ve inananlardan yüz çevirirse bilsin ki hiç şüphesiz Allah'a mensup olanlardır üst olacak kişiler."(Maide,56)
41-"Öyle bir mabuttur ki müşrikler istemese de, zorlarına gitse de Peygamberini, insanları doğru yola sevkeden apaçık ve kesin delillerle ve bütün dinlere üstolmak üzere gerçek dinle göndermiştir."(Tevbe,33;Fetih,28;Saff,9)
42-"İsterler ki Allahın nûrunu nefesleriyle söndürsünler, halbuki Allah, kâfirler istemese de, onlara zor gelse de nûrunu yüceltip itmâm etmekten başka hiçbir şeye râzı değildir." (Tevbe,32;Saff,8)
43-"Andolsun ki biz, Tevrat'tan sonra Zebur'da da yazdık: Şüphe yok ki yeryüzü, temiz kullarıma mîras kalır"(Enbiya,105)
Allah-u Teala müminleri müdafaa edeceğine,onun dinine yardım edenlere yardım edeceğine, Allah'ın hizbinde yer alanları galip kılacağına,İslam'ı bütün dinlere üstün kılacağına,yeryüzünü salihlere miras olarak bırakacğına dair söz vermiştir.Dolayısıyla mümin bir micahid,hiçbir zaman mücadelesinde umutsuzluğa kapılmaz.Bilir ki,onun davası asla yok olmaz bir davadır.O görsün veya görmesin İlahi davası sonunda zafere ulaşacak ve er geç dünya salihlerin olacaktır.Mümin ise Kur'an'ın tabiriyle iki güzelden birine ulaşacaktır:Ya zafer ya şehadet...Ya da mücadelesinin mükafatını Rabbi fazlasıyla ona inayet edecektir.
Bu ayetlere inanan ve yakin eden bir kimse daha bir umutlu,şuurlu ve şevkle evrensel ilahi adalet ve hakimiyeti gerçekleştirecek olan İmam Mehdi(af)'nin zuhurunu bekler ve bu zuhura zemin hazırlamaya çalışır.
44-"Şüphe yok ki gerçek kullarımın üstünde hiçbir hükmün yoktur, onlara karşı hiçbir gücün olmaz senin ve Rabbin, koruyucu olarak yeter onlara."(İsra,65)
45-"İnananlar, Allah yolunda savaşırlar, kâfir olanlar, Şeytan yolunda savaşırlar. Savaşın Şeytan'ın dostlarıyla ve şüphe yok ki Şeytan'ın hîlesi zayıftır."(Nisa,76)
46-"Ve kim, Rahmânı anmadan yüz çevirirse ona bir Şeytan mûsâllat ederiz, artık o, arkadaş olur ona."(Zuhruf,36)
47-"Nifak sâhibi erkeklerle kadınların hepsi de birbirindendir, aynıdır; kötülüğü emrederler, halkı iyilikten vazgeçirmeye uğraşırlar ve ellerini yumarlar. Onlar Allahı unuttular da o da onları unuttu. Şüphe yok ki münâfıklardır buyruktan çıkan kötü kişilerin ta kendileri." (Tevbe,67)
48-"Allah2ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da kendilerine kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın.İşte onlar fasık kimselerin ta kendileridir."(Haşr,19)
Şeytanın hileleri elbette zayıftır ve müminler üzerinde herhangi bir sultası söz konusu değildir.Ama bunun şartı diğer ayetlerde de beyan edildiği gibi,Allah'ın zikrini unutmamak,O'nu her zaman ve her mekanda hazır ve nazır görmek,ona sığınmak,ondan yardım dilemektir.Tam tersine Rahman'ın zikrini unutan,ahireti unutan ve Hakk'a sığınmayan bir kimseye elbette şeytan musallat olacaktır.Bu şeytanın güçlülüğünden değil,insanın zayıflığından ve güçlü olan Rabbine sığınmamasından dolayıdır.