Evlilikte ideal eş var mıdır yoksa ideal eş kavramı hayalden ibaret midir? Eğer ideal eş varsa kriterleri nadir?
Evlilikte iki insanın birbirine her açıdan denk ve uyumlu olmasını beklemenin doğru olmadığına dikkat çeken Uzm. Psk. Çiğdem Demirsoy, ideal eşin tıpkı kendisindeki özellikleri taşıyan kişi olarak algılanmaması gerektiğini de söyledi. Peki ideal eş kimdir? Demirsoy e-psikiyatri com için anlattı.
İdeal eş nasıl özelliklere sahip olmalıdır, ideal işinizi nasıl bulursunuz, bu mümkün müdür yoksa tamamen hayal midir?
Hiç bir insan diğerinin aynı değildir, bu yüzden evlilikte iki insanın birbirine her açıdan denk ve uyumlu olması beklenemez. İdeal eş, tıpkı kendisindeki özellikleri taşıyan kişi olarak algılanmamalıdır. Her insanın kendine özgü bir evlilik algısı ve bu algı çerçevesinde eşinden beklentileri, eşi olarak seçtiği insanda görmek istediği bir takım özellikler vardır. Evlilikte eşlerin evlilik algıları ve eşinde görmek istediği özellikler birbirine ne kadar uyumluysa, eşler ne kadar ortak değerlere sahiplerse o kadar ideale yakın oldukları söylenebilir. Ancak eş seçiminde insanın kendisine yüzde yüz uyan birini bulması mümkün değildir. Beklenti çok yüksek olduğunda farklılıklar ortaya çıktığı zaman yaşanan hayal kırıklığı da o kadar fazla olacaktır.
Araştırmalar diyor ki bize sadece ikili seçenek veriliyor. Razı ol ya da terket. Çıkmaza giren ilişkilerd üçüncü yol hangisidir?
Uzm. Psk. Çiğdem Demirsoy
Bu bize sunulan bir seçenek değil sık yapılan düşünce yanlışlarından birdir. Kutuplaşmış, iki uçlu düşünme biçimi olaylara siyah ya da beyaz olarak bakmaya yol açar. Bu iki seçeneği sunan bir araştırma sonucu olduğunu sanmıyorum en azından ben rastlamadım. Ancak çatışmalı, çıkmaza girmiş ilişkilerde çiftlerin sıklıkla bu tarz bir bakış açısına saplandığını söyleyebiliriz. İlişkilerdeki çatışmaların çözümlenebilmesi için iki tarafın da kendi bakış açılarının dışına çıkabilmeleri gerekir. Sadece kendi fikrinin doğru olduğuna inanıp ilişkide kurallar oluşturduğunuzda en basit konulardaki çatışmalar bile çözümsüz problemlere dönebilmektedir. Eşler birbirinin bakış açısını anlayabilmek için kendi fikirlerinin dışına çıkma esnekliğini gösterebildiğinde her iki tarafın da ortada bir noktada buluşabilecekleri üçüncü bir seçeneği bulabilirler. Orta bir noktada buluşmak her zaman mümkün olmayabilir ama en azından kendi fikirlerini birbirine dayatma çabası içine girmeden birbirini anlama çabası içinde olmaları ilişkide uyumun korunmasını sağlar.
İlişkinin kokain etkisi gösterdiği ilk zamanlar geçtiğinde ayrılıklar artıyor deniyor bu süreç nasıl işliyor?
İlişkilerin devamını sağlayan unsur sevgi ve aşktan ziyade asıl önemli olan çiftin arasında iyi bir iletişimin olmasıdır. Eğer sağlıklı bir iletişim kurulamıyorsa sevgi zamanla yıpranır. Aşk iki insan arasında başlangıçta çekimi sağlıyorsa da sevgi ve bağlılık duyguları ancak etkili bir iletişimin kurulabildiği iyi bir ilişki içinde gelişmeye devam eder. Uzun süreli ilişkilerde çiftlerin hep olumlu duygular yaşaması beklenemez, karşılaşılan problem durumlarında çatışmalar yaşandığında doğal olarak duygularda iniş çıkışlar olacaktır. Eğer problemleri çözümleyip ilişkideki uyumu sağlayacak etkili bir iletişim kurulamazsa zamanla çiftin arasındaki duygusal bağların zayıflayıp ilişkide kopma olması muhtemeldir.
En derin ihtiyaçlarımızı açık açık talep etmediğimiz sürece evlendiğiniz herkes yanlış seçim olmaya mahkumdur diyor, açık talep etmek nasıl mümkün olacaktır?
Karşıya iletmeden önce insanın önce kendi içinde istek ve ihtiyaçlarının neler olduğunu belirleyebilmesi gerekir. Kendi duygu ve düşüncelerinin farkında olmak ilk adımdır. İnsan her zaman kendi derinlerindeki ihtiyaçlarının neler olduğunun ayırdında olmayabilir. İnsan ancak hayattan ve ilişkide olduğu kişiden beklentilerinin farkında olduğu ölçüde bunları karşısındakine iletebilir, bunun için de insanın kendisiyle kurduğu bağ, kendine açık olması çok önemlidir. Kendine açık olan ve farkındalığı yüksek olan bir insan kendi dışındaki kişilerin de istek ve ihtiyaçlarının neler olduğunu ve aradaki sınırları kavrayabilir. Kendi ile diğer insanlar arasındaki benzer ve farklılıkları bilebildiği ölçüde kendini doğru ifade etmesi de mümkündür.
Evliliklerin bitmesinde cinselliğin rolü nedir? yani cinsellik bititği için mi biz farklılıklarımızı fark ediyoruz yoksa farklılıklar onu bitiriyor?
Evlilik uyumunda önemli faktörlerden biri de cinsel uyumdur. Her insanın ilişki kurma tarzı farklıdır ve cinsellik de son derece öznel bir yaşantı olduğu için cinsellikle ilgili beklentiler ve ifade biçimleri de insandan insana değişir. Eşlerin cinsel yaşamında olması veya olmaması gerekenler iki kişinin beklentisine bağlıdır. Bu beklentilerin anlaşılması için de eşler arasında açık bir iletişim olması gerekir. Beklentilerin anlaşılması ve ortak bir noktada buluşulması ile gerçekleşen cinsel uyum zaman alır ve çaba gerektirir.
Araştırmalar cinsel işlev bozuklukları ve evlilik sorunlarının çoğunlukla bir arada görüldüğünü ortaya koyuyor. Ancak öncelik sırası farklı olabiliyor, yani bazen evliliğin başka alanlarındaki sorunlar cinsel uyumu etkiliyor, bazen de cinsellikteki sorunlar evlilik uyumunu bozuyor. Evlilik uyumunun iyi olması eşlerin cinsel sorun yaşamalarına engel değildir. Yine aynı şekilde cinselliğin iyi olması evliliğin bütününün de mutlaka iyi gideceğini göstermez. Ancak şu da bir gerçek ki; eşler arasındaki ilişki uyumluysa cinsel sorunlar çözülebilir ve cinsel uyum sağlanabilir. Çünkü sorun çözme önemli bir ilişki kurma becerisidir, dolayısıyla evlilikte ve cinsellikte mutluluk çiftlerin iletişim becerileri ile ilişkilidir. Sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam için eşlerin sorunlarını konuşabilmeleri, bundan çekinmemeleri, cinsel konularda bilgilenerek hem cinselliği hem de birbirlerini tanımaya çalışmaları gerekir.
Cinsellik bitince bunun etkisi kadın ve erkeğin evliliği bitirmesinde etkili oluyor?
Evliliğin bütününün sağlıklı olması için hem eşler arasındaki iletişimin hem de cinselliğin sorunsuz gitmesi gerekir ve bir alanda yaşanan sorunlar diğer alanı da etkiler. Cinsellik evlilik ilişkisinde önemlidir çünkü kişiliğin bir parçası da cinsel kimliktir ve ruhsal bütünlük için insanın cinsiyete ait ihtiyaçlarının da karşılanması gerekir. Cinsellik doyum ve rahatlama sağlayan bir yaşantı olduğu için bu alandaki doyum eşler arasıdaki sevgi, güven ve bağlılık duygularına katkı sağlar ve eşler arasında olumlu duygular ve bağlılık tam olduğunda gündelik yaşamdaki sorunların çözümlenmesi de daha kolay olur.