Salvo
Kayıtlı Üye
661 Hz. Ali'nin Katli; Hz. Hasan’ın Uysal Bir Şekilde Halifelik Hakkından Feragat Etmesi
Artık Hz. Ali, Batı'da Suriye ve Mısır'ın hatta seçildiği sıralarda kendisini destekleyen kuvvetli bir üs olan Irak'ın bile kontrolünü kaybetmişti; tehlikeli bir durumdaydı. Hariciler, O'nu halifelik hakkını hakemlere bırakarak, İslam Dünyasının en yüce makamının değerini düşürmek gibi ölümcül bir hata yapmakla suçlayarak, dışlamışlardı ve kendisine karşı savaşıyorlardı. Müslüman liderler arasındaki rekabet, bu fanatiklere o kadar iğrenç gelmeye başlamıştı ki, sonunda, Hz. Ali'yi, Muaviye bin Ebu Süfyan'ı ve Amr' bin As'ı aynı gün Cuma namazında öldürerek, İslam'ı her üçünden de kurtarmaya karar verdiler. Fakat entrikaları, planladıkları gibi gerçekleşmedi. Fustat'ta Amr, ogün şans eseri rahatsız olduğundan, hiç yara almadı ve yerine vekili öldürüldü; Muaviye, Dımeşk'te küçük bir yara ile kurtuldu; fakat Hz. Ali 20 Ocak günü, Kufe'de caminin kapısında, fanatik bir Harici olan Abdurrahman bin Mülcem'in darbesiyle yıkıldı. Böylece, dördüncü ve son Raşid Halife, 60 yaşının biraz üstünde iken, kafasındaki ölümcül yaradan dolayı öldü. Hz. Ali, Kufe'den 6 mil Batıdaki, daha sonra Necef[29] şehrinin kurulacağı, bir noktaya defnedildi. Daha sonraları, özellikle Şiiler için, önemli hac merkezlerinden birisi oldu.
Hz. Ali'nin ölümünden sonra, Kufe'de Hz. Fatıma'dan olan oğlu Hasan'ın, halifeliğin meşru varisi açıklandı. Bir yıl önce halifeliğini ilan eden Muaviye, başarılı bir şekilde, Hz. Hasan'ın, kendisine ve Hz. Ali ailesine önemli bir maaş karşılığında, halifelik davasından vazgeçmeye ikna etti. Müslümanların yeniden bir iç savaşa girmelerini istemeyen Hz. Hasan, Muaviye'nin teklif ettiği şartları kabul ederek, 6 aylık bir gölge yönetiminden sonra, Halifelikten çekildi (Temmuz). Daha sonra küçük kardeşi Hüseyin ile birlikte, arkalarında halifelik iddia edecek ciddi birisini bırakmadan Küfe yolunu Muaviye'ye açarak, Medine'ye gitmek üzere Kufe'den ayrıldılar. Böylece Muaviye, İslam dünyasının tartışılmaz hükümdarı oldu. Hz. Hasan ise, 669 yılında 45 yaşında iken ölünceye kadar, emekli olarak Medine'de 8 yıl daha yaşadı.
Artık Hz. Ali, Batı'da Suriye ve Mısır'ın hatta seçildiği sıralarda kendisini destekleyen kuvvetli bir üs olan Irak'ın bile kontrolünü kaybetmişti; tehlikeli bir durumdaydı. Hariciler, O'nu halifelik hakkını hakemlere bırakarak, İslam Dünyasının en yüce makamının değerini düşürmek gibi ölümcül bir hata yapmakla suçlayarak, dışlamışlardı ve kendisine karşı savaşıyorlardı. Müslüman liderler arasındaki rekabet, bu fanatiklere o kadar iğrenç gelmeye başlamıştı ki, sonunda, Hz. Ali'yi, Muaviye bin Ebu Süfyan'ı ve Amr' bin As'ı aynı gün Cuma namazında öldürerek, İslam'ı her üçünden de kurtarmaya karar verdiler. Fakat entrikaları, planladıkları gibi gerçekleşmedi. Fustat'ta Amr, ogün şans eseri rahatsız olduğundan, hiç yara almadı ve yerine vekili öldürüldü; Muaviye, Dımeşk'te küçük bir yara ile kurtuldu; fakat Hz. Ali 20 Ocak günü, Kufe'de caminin kapısında, fanatik bir Harici olan Abdurrahman bin Mülcem'in darbesiyle yıkıldı. Böylece, dördüncü ve son Raşid Halife, 60 yaşının biraz üstünde iken, kafasındaki ölümcül yaradan dolayı öldü. Hz. Ali, Kufe'den 6 mil Batıdaki, daha sonra Necef[29] şehrinin kurulacağı, bir noktaya defnedildi. Daha sonraları, özellikle Şiiler için, önemli hac merkezlerinden birisi oldu.
Hz. Ali'nin ölümünden sonra, Kufe'de Hz. Fatıma'dan olan oğlu Hasan'ın, halifeliğin meşru varisi açıklandı. Bir yıl önce halifeliğini ilan eden Muaviye, başarılı bir şekilde, Hz. Hasan'ın, kendisine ve Hz. Ali ailesine önemli bir maaş karşılığında, halifelik davasından vazgeçmeye ikna etti. Müslümanların yeniden bir iç savaşa girmelerini istemeyen Hz. Hasan, Muaviye'nin teklif ettiği şartları kabul ederek, 6 aylık bir gölge yönetiminden sonra, Halifelikten çekildi (Temmuz). Daha sonra küçük kardeşi Hüseyin ile birlikte, arkalarında halifelik iddia edecek ciddi birisini bırakmadan Küfe yolunu Muaviye'ye açarak, Medine'ye gitmek üzere Kufe'den ayrıldılar. Böylece Muaviye, İslam dünyasının tartışılmaz hükümdarı oldu. Hz. Hasan ise, 669 yılında 45 yaşında iken ölünceye kadar, emekli olarak Medine'de 8 yıl daha yaşadı.