Riya, Allah Tealâya bir çeşit şirk koşmaktır. İhlâs ise amelin kabulüne delil ve imanın icabıdır. Oyun ve eğlence meclislerine devam etmek, Kuranı unutturur. Oralara şeytan gelir ve oralar insanı her türlü taşkınlığa sevk eder. Kadınlarla çok oturup kalkmak kalpleri saptırır. Gözler kadınlarla oturup kalkılan meclislere kayar. Buralar şeytanın tuzaklarıdır.
Allaha verdiğiniz sözde durun. Zira Allah sadıklarla beraberdir. Yalandan da uzak durun. Zira yalanla iman bir arada bulunmaz.
Dikkat edin! Doğruluk kurtuluş ve şeref vesilesidir. Yalan ise alçaklık ve felakete götürür.
Dikkat edin! Hakkı söyleyin ki, onunla tanınasınız. Hak neyi gerektiriyorsa onu yapın ki, ehl-i haktan olasınız. Size güvenip bir şey emanet edenin güvenini boşa çıkarmayın. Sizinle irtibatlarını kesen yakınlarınıza sıla-i rahim yapın. Sizi mahrum edenlere siz fazl-u kerem ile muamele edin.
Söz verdiğiniz zaman sözünüzde durun. Hükmettiğiniz zaman adaletle hükmedin. Soy-sopla övünmeyin. Birbirinize lakap takmayın. Birbirinizle alay etmeyin. Birbirinize buğz etmeyin. Zayıfa, mazluma, borçluya, Allah yolunda cihad edene, yolda kalmışa, dilenciye, köleye yardımcı olun. Dullara, yetimlere acıyın.
Aranızda selamı yayın. Size selam verene misliyle veya daha güzeliyle karşılık verin. Birr ve takva üzere yardımlaşın; günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allahtan ittika edin. Zira Allahın azabı çetindir. (Maide, 2)
Misafire ikram edin. Komşuya iyi davranın. Hastaları ziyaret edin. Cenazeleri teşyi edin. Ey Allahın kulları, kardeşler olun! Dünya yüz çevirdi. Veda etmek üzere. Ahiretin ise gölgesi düştü; karşıdan göründü. Bugün hazırlanma günüdür; yarın müsabaka var. Kazanan cennete, kaybeden cehenneme girecek!
İyi dinleyin! Sizler şimdi, arkasında sizi hemen isteyen ecelin bulunduğu arzu ve istekler alemindesiniz. Bu hazırlık dünyasında eceli gelmeden Allah rızası için samimiyetle amel eden, işini en güzel şekilde yapmış, arzusuna kavuşmuş olur. Amellerinde kusur eden ise zarar etmiş ve emeline ulaşamamış olur. Üstelik de arzusu kendisine zarar verir.
Gerek sıkıntılı, gerekse huzurlu zamanlarınızda salih amel işleyin. Eğer bir saadete nail olursanız şükredin. Bununla birlikte korku ve endişeyi de bırakmayın. Eğer başınıza bir sıkıntı gelirse Allahı zikredin ve umudu elden bırakmayın. Zira Allah, müslümanların akıbetlerinin iyi olacağını, şükredenlere ise nimetlerini artıracağını bildirmiştir.
Ben, cennet gibi, isteyenleri uyuyan bir yer görmedim. Cehennem gibi de, girmek istemeyenlerin gaflet içinde bulunduğu bir yer görmedim. Yine ben, gizli olan her şeyin açığa çıktığı, büyük günahların toplandığı bir gün için kazanılandan daha kârlı bir kazanç görmedim. Hakkın fayda vermediği kimseler, bâtılın zararını görürler. Hidayetin istikamete sevk etmediği kimseyi de dalâlet kendisine çeker. Yakînin fayda vermediği kimseyi şüphe zarara uğratır. Elindekinden faydalanmasını bilmeyene, elinde olmayan hiçbir fayda sağlayamaz.
Size bu dünyadan göçeceğinize dair emir verilmiş, azığınızın ne olduğu da gösterilmiştir.
İyi dinleyin! Sizin için en fazla korktuğum iki şey var: Uzun emel sahibi olmanız ve nefslerinizin hevasına uymanız. Zira uzun emel ahireti unutturur; nefsin hevasına uymak ise hakikatten uzaklaştırır.
Dünya sırtını dönmüş gidiyor. Ahiret de karşıdan geliyor. Her ikisinin de evlatları (bağlıları, isteklileri) vardır. Siz, gücünüz yettiğince ahiret evlatlarından olmaya bakın. Sakın dünya evlatlarından olmayın.
Bugün amel günüdür, hesap yoktur. Yarın ise hesap vardır, amel yoktur.
İbn Kesîr, el-Bidâye ven-Nihâye, 7/319-320.
Allaha verdiğiniz sözde durun. Zira Allah sadıklarla beraberdir. Yalandan da uzak durun. Zira yalanla iman bir arada bulunmaz.
Dikkat edin! Doğruluk kurtuluş ve şeref vesilesidir. Yalan ise alçaklık ve felakete götürür.
Dikkat edin! Hakkı söyleyin ki, onunla tanınasınız. Hak neyi gerektiriyorsa onu yapın ki, ehl-i haktan olasınız. Size güvenip bir şey emanet edenin güvenini boşa çıkarmayın. Sizinle irtibatlarını kesen yakınlarınıza sıla-i rahim yapın. Sizi mahrum edenlere siz fazl-u kerem ile muamele edin.
Söz verdiğiniz zaman sözünüzde durun. Hükmettiğiniz zaman adaletle hükmedin. Soy-sopla övünmeyin. Birbirinize lakap takmayın. Birbirinizle alay etmeyin. Birbirinize buğz etmeyin. Zayıfa, mazluma, borçluya, Allah yolunda cihad edene, yolda kalmışa, dilenciye, köleye yardımcı olun. Dullara, yetimlere acıyın.
Aranızda selamı yayın. Size selam verene misliyle veya daha güzeliyle karşılık verin. Birr ve takva üzere yardımlaşın; günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allahtan ittika edin. Zira Allahın azabı çetindir. (Maide, 2)
Misafire ikram edin. Komşuya iyi davranın. Hastaları ziyaret edin. Cenazeleri teşyi edin. Ey Allahın kulları, kardeşler olun! Dünya yüz çevirdi. Veda etmek üzere. Ahiretin ise gölgesi düştü; karşıdan göründü. Bugün hazırlanma günüdür; yarın müsabaka var. Kazanan cennete, kaybeden cehenneme girecek!
İyi dinleyin! Sizler şimdi, arkasında sizi hemen isteyen ecelin bulunduğu arzu ve istekler alemindesiniz. Bu hazırlık dünyasında eceli gelmeden Allah rızası için samimiyetle amel eden, işini en güzel şekilde yapmış, arzusuna kavuşmuş olur. Amellerinde kusur eden ise zarar etmiş ve emeline ulaşamamış olur. Üstelik de arzusu kendisine zarar verir.
Gerek sıkıntılı, gerekse huzurlu zamanlarınızda salih amel işleyin. Eğer bir saadete nail olursanız şükredin. Bununla birlikte korku ve endişeyi de bırakmayın. Eğer başınıza bir sıkıntı gelirse Allahı zikredin ve umudu elden bırakmayın. Zira Allah, müslümanların akıbetlerinin iyi olacağını, şükredenlere ise nimetlerini artıracağını bildirmiştir.
Ben, cennet gibi, isteyenleri uyuyan bir yer görmedim. Cehennem gibi de, girmek istemeyenlerin gaflet içinde bulunduğu bir yer görmedim. Yine ben, gizli olan her şeyin açığa çıktığı, büyük günahların toplandığı bir gün için kazanılandan daha kârlı bir kazanç görmedim. Hakkın fayda vermediği kimseler, bâtılın zararını görürler. Hidayetin istikamete sevk etmediği kimseyi de dalâlet kendisine çeker. Yakînin fayda vermediği kimseyi şüphe zarara uğratır. Elindekinden faydalanmasını bilmeyene, elinde olmayan hiçbir fayda sağlayamaz.
Size bu dünyadan göçeceğinize dair emir verilmiş, azığınızın ne olduğu da gösterilmiştir.
İyi dinleyin! Sizin için en fazla korktuğum iki şey var: Uzun emel sahibi olmanız ve nefslerinizin hevasına uymanız. Zira uzun emel ahireti unutturur; nefsin hevasına uymak ise hakikatten uzaklaştırır.
Dünya sırtını dönmüş gidiyor. Ahiret de karşıdan geliyor. Her ikisinin de evlatları (bağlıları, isteklileri) vardır. Siz, gücünüz yettiğince ahiret evlatlarından olmaya bakın. Sakın dünya evlatlarından olmayın.
Bugün amel günüdür, hesap yoktur. Yarın ise hesap vardır, amel yoktur.
İbn Kesîr, el-Bidâye ven-Nihâye, 7/319-320.