Salvo
Kayıtlı Üye
658 Hz. Ali İle Muaviye Arasındaki Hakem Olayı
İki hakem, Sıffin'deki ateşkesten 7 ay sonra, Şubat 658'de Ürdün'deki Maan bölgesinin Kuzey Batısındaki Ezruh ta buluştular. Hakemlik şartları, kesin kurallarla belirlenmediği için, zaman zaman amaçları tamamen birbirine zıt olaylar münakaşalar sürdü gitti.
Neticede hakemler garip bir karara vardılar ve Hz. Ali ile Muaviye'nin geri çekilerek, yeni bir halife seçileceğini ilan ettiler. Hz. Ali tarafları, kararda sadece Hz. Ali'nin Halifeliğini ilan edilmelerini beklerken, Halifeyi, isyancı Muaviye ile aynı statüye düşüren bu karar karşısında afalladılar. Böylelikle, Hz. Ali bir defa daha, Muaviye ve arkadaşı Amr karşısında mağlub olmuştu. Hz. Ali, bu kararın Kur'an'a uygun olmadığını belirterek kabul etmedi ve böylece kendisini hakemlerin vereceği karara uyacağı konusundaki taahhüdünü de resmen yerine getirmedi. Bu olay, Hz. Ali'nin pozisyonunu, kendi taraftarları arasında bile zayıflatırken, öbür taraftar Muaviye, Dimeşk'te kendi adamlarından biat almaya başladı. Aslında, Hz. Ali tarafında en çok gürültü çıkaran muhalifler, tam savaşı kazanacakken, O'nu ateşkes yapmaya zorlayan ve sonra da Hakem olayında kendilerini temsil etmek üzere, Ebu Musa el-Eş'ari gibi tarafsız birisinin seçilmesi konusunda ısrar eden kişilerin kendileriydi. Savaş ve hakemlik saçmalığı hiçbir şeyi çözmemiş, aksine iki gurup arasındaki düşmanlığı, cemaat namazlarında birbirlerine ismen küfretmeye kadar götürmüştü. Hem İslam, hem de Devlet bölünmüştü.
İki hakem, Sıffin'deki ateşkesten 7 ay sonra, Şubat 658'de Ürdün'deki Maan bölgesinin Kuzey Batısındaki Ezruh ta buluştular. Hakemlik şartları, kesin kurallarla belirlenmediği için, zaman zaman amaçları tamamen birbirine zıt olaylar münakaşalar sürdü gitti.
Neticede hakemler garip bir karara vardılar ve Hz. Ali ile Muaviye'nin geri çekilerek, yeni bir halife seçileceğini ilan ettiler. Hz. Ali tarafları, kararda sadece Hz. Ali'nin Halifeliğini ilan edilmelerini beklerken, Halifeyi, isyancı Muaviye ile aynı statüye düşüren bu karar karşısında afalladılar. Böylelikle, Hz. Ali bir defa daha, Muaviye ve arkadaşı Amr karşısında mağlub olmuştu. Hz. Ali, bu kararın Kur'an'a uygun olmadığını belirterek kabul etmedi ve böylece kendisini hakemlerin vereceği karara uyacağı konusundaki taahhüdünü de resmen yerine getirmedi. Bu olay, Hz. Ali'nin pozisyonunu, kendi taraftarları arasında bile zayıflatırken, öbür taraftar Muaviye, Dimeşk'te kendi adamlarından biat almaya başladı. Aslında, Hz. Ali tarafında en çok gürültü çıkaran muhalifler, tam savaşı kazanacakken, O'nu ateşkes yapmaya zorlayan ve sonra da Hakem olayında kendilerini temsil etmek üzere, Ebu Musa el-Eş'ari gibi tarafsız birisinin seçilmesi konusunda ısrar eden kişilerin kendileriydi. Savaş ve hakemlik saçmalığı hiçbir şeyi çözmemiş, aksine iki gurup arasındaki düşmanlığı, cemaat namazlarında birbirlerine ismen küfretmeye kadar götürmüştü. Hem İslam, hem de Devlet bölünmüştü.