PureLove6
Kayıtlı Üye
Hoşçakal
Olacaklar sensiz olsun!!!
Ne?!
Sakın! öyle buğulu gözlerle bakıpta kulağıma fısıldama
''Ne olur kalgitme biraz daha sabret''leri.
Sen hiç görmedin!
Yokluğunda çektiklerimi
Saçımdan tırnaklarıma kadar boylu boyunca acıttığını
Kandili kısık aydınlıkta zamanın geç kalmışlığında yolları birbirine düğümlediğimi
Günü ikiye bölüp acının yüzüme yakışan rengini seçtiğimi
Geceyi giyinip yokluğunun yarıklarından küçük adımlarla geçtiğimi
Resmi sevinç içi ezinç gözlerim aama dilim lal Ceplerimde kıvranan bungun avuçlarımı
Tutunacağım bir SEN'imin dahi olmadığını bile bile gittiğndeki gerdie bıraktığın beni..
Az evvel bütün ışıkların ardına baktım yoktun!!
Sakın!!!
Sakın dinleme artık sol göğüsümdeki gariban suskun tınılarımı..
Sakın acıtma canımı yokluğunla çimdiklercesine..
Sen hiç görmedin!
Naçar olup ağladığım güldüğüm çay bahçelerindeki denizden donuk gözlü balıkların izlerken geride bıraktığın pespayeliği.
Vapurlar bir bir seferlere çıkarken bir tanesinin dahi sana seferinin olmadığını..
Sen hiç görmedin!
Durgun bir denizle yanan bir kentin arasında kalışlarımı
Yamacıma yanaşan gemilerin son kavşağım olsun diye dilediğim dileklerimi
İsimsiz yazılmış ucu yanık tenin kokan mektuplarından akan rimelleri
Eylüle açıldığını tüm dalgaların
Seni serpiştirdiğim nadas yüreğimin naçar ekeneklerinde
Seni harmanlayıp hasatlarını istiflediğimi arnavut kaldırımlı soğuk sokaklarda
Yokluğunu sigara kağıtlarına sarıp gözlerindeki günahkar
kıvılcımlardan ateşler dilendiğimi
Caddelerde adımlarımın boğulduğunu
Gözlerindeki surları katlime örüp
Rengi kokuşmuş yazlara kazdığın mezarımı...
Hoşçakal
Olacaklar sensiz olsun!!!
Belki Kalbime çullanacak yine sonbaharlar
Yokluğunu belki gözlerimdeki kayıp ilanlarında okuyacak başka gözler
Belkide yine bu kentte senin lisanını konuşacağım
İki adımda bir kavşak serilecek önüme sonrası yine kararsızlık buhranlarım olacak
Belki kavşaklarım gidişlerindeki acılara aldanacak
Halbuki yüreğim hala yenik olacak
Gözlerimi gösterdiğim kalabalıklarda Bir görenim celladımı tanıyanımda olmayacak
Belki dudaklarının ilk tadına varırken aşk fısıltılarına karışan üç haziranlar yine acıtacak içimi
Belki 19 aralıklarda yine sensiz kutlayacağım doğum günlerini
Belki yine avuçlarımda eriyecek sana benzeyen herşey
Belki miras bıraktığın sol göğsümün akordu arada bozulacak yokluğunun en asii anlarında
Belki odamızdaki plastik çiçeklerin tozlanacak
Belki rüzgar yine saçılacak bir kadının saçlarına benim bungun avuçlarım ağlarken
Belki bulutlarla yer kabuğu arasında sıkışıp kalacağım
Bugün varlığımın infazına hükmettim...
Sen hiç görmedin!
Sonu baştan böyle yazılmış yok kimsesi kimsenin hiç kimsenin..
Hoşçakal
Olacaklar sensiz olsun daha durmam boşluklarında ben
Unutuyorum...
Olacaklar sensiz olsun!!!
Ne?!
Sakın! öyle buğulu gözlerle bakıpta kulağıma fısıldama
''Ne olur kalgitme biraz daha sabret''leri.
Sen hiç görmedin!
Yokluğunda çektiklerimi
Saçımdan tırnaklarıma kadar boylu boyunca acıttığını
Kandili kısık aydınlıkta zamanın geç kalmışlığında yolları birbirine düğümlediğimi
Günü ikiye bölüp acının yüzüme yakışan rengini seçtiğimi
Geceyi giyinip yokluğunun yarıklarından küçük adımlarla geçtiğimi
Resmi sevinç içi ezinç gözlerim aama dilim lal Ceplerimde kıvranan bungun avuçlarımı
Tutunacağım bir SEN'imin dahi olmadığını bile bile gittiğndeki gerdie bıraktığın beni..
Az evvel bütün ışıkların ardına baktım yoktun!!
Sakın!!!
Sakın dinleme artık sol göğüsümdeki gariban suskun tınılarımı..
Sakın acıtma canımı yokluğunla çimdiklercesine..
Sen hiç görmedin!
Naçar olup ağladığım güldüğüm çay bahçelerindeki denizden donuk gözlü balıkların izlerken geride bıraktığın pespayeliği.
Vapurlar bir bir seferlere çıkarken bir tanesinin dahi sana seferinin olmadığını..
Sen hiç görmedin!
Durgun bir denizle yanan bir kentin arasında kalışlarımı
Yamacıma yanaşan gemilerin son kavşağım olsun diye dilediğim dileklerimi
İsimsiz yazılmış ucu yanık tenin kokan mektuplarından akan rimelleri
Eylüle açıldığını tüm dalgaların
Seni serpiştirdiğim nadas yüreğimin naçar ekeneklerinde
Seni harmanlayıp hasatlarını istiflediğimi arnavut kaldırımlı soğuk sokaklarda
Yokluğunu sigara kağıtlarına sarıp gözlerindeki günahkar
kıvılcımlardan ateşler dilendiğimi
Caddelerde adımlarımın boğulduğunu
Gözlerindeki surları katlime örüp
Rengi kokuşmuş yazlara kazdığın mezarımı...
Hoşçakal
Olacaklar sensiz olsun!!!
Belki Kalbime çullanacak yine sonbaharlar
Yokluğunu belki gözlerimdeki kayıp ilanlarında okuyacak başka gözler
Belkide yine bu kentte senin lisanını konuşacağım
İki adımda bir kavşak serilecek önüme sonrası yine kararsızlık buhranlarım olacak
Belki kavşaklarım gidişlerindeki acılara aldanacak
Halbuki yüreğim hala yenik olacak
Gözlerimi gösterdiğim kalabalıklarda Bir görenim celladımı tanıyanımda olmayacak
Belki dudaklarının ilk tadına varırken aşk fısıltılarına karışan üç haziranlar yine acıtacak içimi
Belki 19 aralıklarda yine sensiz kutlayacağım doğum günlerini
Belki yine avuçlarımda eriyecek sana benzeyen herşey
Belki miras bıraktığın sol göğsümün akordu arada bozulacak yokluğunun en asii anlarında
Belki odamızdaki plastik çiçeklerin tozlanacak
Belki rüzgar yine saçılacak bir kadının saçlarına benim bungun avuçlarım ağlarken
Belki bulutlarla yer kabuğu arasında sıkışıp kalacağım
Bugün varlığımın infazına hükmettim...
Sen hiç görmedin!
Sonu baştan böyle yazılmış yok kimsesi kimsenin hiç kimsenin..
Hoşçakal
Olacaklar sensiz olsun daha durmam boşluklarında ben
Unutuyorum...