FuZuLi
Kayıtlı Üye
1991 yılında eski Yugoslavya'dan ayrılan Hırvatistan'ın doğal güzellikleri, iç savaştan yıllar sonra yeniden keşvediliyor. Başkent Zagrepten ziyade anlatacağımız, upuzun sahilleri boyunca dizilmiş Ortaçağ kentleri ve Adriyatik Denizi'ne serpiştirilmiş irili ufaklı adalarıyla Hırvatistan, Yunan Adaları'nın yeni rakibi.
Hırvatistan'da binden fazla irili ufaklı ada bulunuyor. İlk kez duyanların büyük şaşkınlıkla karşılaşması olası...Ancak şaka değil, bu ülkede tam bin 1185 ada var. Bir dönem belki hatırlarsınız, bu adaların bir kısmı satılıktı. Plajlar ise kumsaldan ziyade küçük taşlardan oluşuyor. En kalabalık sahil kentlerinde, marinalarda dahi deniz tertemiz. Denizcilik burada fazlasıyla ciddiye alınıyor. Uçakla seyahat etmiş olsanız da, kiralayacağınız bir tekne ile seyahatinizi 10 kat daha keyifli hale getirmeniz mümkün olacaktır. Yollarda vakit kaybetmemek, en güzel günbatımı fotoğraflarını çekebilmek, yunuslarla yarışmak ve mis gibi deniz kokusunu ciğerlerinize doldurarak unutulmaz bir tatil geçirmeniz için Dalmaçya Kıyılarını tekneyle gezmeniz menfaatinize olacak.
Rijeka
Hırvatistanın liman kenti Rijekada çok sayıda koy ve plaj var. Az kişinin tanıdığı bu kent turist akınlarının da biraz uzağında kalmış. Kvarner Körfezi ve Istria rivierası, Hırvat turizm gelirlerinin yüzde 50sini karşılıyor. Su sporları için de ideal; yelken, dalış, su polosu, balık avcılığı. Hemen geride, 30 km ötedeki dağlarda da yürüyüşler, tırmanış, avcılık yapılabiliyor. Kvarner körfezinde yer alan ve bir köprüyle anakaraya bağlanan ünlü Krk adasına ve deniz yoluyla da Cres, Losinj ve Rab adalarına Rijekadan gidiliyor.
Yaklaşık 144 bin olan nüfusunun %80ini Hırvatlar oluşturuyor. Sırplar ve İtalyanlar da diğer etnik gruplar. Otel sayısı az ama turizm giderek gelişiyor. Şehre 16 km uzaklıktaki şirin yerleşim yeri Opatija, Doğu Avrupanın zenginlerini ağırlıyor. Şehrin gece hayatı ise çok canlı, bar ve klüpler sabaha kadar açık. Rijekada deniz kenarında romantik yürüyüşler yapabilir ya da çok sayıdaki müzeleri ziyaret edebilirsiniz.
Ocak Ayı Karnaval Zamanı
Rijekada her yılın Ocak ayı ortalarında başlayan ve bir ay kadar süren bir de Karnaval mevsimi var. Rijeka Karnavalı, Rio ve Venedik Karnavallarının ardından, dünyanın 3. büyük karnavalı olarak biliniyor ve her yıl yaklaşık 100.000 turist çekiyor.
Plitvice Gölleri
Başkent Zagreb ile Dalmaçya kıyılarındaki Zadar kentlerini birbirine bağlayan otoyolun tam ortasında yer alanPlitvice Gölleri Milli Parkı, 1949 yılında Milli Park ilân edilmiş, 1979 yılında da UNESCO Dünya Mirası statüsünü kazanmış.
Yaklaşık 300 km2lik bir alanı kapsayan Parkta, birbirine şelâlelerle bağlı olan 16 göl yer alıyor. Etrafı sık orman alanlarıyla çevrili göllerin bir uçtan öbür uca uzaklığı 8 km. Çevre ormanlarda, geyikler, ayılar, kurtlar, nadir kuş türleri gibi hayvanlar yaşıyor. Gölleri birbirine bağlayan şelâlelerden en geniş olanı ise, Veliki Slap; tam 70 m boyunda. Park alanı içinde lokanta ve büfeler mevcut.
Paklenica Milli Parkı
Haritada deniz ve dağlar arasına sıkışmış gibi görünen Paklenica Milli Parkı, Zadara yaklaşık 60 km uzaklıkta. Park, Velika Paklenica ve Mala Paklenica isimli iki kanyon ve çevresinden oluşuyor. Bölge, 1949 yılında Milli Park ilân edilmiş. Yaklaşık 100 km2 genişliğindeki parkta, geyik ve dağ keçisi türleri, ayılar, kurtlar ve çakallar yaşıyor. En yüksek nokta ise Sveto Brdo. 1753 m yükseklikte. Zaten Paklenica dağcılık meraklıları için ideal bir yer.
Kornati Takımadaları
Kornati Milli Parkı, Zadar ve Şibenik kentleri hizasında ve kıyıya paralel bir konumda bulunuyor. Adını, takımadaların en büyüğü olan Kornat adasından alan Parkta irili ufaklı tam 89 ada yer alıyor. Bu adalardan çoğunda oturan kimse yok. Bölge, 1964 yılında Milli Parka ilân edilmiş. Adalarda su kaynağı yok. Ama burası balık açısından, Adriyatikin en zengin alanlarından biri. Tabi balık avlamak için önceden izin almanız gerekiyor. Kornati Milli Parkında, koruma altına alınmış birkaç bölge dışında tekneyle gezmek serbest.
Brijuni Adaları
Kornati gibi, Brijuni Milli Parkı da adalardan oluşuyor. Istria yarımadasının güneybatısında, Pula kenti yakınlarında yer alan 14 küçük adanın yüzölçümü 34 km2. En büyük ada, kıyıya 2 km uzaklıktaki Veli Brijun. Adalarda tipik Akdeniz bitki örtüsü var. Hayvan popülâsyonu ise, daha çeşitli. Parkın içinde bir Safari Park ve bir Etno Park bulunuyor. Avrupa'nın en önemli yatçılık rotalarından biri haline gelen Hırvatistan kıyılarında yer alan bu adalar, tipik Güney Akdeniz özellikleriyle eski devlet başkanı Tito'nun da tercihiydi.
MUHTEŞEM DALMAÇYA KIYILARI
Istra Yarımadasından sonra sırada Dalmaçya kıyıları var. Dalmaçya, Hırvatistanın Adriyatik Denizi kıyısındaki 375 kilometrelik sahil şeridinin adı. Roma devrine ait kalıntıları, ortaçağın yaşayan mimarisi, göz alıcı plajları, balıkçı limanları ve adalar arasında çalışan feribotlarıyla Hırvatistanın en turistik bölgesini oluşturuyor.
Split
Hırvatistanın ikinci büyük şehri ve Dalmaçya bölgesinin merkezi olan Split, Adriyatik Denizinin doğusunda küçük bir yarımada üzerinde yer alıyor. Split, Hırvatistan adalarına ulaşımı sağlayan büyük bir liman kenti olmanın yanı sıra, bir sanayi, turizm ve kültür şehri. Canlı barları, cafeleri, hediyelik eşya satan mağazaları, kesme taştan şirin evleri, arnavut kaldırımı döşenmiş, cıvıl cıvıl, lavanta kokulu daracık sokakları var. Gerili çamaşır iplerinden sarkan çamaşırlar, koşuşturan çocuklar, herbir köşede karşınıza çıkan kediler, bazen kırık dökük bir balkon ya da pencere.. Yaşam ritmindeki tatlılık ve sıcaklık baştan çıkarıcı.
Yaz ayları kültürel etkinlikler anlamında daha hareketli. Split Yaz Festivali, Temmuzun ortasından itibaren bir ay boyunca şehri tiyatro, opera ve klasik müzikle buluşturuyor. Yakın çevresindeki turistik adalar Splite farklı özellikler kazandırmış. Pek çok kişi Splite Hvar, Brac, Korcula gibi tatil adalarına gitmek için de geliyor.
Hvar
Hvar, Adriyatikdeki dördüncü büyük ada. Bir süredir Avrupanın yeni St. Tropezi olarak gösteriliyor. Hvar deyince ada ekonomisine önemli katkısı olan lavantaları da unutmamak lazım. Yine lavanta ile birlikte biberiye yağı parfüm yapımında kullanılmak üzere İngiltere, Fransa ve Almanyaya ihraç edilmekte. Hvar (Yunanca Farosdan geliyor) Adriyatikin en güzel kentlerinden biri değil yalnızca, kayalık tepeye tünemiş kalesi, surları, inişli çıkışlı sokakları, Gotik ve Rönesans tarzı yapıları, eski tersanesi ve onun üzerindeki Avrupanın halka açık ilk tiyatrosuyla eski bir tarihsel mirasa da sahip.
Roma mozaikleriyle döşenmiş evler de var burada, San Marco Aslanının kabartmalarıyla süslü duvarlar da. Ve yoğun taş mimari her adımda Dalmaçya kıyılarında olduğunuzu anımsatıyor. Adriyatik Denizine Venedik Körfezi denmemiş boşuna, Fernand Braudelin de belirttiği gibi bu coğrafya tüm Akdenizin, mimari açıdan en tutarlı ve bağdaşık yöresi. Kentler toprakla ilişkilerini keserek denize yönelmiş, onunla halleşip kaynaşmış, deniz ticareti sayesinde gelişip serpilmiş. Hvar Avrupanın bir numaralı kamp merkezi aynı zamanda. Kamplar çok temiz, korunaklı ve bakımlı.
Korcula
Gezgin ve yazar Marco Polo ile özdeşleşmiş adanın Eski Kent'in arnavutkaldırımı dar sokaklarında dolaşıp Venedik Rönesans cepheleriyle göz kamaştıran bal renkli taş binalarını keşfetmek, kimi kumlu kimi çakıllı göz kamaştırıcı plajlarında Adriyatik'in berrak sularının tadını çıkarmak, ucuza taze deniz mahsulleri yemek için. Adriyatik Denizi'nin en büyük adalarından biri olan Korcula manzaralı yolları, muhteşem denizin eşlik ettiği ıssız koyları, Hırvatistan'ın en güzel yerel beyaz şarapları, yerel zeytinyağlarıyla ünlü, gerçek bir vaha.
Eski Kent'in arnavutkaldırımı dar sokaklarında kaybolmadan önce Pjaceta meydanında bulunan ve adanın tarihine ışık tutan Korcula Kent Müzesi'ni ziyaret edin. Ara sokaklara dalın ve Marco Polo'nun Evi'ne gidin. Marco Polo'nun evi olduğu sanılan binanın daracık merdivenlerini tırmanıp Eski Kent'e tepeden bakın. Kent merkezine 4 kilometre uzaklıkta yer alan Zrnovo Köyü'ne gidin ve servi ağaçları, teraslı bağlar, taş evler ve çan kulelerinden oluşan muhteşem manzaranın tadını çıkarın.
Brac
Merkezi Bol kasabası ile de anılan bu ada, Akdenizin dünyaca ünlü kumsallarından birine sahiptir. Denize gireceğiniz kumsalın yıl içinde rüzgârın yönüne bağlı olarak yer değiştirmesi de dünyada eşi benzeri olmayan farklı bir doğal harikadır.
Bu nedenledir ki, rüzgâr sörfü denilince akla ilk gelen bölge Bol olmaktadır. Bol kasabası yukarıdan bakılınca upuzun bir çıkıntı olarak dikkat çeker. Hvardan sonra turistlerin en çok rağbet gösterdiği Brac Adasına Stari Graddan 2 saatlik bir tekne yolculuğuyla geliniyor.
Dubrovnik
Tarihi dokusuyla Dubrovnik, belki de Hırvatistan'ın kıyı kentleri arasında en göz alıcı olanı. 1991'deki iç savaşta zarar gören yapılar, UNESCO'nun restorasyonlarıyla 2005'te eski görünümünü kazanmış. gatha Christie, Bernard Shaw gibi Batı düşün ve edebiyat dünyasının ünlü isimlerinin anlatımlarında övgüyle anılan bir şehir Dubrovnik. Hatta Bernard Shaw, Dubrovnik için cennette bir yer şeklinde bahseder. Mermer döşenmiş meydanları, dik kaldırım taşlı sokakları, uzun evleri, manastırları, sarayları, kiliseleri, çeşmeleri, müzelerinde aynı renk kesilmiş taşlar göreceksiniz.
Ploce Kapısı'ndan girip, yüksek duvarlarla çevrili dar yoldan şehrin içine ilerlerken tarihte bir yolculuk yapacaksınız. Hepsi Bu kadarı da fazla dedirtecek türden. Burası gerçekten yaşayan bir ortaçağ kenti Çünkü tüm tarihi eserler, evler kullanımda yani yaşıyor. Tüm güzellikler tahrip edilmemiş, bilakis korunmuş. Temmuz, ağustos ayları ise şehrin festival zamanı. Her akşam mutlaka eski şehrin meydanında tiyatro, opera ya da sokak sanatçılarının gösterisi oluyor. Üstelik hepsi ücretsiz
Şenlik Hiç Bitmiyor
Günümüzde, çok sayıda kültürel buluşma yaşanıyor Hırvatistanda. Dubrovnik Yaz Festivali, Varazdin Barok Akşamları, Split Kültürel Yazı, Zadar Müzikal Geceleri, Uluslarası Modern Dans Haftası, Zagreb Modern Tiyatro Festivali, Zagreb Bienali, Uluslararası Çağdaş Müzik Festivali vb. Kukla tiyatroları da Hırvatistan kültür hayatının başka bir rengi. 1960ta kurulan Rijeka kukla tiyatrosu oldukça aktif. Zagrebte ise her yıl Uluslararası Kukla Tiyatrosu Festivali düzenleniyor ve jüri çocuklardan oluşuyor.
Hırvatlardan armağan Kravat
Kravat, 17. yüzyıldan beri şık bir erkek kıyafetinin vazgeçilmez parçası. Zaman zaman küçük şekil değişikliklerine uğramış olsa da, günümüzde de yaygın giyim aksesuarı olduğu kesin. Kravat, bir Hırvat icadı.
Zaten kelime olarak da Hırvat anlamına geliyor. 1630lu yıllarda, o zamanki Fransa Kralı XIII. Louis, Hırvat paralı askerlerden oluşan bir süvari birliği kurmuş. Bu birliğin askerleri de, kendilerini diğer birliklerden ayırt etmek için, boyunlarına bir eşarp bağlamaya başlamışlar. Halk, boynunda düğümlenmiş bir eşarp taşıyan bu askerleri görünce, onların Croate, yani Hırvat olduklarını kolayca anlıyormuş. Zaman ilerledikçe, Croate kelimesi Cravate haline dönüşmüş ve Hırvat olmayanların da boyunlarına düğümledikleri yaygın bir şıklık simgesi olmuş.
Rijeka
Hırvatistanın liman kenti Rijekada çok sayıda koy ve plaj var. Az kişinin tanıdığı bu kent turist akınlarının da biraz uzağında kalmış. Kvarner Körfezi ve Istria rivierası, Hırvat turizm gelirlerinin yüzde 50sini karşılıyor. Su sporları için de ideal; yelken, dalış, su polosu, balık avcılığı. Hemen geride, 30 km ötedeki dağlarda da yürüyüşler, tırmanış, avcılık yapılabiliyor. Kvarner körfezinde yer alan ve bir köprüyle anakaraya bağlanan ünlü Krk adasına ve deniz yoluyla da Cres, Losinj ve Rab adalarına Rijekadan gidiliyor.
Yaklaşık 144 bin olan nüfusunun %80ini Hırvatlar oluşturuyor. Sırplar ve İtalyanlar da diğer etnik gruplar. Otel sayısı az ama turizm giderek gelişiyor. Şehre 16 km uzaklıktaki şirin yerleşim yeri Opatija, Doğu Avrupanın zenginlerini ağırlıyor. Şehrin gece hayatı ise çok canlı, bar ve klüpler sabaha kadar açık. Rijekada deniz kenarında romantik yürüyüşler yapabilir ya da çok sayıdaki müzeleri ziyaret edebilirsiniz.
Ocak Ayı Karnaval Zamanı
Rijekada her yılın Ocak ayı ortalarında başlayan ve bir ay kadar süren bir de Karnaval mevsimi var. Rijeka Karnavalı, Rio ve Venedik Karnavallarının ardından, dünyanın 3. büyük karnavalı olarak biliniyor ve her yıl yaklaşık 100.000 turist çekiyor.
Plitvice Gölleri
Başkent Zagreb ile Dalmaçya kıyılarındaki Zadar kentlerini birbirine bağlayan otoyolun tam ortasında yer alanPlitvice Gölleri Milli Parkı, 1949 yılında Milli Park ilân edilmiş, 1979 yılında da UNESCO Dünya Mirası statüsünü kazanmış.
Yaklaşık 300 km2lik bir alanı kapsayan Parkta, birbirine şelâlelerle bağlı olan 16 göl yer alıyor. Etrafı sık orman alanlarıyla çevrili göllerin bir uçtan öbür uca uzaklığı 8 km. Çevre ormanlarda, geyikler, ayılar, kurtlar, nadir kuş türleri gibi hayvanlar yaşıyor. Gölleri birbirine bağlayan şelâlelerden en geniş olanı ise, Veliki Slap; tam 70 m boyunda. Park alanı içinde lokanta ve büfeler mevcut.
Paklenica Milli Parkı
Haritada deniz ve dağlar arasına sıkışmış gibi görünen Paklenica Milli Parkı, Zadara yaklaşık 60 km uzaklıkta. Park, Velika Paklenica ve Mala Paklenica isimli iki kanyon ve çevresinden oluşuyor. Bölge, 1949 yılında Milli Park ilân edilmiş. Yaklaşık 100 km2 genişliğindeki parkta, geyik ve dağ keçisi türleri, ayılar, kurtlar ve çakallar yaşıyor. En yüksek nokta ise Sveto Brdo. 1753 m yükseklikte. Zaten Paklenica dağcılık meraklıları için ideal bir yer.
Kornati Takımadaları
Kornati Milli Parkı, Zadar ve Şibenik kentleri hizasında ve kıyıya paralel bir konumda bulunuyor. Adını, takımadaların en büyüğü olan Kornat adasından alan Parkta irili ufaklı tam 89 ada yer alıyor. Bu adalardan çoğunda oturan kimse yok. Bölge, 1964 yılında Milli Parka ilân edilmiş. Adalarda su kaynağı yok. Ama burası balık açısından, Adriyatikin en zengin alanlarından biri. Tabi balık avlamak için önceden izin almanız gerekiyor. Kornati Milli Parkında, koruma altına alınmış birkaç bölge dışında tekneyle gezmek serbest.
Brijuni Adaları
Kornati gibi, Brijuni Milli Parkı da adalardan oluşuyor. Istria yarımadasının güneybatısında, Pula kenti yakınlarında yer alan 14 küçük adanın yüzölçümü 34 km2. En büyük ada, kıyıya 2 km uzaklıktaki Veli Brijun. Adalarda tipik Akdeniz bitki örtüsü var. Hayvan popülâsyonu ise, daha çeşitli. Parkın içinde bir Safari Park ve bir Etno Park bulunuyor. Avrupa'nın en önemli yatçılık rotalarından biri haline gelen Hırvatistan kıyılarında yer alan bu adalar, tipik Güney Akdeniz özellikleriyle eski devlet başkanı Tito'nun da tercihiydi.
MUHTEŞEM DALMAÇYA KIYILARI
Istra Yarımadasından sonra sırada Dalmaçya kıyıları var. Dalmaçya, Hırvatistanın Adriyatik Denizi kıyısındaki 375 kilometrelik sahil şeridinin adı. Roma devrine ait kalıntıları, ortaçağın yaşayan mimarisi, göz alıcı plajları, balıkçı limanları ve adalar arasında çalışan feribotlarıyla Hırvatistanın en turistik bölgesini oluşturuyor.
Split
Hırvatistanın ikinci büyük şehri ve Dalmaçya bölgesinin merkezi olan Split, Adriyatik Denizinin doğusunda küçük bir yarımada üzerinde yer alıyor. Split, Hırvatistan adalarına ulaşımı sağlayan büyük bir liman kenti olmanın yanı sıra, bir sanayi, turizm ve kültür şehri. Canlı barları, cafeleri, hediyelik eşya satan mağazaları, kesme taştan şirin evleri, arnavut kaldırımı döşenmiş, cıvıl cıvıl, lavanta kokulu daracık sokakları var. Gerili çamaşır iplerinden sarkan çamaşırlar, koşuşturan çocuklar, herbir köşede karşınıza çıkan kediler, bazen kırık dökük bir balkon ya da pencere.. Yaşam ritmindeki tatlılık ve sıcaklık baştan çıkarıcı.
Yaz ayları kültürel etkinlikler anlamında daha hareketli. Split Yaz Festivali, Temmuzun ortasından itibaren bir ay boyunca şehri tiyatro, opera ve klasik müzikle buluşturuyor. Yakın çevresindeki turistik adalar Splite farklı özellikler kazandırmış. Pek çok kişi Splite Hvar, Brac, Korcula gibi tatil adalarına gitmek için de geliyor.
Hvar
Hvar, Adriyatikdeki dördüncü büyük ada. Bir süredir Avrupanın yeni St. Tropezi olarak gösteriliyor. Hvar deyince ada ekonomisine önemli katkısı olan lavantaları da unutmamak lazım. Yine lavanta ile birlikte biberiye yağı parfüm yapımında kullanılmak üzere İngiltere, Fransa ve Almanyaya ihraç edilmekte. Hvar (Yunanca Farosdan geliyor) Adriyatikin en güzel kentlerinden biri değil yalnızca, kayalık tepeye tünemiş kalesi, surları, inişli çıkışlı sokakları, Gotik ve Rönesans tarzı yapıları, eski tersanesi ve onun üzerindeki Avrupanın halka açık ilk tiyatrosuyla eski bir tarihsel mirasa da sahip.
Roma mozaikleriyle döşenmiş evler de var burada, San Marco Aslanının kabartmalarıyla süslü duvarlar da. Ve yoğun taş mimari her adımda Dalmaçya kıyılarında olduğunuzu anımsatıyor. Adriyatik Denizine Venedik Körfezi denmemiş boşuna, Fernand Braudelin de belirttiği gibi bu coğrafya tüm Akdenizin, mimari açıdan en tutarlı ve bağdaşık yöresi. Kentler toprakla ilişkilerini keserek denize yönelmiş, onunla halleşip kaynaşmış, deniz ticareti sayesinde gelişip serpilmiş. Hvar Avrupanın bir numaralı kamp merkezi aynı zamanda. Kamplar çok temiz, korunaklı ve bakımlı.
Korcula
Gezgin ve yazar Marco Polo ile özdeşleşmiş adanın Eski Kent'in arnavutkaldırımı dar sokaklarında dolaşıp Venedik Rönesans cepheleriyle göz kamaştıran bal renkli taş binalarını keşfetmek, kimi kumlu kimi çakıllı göz kamaştırıcı plajlarında Adriyatik'in berrak sularının tadını çıkarmak, ucuza taze deniz mahsulleri yemek için. Adriyatik Denizi'nin en büyük adalarından biri olan Korcula manzaralı yolları, muhteşem denizin eşlik ettiği ıssız koyları, Hırvatistan'ın en güzel yerel beyaz şarapları, yerel zeytinyağlarıyla ünlü, gerçek bir vaha.
Eski Kent'in arnavutkaldırımı dar sokaklarında kaybolmadan önce Pjaceta meydanında bulunan ve adanın tarihine ışık tutan Korcula Kent Müzesi'ni ziyaret edin. Ara sokaklara dalın ve Marco Polo'nun Evi'ne gidin. Marco Polo'nun evi olduğu sanılan binanın daracık merdivenlerini tırmanıp Eski Kent'e tepeden bakın. Kent merkezine 4 kilometre uzaklıkta yer alan Zrnovo Köyü'ne gidin ve servi ağaçları, teraslı bağlar, taş evler ve çan kulelerinden oluşan muhteşem manzaranın tadını çıkarın.
Brac
Merkezi Bol kasabası ile de anılan bu ada, Akdenizin dünyaca ünlü kumsallarından birine sahiptir. Denize gireceğiniz kumsalın yıl içinde rüzgârın yönüne bağlı olarak yer değiştirmesi de dünyada eşi benzeri olmayan farklı bir doğal harikadır.
Bu nedenledir ki, rüzgâr sörfü denilince akla ilk gelen bölge Bol olmaktadır. Bol kasabası yukarıdan bakılınca upuzun bir çıkıntı olarak dikkat çeker. Hvardan sonra turistlerin en çok rağbet gösterdiği Brac Adasına Stari Graddan 2 saatlik bir tekne yolculuğuyla geliniyor.
Dubrovnik
Tarihi dokusuyla Dubrovnik, belki de Hırvatistan'ın kıyı kentleri arasında en göz alıcı olanı. 1991'deki iç savaşta zarar gören yapılar, UNESCO'nun restorasyonlarıyla 2005'te eski görünümünü kazanmış. gatha Christie, Bernard Shaw gibi Batı düşün ve edebiyat dünyasının ünlü isimlerinin anlatımlarında övgüyle anılan bir şehir Dubrovnik. Hatta Bernard Shaw, Dubrovnik için cennette bir yer şeklinde bahseder. Mermer döşenmiş meydanları, dik kaldırım taşlı sokakları, uzun evleri, manastırları, sarayları, kiliseleri, çeşmeleri, müzelerinde aynı renk kesilmiş taşlar göreceksiniz.
Ploce Kapısı'ndan girip, yüksek duvarlarla çevrili dar yoldan şehrin içine ilerlerken tarihte bir yolculuk yapacaksınız. Hepsi Bu kadarı da fazla dedirtecek türden. Burası gerçekten yaşayan bir ortaçağ kenti Çünkü tüm tarihi eserler, evler kullanımda yani yaşıyor. Tüm güzellikler tahrip edilmemiş, bilakis korunmuş. Temmuz, ağustos ayları ise şehrin festival zamanı. Her akşam mutlaka eski şehrin meydanında tiyatro, opera ya da sokak sanatçılarının gösterisi oluyor. Üstelik hepsi ücretsiz
Şenlik Hiç Bitmiyor
Günümüzde, çok sayıda kültürel buluşma yaşanıyor Hırvatistanda. Dubrovnik Yaz Festivali, Varazdin Barok Akşamları, Split Kültürel Yazı, Zadar Müzikal Geceleri, Uluslarası Modern Dans Haftası, Zagreb Modern Tiyatro Festivali, Zagreb Bienali, Uluslararası Çağdaş Müzik Festivali vb. Kukla tiyatroları da Hırvatistan kültür hayatının başka bir rengi. 1960ta kurulan Rijeka kukla tiyatrosu oldukça aktif. Zagrebte ise her yıl Uluslararası Kukla Tiyatrosu Festivali düzenleniyor ve jüri çocuklardan oluşuyor.
Hırvatlardan armağan Kravat
Kravat, 17. yüzyıldan beri şık bir erkek kıyafetinin vazgeçilmez parçası. Zaman zaman küçük şekil değişikliklerine uğramış olsa da, günümüzde de yaygın giyim aksesuarı olduğu kesin. Kravat, bir Hırvat icadı.
Zaten kelime olarak da Hırvat anlamına geliyor. 1630lu yıllarda, o zamanki Fransa Kralı XIII. Louis, Hırvat paralı askerlerden oluşan bir süvari birliği kurmuş. Bu birliğin askerleri de, kendilerini diğer birliklerden ayırt etmek için, boyunlarına bir eşarp bağlamaya başlamışlar. Halk, boynunda düğümlenmiş bir eşarp taşıyan bu askerleri görünce, onların Croate, yani Hırvat olduklarını kolayca anlıyormuş. Zaman ilerledikçe, Croate kelimesi Cravate haline dönüşmüş ve Hırvat olmayanların da boyunlarına düğümledikleri yaygın bir şıklık simgesi olmuş.
