HİPERAKTİF ÇOCUKTA OKUL KORKUSU
Hiperaktif çocuklar okula başlayacakları zaman çok isteklidirler, hatta birkaç sene öncesinden itibaren 'ben ne zaman okula gideceğim, okula gitme günüm gelmedi mi' diye sormaya başlarlar. Abla veya ağabeyleri okula başlayacakta kendisi başlayamayacak diye çok kızarlar. Kardeşlerinin okul araçlarını, giysilerini alır, karıştırır, okula gidiyormuş gibi oyunlar oynarlar. Okula gitmeden ailelerine okul çantası, kitaplar, su kabı aldırırlar.
Okula gitmek için o kadar sabırsızlanır ki bazen aile onları bir sene erken okula göndermek zorunda kalabilir. Çünkü ailelerinin başının etini yerler. Okula gittikten bir süre sonra ise 'ben artık gitmek istemiyorum' diyebilirler. Sıkıldım diyebileceği gibi gittim bu kadar yeter çok şeyler öğrendim bitirdim diyebilirler.
Hiperaktif çocuklar çok sabırsız oldukları için pek çok şeyden de çabuk sıkılabilirler. Genellikle her şeyi çok düzgün ve mükemmel yapmak istedikleri için kargacık burgacık yazılarını hiç beğenmeyeceklerdir. Böyle durumlarda önce heyecanla yazmak isteyen çocuk kısa bir süre yazmayı bırakabilmektedir.
Hiperaktif çocukların hayal güçleri çok geniş ve zengin olduğu için okul korkusu onlarda daha kolay gelişebilmektedir. Örneğin çocuk öğretmenin bana bir soru sorar da ben onun cevabını veremezsem bana kızar mı, zor duruma düşer miyim, arkadaşlarım bana güler mi diye düşünerek okula gitmek istemeyebilecektir.
Okulda bir iki öğrenci birbirleriyle yüksek sesle tartışıyor veya kavga ediyorlarsa okula ilk defa başlayan bir hiperaktif çocuk bu durumlar benim de başıma gelebilir diye korkuya kapılarak okula gitmek istemeyebilir.
Okulda bir öğretmen veya bir görevli yüksek sesle çocuklara sınıflarınıza gidin ya da sıraya girin demişse hiperaktif çocuk bu kişi bana da kızabilir diye korku geliştirebilmektedir. Bu gibi durumlarda okul beklentilerine uymayacak ve onu kaygılandıracaktır. Hiperaktif çocukların hayal güçleri çok geniş olduğu için hep okulla ilgili akıllarına olumsuz, kötü senaryolar gelmektedir. Örneğin okulda servis onu bırakıp giderse veya ailesi okulun yolunu bulamazsa gibi.
Yine hiperaktif çocuklar çok hareketli oldukları için sık sık düşecekler ve bir yerlerini yaralayabilecekleri için aileleri özellikle de anneleri onlar için çok kaygılanabilmektedirler. Bu kaygıyı onlar çok kolay sezerler. Bu kaygı onlara da geçer. Okulda kötü bir şey olacak diye beklemeye başlarlar.
Bazen de hiperaktif çocuğun zekâ kapasitesi yüksek olduğu için aile içinde olan gerginlikleri daha çabuk kavrarlar ve algılarlar. Bu tür olaylardan dolayı kaygılanırlar. Annelerini evde yalnız bırakmak istemezler. Bu yüzden de okula gitmek istemezler veya okula da annelerini yanlarında kalsın isterler.
Sonuç olarak hiperaktif çocuğun okul korkusunu yaşama şansı daha fazladır.
Bu konuyla ilgili bir psikolojik destek alındığında psikologun çocuğun hiperaktif özellikleri olup olmadığını öncelikle test etmesi gereklidir. Eğer hiperaktif özellikler olduğu saptanırsa hem hiperaktivitesi konusunda hem de okul korkusu birlikte tedavi edilir.
Hiperaktif çocuklar aceleci, meraklı, hareketli ve dikkat problemleri yaşayabildiklerinden dolayı öğretmenlerinden ve okul yöneticilerinden sık sık azar işitebilirler. Bu azarlardan dolayı bir süre sonra okula gitmek istemeyebilirler. Bu durumu ailelerine kabul ettirebilmek için zaman zaman karnım ağrıyor, başım ağrıyor gibi nedenler ortaya atabilirler. Özellikle aileler yukarıdaki durumlarda çocuğu okula göndermezler. Çocukta emeline ulaşmış olur. Bir süre geçtikten sonra aile çocuğa hadi artık okula git dediğinde çocuk aileyi daha fazla korkutabilecek, midem bulanıyor bahanesini öne sürer ve bu bahane ile birlikte bazen de gerçekten kusar. Hatta bazı zorlu durumlarda çocuklar ateşlerini bile yükseltebilirler. Böyle durumlarda ailenin çocuklarını doktor doktor dolaştırdıklarını sık olarak görürüz. Burada yapılması gereken en uygun yaklaşım öncelikle bir psikologun çocukla görüşmesini sağlamak olacaktır. Psikolog çocuğun gerçek sıkıntısının ne olduğunu anlar, o yönde aileyi bilgilendirir, çocuğa da psikolojik destek vererek sorunu çözer.
Hiperaktif çocuklar okula başlayacakları zaman çok isteklidirler, hatta birkaç sene öncesinden itibaren 'ben ne zaman okula gideceğim, okula gitme günüm gelmedi mi' diye sormaya başlarlar. Abla veya ağabeyleri okula başlayacakta kendisi başlayamayacak diye çok kızarlar. Kardeşlerinin okul araçlarını, giysilerini alır, karıştırır, okula gidiyormuş gibi oyunlar oynarlar. Okula gitmeden ailelerine okul çantası, kitaplar, su kabı aldırırlar.
Okula gitmek için o kadar sabırsızlanır ki bazen aile onları bir sene erken okula göndermek zorunda kalabilir. Çünkü ailelerinin başının etini yerler. Okula gittikten bir süre sonra ise 'ben artık gitmek istemiyorum' diyebilirler. Sıkıldım diyebileceği gibi gittim bu kadar yeter çok şeyler öğrendim bitirdim diyebilirler.
Hiperaktif çocuklar çok sabırsız oldukları için pek çok şeyden de çabuk sıkılabilirler. Genellikle her şeyi çok düzgün ve mükemmel yapmak istedikleri için kargacık burgacık yazılarını hiç beğenmeyeceklerdir. Böyle durumlarda önce heyecanla yazmak isteyen çocuk kısa bir süre yazmayı bırakabilmektedir.
Hiperaktif çocukların hayal güçleri çok geniş ve zengin olduğu için okul korkusu onlarda daha kolay gelişebilmektedir. Örneğin çocuk öğretmenin bana bir soru sorar da ben onun cevabını veremezsem bana kızar mı, zor duruma düşer miyim, arkadaşlarım bana güler mi diye düşünerek okula gitmek istemeyebilecektir.
Okulda bir iki öğrenci birbirleriyle yüksek sesle tartışıyor veya kavga ediyorlarsa okula ilk defa başlayan bir hiperaktif çocuk bu durumlar benim de başıma gelebilir diye korkuya kapılarak okula gitmek istemeyebilir.
Okulda bir öğretmen veya bir görevli yüksek sesle çocuklara sınıflarınıza gidin ya da sıraya girin demişse hiperaktif çocuk bu kişi bana da kızabilir diye korku geliştirebilmektedir. Bu gibi durumlarda okul beklentilerine uymayacak ve onu kaygılandıracaktır. Hiperaktif çocukların hayal güçleri çok geniş olduğu için hep okulla ilgili akıllarına olumsuz, kötü senaryolar gelmektedir. Örneğin okulda servis onu bırakıp giderse veya ailesi okulun yolunu bulamazsa gibi.
Yine hiperaktif çocuklar çok hareketli oldukları için sık sık düşecekler ve bir yerlerini yaralayabilecekleri için aileleri özellikle de anneleri onlar için çok kaygılanabilmektedirler. Bu kaygıyı onlar çok kolay sezerler. Bu kaygı onlara da geçer. Okulda kötü bir şey olacak diye beklemeye başlarlar.
Bazen de hiperaktif çocuğun zekâ kapasitesi yüksek olduğu için aile içinde olan gerginlikleri daha çabuk kavrarlar ve algılarlar. Bu tür olaylardan dolayı kaygılanırlar. Annelerini evde yalnız bırakmak istemezler. Bu yüzden de okula gitmek istemezler veya okula da annelerini yanlarında kalsın isterler.
Sonuç olarak hiperaktif çocuğun okul korkusunu yaşama şansı daha fazladır.
Bu konuyla ilgili bir psikolojik destek alındığında psikologun çocuğun hiperaktif özellikleri olup olmadığını öncelikle test etmesi gereklidir. Eğer hiperaktif özellikler olduğu saptanırsa hem hiperaktivitesi konusunda hem de okul korkusu birlikte tedavi edilir.
Hiperaktif çocuklar aceleci, meraklı, hareketli ve dikkat problemleri yaşayabildiklerinden dolayı öğretmenlerinden ve okul yöneticilerinden sık sık azar işitebilirler. Bu azarlardan dolayı bir süre sonra okula gitmek istemeyebilirler. Bu durumu ailelerine kabul ettirebilmek için zaman zaman karnım ağrıyor, başım ağrıyor gibi nedenler ortaya atabilirler. Özellikle aileler yukarıdaki durumlarda çocuğu okula göndermezler. Çocukta emeline ulaşmış olur. Bir süre geçtikten sonra aile çocuğa hadi artık okula git dediğinde çocuk aileyi daha fazla korkutabilecek, midem bulanıyor bahanesini öne sürer ve bu bahane ile birlikte bazen de gerçekten kusar. Hatta bazı zorlu durumlarda çocuklar ateşlerini bile yükseltebilirler. Böyle durumlarda ailenin çocuklarını doktor doktor dolaştırdıklarını sık olarak görürüz. Burada yapılması gereken en uygun yaklaşım öncelikle bir psikologun çocukla görüşmesini sağlamak olacaktır. Psikolog çocuğun gerçek sıkıntısının ne olduğunu anlar, o yönde aileyi bilgilendirir, çocuğa da psikolojik destek vererek sorunu çözer.