sllsn
Bayan Üye
Aslında öyle masumdu ki, nasıl durur dışarıdan bilemem ama öylesine temiz ki! Hesaplı, kitaplı değil
Hiç dillenmeden, sadece yaşanan, öyle masum ki
.
Yürekten yüreğe, dudaktan dudağa geçebilecek en temiz duygu, kirletmesinler diye belki, saklanmalı. Yoksa Tanrıdan başkasına hesap vermek değil niyetim, zaten olmamalı.
Hiçbir hece yüklenmemiş, sesi bile yükseltilmemiş, arkasına bakıp kirletmeye çalışmazsak, öyle güzel ki! İlle de kırıp parçalamadan, mutlak isim koymadan, hani biraz daha izin verirsek sorgulamadan yaşamaya, yaşadığımız öyle kutsal ki!
Ama yalnızlığımızın büyüklüğünden parçalanabilir sevgimiz. Neredeyse birbirimizin içinden geçiyoruz, hiç dokunmadan sevişiyoruz. Günahı umurumuzda değil, ayıbına takılmışız. Önü yargı, arkası kirli, geçmişini silemiyoruz.
Acılarım seninkilerden az değil benim ama açlığım da en az senin kadar. Yoksunluklarımızı dolduruyoruz birbirimizin gözlerinde.
Aslında ben en utanmaz yanımı bırakacaktım sana, içine hiç pişmanlık koymayacaktım. Sabah olduğunda peşinde durmayacaktım. Arkasına bir daha bakmadan, sadece bir yerinde var olacaktım.
Ama sabah oldu, anlamsızca sustum!
Hiçbir sevdaya sonu var diye başlamadım. Bittiğinde ise, kırıldım ama umutlarımı bozmadım. Şimdi birilerinin ahı kalır diye üstümde, içimde korkular var. Hep bana yakışmaz diye direttim ya; peki, ya vaktinde bize acıyı yakıştıranlar?
Kimsenin suçu değil diyorsun bu sevişmeler, haklısın değil! Ama biri ödeyecekse bunun hesabını, sana bırakmam, ben veririm. Adını ne koysak olmaz, sessizdir bazı isimler. Ve en çok onlar haykırır aslında ama duyan olmaz!
Bir bedenin içinde olmak, tüm ruhunu ona akıtmak değilse, aşk değilse adı; suçtur seninle sevişmek. Ama sen de haklısın, düşünmeden, yargılamadan, planlamadan, sadece içimizden geldiği için oldu.
Şimdi biri çıkıp karşımıza hesap isterse, merak etme sevdiğim seni yaktırmam orada; bu masanın hesabını ben öderim
Yürekten yüreğe, dudaktan dudağa geçebilecek en temiz duygu, kirletmesinler diye belki, saklanmalı. Yoksa Tanrıdan başkasına hesap vermek değil niyetim, zaten olmamalı.
Hiçbir hece yüklenmemiş, sesi bile yükseltilmemiş, arkasına bakıp kirletmeye çalışmazsak, öyle güzel ki! İlle de kırıp parçalamadan, mutlak isim koymadan, hani biraz daha izin verirsek sorgulamadan yaşamaya, yaşadığımız öyle kutsal ki!
Ama yalnızlığımızın büyüklüğünden parçalanabilir sevgimiz. Neredeyse birbirimizin içinden geçiyoruz, hiç dokunmadan sevişiyoruz. Günahı umurumuzda değil, ayıbına takılmışız. Önü yargı, arkası kirli, geçmişini silemiyoruz.
Acılarım seninkilerden az değil benim ama açlığım da en az senin kadar. Yoksunluklarımızı dolduruyoruz birbirimizin gözlerinde.
Aslında ben en utanmaz yanımı bırakacaktım sana, içine hiç pişmanlık koymayacaktım. Sabah olduğunda peşinde durmayacaktım. Arkasına bir daha bakmadan, sadece bir yerinde var olacaktım.
Ama sabah oldu, anlamsızca sustum!
Hiçbir sevdaya sonu var diye başlamadım. Bittiğinde ise, kırıldım ama umutlarımı bozmadım. Şimdi birilerinin ahı kalır diye üstümde, içimde korkular var. Hep bana yakışmaz diye direttim ya; peki, ya vaktinde bize acıyı yakıştıranlar?
Kimsenin suçu değil diyorsun bu sevişmeler, haklısın değil! Ama biri ödeyecekse bunun hesabını, sana bırakmam, ben veririm. Adını ne koysak olmaz, sessizdir bazı isimler. Ve en çok onlar haykırır aslında ama duyan olmaz!
Bir bedenin içinde olmak, tüm ruhunu ona akıtmak değilse, aşk değilse adı; suçtur seninle sevişmek. Ama sen de haklısın, düşünmeden, yargılamadan, planlamadan, sadece içimizden geldiği için oldu.
Şimdi biri çıkıp karşımıza hesap isterse, merak etme sevdiğim seni yaktırmam orada; bu masanın hesabını ben öderim