nones
Bayan Üye
![r7jn4z6qisojoe2otbuou.jpg](http://img97.imageshack.us/img97/816/r7jn4z6qisojoe2otbuou.jpg)
Mutlu oldukça güler, güldükçe mutlu olursun. Bu, müthiş bir ikilemdir. İnsana en çok yakışan şey gülmektir. Çünkü güldükçe, pozitif enerji yayarsın.
Bakış açın hayatı iyi tarafından seçebiliyorsa, sorunlar kendiliğinden çözülmeye başlar. Çünkü her zaman göze batan o kara lekeler artık seni rahatsız etmeyecek, böylece zamanla görünmez olacaklardır.
Hayatı nasıl uzatırsın bilinmez ama güzel vakit geçirmek istiyorsan, gülümseyeceksin.
Unutma, herkesin derdi diğerlerinden büyüktür. Bu nedenle ahlar ve vahlarla bir yere varılmaz. Kendini toparlayıp ayakta durmanın yolunu arayacaksın. Kişiye en iyi yardımcı, yine kendisidir. Sen ayakta kalmak için azimli değilsen, kimse seni dinç tutamaz.
Norman Cousins, “Bir Hastalığın Anatomisi” (Anatomy of an Illness) adlı kitabında kendinden bahseder. Doktorların yaşama şansı tanımadığı Norman, kanser hastasıdır. Fakat ölmeye hazır olmadığını düşünen Norman, hayatındaki tüm olumsuzlukları bir kenara bırakır ve sadece mutlu şeylerle yola devam eder. Komedi filmleri izler, eğlenmeye gider, güler ve oynar. Kitapta anlatılanlar, ölümcül hastalığa yakalanan birinin kurtuluş hikâyesidir. Çünkü Norman, yaşamaya devam etmiştir, üstelik sadece mutlu olarak ve gülümseyerek...
Mutlu yaşayarak hastalıklardan kurtulmak, bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Prof. Donald Norfolk, “İş Hayatında Stres” adlı kitabında bir hikâyeden bahseder. Babasından kalan mirasla zengin olan William, servetini dörde katlamak için girişimlerde bulunur. Fakat ekonomik kriz nedeniyle iflas eder. Oturup ağlamak yerine, işçilik yaparak yeniden para kazanmaya çalışır. O sırada eşi kanser hastalığına yakalanır. Tüm birikimleri eşinin ameliyatlarına gider ama yine de eşini kaybeder. Kısa süre içinde gırtlak kanseri hastalığına yakalanır, fakat tedavi sonrası kurtulmayı başarır. Tüm bunlara rağmen, neşesi ve iyimserliğini kaybetmez. Doktoru Dr. John A. Schindler onun için şöyle der: “Hala gülümseyerek, her şeye ilgi göstererek ve herkeste bir şeye ilgi uyandırarak kasabada dolaşıyor.”
Bilinen eski bir dua vardır:
“Tanrım, değiştirilmesi gereken şeyleri değiştirebilmek için bana güç ver;
değiştiremeyeceğim şeyleri kabul edebilmek için cesaret
ve ikisi arasındaki farkı görebilmek için akıl ver.”
Vaktin kıymetini bilmeden, hafta sonralarını veya tatil günlerini iple çekiyoruz. Fakat bu sırada yaşam mücadelesiyle geçen çalışma saatlerinde mutsuz oluyoruz. Oysa hayatın mola zamanları çok kısadır. İçten gülümseyebildiğin anları güncel yaşamın geneline yayabilirsen, işte o zaman en mutlu sen olursun.