Her yıl 180bin kişi namazsız ölüyormuş!

yigitbircan

Banned


Her yıl 180bin kişi namazsız ölüyormuş!

Namaz, Cenab-ı Allah’ın Kur’an-ı Kerim’inde yüz civarında işlediği bir konudur. Bu yüz ayette doğrudan emredilmiştir. Beş yüz ayet ile de dolaylı olarak namaza işaret etmiştir. Evet, namaz altı yüz ayetle işlenen bir konudur… Fakat ne acıdır ki bu Müslüman ülkesinin yüzde yetmiş beşi namazını kılmıyor. Yani elli beş milyon insanımız namazdan uzak. Kılanların da yüzde yetmişi sabah namazına kalkmıyor.

Her gün bu ülkede altı yüz kardeşimiz vefat ediyor. Her yıl bu ülkede 220 bin kişiyi ahirete uğurluyoruz. Bu günlük altı yüz kişiden dört yüz elli tanesi namazsız gidiyor. 220 bin kişinin de 180 bini namazsız gidiyor. Yani her yıl bir vilayet kadar insanımız namazsız bu âlemden göç ediyorlar. Bu kardeşlerimizden belki birisi oğlunuz, belki birisi kardeşiniz, belki anneniz, babanız, dedeniz, dayınız, amcanız… Bu saydığımız akrabalarınızdan birisi hapse girse ne yaparsınız? Üzülürsünüz değil mi? Peki hapse girince üzülüyoruz da acaba cehenneme girse üzülmeyecek miyiz? Muhterem kardeşlerim çok mu zor namaz kılmak? Bilelim ki namazsız ve ibadetsiz cennete girilmiyor. Allah cümlemizi namazsız olmaktan muhafaza buyursun.



Baraj sorusu namaz?

Unutmayalım ki namaz bir baraj sorusudur. Asrı Saadet’te ölüm döşeğinde olan bir delikanlı bir türlü “la ilahe illallah Muhammedür resulullah” diyememişti. Yanındaki sahabeler Efendimiz aleyhisselatü ves selam’a başvurdular. O güzeller güzeli baraj sorusu sordu; dedi ki: “O genç namaz kılar mıydı?” Bu soru adeta yüreğimize balyoz gibi iniyor. Gelen sahabe; “Evet o genç namaz kılardı Ya Resullallah” deyince Allah Resulu yardım etmeye gitti. Genç, Efendimizi gördüğü halde; “La ilahe illallah Muhammedür resulullah” diyemedi. Meğerse annesi hakkını helal etmediği için diline düğüm atılmış da onun için söylememiş. Efendimiz, annesini çağırtıp hakkını helal ettirince gürül gürül “La ilahe illallah Muhammedür resulullah” demiş. Gördüğünüz gibi kardeşlerim namazsız ahirete gitmede imansızlık tehlikesi var, son nefeste kelimeyi tevhit ve kelimeyi şahadet getirememe tehlikesi var.

Mü’minler boş işlerden uzak dururlar

Bakara Suresi’nin başında muttakilerin vasıfları sayılırken “Namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan muhtaçlara verirler” buyrulur. Cenab-ı Allah Mü’minun Suresi’nin ilk ayetinde bir müjde verir; Mü’minlerin kurtulduğunu müjdeler. Arkasından gelen on ayette de mü’minlerin özelliklerini anlatır. Burada mü’minlerin ilk özelliğinin namaz kılmak olduğu ifade edilir. “Onlar namazlarını huşu içinde kılarlar” buyrulur. Bir sonraki ayette de mü’minlerin boş şeylerden uzak durdukları bildirilir. Demek ki huşunun da bir şartı boş şeylerden yüz çevirmektir. Çünkü gönlüne boş şeyleri dolduran, zihnini boş şeylerle meşgul eden bir mü’min Allah korusun namazda onları düşünür?

Nedir bu boş şeyler? Bugün gençliğin dört elle sarıldığı maç izlemek, detayları ile takip etmek, falan futbolcunun özelliklerini, filan dakikada girdiği pozisyonu beynine yazmak... Veya dizilerin esiri olmak, bizi ilgilendirmeyen konuları konuşmak… Bunlara dünyamızda yer ayırırsak namazda da huşuyu yakalayamayız.

Takımın on birini sayan aşereyi mübeşşereyi sayamadı

Geçenlerde İmam Hatip Lisesi mezunu bir gençle sohbet ediyorduk; Sahabelerden konuşuyorduk… Hani şu yanlarında olmak istediğimiz sahabelerden… “Delikanlı” dedim; “Bu sahabelerden cennetle müjdelenen on kişi var, bunları sayabilir misin?” Dört halifeyi saydı; bunları biliyordu ama diğerlerinin hiç birisini sayamadı. Tuttuğu takımın on birini bir çırpıda sayan delikanlı, yedeklerini de ilave eder, Avrupa kupasındakileri de sayar ama cennette beraber olmayı umduğumuz aşereyi mübeşşereyi sayamadı. Sahabeye değer vermeyen, kalbinde yer vermeyen, dünyasında yer vermeyen, hayatlarını bilmeyen, onları kendine modellemeyen cennette onlarla beraber olamaz! Onlarla cennette bir olmak istiyorsan, onları modelleyeceksin, seveceksin, hayatını öğreneceksin, taklit edeceksin.Cemil Tokpınar

Sahabe deyip geçmeyelim, bu mübarek kişilerin isimleri çok önemli, onların isimleri ile dua edin bakalım, nasıl kabul oluyor duanız. Derdiniz mi var sayın, Bedir yiğitlerini… Üç yüz on dört Bedir’in aslanlarını sayın… “Allah’ım senin uğrunda o gün canlarını feda etmekten çekinmeyen o güzide insanların yüzü suyu hürmetine istiyorum, şu derdimi gider” deyin. Evlatlarınızın isimlerini sayar gibi isimlerini sayın. İnşallah dualarınız kabul olacaktır.

Muhterem kardeşlerim Bedir’in aslanları üç yüz on dört kişiydi. Karşısında ise bin kişilik müşrik ordusu vardı. İşte o ortamda, savaş esnasında bu sahabeler nöbetleşe namaz kıldılar. Onlar namazla dua ettikleri için onların duaları kabul edildi… Allah aşkına bugün namaz kılmayan kardeşlerimizin gösterdiği bahanelerin hangisi Bedir savaşı kadar önemlidir?

Namaz sıkıntımız var

Ne acıdır ki bu ülkenin okullarında mescit yok. Bu ülkenin fabrikalarında namaz sıkıntısı var. Üniversitelerde, devlet dairelerinde namaz sıkıntısı var. Peygamber ocağı dediğimiz ordusunda namaz sıkıntısı var.

Yüz yıldır Müslüman ülkeler sürünüyor. Bakın Irak’a, Suriye’ye, Filistin’e, Çeçenistan’a… Allah aşkına bu kıyılan canlar tavuk mudur kardeşlerim! Londra’da, New York’ta, Berlin’de, Paris’te bu kadar tavuk öldürülse kıyamet kopar. Bir intihar saldırısı olsa on kişi ölse Avrupa’da yer yerinden oynar. Bizim ülkelerimizde tavuk doğrar gibi mü’min öldürülüyor da Müslümanların hiçbir yaptırımı olamıyor. Niçin gücü yok; bunu hiç düşündünüz mü?

Yüz yıldır namazsız dua ediyoruz

Çünkü Cenab-ı Allah: “Ey İman edenler Allah’tan sabır ve namaz ile yardım isteyin” (Bakara, 153) buyuruyor. Derdin mi var, sıkıntın mı var, bir işini mi halletmek istiyorsun; “namazla dua et” buyuruluyor. Yüz yıldır namazsız dua ediyoruz. Şu ülkede elle beş milyon namazsız var. Namazsız dua edilince dualar kabul edilmiyor. Mü’minler namazını kılmazsa, Sultan’ının rahmet kapısını çalmazsa Allah niye yardım etsin?

Şöyle bir örnek vermek istiyorum. Bir sabah uyandığımızda herkesin gözü kör olsa… Bir ses duysak: “Kullarım çok aşırı gittiniz, nankörlük ettiniz, gözlerinizi açacağım ama bir şartım var. Her gün bir saat kamyona taş taşıyacaksınız.” Bu durumda bunu yapar mısınız yoksa gözsüz bir hayat mı yaşarsınız? Bir saat değil iki saat taşımaya razı oluruz. Şimdi soruyorum. Bir gözü için bir saat taş taşımaya razı olan insan, verilen milyarlarca nimet için günde bir saat namaz kılmaya neden razı olmuyor? Oysaki ne kadar tatlı bir ibadet, ne kadar hoş! Önce abdestle pırıl pırıl temizlikle gelen bir motivasyon… Arkasından sultanlar Sultan’ı ile randevu…

Randevumuzu kaçırmayalım!
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst