Alessandra
Bayan Üye
Bebekliğimizden itibaren üniversiteye kadar hayatımızdaki en önemli amacın, hayatımızın daha sonraki yıllarına hazırlık olduğunun hepimiz farkındayız. Kişiliğimizin oturduğu tüm erken hayatımız, “yarınlar” için “eğitim” ile geçer. Küçüklüğümüzde, “ağustos böceği ile karınca” hikayesi hepimizin aklına kazınır. Biz, yarınlar için karınca gibi çalışmaya devam ederiz.
Sadece, yarınlar için eğitilirken, kimse bize hayatımızda nasıl anı yaşayacağımızın eğitimini vermez. Okullar biter, mezun oluruz. Bizim yine en büyük gündemimiz gelecektir. Ülkemizin, eğitim sisteminden ve de zeki insanların mühendis, doktor, işletmeci, iktisatçı vb... olur inancından dolayı iş hayatımızı çok da sevmediğimiz işimizde yarınlar için çalışarak sürdürürüz. Hayatımızı, haftasonu ve emekliliğimizi bekleyerek yaşar dururuz. Günümüzün uyanık, verimli saatlerinin % 80’ini “iş”, geri kalanını da “iş stresiyle” geçirerek.
Acaba, ağustos böceği hem biraz çalışıp hem de şarkı ve türküsünü söylemeye devam edemez mi?
* M. Barış Muslu
Sadece, yarınlar için eğitilirken, kimse bize hayatımızda nasıl anı yaşayacağımızın eğitimini vermez. Okullar biter, mezun oluruz. Bizim yine en büyük gündemimiz gelecektir. Ülkemizin, eğitim sisteminden ve de zeki insanların mühendis, doktor, işletmeci, iktisatçı vb... olur inancından dolayı iş hayatımızı çok da sevmediğimiz işimizde yarınlar için çalışarak sürdürürüz. Hayatımızı, haftasonu ve emekliliğimizi bekleyerek yaşar dururuz. Günümüzün uyanık, verimli saatlerinin % 80’ini “iş”, geri kalanını da “iş stresiyle” geçirerek.
Acaba, ağustos böceği hem biraz çalışıp hem de şarkı ve türküsünü söylemeye devam edemez mi?
* M. Barış Muslu