Hep ertelenen bir an hiç yaşanmamaya mahkumdur

TatLı prenses

Bayan Üye
Hep ertelenen bir an hiç yaşanmamaya mahkumdur.
Hep ertelenen bir an hiç yaşanmamaya mahkumdur.
Düşlerin bekleyişini yalnızca bir hüsran karşılayacaktır.
Mevsimleri sayarsak ömür baharsız tükenir gider.
Sevdiğimizi bulmak yada bulduğumuzu sevmek tercihi,
en zor olan iki seçenektir bu sınavda.
Boşuna akan ırmaklar mı var yüreğimizde.
Sebepsiz mi coşkun bir denizde maviye hasretliğimiz?
Ufukta görünen o ki mutluluk tek kişiliktir aslında.
Karşımızdakinin çabasına ihtiyacı yoktur mutluluğun.
Aşkında sevdiğin kadar büyüktür.
Sevdiğin sürece meydan okur dünyaya.
Hasretle beklenen gelmez hiçbir zaman, bu hasreti yalnız tüketirsin.
Karşılık bulmuyorsa sevda,umut değil,kendini hükümdar sanan köleler üretir dönemezsin.
Ama boşa geçmemiştir dolan vakit.
Heba olan şiirlerin de değildir.
Türkülerin diliyle yas tuttuğun geceler,sırdaşlığını hiç terk etmez.
Kıymetini bilmediğin kır çiçekleri yeniden açar,o gül solarken.
Ayrılanlar yıllar geçse de üstünden hep aynı acıyı çeker.
Ama yollar hiç bitmez.
Sonuna geldiğini zannettiğin yerler birer duraktır aslında.
Ve sen yolculuğunu gönüllü bitirmişsindir o durakta.
Güneş hep geç kalırmış gibi gelir,sen bir baharda mevsimler başka havada.
Gerçeklerle düşler yerini kaybeder.
Bir tek o kalır yüreğinden hiç gitmeyen.
Aynı bakışlı resmine saatlerce dalışın kalır,sevdanın tutsaklığında acılarını dindirmeyen�
Şöyle dimdik durup rüzgara karşı �EY HAYAT SEN ŞAVKLI SULARDA BİR DOLUNAYSIN,ASLINDA YOKUM BEN BU OYUNDA,ÖMRÜM BENİ YOK SAYSIN.�diyerek çekip gitmek gelir aklına.
Bedeninizin parçalanması hiç umurunda değildir ama sevdiği uğruna ölenlerden olmak istemezsin.
Çünkü yalnız yaşarken bir ihtimal daha vardır.
Belki ölüme değil ama onun hayatına geç kalmışsındır.
Uzaktır,öyle kalacaktır belki.
Hep bir umutla beklenirken sevda habercisi,yüreğini teselli etmek de sana düşer.
Her şeye rağmen korkutmasın seni bu sevdanın ateşi.
Her yangın önce başladığı yeri yakar.
Sana küçük kendime büyük gelen yüreğimde,yıllar geçse de
SENİN ADIN YAZAR.
Ve bil ki sevdiğim,uslanmaz ruhum yaşadıkça
SENİ SEVER, SENİ SEVDİKÇE YAŞAR
 
---> Hep ertelenen bir an hiç yaşanmamaya mahkumdur

Ayrılığın Ilanı




Gidiyor musun diye sorma bana.
Gönderen sensin.
Ne terk etmeyi istedim seni,
Ne de daha yaşamadığımız bu aşkı toprağa gömmeyi.
Senin kadar öfkeliyim ben de.
Senin kadar endişeli...

Bir dokunuşunla bin kenti yıkacak güç verirdin bana
Ama inandıramadım seni.
Sen, sorgularken beni kafanda
Ben, gözlerinin içine bakıyordum kuşkuyla.
Bir tek sözün bağlardı beni sana,
Oysa sen hep susmanın koynunda.

Aşkın içine bir kez girdi mi kuşku,
Teslim alır bedenleri de.
Sütten çıkmış ak kaşık değildim
Ama yalanı sokmadım iki kişilik dünyamıza.
O dünya ki bazen minicik bir odada
Bazen kentin ortasında şekillendi.
Nasıl da güzeldi...
Zaten varsın diye her şey güzeldi ama
Sen buna inanmadın. Ah bu sorular...

Yaşamak varken sevdayı delice,
Niye boğarız sorularla?
Nasıl ikna edebilirdim seni?
Ben, aşk dedikçe sen, dur dedin.
Ben, seninleyim dedikçe
Sen, hayır dedin.
Zaten az konuşan sen
Olumsuz ne kadar sözcük varsa
Bulup çıkardın ortaya.
Bense hiç bir şey diyemedim.

Ne kadar zarar vermişim sana meğer.
Nasıl değiştirmişim seni.
Oysa hiç böyle düşünmemiştim.
Kimseye zarar vermek istemem ben.
Kimseyi olduğundan farklı bir hale getirmek istemem.
Ama öyle oldu işte.
Demek ki; gitmelerin zamanı şimdi.

Çocukluğuna sığınır atlatırsın bu acıyı.
Ne sevişmelerimiz kalır aklında, ne sevda sözlerimiz.
Rahat değilim diyordun ya, rahat ol artık.
Gülüşlerini saklaman için bir neden kalmadı.
Tedirginliğinin sebebi de kalktı ortadan.

Biliyor musun bir tanem!
Gidişim yürekten değil, zorunluluktan.
Sanma ki, bu toy sevdayı başka kimliklere taşırım.
Sanma ki, benden sakladığın gülüşleri
yalancı yüzlerde ararım.
Seni de götürürüm yüreğimde.
Her zaman yokluğunu taşırım.

Bulup, bulup kaybettim seni bebeğim.
Ne yazık ki, tozduman edemedim kuşkularını.
Ne yazık ki, kalamadın bana.
Öpücüğümün kokusu kalacak kapının eşiğinde.
Kokladıkça; bizi bir yanlışa mahkum ettiğini anlayacaksın
 
---> Hep ertelenen bir an hiç yaşanmamaya mahkumdur

Yoktu SeNden Önce..!
Senden önce yoktu bekleyenim yoktu dinleyenim yoktu özleyenim hatta özlediğim... İyi ki varsın iyilik meleğim ! Tut ellerimi sıkı tut sakın bırakma...

Alışıyorum sana alışıyorum
yanındayken sanki başka biriyim.
Korkularım yitiyor
güvenim büyüyor git gide.
Biraz kuruntularım var neden mi ?
En iyisini
en güzelini sana verememekten her şeyin
korkuyorum bu kez de....
Sen öylesin ki
kutsal bir mabetsin
herkesin önünde diz çöktüğü
en olmazı olur yapan
mucizevi bir güçsün.
En değerli varlığım vazgeçilmezimsin.
Sana güzelin de güzelini verebilmeliyim.

Sevginle büyüyorum her geçen gün
öyle ki taşıyor sevgin içimden sığmıyor yüreğime
saklayamıyorum.
Umursamadan hiç bir şeye
seviyorum seviyorum işte
diye bağımak geliyor içimden.

Ne güzel duygu bunlar Tanrım
neredeydik biz şimdiye dek...
Yaşamıyor muyduk aynı evrende...
Başka dünyamız mı vardı bizim ?

Önce yüreğimiz örtüştü habersizce
sonra içimizden akarak
parmak uçlarımıza
gelen duygularımız...
Ne kadar incesin
ne kadar hassassın..
Nasıl da özlersin bir satırımı
sesimi gülüşümü kara gözlerimi.

Seninle çok güçlü olacağız birlikte
biz bizi hiçkimseye sonu yaşatmak
için sevmiyoruz
biz varoluşun başlangıcı olacağız seninle....

Alışıyorum sana
arkadaşım paylaşamadıklarımı paylaştığımsın..
O gece sana
yaşamımımdan bir kara çerçeve gösterdiğimde
bana nasıl da
"üzülme kuzucuğum sen bunlara layık değilsin" dedin ya gözlerim ıslandı şevkatin içimi titretti.
Sanki dayanma gücümdün yıllardır içimde saklı duran .

Senden öncesi yoktu anlayanım..
Senden öncesi yoktu bekleyenim
yoktu özleyenim hatta özlediğim...
Senden öncesi sevdiğim mavi grileşiyordu
denizler hırçındı dalgalar kıyıları sarsıyordu
hiç dinginleşmiyordu.
İsteği yapılmamış etrafına küsen bir çocuk gibiydim
senden önce.
iyi ki varsın iyilik meleğim....
Tut ellerimi sıkıca tut
sakın ha sakın bırakma.
 
---> Hep ertelenen bir an hiç yaşanmamaya mahkumdur

Hiç kalbin ağrıdı mı sebepsizce
Hiç için titredi mi sıcak yaz geceleri
Dolunaya baktığında hissettin mi hiç
Yapayalnız derin bir karanlıkta olduğunu
Ve acı bir şekilde farkına vardın mı
Kalabalık içinde sessizce dolaştığını…

Düşündüğün şeyi bilmeden uzaklara takılır gözlerin;
Ellerin bilmediğin elleri tutar sanki
Tuttuğun el sana huzur verir de;
Sen o huzurla bir türlü rahatlayamazsın…

Boğazında kelimeler düğümlenir yutkunursun;
Bakışların buğulanır gözlerini kısarsın
Tek damla düşmesin diye çabalarsın;
Bilirsin ilk düşen damla habercisidir; sağanakların
Bilirsin sağanakların ardından körelir; duyguların
Bilirsin ki içindeki yangınlar büyür sağanaklarda…

Sen bilirsin ama kalbin bilmez bunları
Yaşadıkça yaşar sevdalar kalbinde
Büyüdükçe büyür kalbin her sevdayı saklar içinde
Gün gelir sığmaz olur kalbin göğsüne
Taşıyamaz olur bedenini artık yorulur…
Duyguların ağır gelir; ezilirsin
Bir gün açıklanmamış duygularınla köşende
Teslim olursun ölüme
Sessizce…
 
---> Hep ertelenen bir an hiç yaşanmamaya mahkumdur

Ben Senı Neden Mı Sevdım


Ben seni bir okyanusun derinliginde buldum da sevdim
Parlak bir inciydin benim için
Paha biçilmez bir inci

Ben seni soguk ve yagmurlu bir günde
Seni düsünürken gülüsündeki sicakligin içime dolup da
Beni sardigi bir anda sevdim
Seni sadece selvi boyunsiyah saçlarin yada kara gözlerin
Güzel bir yüzün var diye degil
Fikirlerinlekonusmandaki güzelligin ve benim o kor halde yanan yüregimle sevdim
Ben seni derinden ve hissederek sevdim
Her kalp atisimda vücudumun dört bir kösesine yayildigini
Beni sardigini her nefes alisimda cigerlerime isledigini bilerek sevdim
Seni kis gecelerinin o soguk yataginda birlikte uyuyup beni isittigin
Yaz sicaginda uyuyamayip sikintilarim oldugun
Ve rüyalarimda bulustugumuz gecelerde sevdim
Seni ellerinden tutup kanimin kaynadigi
Kalbimin yerinden firlayacagini hissettigim anlarda
O islak dudaklarinla beni sevdigini söyleyecegin anlari düsünerek sevdim
Ben seni o sensiz anlardaki bos ve degersiz geçen dakikalarda
Kayip zamanlarimizdaseni arayip bulamadigim
Çaresizlik içinde oldugumiçki sofralarini dost bildigim anlarda sevdim
Sen ne kadar uzak olsan da
Aramizdaki kilometreler nasil çoksa
Bende seni o kadar yogun ve o denli çok sevdim
Seni kalbimde yanan atesin ile
Zihnimde olusan hayallerin o ay parçasi çehrenle
Bana derinden bakan o gözlerindeki isiltiyi görecegim anlari beklerken
Kalbimin yanip tutustugu anlarda
Gelip o bu atesi alevlendirerek
Bana sarilarak beni sevdigini söyleyecegin anlari düsünerek sevdim

Korkuyorum!
Hakkettigin mutlulugu sana verememekten korkuyorum.
Seni beni sevdiginden fazla sevememekten korkuyorum.
Senin sevgine layik olduktan sonra baskalari tarafindan o sevgiyi kaybetmekten korkuyorum.
Seni kazandim derken kaybetmekten korkuyorum.
Aramizdaki maneviyat haricindeki uçurumlardan korkuyorum.
Senin kalbini daha fazla kirmaktan korkuyorum.
O temiz ve masum göz yaslarini daha fazla akitmaktan korkuyorum.

Evet korkuyorum;
seni kaybetmekten seni daha fazla üzmekten ...
Sana kendimi ifade edememekten korkuyorum.
Yada yanlis anlasilmaktan korkuyorum.
Uçurumun kenarinda yalniz kalmaktan korkuyorum.
Dostluguna doyamadan uluorta yalniz kalmaktan korkuyorum.
Yüregimdeki o ince sizinin bir gün çogalmasindan ve beni sarmasindan korkuyorum.
Sevgi denen güzelliginin bir gün beni terk etmesinden korkuyorum.
Dostlugun ölüp yerine nefretin yesermesinden korkuyorum.

Korkuyorum evet;
seni kaybetmekten ve seni daha fazla üzmekten...
Bir çiçek misali ne ellemeye nede koparmaya kiyamiyorum uzaktan seyrediyorum çünkü;
Seni daha fazla incitmekten korkuyorum.
Ömründe yasadigin mutlulugu huzuru sana yasatamamaktan korkuyorum.
Sana kalbimden fazlasini verememekten korkuyorum.
Sonunda sana gözyasindan baska bir sey birakamamaktan korkuyorum.
Seni sevmekten degil;
dostlugunu suiistimal etmekten
Seni kaybetmekten ve degerini bilememekten ve Yüce Rabbime hesap verememekten korkuyorum.
Belki de çok fazla korkuyorum ...

ÇÜNKÜ; BEN iLK DEFA SEViYORUM.
 
---> Hep ertelenen bir an hiç yaşanmamaya mahkumdur

Olayların akışına bırakmaya gerek yok zamanı…
Zaman çürüyüp giden değerin belki de tek şahidi.
Gün ay yıl somut kavramların beşiğinde yoğrulabilir mi?
Ya da soyutlamak gerekli midir varlığına inandıklarını?
Her şey nasıl olsa bir gerçek üzerinde tıkıp kalacaksa
Değerler nerede sınırlandırılmalıdır.
Her değer bir gerçeklik üzerine mi kurulmuştur
Yalandan da olsa güzel değil midir dünya?

Çözümsüzlük garibime gitmiştir hep
Hep garip kalmışımdır satır aralarında
Sırdaşlığımı yapmak isteyende çıkmamıştır.
Bir ağır melodi çökmüşken mideme
Ağrıları çekmek huzur bulmakla eşdeğer nasıl sayılabilir?
Sevda emek ekmek aynı cümle parçası içindeyken
Başlığına hasret demekte zoruma gider.

Yediremez kendine yalnızlığı düşlerim.
Düşlerim bir karanlık pusuda görmez olmuş yedi gökkuşağı rengi
Seçemez olmuş umutlarım neye bağlanacağını
Bağlanmak senden sonra boş kelime kalabalığı
Bir çıkmaz sokak da belki duvarlar yıkılır diye beklemek
Bide bunun adına aşk demek çaresizliğin en önde gideni.
Tabi büyümekte gerek acılar büyütür ya insanı
Koskoca bir çınar zamanı kadar yaşlıyım galiba.
Kalbimde ki ağrılar dizlerimi sızlatır yürüyemem
Sana gelemem
Göz kapaklarımda ağırlık taşıyamam
Bir kâbus daha kaldıramam.
Anlamanı bekleyemem
Ben gideni oynamayı seçmişsem eğer sana kalmaları yakıştırdığımdan
Sen bu şehirde kal ki
Yağmurlar yakışsın sonra toprak koksun
Geceleri yıldızlar parlasın
Ay göz kırpsın
Sen kal ki ben bir daha geleyim buralara
Anıları viran etmiş sokaklarımızda gezeyim günbatımı vakitlerde
Evinin önünden geçeyim sayısızca
Sen benden habersiz yeni bir hayat kurmuş ol
Ellerinde göreyim mutluluğu gözlerine bakamam ya…
Sen kal ki
Bu şehre hüzün çökmesin lodos sonraları
Sabahları simit koksun mahalle araları
Deniz mavisine bulansın gökyüzü.

Sen kal ki
Ben dönmelere umut bağlayayım
Kal ki bahanem olsun…
 
---> Hep ertelenen bir an hiç yaşanmamaya mahkumdur

İsyan


Bu Bir İsyan Şiiridir....
Aşka dair şiirlere yer yok artık kalemimde
Hiç bir cümlenin öznesinde ya da yükleminde aşktan söz etmek yok
Yasak artık kelimeleri ******** bir güzelliğe heba etmek
Yasak gözlerinin armonikasında dans etmek...

Bu bir isyan şiiridir
Bütün mevsimler yalancı bütün mevsimler kahpe
Aşka sevk eden sonbaharlara yer yok artık yüreğimde
Buzul mevsimi bütün sokaklar
Zaten en çok kış yakışırdı bu kente...

Bu bir isyan şiiridir
Sen varsın diye yürünen yollar bitti
Bütün kaldırımlar ****** yatağı artık
Ve bütün kaldırımlarda ipliği pazara çıkarılmış aşkın
Üç kuruşa insanlık satılıyor
Annem beni hep bu kaldırımlarda buluyor....

Bu bir isyan şiiridir
Zaman namussuzlukları örten bir örtü
Saatler yalancı şahit
Ve hep vakit ya sensizliğe çeyrek var ya sensizliği beş geçiyor
İsterse dursun dünya umrumda değil
Zaten benim zamanım bu devir hiç değil....

Bu bir isyan şiiridir
Bütün güzel gözler yalancı
Tatlı dudaklardan kan akıyor sadece
Yumuşak ellerin hepsi dikenli
Güzel sözlerin sonu hep ayrılık
Artık bütün gündüzlerde sadece karanlık....

Bu bir isyan şiiridir...
Yazdığım bütün şiirler yalanmış
Bu yüzden isyanım kendime
Bu yüzden isyanım yüreğime
Bu şiir kendime isyanımın şiiri
Kendine isyan eden bir şairin kendine yazdığı son şiiri

Ey dertli gönül neye isyan edersin
Kendin gitmedin mi kapısına
Kendin sermedin mi yollarına hayatının geri kalanını
Kendin vermedin mi duygularının en gizli enigmalarını
İsyan boş kızmak gereksiz
Kendin düştün kendin kalkacaksın....
Bir yara varsa yine kendin saracaksın.
 
---> Hep ertelenen bir an hiç yaşanmamaya mahkumdur

"İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.
Merdivenlerin oraya koşuyorum
Beklemek gövde kazanması zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.

Kuşlar toplanmış göçüyorlar
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst