meridyen2
Kayıtlı Üye
Hazreti Muhammed'in Üstün Ahlakı 1
Peygamber Efendimiz Allah'ın "… ancak o Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur." (Ahzab Suresi 40) ayetiyle bildirdiği gibi insanlar için son peygamber olarak gönderilen Allah'ın en son hak kitabını vahyettiği güzel ahlakı takvası Allah'a olan yakınlığı ile insanlara örnek kıldığı Allah'ın dostu Rabbimizin katında üstünlüğü olan müminlerin de dostu en yakını ve velisidir.
Allah "Gerçek şu ki Biz senin üzerine 'oldukça ağır' bir söz (vahy) bırakacağız" (Müzzemmil Suresi 5) ayetiyle de bildirdiği gibi son peygamber olan Hz. Muhammed (sav)'e önemli bir sorumluluk vermiştir. Peygamberimiz (sav) ise Allah'a olan güçlü imanı ile Allah'ın kendisine verdiği sorumluluğu en güzeliyle yerine getirmiş insanları Allah'ın yoluna hidayete davet etmiş ve tüm inananların yol göstericisi ve aydınlatıcısı olmuştur.
Peygamberimiz (sav)'i görmemiş olsak bile Kuran ayetlerinden ve hadis-i şeriflerden güzel tavırlarını konuşmalarını gösterdiği güzel ahlakı tanıyabilir ona benzemek ahirette onunla yakın bir dost olabilmek için elimizden gelen çabayı en fazlasıyla gösterebiliriz. Günümüzde insanlar özellikle de gençler birçok insanı kendilerine örnek almakta onların tavır ve konuşmalarına üsluplarına giyim tarzlarına özenmekte onlar gibi olmaya çalışmaktadırlar. Ancak bu insanların büyük bir çoğunluğu doğru yolda olmadığı gibi tavır ve ahlak güzelliğine de sahip değildirler. Bu nedenle insanları doğru olana en güzel ahlak ve tavıra özendirmek önemli bir sorumluluktur. Bir Müslümanın tavrına ve ahlakına özenmesi benzemek için çaba göstermesi gereken kişi Hz. Muhammed (sav)'dir. Allah bu gerçeği bir ayetinde şöyle bildirmektedir:
“Andolsun sizin için Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır.” (Ahzab Suresi 21)
Peygamberimiz (sav)'in "Size iki şey bırakıyorum. Bunlara uyduğunuz müddetçe asla sapıtmayacaksınız: Allah'ın Kitabı ve Resulü'nün sünneti" (Kütüb-i Sitte Muhtasarı Tercüme ve Şerhi Prof. Dr. İbrahim Canan 2. cilt Akçağ Yayınları Ankara s. 328) hadis-i şeriflerinde de bildirdiği gibi Müslümanların en önemli iki yol göstericisi Kuran ve Peygamber Efendimizin sünnetidir. Peygamber Efendimiz hem güzel ahlakı ile insanlara örnek olmuş hem de insanları güzel ahlaklı olmaya çağırmıştır. "Müminin mizanında en ağır basacak şey güzel ahlaktır. Muhakkak ki Allah Teala işi ve sözü çirkin olan ve hayasızca konuşan kimseye buğz eder" (G.Ahmed Ziyaüddin Ramuz El Hadis 1. cilt Gonca Yayınevi İstanbul 1997 15/9) buyuran Peygamberimiz (sav) bir sözünde de "Ruhumu kudret altında tutan Allah'a yemin ederim ki cennete sadece güzel ahlak sahipleri girer" (Huccetü'l İslam İmam Gazali İhya'u Ulum'id-din 2. cilt Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle Huzur Yayınevi İstanbul 1998 s.792) demiştir.
Peygamberimiz (sav)'in izinden giden Müslümanların da hem tüm insanlığa güzel ahlakları ve iyi huyları ile örnek olmaları hem de sözlü ve yazılı olarak onları güzel ahlaka davet etmeleri gerekir.
Kuran’da Peygamber Efendimiz’in Güzel Ahlakı
Peygamberimiz (sav)'in çok güzel bir ahlaka sahip olduğunu Allah Kuran'da bildirmiş ve şöyle buyurmuştur:
“Nun. Kaleme ve satır satır yazdıklarına andolsun. Sen Rabbinin nimetiyle bir mecnun değilsin. Gerçekten senin için kesintisi olmayan bir ecir vardır. Ve şüphesiz sen pek büyük bir ahlak üzerindesin. Artık yakında göreceksin ve onlar da görecekler. Sizden hanginizin 'fitneye tutulup-çıldırdığını'. Elbette senin Rabbin kimin Kendi yolundan şaşırıp-saptığını daha iyi bilendir; ve kimin hidayete erdiğini de daha iyi bilendir.” (Kalem Suresi 1-7)
Allah bu ayette ayrıca Peygamberimiz (sav) için kesintisi olmayan bir ecir olduğunu bildirmiştir. Bu Hz. Muhammed (sav)'in daima güzel ahlak gösterdiğini takvadan hiçbir zaman ayrılmadığını gösteren bir bilgidir.
Peygamberimiz (sav)'in de "İmanın kemali güzel ahlakladır" sözleriyle belirttiği gibi imanın en önemli alametlerinden biri güzel ahlaktır. Bu nedenle güzel ahlakın en güzel örneklerini öğrenmek ve uygulamak önemli bir ibadettir.
Peygamberimiz (sav) Sadece Kendisine Vahyolunana Uymuştur
Peygamberimiz (sav)'in Kuran'da da çok kereler zikredilen en önemli özelliklerinden biri sadece Allah'ın indirdiğine uyması insanların rızasını gözetmeden insanlardan çekinmeden sadece Allah'ın bildirdiklerini yapmasıdır. Hatta çağdaşı olan müşrikler ve diğer dinlerin mensupları Peygamberimiz (sav)'den kendi çıkarlarına uygun hükümler getirmesini istemişlerdir. Bu kişiler sayıca ve kuvvetçe daha üstün konumda olmalarına rağmen Peygamberimiz (sav) Kuran'ı ve Allah'ın hükümlerini daima büyük bir titizlik ve kararlılıkla korumuştur. Bir ayette Allah Peygamberimiz (sav)'in bu insanların ısrarlarına nasıl karşılık verdiğini bizlere şöyle haber vermektedir:
“Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda Bizimle karşılaşmayı ummayanlar derler ki: ‘Bundan başka bir Kur'an getir veya onu değiştir.’ De ki: ‘Benim onu kendi nefsimin bir öngörmesi olarak değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben yalnızca bana vahyolunana uyarım. Eğer Rabbime isyan edersem gerçekten ben büyük günün azabından korkarım.’ De ki: ‘Eğer Allah dileseydi onu size okumazdım ve onu size bildirmezdi. Ben ondan önce sizin içinizde bir ömür sürdüm. Siz yine de akıl erdirmeyecek misiniz?’" (Yunus Suresi 15-16)
Peygamberimiz (sav) de Allah'ın kendisine indirdiğinden başkasına uymayacağını büyük bir kararlılıkla kavmine tekrarlamıştır. Peygamberimiz (sav)'in bu üstün ahlakını haber veren bir ayet şöyledir:
"De ki: 'Size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben bana vahyedilenden başkasına uymam.’ De ki: 'Kör olanla gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?’" (Enam Suresi 50)
Allah Peygamberimiz (sav)'in Allah yolunda kararlı ve sebatlı olması ile hak dini en güzel ve en doğru şekliyle insanlara bildirmiştir. İnsanların büyük bir bölümü ile kıyas yapmak Peygamberimiz (sav)'in bu üstünlüğünün daha da iyi anlaşılmasına vesile olacaktır. Günümüzde de geçmişte de insanların büyük bir bölümü zaaflara hırslara tutku dolu isteklere sahiptirler. Büyük bir çoğunluğu ise dini kabul etmelerine rağmen bu zayıflıklarına yenilirler. Zaaf ve tutkularını terk etmek yerine dinin hükümlerinden tavizler verirler. Örneğin dostlarının eşlerinin akrabalarının ne diyeceğinden çekinerek dinin bazı hükümlerini yerine getirmezler. Veya dine uymayan bazı alışkanlıklarını terk edemezler. Bu nedenle dini kendi çıkarlarına göre yorumlar kendilerine uyan hükümlerini kabul eder diğerlerini görmezden gelirler.
Peygamberimiz (sav)'in Tüm Alemlere Örnek Olan Tevekkülü
Allah’ın Kuran'da Peygamberimiz (sav)'le ilgili olarak anlattığı olaylarda onun tevekkülü ve Allah'a teslimiyeti açıkça görülmektedir. Örneğin Peygamberimiz (sav)'in Mekke'den çıktıktan sonra arkadaşı ile birlikte gizlendiği bir mağaradaki sözleri tevekkülünün en güzel örneklerinden biridir. Allah ayette şöyle bildirmektedir:
“Siz O'na (peygambere) yardım etmezseniz Allah O'na yardım etmiştir. Hani kafirler ikiden biri olarak O'nu (Mekke'den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu: "Hüzne kapılma elbette Allah bizimle beraberdir." Böylece Allah O'na 'huzur ve güvenlik duygusunu' indirmişti O'nu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş inkara edenlerin de kelimesini (inkar çağrılarını) alçaltmıştı. Oysa Allah'ın kelimesi yüce olandır. Allah üstün ve güçlüdür hüküm ve hikmet sahibidir." (Tevbe Suresi 40)
Peygamberimiz (sav) hangi koşullarda olursa olsun daima Allah'a teslim olmuş O'nun yarattığı herşeyde bir hayır ve güzellik olduğunu bilmiştir. Allah’ın Kuran'da Peygamberimiz (sav)'e kavmine söylemesini bildirdiği şu sözler de bu tevekkülün bir göstergesidir:
“Sana iyilik dokunursa bu onları fenalaştırır bir musibet isabet edince ise: "Biz önceden tedbirimizi almıştık" derler ve sevinç içinde dönüp giderler. De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim Mevlamızdır. Ve müminler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi 50-51)
Peygamberimiz (sav)’e uyan her müminin de musibet gibi görünen olayları onun gibi tevekküllü karşılaması herşeyde bir hayır ve güzellik olduğuna iman etmesi gerekir. Şunu da unutmamak gerekir ki Allah'ın en takva kullarından biri olan Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) çok büyük zorluklarla ve şedid olaylarla denenmiştir.
Herşeyden önce tebliğ yaptığı kavimde her türlü zorluğu çıkarmaya hazır olan insanlar bulunmaktadır: İki yüzlü davranarak Peygamberimiz (sav)'e tuzak kurmaya çalışanlar atalarının dinini değiştirmeyi kabul etmeyen müşrikler peygamberden nefislerine uygun ayet getirmesini isteyenler Peygamberimiz (sav)'i öldürmek sürmek veya tutuklamak isteyenler ve daha birçokları sürekli olarak Peygamberimiz (sav)'e zorluk çıkarmaya çalışmışlardır.
Peygamberimiz (sav) inkarcıların bu tavırlarına daima sabretmiş büyük bir kararlılıkla Allah'ın dinini tebliğ etmiş ve Müslümanları tehlikelerden koruyarak onları Kuran ile eğitmiştir. Onun bu azminin başarısının ve cesaretinin temelinde Allah'a olan güçlü imanı tevekkülü ve teslimiyeti yatmaktadır. Peygamberimiz (sav) mağarada olduğu gibi her durumda Allah'ın kendisi ile birlikte olduğunu bilmiş her olayı Allah'ın yarattığına ve Rabbimiz’in herşeyi en güzel ve en hayırlı şekli ile sonuçlandıracağına iman etmiştir.
(makale harun yahya)
Peygamber Efendimiz Allah'ın "… ancak o Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur." (Ahzab Suresi 40) ayetiyle bildirdiği gibi insanlar için son peygamber olarak gönderilen Allah'ın en son hak kitabını vahyettiği güzel ahlakı takvası Allah'a olan yakınlığı ile insanlara örnek kıldığı Allah'ın dostu Rabbimizin katında üstünlüğü olan müminlerin de dostu en yakını ve velisidir.
Allah "Gerçek şu ki Biz senin üzerine 'oldukça ağır' bir söz (vahy) bırakacağız" (Müzzemmil Suresi 5) ayetiyle de bildirdiği gibi son peygamber olan Hz. Muhammed (sav)'e önemli bir sorumluluk vermiştir. Peygamberimiz (sav) ise Allah'a olan güçlü imanı ile Allah'ın kendisine verdiği sorumluluğu en güzeliyle yerine getirmiş insanları Allah'ın yoluna hidayete davet etmiş ve tüm inananların yol göstericisi ve aydınlatıcısı olmuştur.
Peygamberimiz (sav)'i görmemiş olsak bile Kuran ayetlerinden ve hadis-i şeriflerden güzel tavırlarını konuşmalarını gösterdiği güzel ahlakı tanıyabilir ona benzemek ahirette onunla yakın bir dost olabilmek için elimizden gelen çabayı en fazlasıyla gösterebiliriz. Günümüzde insanlar özellikle de gençler birçok insanı kendilerine örnek almakta onların tavır ve konuşmalarına üsluplarına giyim tarzlarına özenmekte onlar gibi olmaya çalışmaktadırlar. Ancak bu insanların büyük bir çoğunluğu doğru yolda olmadığı gibi tavır ve ahlak güzelliğine de sahip değildirler. Bu nedenle insanları doğru olana en güzel ahlak ve tavıra özendirmek önemli bir sorumluluktur. Bir Müslümanın tavrına ve ahlakına özenmesi benzemek için çaba göstermesi gereken kişi Hz. Muhammed (sav)'dir. Allah bu gerçeği bir ayetinde şöyle bildirmektedir:
“Andolsun sizin için Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır.” (Ahzab Suresi 21)
Peygamberimiz (sav)'in "Size iki şey bırakıyorum. Bunlara uyduğunuz müddetçe asla sapıtmayacaksınız: Allah'ın Kitabı ve Resulü'nün sünneti" (Kütüb-i Sitte Muhtasarı Tercüme ve Şerhi Prof. Dr. İbrahim Canan 2. cilt Akçağ Yayınları Ankara s. 328) hadis-i şeriflerinde de bildirdiği gibi Müslümanların en önemli iki yol göstericisi Kuran ve Peygamber Efendimizin sünnetidir. Peygamber Efendimiz hem güzel ahlakı ile insanlara örnek olmuş hem de insanları güzel ahlaklı olmaya çağırmıştır. "Müminin mizanında en ağır basacak şey güzel ahlaktır. Muhakkak ki Allah Teala işi ve sözü çirkin olan ve hayasızca konuşan kimseye buğz eder" (G.Ahmed Ziyaüddin Ramuz El Hadis 1. cilt Gonca Yayınevi İstanbul 1997 15/9) buyuran Peygamberimiz (sav) bir sözünde de "Ruhumu kudret altında tutan Allah'a yemin ederim ki cennete sadece güzel ahlak sahipleri girer" (Huccetü'l İslam İmam Gazali İhya'u Ulum'id-din 2. cilt Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle Huzur Yayınevi İstanbul 1998 s.792) demiştir.
Peygamberimiz (sav)'in izinden giden Müslümanların da hem tüm insanlığa güzel ahlakları ve iyi huyları ile örnek olmaları hem de sözlü ve yazılı olarak onları güzel ahlaka davet etmeleri gerekir.
Kuran’da Peygamber Efendimiz’in Güzel Ahlakı
Peygamberimiz (sav)'in çok güzel bir ahlaka sahip olduğunu Allah Kuran'da bildirmiş ve şöyle buyurmuştur:
“Nun. Kaleme ve satır satır yazdıklarına andolsun. Sen Rabbinin nimetiyle bir mecnun değilsin. Gerçekten senin için kesintisi olmayan bir ecir vardır. Ve şüphesiz sen pek büyük bir ahlak üzerindesin. Artık yakında göreceksin ve onlar da görecekler. Sizden hanginizin 'fitneye tutulup-çıldırdığını'. Elbette senin Rabbin kimin Kendi yolundan şaşırıp-saptığını daha iyi bilendir; ve kimin hidayete erdiğini de daha iyi bilendir.” (Kalem Suresi 1-7)
Allah bu ayette ayrıca Peygamberimiz (sav) için kesintisi olmayan bir ecir olduğunu bildirmiştir. Bu Hz. Muhammed (sav)'in daima güzel ahlak gösterdiğini takvadan hiçbir zaman ayrılmadığını gösteren bir bilgidir.
Peygamberimiz (sav)'in de "İmanın kemali güzel ahlakladır" sözleriyle belirttiği gibi imanın en önemli alametlerinden biri güzel ahlaktır. Bu nedenle güzel ahlakın en güzel örneklerini öğrenmek ve uygulamak önemli bir ibadettir.
Peygamberimiz (sav) Sadece Kendisine Vahyolunana Uymuştur
Peygamberimiz (sav)'in Kuran'da da çok kereler zikredilen en önemli özelliklerinden biri sadece Allah'ın indirdiğine uyması insanların rızasını gözetmeden insanlardan çekinmeden sadece Allah'ın bildirdiklerini yapmasıdır. Hatta çağdaşı olan müşrikler ve diğer dinlerin mensupları Peygamberimiz (sav)'den kendi çıkarlarına uygun hükümler getirmesini istemişlerdir. Bu kişiler sayıca ve kuvvetçe daha üstün konumda olmalarına rağmen Peygamberimiz (sav) Kuran'ı ve Allah'ın hükümlerini daima büyük bir titizlik ve kararlılıkla korumuştur. Bir ayette Allah Peygamberimiz (sav)'in bu insanların ısrarlarına nasıl karşılık verdiğini bizlere şöyle haber vermektedir:
“Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda Bizimle karşılaşmayı ummayanlar derler ki: ‘Bundan başka bir Kur'an getir veya onu değiştir.’ De ki: ‘Benim onu kendi nefsimin bir öngörmesi olarak değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben yalnızca bana vahyolunana uyarım. Eğer Rabbime isyan edersem gerçekten ben büyük günün azabından korkarım.’ De ki: ‘Eğer Allah dileseydi onu size okumazdım ve onu size bildirmezdi. Ben ondan önce sizin içinizde bir ömür sürdüm. Siz yine de akıl erdirmeyecek misiniz?’" (Yunus Suresi 15-16)
Peygamberimiz (sav) de Allah'ın kendisine indirdiğinden başkasına uymayacağını büyük bir kararlılıkla kavmine tekrarlamıştır. Peygamberimiz (sav)'in bu üstün ahlakını haber veren bir ayet şöyledir:
"De ki: 'Size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben bana vahyedilenden başkasına uymam.’ De ki: 'Kör olanla gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?’" (Enam Suresi 50)
Allah Peygamberimiz (sav)'in Allah yolunda kararlı ve sebatlı olması ile hak dini en güzel ve en doğru şekliyle insanlara bildirmiştir. İnsanların büyük bir bölümü ile kıyas yapmak Peygamberimiz (sav)'in bu üstünlüğünün daha da iyi anlaşılmasına vesile olacaktır. Günümüzde de geçmişte de insanların büyük bir bölümü zaaflara hırslara tutku dolu isteklere sahiptirler. Büyük bir çoğunluğu ise dini kabul etmelerine rağmen bu zayıflıklarına yenilirler. Zaaf ve tutkularını terk etmek yerine dinin hükümlerinden tavizler verirler. Örneğin dostlarının eşlerinin akrabalarının ne diyeceğinden çekinerek dinin bazı hükümlerini yerine getirmezler. Veya dine uymayan bazı alışkanlıklarını terk edemezler. Bu nedenle dini kendi çıkarlarına göre yorumlar kendilerine uyan hükümlerini kabul eder diğerlerini görmezden gelirler.
Peygamberimiz (sav)'in Tüm Alemlere Örnek Olan Tevekkülü
Allah’ın Kuran'da Peygamberimiz (sav)'le ilgili olarak anlattığı olaylarda onun tevekkülü ve Allah'a teslimiyeti açıkça görülmektedir. Örneğin Peygamberimiz (sav)'in Mekke'den çıktıktan sonra arkadaşı ile birlikte gizlendiği bir mağaradaki sözleri tevekkülünün en güzel örneklerinden biridir. Allah ayette şöyle bildirmektedir:
“Siz O'na (peygambere) yardım etmezseniz Allah O'na yardım etmiştir. Hani kafirler ikiden biri olarak O'nu (Mekke'den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu: "Hüzne kapılma elbette Allah bizimle beraberdir." Böylece Allah O'na 'huzur ve güvenlik duygusunu' indirmişti O'nu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş inkara edenlerin de kelimesini (inkar çağrılarını) alçaltmıştı. Oysa Allah'ın kelimesi yüce olandır. Allah üstün ve güçlüdür hüküm ve hikmet sahibidir." (Tevbe Suresi 40)
Peygamberimiz (sav) hangi koşullarda olursa olsun daima Allah'a teslim olmuş O'nun yarattığı herşeyde bir hayır ve güzellik olduğunu bilmiştir. Allah’ın Kuran'da Peygamberimiz (sav)'e kavmine söylemesini bildirdiği şu sözler de bu tevekkülün bir göstergesidir:
“Sana iyilik dokunursa bu onları fenalaştırır bir musibet isabet edince ise: "Biz önceden tedbirimizi almıştık" derler ve sevinç içinde dönüp giderler. De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim Mevlamızdır. Ve müminler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi 50-51)
Peygamberimiz (sav)’e uyan her müminin de musibet gibi görünen olayları onun gibi tevekküllü karşılaması herşeyde bir hayır ve güzellik olduğuna iman etmesi gerekir. Şunu da unutmamak gerekir ki Allah'ın en takva kullarından biri olan Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) çok büyük zorluklarla ve şedid olaylarla denenmiştir.
Herşeyden önce tebliğ yaptığı kavimde her türlü zorluğu çıkarmaya hazır olan insanlar bulunmaktadır: İki yüzlü davranarak Peygamberimiz (sav)'e tuzak kurmaya çalışanlar atalarının dinini değiştirmeyi kabul etmeyen müşrikler peygamberden nefislerine uygun ayet getirmesini isteyenler Peygamberimiz (sav)'i öldürmek sürmek veya tutuklamak isteyenler ve daha birçokları sürekli olarak Peygamberimiz (sav)'e zorluk çıkarmaya çalışmışlardır.
Peygamberimiz (sav) inkarcıların bu tavırlarına daima sabretmiş büyük bir kararlılıkla Allah'ın dinini tebliğ etmiş ve Müslümanları tehlikelerden koruyarak onları Kuran ile eğitmiştir. Onun bu azminin başarısının ve cesaretinin temelinde Allah'a olan güçlü imanı tevekkülü ve teslimiyeti yatmaktadır. Peygamberimiz (sav) mağarada olduğu gibi her durumda Allah'ın kendisi ile birlikte olduğunu bilmiş her olayı Allah'ın yarattığına ve Rabbimiz’in herşeyi en güzel ve en hayırlı şekli ile sonuçlandıracağına iman etmiştir.
(makale harun yahya)