Hayvanat Bahçeleri, yabani ve evcil hayvanların insanlara gösterilmesi için düzenlenmiş park tipinde eğlence ve dinlenme yerleridir. Hayvanat bahçelerinde hayvanlara uygun iklim ve doğa şartları, gece karanlıkları mevcuttur. Çok modern olanlarında laboratuvar, özel hayvan hastâneleri, ölen hayvanlar için müzeler kurulmuştur. İlk başlarda hayvanat bahçelerinde o bölgede rastlanmayan hayvanlar teşhir edilirken, tabiattan kopmuş, şehirde yaşayan çocuklar için alışılmış evcil hayvanlar da teşhir edilmeye başlanmıştır.
Birçok hayvanat bahçelerinde çocukların oynayabileceği ve besleyebileceği, küçük ehlî hayvanların bulunduğu çocuk kısımları da vardır. Dünyanın her yerinde hayvanat bahçelerinin sayısı gittikçe artmaktadır. Gelişmiş ülkelerde bazı ormanlık sahalar millî parklar hâline getirilerek hayvanların buralarda serbest olarak yaşamaları sağlanmıştır.
Hayvanat bahçelerinin tarihi çok eskidir. M.Ö. 12. yüzyılda Çin İmparatorluğunda Chou Sülâlesinin ilk kralı Wen, sarayının yanında, imparatorluğunun farklı yerlerinden getirttiği hayvanların konulduğu bir bahçe yaptırmıştı. Eski Mısırda, yabânî hayvanların bulunduğu bahçeler tapınakların yakınında bulunurdu.
Eski Yunanlılar ilk başlarda kuşları, daha sonra da memelileri toplayıp kolleksiyonlar meydana getirmişlerdir. Filozof Aristonun böyle bir kolleksiyona sâhib olduğu ve bunların koruyuculuğunu da İskenderin askerlerinin yaptığı meşhurdur. Romalıların da böyle kolleksiyonları vardı. Bu kolleksiyonlarda hayvan sayısı çok fazla idi. Bunların arasında yüzlerce arslan, kaplan ve leopar da bulunuyordu. Bunların çoğu arenalardaki gösterilerde kullanılırdı.
797 senesinde İslâm halîfesi Hârun Reşîd, Kral Şarlmana bir fil ve birçok maymundan meydana gelen hediye hayvanlar yollamıştı. On üçüncü yüzyılda yaşamış olan meşhur seyyah Marko Polo, Kubilay Hanın sarayında, birinde arslanlar, kaplanlar, leoparlar, suaygırları ve yaban eşekleri, diğerinde de gergedanlar ve fillerin bulunduğu iki hayvanat bahçesi gördüğünü yazar. Avrupanın birçok şehrinde hayvanat bahçesine rastlanır. Fransada Vincennes, Bois de Boulogne ve Paris şehirlerinde olmak üzere başlıca üç hayvanat bahçesi vardır. İsviçrede de üç hayvanat bahçesi bulunur. Bunlar Basle, Berne ve Zürichdedir.
Almanyada iki cihan harbi arasında 20 hayvanat bahçesi mevcuttu. Bunların en büyükleri Berlin, Frankfurt, Main, Münih, Leipzig, Dersden ve Köln şehirlerindeydi. Bunların çoğu savaş esnâsında bombalandı. Savaş sonrası hemen hemen hepsi yeniden düzenlendi, geliştirildi. Viyana- Schönburnndaki hayvanat bahçesi Avrupanın ilk hayvanat bahçesidir. Budapeşte hayvanat bahçesi özellikle Avrupa kuşlarından meydana gelen kolleksiyonu ile meşhurdur. İngilterede en büyük hayvanat bahçesi olan Regents Park, Londradadır. İrlandanın başkenti Dublindeki hayvanat bahçesi arslanları ile ünlüdür. Amsterdam ve Rötterdamda da hayvanat
bahçeleri mevcut olup, ikincisi daha büyüktür. Stockholmdeki hayvanat bahçesi sâdece Kuzey Avrupa hayvanlarını teşhir eder. Rusyada 25 hayvanat bahçesi vardır. En büyüğü Moskovada bulunanıdır. Roma, Lizbon, Barselona ve Madrid şehirlerinde de büyük hayvanat bahçeleri vardır. Meksika, Kanada ve ABDdeki hayvanat bahçelerinin hemen hemen hepsi büyüktür. Kanadada Quebecde, Quebec Zooloji Cemiyeti, Kanadada yaşayan mahallî hayvanlardan müteşekkil bir kolleksiyona sâhiptir. Torontoda birçok yabancı hayvan bulunmaktadır. Yıllık Toronto Sergisinin çocuk kısmı hayli ilgi çekicidir. Meksikada Aztek toplumunun, İspanyol mezâliminden evvel birçok hayvan kolleksiyonu vardı. Bunlardan Chapultepecteki hayvanat bahçesi hâlâ ayaktadır.
Amerika Birleşik Devletlerinde hemen hemen bütün büyük şehirlerde hayvanat bahçesi bulunmaktadır. Burada ilk hayvanat bahçesi, Philadelphiada 1859da kurulmuş ve 1874de teşhire açılmıştır. Bunu Cincinatti tâkib etti. ABDdeki en büyük hayvanat bahçeleri Bronx (Newyork), St. Louis, Tedroit, San Drego ve iki tâne olmak üzere Chicage şehirlerindedir. Bunların bâzılarında giriş ücreti yoktur. Şilide büyük bir hayvanat bahçesi ve Brezilya Balemde küçük fakat şirin bir zooloji-botanik bahçesi vardır. Bu bahçede daha çok Amazon hayvanları bulunur. Bombay ve Karaçi-Pakistan şehirlerinde de mükemmel hayvanat bahçeleri bulunmaktadır. Bölge prenslerinden birçoğunun da özel kolleksiyonlarına rastlanır. Endonezya ve Malezyada ikişer tâne olmak üzere ilginç kolleksiyonlara sâhip hayvanat bahçeleri vardır. Asyadaki hayvanat bahçelerinin çoğu İkinci Cihan Harbi esnâsında yıkılmış fakat savaştan sonra tâmir edilip, çoğu eskisinden daha güzel hâle sokulmuştu. Japonyada üç düzine zoolojik kolleksiyon mevcut olup, şahsî olanlarına da rastlanır. Bunların en büyükleri Tokyo, Nagoya, Kobe, Osaka ve Kyoto hayvanat bahçeleridir.
İkinci Cihân Harbinden sonra Kongoda Kinşasa, Kisangani, Lubumbaşi şehirlerinde de hayvanat bahçeleri kurulmuştur. Yurdumuzda ilk hayvanat bahçesi, Sultan İkinci Abdülhamîd Han tarafından Yıldız Sarayının bahçesinde kuruldu. İstanbulda Gülhaneparkı, Ankarada Atatürk Orman Çiftliği, İzmirde Kültür Parkı modern hayvanat bahçelerine sâhiptir. Hayvanların bulundukları yerlerde ziyâretçilere bilgi vermek için her hayvanın özelliğini açıklayan tabelalar bulunmaktadır.
Birçok hayvanat bahçelerinde çocukların oynayabileceği ve besleyebileceği, küçük ehlî hayvanların bulunduğu çocuk kısımları da vardır. Dünyanın her yerinde hayvanat bahçelerinin sayısı gittikçe artmaktadır. Gelişmiş ülkelerde bazı ormanlık sahalar millî parklar hâline getirilerek hayvanların buralarda serbest olarak yaşamaları sağlanmıştır.
Hayvanat bahçelerinin tarihi çok eskidir. M.Ö. 12. yüzyılda Çin İmparatorluğunda Chou Sülâlesinin ilk kralı Wen, sarayının yanında, imparatorluğunun farklı yerlerinden getirttiği hayvanların konulduğu bir bahçe yaptırmıştı. Eski Mısırda, yabânî hayvanların bulunduğu bahçeler tapınakların yakınında bulunurdu.
Eski Yunanlılar ilk başlarda kuşları, daha sonra da memelileri toplayıp kolleksiyonlar meydana getirmişlerdir. Filozof Aristonun böyle bir kolleksiyona sâhib olduğu ve bunların koruyuculuğunu da İskenderin askerlerinin yaptığı meşhurdur. Romalıların da böyle kolleksiyonları vardı. Bu kolleksiyonlarda hayvan sayısı çok fazla idi. Bunların arasında yüzlerce arslan, kaplan ve leopar da bulunuyordu. Bunların çoğu arenalardaki gösterilerde kullanılırdı.
797 senesinde İslâm halîfesi Hârun Reşîd, Kral Şarlmana bir fil ve birçok maymundan meydana gelen hediye hayvanlar yollamıştı. On üçüncü yüzyılda yaşamış olan meşhur seyyah Marko Polo, Kubilay Hanın sarayında, birinde arslanlar, kaplanlar, leoparlar, suaygırları ve yaban eşekleri, diğerinde de gergedanlar ve fillerin bulunduğu iki hayvanat bahçesi gördüğünü yazar. Avrupanın birçok şehrinde hayvanat bahçesine rastlanır. Fransada Vincennes, Bois de Boulogne ve Paris şehirlerinde olmak üzere başlıca üç hayvanat bahçesi vardır. İsviçrede de üç hayvanat bahçesi bulunur. Bunlar Basle, Berne ve Zürichdedir.
Almanyada iki cihan harbi arasında 20 hayvanat bahçesi mevcuttu. Bunların en büyükleri Berlin, Frankfurt, Main, Münih, Leipzig, Dersden ve Köln şehirlerindeydi. Bunların çoğu savaş esnâsında bombalandı. Savaş sonrası hemen hemen hepsi yeniden düzenlendi, geliştirildi. Viyana- Schönburnndaki hayvanat bahçesi Avrupanın ilk hayvanat bahçesidir. Budapeşte hayvanat bahçesi özellikle Avrupa kuşlarından meydana gelen kolleksiyonu ile meşhurdur. İngilterede en büyük hayvanat bahçesi olan Regents Park, Londradadır. İrlandanın başkenti Dublindeki hayvanat bahçesi arslanları ile ünlüdür. Amsterdam ve Rötterdamda da hayvanat
bahçeleri mevcut olup, ikincisi daha büyüktür. Stockholmdeki hayvanat bahçesi sâdece Kuzey Avrupa hayvanlarını teşhir eder. Rusyada 25 hayvanat bahçesi vardır. En büyüğü Moskovada bulunanıdır. Roma, Lizbon, Barselona ve Madrid şehirlerinde de büyük hayvanat bahçeleri vardır. Meksika, Kanada ve ABDdeki hayvanat bahçelerinin hemen hemen hepsi büyüktür. Kanadada Quebecde, Quebec Zooloji Cemiyeti, Kanadada yaşayan mahallî hayvanlardan müteşekkil bir kolleksiyona sâhiptir. Torontoda birçok yabancı hayvan bulunmaktadır. Yıllık Toronto Sergisinin çocuk kısmı hayli ilgi çekicidir. Meksikada Aztek toplumunun, İspanyol mezâliminden evvel birçok hayvan kolleksiyonu vardı. Bunlardan Chapultepecteki hayvanat bahçesi hâlâ ayaktadır.
Amerika Birleşik Devletlerinde hemen hemen bütün büyük şehirlerde hayvanat bahçesi bulunmaktadır. Burada ilk hayvanat bahçesi, Philadelphiada 1859da kurulmuş ve 1874de teşhire açılmıştır. Bunu Cincinatti tâkib etti. ABDdeki en büyük hayvanat bahçeleri Bronx (Newyork), St. Louis, Tedroit, San Drego ve iki tâne olmak üzere Chicage şehirlerindedir. Bunların bâzılarında giriş ücreti yoktur. Şilide büyük bir hayvanat bahçesi ve Brezilya Balemde küçük fakat şirin bir zooloji-botanik bahçesi vardır. Bu bahçede daha çok Amazon hayvanları bulunur. Bombay ve Karaçi-Pakistan şehirlerinde de mükemmel hayvanat bahçeleri bulunmaktadır. Bölge prenslerinden birçoğunun da özel kolleksiyonlarına rastlanır. Endonezya ve Malezyada ikişer tâne olmak üzere ilginç kolleksiyonlara sâhip hayvanat bahçeleri vardır. Asyadaki hayvanat bahçelerinin çoğu İkinci Cihan Harbi esnâsında yıkılmış fakat savaştan sonra tâmir edilip, çoğu eskisinden daha güzel hâle sokulmuştu. Japonyada üç düzine zoolojik kolleksiyon mevcut olup, şahsî olanlarına da rastlanır. Bunların en büyükleri Tokyo, Nagoya, Kobe, Osaka ve Kyoto hayvanat bahçeleridir.
İkinci Cihân Harbinden sonra Kongoda Kinşasa, Kisangani, Lubumbaşi şehirlerinde de hayvanat bahçeleri kurulmuştur. Yurdumuzda ilk hayvanat bahçesi, Sultan İkinci Abdülhamîd Han tarafından Yıldız Sarayının bahçesinde kuruldu. İstanbulda Gülhaneparkı, Ankarada Atatürk Orman Çiftliği, İzmirde Kültür Parkı modern hayvanat bahçelerine sâhiptir. Hayvanların bulundukları yerlerde ziyâretçilere bilgi vermek için her hayvanın özelliğini açıklayan tabelalar bulunmaktadır.