tuLca
Bayan Üye
Evet arkadaşlar hepinizin dikkatini çekmiştir Kolera'nın İnziva albümünün Hayret Yine Sustun şarkısının 2. bölümüne başlarken şöyle giriyor..
Çok geç oldu sanma dahi Faruk Ömer dahi hata etti
Olsun gel ya olduğun ya göründüğün gibi gel
Şimdi bunun hakkında biraz bilgi verelim bilmeyenler için üşenmeden okumanızı tavsiye ederim
Evet herkesin bildiği gibi bu kişi sahabe-i kiram'dan Hz.Ömer (a.s)'dır..
Ve Müslüman oluşu yani şarkıdada dendiği gibi hz. Ömer'in çok geç olmadan müslüman oluşu, hata etmesine rağmen..
Kureyş Müşrikleri Habeş ülkesine hicret eden müslümanları, kendilerine teslim etmemesi üzerine işkencelerini artırmaya başladılar.Kureyş Müşriklerinin azıllılarından Ebu Cehil, kureyşlilere teklif götürerek Peygamberi öldürülmesini teklif etti,ve bunu yapabilen her kim olursa büyük ödülün verileceğini ilan etti.Hz.Ömer ‘’ben buna talibim’’ dedi.Ona’’ Ey Ömer!Sen,buna elverişlisin!’’dediler.Hz.Ömer,vereceğiniz mallar hakkında Sağlam Kefalet var mı? Diye sordu.Ebu Cehıl ‘’Evet var! Dedi.Hz.Ömer bu hususta onlarla bir anlaşma yaptı. Hazret-i Ömer'in kız kardeşi Fatıma bint-i Hattab, Said b. Zeyd, b, Amr,b. Nufeyl ile evli olup Fatıma hatun da, Said b. Zeyd de, Müslüman olmuşlardı.Fakat, Müslümanlıklarını, Hz. Ömer'den, gizli tutuyorlardı.Yine, Hz. Ömer'in mensup bulundu§u Adiy b. Ka’b oğullarından Nuaym b. Abdullah Nahham da, Müslüman olmuştu.Kavmindan korktuğu için, o da, Müslümanlığını, gizli tutuyordu.Habbab, b. Erett, Fatıma hatuna gelip gidip Kur'an, okur ve okuturdu.
Bir gün, Hz, Ömer; Peygamberimizle Eshabından bir cemaata saldırmak üzre, kılıcını, kuşanmış olarak, evinden çıkmıştı ki Peygamberimiz ve Eshabının, Safa tepeciğinin yanındaki bir evde toplandıkları ve kadınlı,erkekli kırk kişiye yakın oldukları, kendisine haber verilmişti.Dar-ı Erkam'da; Peygamberimiz Aleyhisselam ile Amucası Hz. Hamza,Eshab-ı Kiramdan Hz. Ebu Bekr, Hz. Ali ve Habeş ülkesine hicret etmeyip Peygamberimizle birlikte Mekke'de oturan Müslümanlardan bazıları da, bulunuyordu.Nuaym b. Abdullah, Hz, Ömer'e rast geldi. Ona "Ey Ömer! Nereye gitmek istiyorsun?" diye sordu.Hz, Ömer: "Kureyşilerin işlerini, darmadağan eden,Akıllarını, akılsızlık sayan, Dinlerini, ayıplayan, İlahlarına, dil uzatan , Şu Ata dinini, bırakıp yeni din tutan Muhammed'e gitmek istiyorum! Öldüreceğim onu!" dedi.Nuaym b. Abdullah "Vallahi, ey Ömer! Seni, nefsin aldatmıştır nefsin! Sen, Muhammed'i, Öldürünce, Abd. Menaf oğullarının, seni, yeryüzün gezer bırakacağını mı sanıyorsun.Sen, kendi ev halkına, dönsen de, onların işi üzerinde dursan olmaz mı dedi.Hz. Ömer ", Sen, benim Ev halkımdan, hangisini kasdediyorsun?" diye sordu, Nuaym b. Abdullah "Enişten ve Amucanın oğlu olan Said b, Zeyd, b,Amr'ı ve kız kardeşin Fatıma bint-i Hattab'ı, kasd ediyorum! Vallahi, ikisi de, Müslüman oldular, Muhammed'e, uydular ve Onun,dinine girdiler! Sana, önce, onlarla ilgilenmek düşer!" dedi.
Hz. Ömer, hemen, geri dönüp kız kardeşi ile Eniştesinin evine kadar gitti.O sırada, onların yanında Habbab b. Erett ve onun yanında da, içinde Taha suresi yazılı bir Sahife, bulunuyor, onu, onlara okuyordu: Hz. Ömer'in tıkırtısını, işittikleri zaman, Habbab, evin bir köşesinde gizlendi.Fatıma, hatun Sahife'yi alıp uyluğunun altına sakladı. Hz. Ömer, evin yanına geldiği zaman, Habbab'ın, Fatıma hatunla Said b.Zeyd'e, Kur'an okuduğunu, işitmişti.Eve, girince "İşitmiş olduğum o şey, ne idi?" diye sordu.Kız kardeşi ile Eşniştesi ` `Sen, bir şey işitmedin ! ' ' dediler.Hz. Ömer "Evet! Vallahi, ikinizin de, Muhammed'e uyduğunuzu ve Onun dinine girdiğinizi, haber aldım!?" dedi ve hemen Eniştesi Said b. Zeyd'in üzerine çullandı.Fatıma hatun kalkıp onu, kocasının üzerinden ayırmak, uzaklaştırmak isteyince, Hz. Ömer, vurup Fatıma hatunun başını yardı!
Hz. Ömer, bunu, yapınca, kız kardeşi de, Eniştesi de "Evet! Biz, Müslüman olduk, Allah'a ve Resulüne iman ettik!
Sen, istediğini yap!" dediler. Hz. Ömer, kız kardeşinin başını, yarıp kanattığını, görünce, yaptığına pişman oldu. Yapmak istediği şeylerden vaz geçti. Kız kardeşine "Demin okuduğunuzu sizden dinlediğim şeylerin yazılı bulunduğu şu Sahife'yi, bana, ver de, Muhammed'in getirdiği şeyin ne olduğuna bir bakayım?" dedi.Kız kardeşi "Biz, senin Sahife'ye, bir şey yapmandan,korkarız!" dedi.Hz.Ömer "Korkma!" dedi ve onu, okuduktan sonra, geri vereceğine, ilahları üzerine yemin etti.Bunun üzerine, Fatıma hatun, Onun Müslüman olacağını umarak "Ey Kardeşim! Sen, puta taptığın müddetce, pissin (temiz değilsin!) Halbuki, Ona (Kur'an-ı Kerim, yazılı Sahife'ye) pak olandan başkası, dokunamaz! " dedi.Hz. Ömer, kalkıp yıkanınca Fatıma Hatun, ona, Sahife'yi, verdi.Sahife'de, Taha suresi yazılı idi.Hz. Ömer, sureyi baş tarafından okumağa başladı.
Hz. Ömer: "Bu sözler, ne kadar güzel, ne kadar değerli!" demekten, kendini, alamadı. Habbab, bunu, işitince, saklandığı yerden çıkıp Hz. Ömer'in yanına geldi.
"Ey Ömer! Vallahi, Allah'ın, Peygamberinin duasını, sana nasib edeceğini, umuyorum:
Ben, dün, Peygamber Aleyhisselam'dan işittim ki: O; (Ey Allahım! İslam'ı,Ebulhakem b.Hişam veya Ömer b. Hattab ile güçlendir!) diyerek dua etmişti. Ey Ömer! Artık, Allah'dan, kork! Allah'dan!" dedi.Hz.Ömer, Habbab'a "Ey Habbab! Sen, bana, Muhammed'in bulunduğu yeri, göster de, yanına varıp Müslüman olayım?" dedi.Habbab: "O, Safa tepesinin yanındaki bir Ev'in içindedir.Yanında da, Eshabından bazıları, bulunuyordur." dedi.Hz. Ömer, hemen kalkıp kılıcını, kuşandı. Sonra, Peygamberimiz Aleyhisselam ile Eshabının bulunduğu yere kadar varıp kapıların, çaldı.Hz. Ömer'in sesini, işitince, Peygamberimizin Eshabından bir Zat kalkıp kapının gediğinden dışarı baktı.Hazret-i Ömer'i, kılıcını, kuşanmış olarak, görünce, korktu. Peygamberimizin yanına döndü "Ya Resulallah! Bu, Ömer b. Hattab'dır. Kılıcını kuşanmış bir haldedir!" dedi.Hz.Hamza "Ona, izin ver! Eğer, o, iyilik için geldi ise, kendisine bol bol iyilik ederiz. Eğer, kötülük için geldi ise, onu, kendi kılıcıyla öldürürüz!" dedi.
Peygamberimiz "Ona, izin veriniz!" buyurdu.
Kapıdaki zat, ona, izin verdi.Peygamberimiz, kalkıp ona, doğru vardı ve kendisi ile avluda karşılaştı.Kuşağından veya ridasının toplandığı yerden tutup kendine doğru hızlıca çekti. ve ’ Ey İbn. Hattab Ne getirdin Vallahi, Allahın, sana, bir musibet indirmesine kadar duracağını, sanmıyorum!" buyurdu. Hazret-i Ömer
"Ey Allah'ın Resulu! Ben, Allah'a, Allah'ın Resulüne ve Ona, Allah'dan gelen şeylere iman edeyim diye Senin yanına geldim!"
dedi.
Bunun üzerine, Peygamberimiz "Allahu Ekber!" diyerek Tekbir getirdi.Peygamberimizin Eshabından olan ve evde bulunan halk, hz. Ömer'in Müslüman olduğunu, anladılar.Onlar da, Tekbir getirdiler.Tekbir sesleri, Mekke yollarında duyuldu.
Hz. Ömer, der ki:
"Müslüman olup ta, dövülmeyen, dövmeyen bir kimse görmedim.Ancak, bundan, benim payıma, hiç bir şeyin düşmediğini gördüm.Kendi kendime (Müslümanlar, musibetlere uğrarlarken, ben, musibete uğramamak istemem !) dedim. Müslüman olduğum gece, kendi kendime düşündüm. (Mekke halkından,Resulullah Aleyhisselam'a, düşmanlıkta en azılısı kim ise, gidip Müslüman olduğumu, ona, haber vereyim! Tamam! Ebu Cehl'e, haber vereyim. dedim.Sabaha çıktığım zaman, Ebu Cehl'in kapısını, çaldım. Ebu Cehl, yanıma çıkıp (Hoş geldin kız kardeşimin oğlu! Ne haber getirdin?) dedi.(Allah'a ve O'nun Resulü olan Muhammed'e iman ve Kendisinin getiripbildirdiği şeyleri tasdik ettiğimi, sana, haber vereyim diye geldim!? deyince, kapıyı, yüzüme çarparcasına kapayıp (Allah, Seni de, Senin getirdiğin haberi de, çirkin ve iyilikten uzak etsin!) (Allah, senin de, belanı versin, senin getirdiğin haberin de,belasını versin!) dedi."
Ve Hz. Ömer Müslüman olduktan sonra Müslümanlar açıktan ,Kabede ,toplu, cemeat halinde namaz kılmaya başladılar.Ve Hz.Ömer Müslümanlığı seçtikten sonra , islamiyete meyili olan bir cok Kureyşli islamiyeti seçmeye başladılar.
PEKİ Hz. ÖMER'E NEDEN FARUK DENDİ ?
Bir yahudi ile bir münafık bir meselede anlaşamadılar. Yahudi meseleyi halletmek için Resûlüllalı'a gidelim, diyor münafık ise yahudilerin başı Ka'b b, Eşrefe gidelim, diyordu.
Peygamber Efendimizin huzuruna gelip meselelerini anlattılar. Peygamberimiz yahudiye hak verdi. Huzur-u Saadetten çıktıktan sonra münafık bu sefer:
— Ben Muhammed'in hükmüne itimat etmiyorum. Bir de Ömer'in yanına gidelim, dedi.
Yahudi de bunu kabul edip Hazreti Ömer'in yanına vardılar. Yahudi meseleyi anlatıp, Muhammed (s.a.v.)'in yanına gittiklerini fakat öbürünün onun hükmünü kabul etmediğini söyleyince Hazreti Ömer münafığa:
— Arkadaşın doğru mu söylüyor? diye sordu.
O da doğru söylediğini ve evvelâ Resûlullah'ın huzuruna çıktıklarını söyleyince Hazreti Ömer:
— Tamam, siz bir dakika bekleyin, ben şimdi gelir hükmümü bildiririm, deyip içeri girdi.
Biraz sonra içerden kılıçla çıktı ve kapıda bekleyen münafığın kellesini bir vuruşta yere yuvarladı:
— Allah ve Resulünün hükmüne razı olmayana ben böyle hüküm veririm, buyurdu.
O anda Cebrail Aleyhisselâm gelip durumu haber verdi ve Hz. Ömer'in (r.a.) hakkı bâtıldan ayırdığını bildirdi. Hazreti Ömer (r.a.) Meclis-i Saadete gelmeden Peygamber Efendimiz ona «Faruk» adını verdiğini bildirdi
Çok geç oldu sanma dahi Faruk Ömer dahi hata etti
Olsun gel ya olduğun ya göründüğün gibi gel
Şimdi bunun hakkında biraz bilgi verelim bilmeyenler için üşenmeden okumanızı tavsiye ederim
Evet herkesin bildiği gibi bu kişi sahabe-i kiram'dan Hz.Ömer (a.s)'dır..
Ve Müslüman oluşu yani şarkıdada dendiği gibi hz. Ömer'in çok geç olmadan müslüman oluşu, hata etmesine rağmen..
Kureyş Müşrikleri Habeş ülkesine hicret eden müslümanları, kendilerine teslim etmemesi üzerine işkencelerini artırmaya başladılar.Kureyş Müşriklerinin azıllılarından Ebu Cehil, kureyşlilere teklif götürerek Peygamberi öldürülmesini teklif etti,ve bunu yapabilen her kim olursa büyük ödülün verileceğini ilan etti.Hz.Ömer ‘’ben buna talibim’’ dedi.Ona’’ Ey Ömer!Sen,buna elverişlisin!’’dediler.Hz.Ömer,vereceğiniz mallar hakkında Sağlam Kefalet var mı? Diye sordu.Ebu Cehıl ‘’Evet var! Dedi.Hz.Ömer bu hususta onlarla bir anlaşma yaptı. Hazret-i Ömer'in kız kardeşi Fatıma bint-i Hattab, Said b. Zeyd, b, Amr,b. Nufeyl ile evli olup Fatıma hatun da, Said b. Zeyd de, Müslüman olmuşlardı.Fakat, Müslümanlıklarını, Hz. Ömer'den, gizli tutuyorlardı.Yine, Hz. Ömer'in mensup bulundu§u Adiy b. Ka’b oğullarından Nuaym b. Abdullah Nahham da, Müslüman olmuştu.Kavmindan korktuğu için, o da, Müslümanlığını, gizli tutuyordu.Habbab, b. Erett, Fatıma hatuna gelip gidip Kur'an, okur ve okuturdu.
Bir gün, Hz, Ömer; Peygamberimizle Eshabından bir cemaata saldırmak üzre, kılıcını, kuşanmış olarak, evinden çıkmıştı ki Peygamberimiz ve Eshabının, Safa tepeciğinin yanındaki bir evde toplandıkları ve kadınlı,erkekli kırk kişiye yakın oldukları, kendisine haber verilmişti.Dar-ı Erkam'da; Peygamberimiz Aleyhisselam ile Amucası Hz. Hamza,Eshab-ı Kiramdan Hz. Ebu Bekr, Hz. Ali ve Habeş ülkesine hicret etmeyip Peygamberimizle birlikte Mekke'de oturan Müslümanlardan bazıları da, bulunuyordu.Nuaym b. Abdullah, Hz, Ömer'e rast geldi. Ona "Ey Ömer! Nereye gitmek istiyorsun?" diye sordu.Hz, Ömer: "Kureyşilerin işlerini, darmadağan eden,Akıllarını, akılsızlık sayan, Dinlerini, ayıplayan, İlahlarına, dil uzatan , Şu Ata dinini, bırakıp yeni din tutan Muhammed'e gitmek istiyorum! Öldüreceğim onu!" dedi.Nuaym b. Abdullah "Vallahi, ey Ömer! Seni, nefsin aldatmıştır nefsin! Sen, Muhammed'i, Öldürünce, Abd. Menaf oğullarının, seni, yeryüzün gezer bırakacağını mı sanıyorsun.Sen, kendi ev halkına, dönsen de, onların işi üzerinde dursan olmaz mı dedi.Hz. Ömer ", Sen, benim Ev halkımdan, hangisini kasdediyorsun?" diye sordu, Nuaym b. Abdullah "Enişten ve Amucanın oğlu olan Said b, Zeyd, b,Amr'ı ve kız kardeşin Fatıma bint-i Hattab'ı, kasd ediyorum! Vallahi, ikisi de, Müslüman oldular, Muhammed'e, uydular ve Onun,dinine girdiler! Sana, önce, onlarla ilgilenmek düşer!" dedi.
Hz. Ömer, hemen, geri dönüp kız kardeşi ile Eniştesinin evine kadar gitti.O sırada, onların yanında Habbab b. Erett ve onun yanında da, içinde Taha suresi yazılı bir Sahife, bulunuyor, onu, onlara okuyordu: Hz. Ömer'in tıkırtısını, işittikleri zaman, Habbab, evin bir köşesinde gizlendi.Fatıma, hatun Sahife'yi alıp uyluğunun altına sakladı. Hz. Ömer, evin yanına geldiği zaman, Habbab'ın, Fatıma hatunla Said b.Zeyd'e, Kur'an okuduğunu, işitmişti.Eve, girince "İşitmiş olduğum o şey, ne idi?" diye sordu.Kız kardeşi ile Eşniştesi ` `Sen, bir şey işitmedin ! ' ' dediler.Hz. Ömer "Evet! Vallahi, ikinizin de, Muhammed'e uyduğunuzu ve Onun dinine girdiğinizi, haber aldım!?" dedi ve hemen Eniştesi Said b. Zeyd'in üzerine çullandı.Fatıma hatun kalkıp onu, kocasının üzerinden ayırmak, uzaklaştırmak isteyince, Hz. Ömer, vurup Fatıma hatunun başını yardı!
Hz. Ömer, bunu, yapınca, kız kardeşi de, Eniştesi de "Evet! Biz, Müslüman olduk, Allah'a ve Resulüne iman ettik!
Sen, istediğini yap!" dediler. Hz. Ömer, kız kardeşinin başını, yarıp kanattığını, görünce, yaptığına pişman oldu. Yapmak istediği şeylerden vaz geçti. Kız kardeşine "Demin okuduğunuzu sizden dinlediğim şeylerin yazılı bulunduğu şu Sahife'yi, bana, ver de, Muhammed'in getirdiği şeyin ne olduğuna bir bakayım?" dedi.Kız kardeşi "Biz, senin Sahife'ye, bir şey yapmandan,korkarız!" dedi.Hz.Ömer "Korkma!" dedi ve onu, okuduktan sonra, geri vereceğine, ilahları üzerine yemin etti.Bunun üzerine, Fatıma hatun, Onun Müslüman olacağını umarak "Ey Kardeşim! Sen, puta taptığın müddetce, pissin (temiz değilsin!) Halbuki, Ona (Kur'an-ı Kerim, yazılı Sahife'ye) pak olandan başkası, dokunamaz! " dedi.Hz. Ömer, kalkıp yıkanınca Fatıma Hatun, ona, Sahife'yi, verdi.Sahife'de, Taha suresi yazılı idi.Hz. Ömer, sureyi baş tarafından okumağa başladı.
Hz. Ömer: "Bu sözler, ne kadar güzel, ne kadar değerli!" demekten, kendini, alamadı. Habbab, bunu, işitince, saklandığı yerden çıkıp Hz. Ömer'in yanına geldi.
"Ey Ömer! Vallahi, Allah'ın, Peygamberinin duasını, sana nasib edeceğini, umuyorum:
Ben, dün, Peygamber Aleyhisselam'dan işittim ki: O; (Ey Allahım! İslam'ı,Ebulhakem b.Hişam veya Ömer b. Hattab ile güçlendir!) diyerek dua etmişti. Ey Ömer! Artık, Allah'dan, kork! Allah'dan!" dedi.Hz.Ömer, Habbab'a "Ey Habbab! Sen, bana, Muhammed'in bulunduğu yeri, göster de, yanına varıp Müslüman olayım?" dedi.Habbab: "O, Safa tepesinin yanındaki bir Ev'in içindedir.Yanında da, Eshabından bazıları, bulunuyordur." dedi.Hz. Ömer, hemen kalkıp kılıcını, kuşandı. Sonra, Peygamberimiz Aleyhisselam ile Eshabının bulunduğu yere kadar varıp kapıların, çaldı.Hz. Ömer'in sesini, işitince, Peygamberimizin Eshabından bir Zat kalkıp kapının gediğinden dışarı baktı.Hazret-i Ömer'i, kılıcını, kuşanmış olarak, görünce, korktu. Peygamberimizin yanına döndü "Ya Resulallah! Bu, Ömer b. Hattab'dır. Kılıcını kuşanmış bir haldedir!" dedi.Hz.Hamza "Ona, izin ver! Eğer, o, iyilik için geldi ise, kendisine bol bol iyilik ederiz. Eğer, kötülük için geldi ise, onu, kendi kılıcıyla öldürürüz!" dedi.
Peygamberimiz "Ona, izin veriniz!" buyurdu.
Kapıdaki zat, ona, izin verdi.Peygamberimiz, kalkıp ona, doğru vardı ve kendisi ile avluda karşılaştı.Kuşağından veya ridasının toplandığı yerden tutup kendine doğru hızlıca çekti. ve ’ Ey İbn. Hattab Ne getirdin Vallahi, Allahın, sana, bir musibet indirmesine kadar duracağını, sanmıyorum!" buyurdu. Hazret-i Ömer
"Ey Allah'ın Resulu! Ben, Allah'a, Allah'ın Resulüne ve Ona, Allah'dan gelen şeylere iman edeyim diye Senin yanına geldim!"
dedi.
Bunun üzerine, Peygamberimiz "Allahu Ekber!" diyerek Tekbir getirdi.Peygamberimizin Eshabından olan ve evde bulunan halk, hz. Ömer'in Müslüman olduğunu, anladılar.Onlar da, Tekbir getirdiler.Tekbir sesleri, Mekke yollarında duyuldu.
Hz. Ömer, der ki:
"Müslüman olup ta, dövülmeyen, dövmeyen bir kimse görmedim.Ancak, bundan, benim payıma, hiç bir şeyin düşmediğini gördüm.Kendi kendime (Müslümanlar, musibetlere uğrarlarken, ben, musibete uğramamak istemem !) dedim. Müslüman olduğum gece, kendi kendime düşündüm. (Mekke halkından,Resulullah Aleyhisselam'a, düşmanlıkta en azılısı kim ise, gidip Müslüman olduğumu, ona, haber vereyim! Tamam! Ebu Cehl'e, haber vereyim. dedim.Sabaha çıktığım zaman, Ebu Cehl'in kapısını, çaldım. Ebu Cehl, yanıma çıkıp (Hoş geldin kız kardeşimin oğlu! Ne haber getirdin?) dedi.(Allah'a ve O'nun Resulü olan Muhammed'e iman ve Kendisinin getiripbildirdiği şeyleri tasdik ettiğimi, sana, haber vereyim diye geldim!? deyince, kapıyı, yüzüme çarparcasına kapayıp (Allah, Seni de, Senin getirdiğin haberi de, çirkin ve iyilikten uzak etsin!) (Allah, senin de, belanı versin, senin getirdiğin haberin de,belasını versin!) dedi."
Ve Hz. Ömer Müslüman olduktan sonra Müslümanlar açıktan ,Kabede ,toplu, cemeat halinde namaz kılmaya başladılar.Ve Hz.Ömer Müslümanlığı seçtikten sonra , islamiyete meyili olan bir cok Kureyşli islamiyeti seçmeye başladılar.
PEKİ Hz. ÖMER'E NEDEN FARUK DENDİ ?
Bir yahudi ile bir münafık bir meselede anlaşamadılar. Yahudi meseleyi halletmek için Resûlüllalı'a gidelim, diyor münafık ise yahudilerin başı Ka'b b, Eşrefe gidelim, diyordu.
Peygamber Efendimizin huzuruna gelip meselelerini anlattılar. Peygamberimiz yahudiye hak verdi. Huzur-u Saadetten çıktıktan sonra münafık bu sefer:
— Ben Muhammed'in hükmüne itimat etmiyorum. Bir de Ömer'in yanına gidelim, dedi.
Yahudi de bunu kabul edip Hazreti Ömer'in yanına vardılar. Yahudi meseleyi anlatıp, Muhammed (s.a.v.)'in yanına gittiklerini fakat öbürünün onun hükmünü kabul etmediğini söyleyince Hazreti Ömer münafığa:
— Arkadaşın doğru mu söylüyor? diye sordu.
O da doğru söylediğini ve evvelâ Resûlullah'ın huzuruna çıktıklarını söyleyince Hazreti Ömer:
— Tamam, siz bir dakika bekleyin, ben şimdi gelir hükmümü bildiririm, deyip içeri girdi.
Biraz sonra içerden kılıçla çıktı ve kapıda bekleyen münafığın kellesini bir vuruşta yere yuvarladı:
— Allah ve Resulünün hükmüne razı olmayana ben böyle hüküm veririm, buyurdu.
O anda Cebrail Aleyhisselâm gelip durumu haber verdi ve Hz. Ömer'in (r.a.) hakkı bâtıldan ayırdığını bildirdi. Hazreti Ömer (r.a.) Meclis-i Saadete gelmeden Peygamber Efendimiz ona «Faruk» adını verdiğini bildirdi