Hayıtbükü-Ovabükü

Efsunkar

Bayan Üye
Hayıtbükü, Ovabükü huzur veriyor; Knidos tarih kokuyor….

Kayalar arsındaki bu cennet sahilin üç ismi var. Kalebaşı, Ovabükü ya da Hayıtbükü. Badem ve zeytin ağaçlarını çevrelediği Mesudiye Köyü’nde, doğanın ortasındasınız. Tarihi bir özelliği yok. Turistlerin dolup taştığı bir yer de değil. Bu nedenle alabildiğine sessiz ve sakin. Hayıtbükü ve Ovabükü keşif gezileriniz için ideal bir adres..
images

Buraya Adatepe diyorlar. Dağ taş yürümeye tırmanmaya meraklı olanlar sık sık bu noktaya manzarayı izlemeye geliyorlar. Kayaların çevrelediği yükseltiden aşağıya doğru baktığınızda minik bir plaj teknelerin demir attığı durgun mavi deniz, bahçe içinde küçük evler görünüyor. Badem ve zeytin ağaçları arasındaki köyden yükselen en küçük bir gürültü yok. Maket kadar güzel koy, Muğla’nın Datça İlçesi’ne bağlı Mesudiye Köyü sahilinde bulunuyor.
images

Mavi yolculuğa çıkanlar tarafından Obabükü olarak bilinen beldenin diğer bir adı da Kalebaşı. İnce kumlu plajı, sığ mavi denizi Hayıtbükü’nün tercih edilme sebeplerinden. Sığ koy özellikle çocukların yüzmesi için güvenli ve her noktasından denize girmek mümkün. Yakında bulunan uzun kumsal rahatlıkla ulaşabileceğiniz ova koyuna ait. Gezip görmekten hoşlanıyorsanız Hayıtbükü yakınlarında Palamutbükü ve Knidos antik kentleri gibi gezi alternatifleri bulunuyor.

Ovabükü:

Hayitbükü’ne komşu olan diğer koy Ovabükü daha geniş bir koy ve ufuk hattı Akdeniz’e açılıyor, dolaysıyle açık denize uzanan ferahlığa sahip. Deniz bu koyda sahili okşayan dalgacıklarla daha değişken, daha hareketli derin mavi. Yüzümüzü denize çevirip sahile dikine girdiğimiz zaman yol sola ve sağa olmak üzere ikiye ayrılıyor. Her iki yönde de bahçe içinde çeşitli pansiyonlar yer alıyor. Denizi sol tarafımıza alıp kııyı boyunca sağa devam edenlere gölgeli bazı alanlar, araç park imkanı verir.

Reşadiye yarımadasının özelliği sıfır nem oranına sahip olması nedeniyle denizden esen rüzgar, taşıdığı bol oksijen ile konuklara zindelik kazandırıyor. Rüzgarın yön değiştirip çamlık alanları aşarak, kekik ve adaçayı kaplı tepelerden denize doğru estiği zamanlarda, bu tür aromaları solurken ciğerlerinizde daha yoğun hissedebiliyorsunuz.
images

Yer yer sakız ağaçlarının bulunduğu Ovabükünde hakimiyet yörenin Ocak ayı sonunda görülesi güzellikte bembeyaz çiçekler açan dünyaca ünlü ürünü, badem ağaçlarında. Kış mevsiminde nergiz çiçekleri de açıyor.Sahil boyunca aile işletmelerinin bulunduğu tatil ve dinlenme bantında, pansiyon, apart ve bazı kamp sahaları sıralanıyor.

Uzak yakın birbirleri ile akraba olan işletmecilerde işletmeye hanım eli değdiğini belli edercesine, temizlik ve titizlikle yarattıkları lezzet yarışıyla kısa sürede Ovabükünü benimseyip bütünleşmenizi sağlıyorlar. Güleryüzlü, içten doğal davranışlarıyla size aile ziyaretine gelmiş konuk misafirperliği yaşatıyorlar. Konaklama hizmetinin yanısıra, yetiştirdikleri bahçe ürünlerini israrla tatmanızı istiyorlar. Sabah topladıkları dalından yeni kopmuş ürünleri severek pişirince, ifadesi oldukça zor nefasette tencere yemekleri ile karşılaşıyorsunuz. Yazın bunaltıcı sıcaklarında alev sıcaklığında esen rüzgarından pek de fazla etkilenmeyen Ovabükü’nde sahil boyunca uzanan geniş kum plajda dizili sezlong ve hasır güneşlikler deniz banyosu yapmanıza yardımcı oluyor.

Deniz kıyıdan 5 metre sonra derinleşmeye başlıyor, dipte ot, yosun barınamıyor. Sahil boyunca sivrisinek, karasinek, kedi bulunmuyor.Tatillerini mehtabın dolunay zamanına denk getirenlere koy, tüm güzelliğiyle gümüş tepsi gibi parlıyor. Özellikle bu şöleni gece hiç üşümeden denize girerek kutlayanlara da rastlayabiliyorsunuz. Sahile vuran küçük dalgacıkların çakılla buluşmasında ve dalganın çakıllar üzerinden geri çekilişlerinde doğan doğal sesler müzik sesini aratmıyor. Bu kadar güzellik ve özellik bir arada bulununca Ovabükü’nün tüm tepeleri parsellenmiş. Yavaş yavaş imara açılan bölümlerde inşaat izni olan yüzde 5 ‘e uyulmak koşuluyla yapılaşma başlamış. Sanatçılar arasında Müşvik Kenter, Şevket Altuğ, Emel Sayın yörenin ev sahiplerinden bir kaçı. Ovabükü sahil yolu Palamutbükü ve Knidos’a doğru uzanıyor. Ilık meltem rüzgarı eşliğinde koyların seyri ise pek bi güzel oluyor.
images

Knidos:

Afrodit’in anavatanı mavi yolculuk durağı Knidos buram buram tarih kokuyor… Hangi taşı kaldırsanız altından tarih çıkıyor. Dönemin en bilge kişileri, ünlü heykeltraşları yetişmiş topraklarında. Reşadiye Yarımadası’nın ucunda Knidos’dasınız. Başta Afrodit heykeli olmak üzere bir çok eserin yaratıldığı, yüzyıllardan sonra da Avrupa’ya kaçırıldığı belde. Günümüzde gözde turizm merkezi. Yaz kış gezenler, ziyaret edenlerle orada tarih soluyacak ve tarihe bir yolculuk yapacaksınız.

M.Ö.4. yüzyılda ünlü heykeltraş Praxiteles’in yaptığı, sanatkarlar tarafından övmekle bitirilemeyen Afrodit heykelinin anavatanı Knidos. Dünyanın yedi harikasından biri kabul edilen İskenderiye Feneri’ni inşa eden mimar Sostratos’un memleketi de Knidos. Bir zamanlar refah içinde olan bilim adamlarının, dünyaca ünlü sanatçıların yetiştiği belde,günümüzde Türkiye’de en çok turist çektiği antik kentlerden biri. Knidos yıllarca deniz yolu dışında ulaşım olmadığından mavi yolculuğun gizli duraklarından biri olarak kalmış. Reşadiye Yarımadası’nın ucundaki bu tarihi mekana karadan ulaşmak sorun olurmuş. Normal koşullarda geçit vermeyen daracık patika yollar ya arazi vitesli ciplerle ya da hayvan sırtında geçiliyormuş.

Bu kadar sapa ve gözden uzak kalması sebebiyle topraklarında yüzyıllardır barınan tarihi eserler de bir bir yok olmuş. Yatla kıyılara yaklaşan antik eser meraklıları viski sigara ve güzel hanımlar karşılığında bölgedeki tarihi eserlerin çoğunu kaçırmışlar. Sanat tarihinde kendine haklı bir şöhret edinen Afrodit heykeli de buna benzer bir yola gitmiş anayurdundan. Şimdi ise askeri bir karakol bekliyor tarihi eserleri. Ellerinde dürbünle nöbet tutanların yanı sıra, Konya Üniversitesi ile beraber Alman kazı heyeti de çalışmaları var. Ayrıca açılan geniş yollar sayesinde Knidos’a ulaşmak artık çok kolay. Datça’dan Palamutbükü ve Hayıtbükün’den günübirlik kalkan teknelerin mavi yolculuğa çıkan yatların sayesinde Knidos’un yat turizmindeki yeri gün geçtikçe önem kazanıyor. Teknelerin rahat gecelemesi için burun uzatılarak dalgakıran haline getirilmiş. Gün batımı ise doyumsuz güzellikte. Antik alan olduğu için Knidos’da konaklamak ve denize tüple dalmak yasak. Buna karşın çakıl taşları ile örtülü kumsalı, seyrine ve yüzmeye doyulmayan denizi ve tarihi önemi bakımından yıl boyu turist ağırlıyor. Ücretle girilen ören yerinde Afrodit yeri, güneş saati, kilise, tiyatro ve zirveden Akropol görülebiliyor.

Knidos’un 15 km. ötesinden Yazı Köyü’ne kadar uzanan bölge sit alanı olarak ilan edilmiş. Deveboynu Knidos Deniz Feneri ise bulunduğu yüksek tepeden gemicilere göz kırpmaya devam ediyor.
images

Hayıtbükü, Ovabükü ne nasıl gidilir:

Hayıtbükü aslında bir mavi yolculuk durağı. Bodrum, Marmaris ya da Datça’dan çıkan yatlar, 1-2 geceliğine bu koyda demirliyorlar. Denizin dibi kum ve koy rüzgara kapalı dalgalar sahile ulaşamayınca demirli yatlar durgun koyda adeta uyuyorlar. Tekne bağlamak, yolcu indirmek için küçük iskelelerde bulunuyor. Karayoluyla gelmek isteyenler Marmaris’ten Datça’ya doğru çıktıktan sonra Datça yoluna girmeden Knidos sapağından sağa dönerek 15 km.lik yoldan önce Mesudiye’ye ve Hayıtbükü, Ovabükü sahiline ulaşabilirler. Otobüs yolculuğunu tercih edenler, Datça’dan sonra günde 4 kez sefer yapan Mesudiye minibüsleri ile Hayıtbükü’ne ve Ovabüküne ulaşabilirler. Hayıtbükü kalkışlı günübirlik tekne turlarına katılanlar çevre koyları gezip değişik yerlerde yüzme molaları veriyorlar.
mesudiye-hayitbuku_003_tmb.jpg

Datça yolu üzerinde restore edilen yel değirmenleri son haliyle görenlerin hayranlığını kazanıyor. Datça’nın Kızlan Köyünde bulunan yel değirmenlerinin turizme kazandırılması amacıyla bir süre önce başlatılan çalışmalar sonucu değirmenlerden biri aslına uygun olarak restore edilirken değirmen içine un öğütebilecek donanımlar da yerleştirildi. Turistlere gezi amaçlı hizmet verecek olan yel değirmenin çevresine duvar örülüp iç alan çimlendirildi. Yörede 35 yıl öncesine kadar faal olan değirmenlerin ustaları yeni nesillere değirmenlerin nasıl çalıştığını göstermek için bekliyorlar. Değirmen ile Datça yolu arasında kalan 100 metrelik toprak bölüm ise bu yapılanlara yakışmayacak kadar bakımsız görünüyor.Marmaris Datça arası son yapılan genişletme çalışmaları ile virajlardan arınmış. Son derece zevkli bir güzergaha kavuşmuş. Özellikle Datça dönüşü her iki tarafta kalan denizin ve dantel gibi işlenmiş koyların tepeden görüntüsü izleyenleri hayran bırakıyor.


Alıntı
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst