ashli
Bayan Üye
Dışarıda olanları kaçırma korkunuz nedeniyle çok yorgun olsanız bile organizasyonların birinden diğerine durmadan koşturuyorsanız bir sorun var demektir. Hayatı ıskalamamak adına bu tip durumlarda seçici davranın ve sağlığınızdan olmayın.
Sizin de sıklıkla başınıza geliyordur: Gece geç saatlere kadar eğlendikten sonra yatağa sürünerek girersiniz. Yastığınıza sarılırken kendi kendinize “Yarın evde oturacağım” diye söz verirsiniz. Ama ertesi gün evde miskin miskin otururken arkadaşınız arar ve evinize çok yakın bir yerde toplanıp eğlendiklerini söyler. Aslında gittikleri yerin size uzak olması da fark etmez. Çünkü bir kere içinizdeki o her şeyi kaçırma korkusu hortlamıştır bile. Ne kadar yorgun hissederseniz hissedin, eğlenceyi kaçırmak istemez ve arkadaşlarınıza katılırsınız.
Bir şeyleri kaçırma telaşı
Eğer her aldığınız davete “Evet” diyor veya gece boyunca arkadaşlarınızın o anda ne yaptığını düşünüyorsanız size de bu sosyal virüs bulaşmış demektir. Her şeyi kaçırıyor olma korkusuna kapılmanın birçok yolu olsa da, en önemli sebebi doğru erkeğin dışarıda bir yerlerde olduğunu ve çıkmazsanız onu kaçırabileceğiniz riskini düşünmenizdir. Çünkü o, bir barda veya restoranda oturmuş sizi bekliyor olabilir.
Ne kadar kötü durumdasınız?
Bu durum çoğumuz için gelip geçici olsa da, uzmanlara göre belirtiler devam ettiği takdirde kalıcı hale gelebiliyor. Kendi mutluluğumuz için sosyal ilişkilerimizin önemi tartışılmaz. Dolayısıyla bu, tamamen gereksiz bir korku da değil. Ama bu durumdan iş veya ev hayatınız ciddi bir şekilde etkilenmeye başladıysa, normal kaygıların anormal seviyelere ulaşıp ulaşmadığının sorgulanması gerekiyor.
Bu tür durumlarda sıkıntı yapıp kendi kendinize kızmak yerine, “Gitmezsem ne olur” veya “Zamanımı harcamaya değer mi” gibi sorular sorun. Bu şekilde davranarak olaya daha gerçekçi yaklaşabilir ve gereksiz yere oluşan kaygılarınızı önemli derecede azaltabilirsiniz. Klinik psikolog Dr. Lissa Johnson, bu korku yüzeye çıktığında, derine inip iç sesinizi dinlemenin önemli olduğunu söylüyor. Bu korkunuzun nelerden beslendiğini öğrendiğinizde, durumdan uzaklaşıp istediğinizin farkına varabilirsiniz.
Yaşadığınız anın önemi
Bir şeyleri kaçırıyor olmaktan dolayı oluşan korkuyu yenmenin en güzel yolu yaşadığınız anla bağlantı kurmaktır. Bulunduğunuz anda ve yerde karşınızda bulunan fırsatları, mutlu olup olmadığınızı değerlendirin. Çok fazla çalışıp kendini işine adayan insanlar bile, kendilerine zaman ayırmak için bazen dakikaları sayar. Hepimiz öyle değil miyiz zaten? Gün içinde, bilgisayarın başında bir işi bitirip panik içinde diğerine geçerken, gözümüzün önünde evimiz canlanır, “Ah, bir eve gitsem de, televizyonun karşısındaki kanapeye yerleşsem” diye düşünürüz. Bu durum (Sosyal!) arkadaşlarımıza garip gelse de, bazen sakin zaman geçirmek çok iyi gelebilir. Bazen de yakın arkadaş çevrenizi bir grup olarak bir araya getirip herkesle aynı anda görüşmek iyi bir çözüm olabilir. Böylece hepsini aynı anda görerek zamandan kazanmış olursunuz.
Planlarınızı iptal edip Facebook’ta yollanan her davete “Hayır” demeden önce, bu korkunun pozitif yönleri de olduğunu söylememize izin verin. Tülay şöyle bir örnek veriyor: “Geçenlerde bir davete katılmak konusunda kendimi zorladım. İyi ki öyle yapmışım çünkü orada hazırladığım bikini koleksiyonunu tanıtmama yardımcı olabilecek etkili insanlarla tanıştım. Eğer evdeyken dışarı çıkmaya üşenseydim bu fırsatı kaçırabilirdim.” Eğer bu korkunuzu kontrol altında tutabilirseniz ve zamanınızı doğru bir şekilde yönetirseniz hiçbir sorun yaşamazsınız. Yine de kendinizi bir öğlen yemeğinden çıkıp diğerine koştururken veya aynı akşam değişik arkadaş gruplarınıza 15’er dakika ayırıp koştururken bulursanız cep telefonunuzu bir kenara koyun ve dinlenin.
Alıntıdır.
Sizin de sıklıkla başınıza geliyordur: Gece geç saatlere kadar eğlendikten sonra yatağa sürünerek girersiniz. Yastığınıza sarılırken kendi kendinize “Yarın evde oturacağım” diye söz verirsiniz. Ama ertesi gün evde miskin miskin otururken arkadaşınız arar ve evinize çok yakın bir yerde toplanıp eğlendiklerini söyler. Aslında gittikleri yerin size uzak olması da fark etmez. Çünkü bir kere içinizdeki o her şeyi kaçırma korkusu hortlamıştır bile. Ne kadar yorgun hissederseniz hissedin, eğlenceyi kaçırmak istemez ve arkadaşlarınıza katılırsınız.
Bir şeyleri kaçırma telaşı
Eğer her aldığınız davete “Evet” diyor veya gece boyunca arkadaşlarınızın o anda ne yaptığını düşünüyorsanız size de bu sosyal virüs bulaşmış demektir. Her şeyi kaçırıyor olma korkusuna kapılmanın birçok yolu olsa da, en önemli sebebi doğru erkeğin dışarıda bir yerlerde olduğunu ve çıkmazsanız onu kaçırabileceğiniz riskini düşünmenizdir. Çünkü o, bir barda veya restoranda oturmuş sizi bekliyor olabilir.
Ne kadar kötü durumdasınız?
Bu durum çoğumuz için gelip geçici olsa da, uzmanlara göre belirtiler devam ettiği takdirde kalıcı hale gelebiliyor. Kendi mutluluğumuz için sosyal ilişkilerimizin önemi tartışılmaz. Dolayısıyla bu, tamamen gereksiz bir korku da değil. Ama bu durumdan iş veya ev hayatınız ciddi bir şekilde etkilenmeye başladıysa, normal kaygıların anormal seviyelere ulaşıp ulaşmadığının sorgulanması gerekiyor.
Bu tür durumlarda sıkıntı yapıp kendi kendinize kızmak yerine, “Gitmezsem ne olur” veya “Zamanımı harcamaya değer mi” gibi sorular sorun. Bu şekilde davranarak olaya daha gerçekçi yaklaşabilir ve gereksiz yere oluşan kaygılarınızı önemli derecede azaltabilirsiniz. Klinik psikolog Dr. Lissa Johnson, bu korku yüzeye çıktığında, derine inip iç sesinizi dinlemenin önemli olduğunu söylüyor. Bu korkunuzun nelerden beslendiğini öğrendiğinizde, durumdan uzaklaşıp istediğinizin farkına varabilirsiniz.
Yaşadığınız anın önemi
Bir şeyleri kaçırıyor olmaktan dolayı oluşan korkuyu yenmenin en güzel yolu yaşadığınız anla bağlantı kurmaktır. Bulunduğunuz anda ve yerde karşınızda bulunan fırsatları, mutlu olup olmadığınızı değerlendirin. Çok fazla çalışıp kendini işine adayan insanlar bile, kendilerine zaman ayırmak için bazen dakikaları sayar. Hepimiz öyle değil miyiz zaten? Gün içinde, bilgisayarın başında bir işi bitirip panik içinde diğerine geçerken, gözümüzün önünde evimiz canlanır, “Ah, bir eve gitsem de, televizyonun karşısındaki kanapeye yerleşsem” diye düşünürüz. Bu durum (Sosyal!) arkadaşlarımıza garip gelse de, bazen sakin zaman geçirmek çok iyi gelebilir. Bazen de yakın arkadaş çevrenizi bir grup olarak bir araya getirip herkesle aynı anda görüşmek iyi bir çözüm olabilir. Böylece hepsini aynı anda görerek zamandan kazanmış olursunuz.
Planlarınızı iptal edip Facebook’ta yollanan her davete “Hayır” demeden önce, bu korkunun pozitif yönleri de olduğunu söylememize izin verin. Tülay şöyle bir örnek veriyor: “Geçenlerde bir davete katılmak konusunda kendimi zorladım. İyi ki öyle yapmışım çünkü orada hazırladığım bikini koleksiyonunu tanıtmama yardımcı olabilecek etkili insanlarla tanıştım. Eğer evdeyken dışarı çıkmaya üşenseydim bu fırsatı kaçırabilirdim.” Eğer bu korkunuzu kontrol altında tutabilirseniz ve zamanınızı doğru bir şekilde yönetirseniz hiçbir sorun yaşamazsınız. Yine de kendinizi bir öğlen yemeğinden çıkıp diğerine koştururken veya aynı akşam değişik arkadaş gruplarınıza 15’er dakika ayırıp koştururken bulursanız cep telefonunuzu bir kenara koyun ve dinlenin.
Alıntıdır.