SuskunDervis
Kayıtlı Üye
I. Cemre
Günah_sızım Gözlerime dokunmadı ellerin.
Ellerimde demlenen ayaz yemiş gül yaprakları kokusunu göç yollarına bıraktı. Havada asılı kaldı hatırlanması hazır hatıralar. Anlatılması ne kadar zor cümle varsa cümlesiyle birikti darp almış yüreğimin kuralsız coğrafyasına. Anlatması zor
Silah_sızım Kambur sevdalara vurulmuş mühürlü kepenklerin soğuk yüzü var gözlerinde.
Suya çizilen kelimelerinin tadına varıyorum. Güneşi ve ayı hasret bırakan şiirlerinden geçiyorum. Karşı konulmaz irademin köşeye kapanmış azalarında unutuyorum yorulduğum köşeleri.
Usta terziler gibi belli etmiyorum dikişleri alınan yamalarımı.
Konuşan ben değilim, yürüyen ben değildim, düşünen ben değil
Nefes aldığım dünya da hiç bu kadar mola vermedim, moral bulmadım.
Elimden tutup götürsen, gözlerine emanet verilen huzurun rengini toprağa yoldaş eylesen, yeminlerin ardına sığınan sözlerimi idam sehpalarına bağlasam, açılan bütün kapılardan geçsem.
Sen,Bütün kapılarda bekleyen, vazgeçmeyen Gözlerime dokundu ellerin
II. Cemre
Derman_sızım Sevdalı sözlere yabancılaşan yoruma kapalı, nedeni saklı cevaplarımı çıkarıyorum ceplerimden. Esmerliğimin gezip dolaştığı memleketlere selam gönderiyorum. Kuşluk vaktinde ışığı misafir ediyorum evimin penceresine, gönlümün her hecesine, sevgimin gecesine
Parmaklarımdan süzülen nimeti şahit tutuyorum, kelamın kendine has lütfün da yıkanıyor azalarım. Alnımın bayramıdır kalbimin heyecanı... Dua zamanıdır derdimin dermanı
Han_sızım Yalın, yankısız duvarlar da kerameti kendinden kalemimle adının her harfine dokunuyorum. Unuttuğum şarkılarla aşka tutunuyorum. Beni söyleyen nağmelerde sen varsın, sen Yarsın. Yüzüme vurmayacaksın adres bilmez göçebeliğimi, biliyorum. Son baharımdan önce yüzümü yaza çevirenim, adamlığını tel örgülerle döşeyip şivan suretli krallığına sultan eyleyenim, sevmeyi kalbine sevdirene şükürler olsun.
III. Cemre
Aşk_sızım Sızlayan bendim, haykıran sen.
Hoş geldin havama, suyuma, toprağıma, gönlümü hoş eyleyen
Günah_sızım Gözlerime dokunmadı ellerin.
Ellerimde demlenen ayaz yemiş gül yaprakları kokusunu göç yollarına bıraktı. Havada asılı kaldı hatırlanması hazır hatıralar. Anlatılması ne kadar zor cümle varsa cümlesiyle birikti darp almış yüreğimin kuralsız coğrafyasına. Anlatması zor
Silah_sızım Kambur sevdalara vurulmuş mühürlü kepenklerin soğuk yüzü var gözlerinde.
Suya çizilen kelimelerinin tadına varıyorum. Güneşi ve ayı hasret bırakan şiirlerinden geçiyorum. Karşı konulmaz irademin köşeye kapanmış azalarında unutuyorum yorulduğum köşeleri.
Usta terziler gibi belli etmiyorum dikişleri alınan yamalarımı.
Konuşan ben değilim, yürüyen ben değildim, düşünen ben değil
Nefes aldığım dünya da hiç bu kadar mola vermedim, moral bulmadım.
Elimden tutup götürsen, gözlerine emanet verilen huzurun rengini toprağa yoldaş eylesen, yeminlerin ardına sığınan sözlerimi idam sehpalarına bağlasam, açılan bütün kapılardan geçsem.
Sen,Bütün kapılarda bekleyen, vazgeçmeyen Gözlerime dokundu ellerin
II. Cemre
Derman_sızım Sevdalı sözlere yabancılaşan yoruma kapalı, nedeni saklı cevaplarımı çıkarıyorum ceplerimden. Esmerliğimin gezip dolaştığı memleketlere selam gönderiyorum. Kuşluk vaktinde ışığı misafir ediyorum evimin penceresine, gönlümün her hecesine, sevgimin gecesine
Parmaklarımdan süzülen nimeti şahit tutuyorum, kelamın kendine has lütfün da yıkanıyor azalarım. Alnımın bayramıdır kalbimin heyecanı... Dua zamanıdır derdimin dermanı
Han_sızım Yalın, yankısız duvarlar da kerameti kendinden kalemimle adının her harfine dokunuyorum. Unuttuğum şarkılarla aşka tutunuyorum. Beni söyleyen nağmelerde sen varsın, sen Yarsın. Yüzüme vurmayacaksın adres bilmez göçebeliğimi, biliyorum. Son baharımdan önce yüzümü yaza çevirenim, adamlığını tel örgülerle döşeyip şivan suretli krallığına sultan eyleyenim, sevmeyi kalbine sevdirene şükürler olsun.
III. Cemre
Aşk_sızım Sızlayan bendim, haykıran sen.
Hoş geldin havama, suyuma, toprağıma, gönlümü hoş eyleyen