Buğra1
Kayıtlı Üye
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Anatomi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ahmet Kalaycıoğlu, quantum fiziğinden yararlanarak üretilen quantum tekniğinin, vücutta gözle görülemeyen her türlü değişikliği tespit ve tedavi amaçlı kullanılan modern bir tıp metodu olduğunu söyledi. İnsan vücudunun yapı taşları olan hücrelerin dokuları, dokuların organları, organların sistemleri, sistemlerin ise vücudu meydana getirdiğini ifade eden Kalaycıoğlu, "Dolayısıyla bozulmayı tespit amaçlı değerlendirebileceğimiz en küçük birim hücredir. Bugünkü tıp ve fizik bilgilerimize quantum fiziği kökenli tıp tekniği girmesi ile artık bizler hücre düzeyinde değerlendirmeler yapabiliyoruz. Bu da bize vücuttaki bozulmalar henüz hastalık haline gelmeden, yani bulgular ortaya çıkmadan yakalama ve bunu tedavi etme fırsatını vermektedir" dedi.
Yarım saatte tüm vücut incelenebiliyor
Kalaycıoğlu, insan vücudundaki her organın çalışmasını ve enerjisini yansıttığı cilt üzerinde bir yansıma alanı olduğunu belirterek, "Yani derimiz bizim iç organlarımızın bir aynasıdır. quantum metodunda ortalama 20-30 dakikada tüm vücut incelenebiliyor. Kullanılan metotla vücuda zarar vermek söz konusu değil, çünkü sadece vücudun kendi iç organlarının deriye yansıttığı elektrik ölçülmektedir. Film çekmek, kan almak gibi girişimler söz konusu değildir. Tedavi amaçlı olarak da hücreye gönderilen uyarılar oldukça masum uyarılar olup hücreye yapacağı tepki anlamında yol göstermektir" diye konuştu.
% 80-95 oranında doğru teşhis
Yapılan ölçüm sırasında ve sonrasında teyit edilmesi gereken özel konu ve tanılar için hekim önerisiyle klasik tıbbın ve teknolojinin imkanlarından faydalanılabileceğine işaret eden Kalaycıoğlu, çalışmalarda yüzde 80-95 oranında doğru bilgi elde edildiğini, geri kalan başarısızlık oranının uygunsuz şartlarda ölçüm yapılması veya özel nedenlerden kaynaklandığını belirtti.
Kullanılabilen vakalar
Kalaycıoğlu, erken tanı konan, iyileşme yeteneğini kaybetmemiş, ileri yaşta olmayan, dejenerasyon gelişmemiş, kısacası gecikmiş olmamak kaydıyla 200’e yakın hastalıkta quantum tekniğinin tedavi amaçlı kullanılabildiğini ifade etti. Kalaycıoğlu, quantum tedavisinin, kan akımını artırmak, iltihap gelişmesini önlemek, bağışıklık sistemini uyarmak ve hedefe yönlendirmek, ağrıyı azaltmak, kolojen sentezini artırmak, bazal metabolizmayı artırmak, genç ve dinç kalmak gibi yöntemlerde kullanılabildiğini de söyledi. Quantum rehabilitasyon terapide, kompleks ve ağır ameliyatlar, uzun süreli radyasyon veya kemoterapi uygulama sonrası hemen tatbik edildiğinde, normal iyileşme sürelerini 2-3 kat azaltabildiğinin görüldüğünü belirterek, "Quantum teknolojisi sporcuların, savaşa katılan askerlerin ve afet sonucu yaralananların psikolojik durumlarını geliştirir. Geriatri dalında yapılan ciddi araştırmalara göre, quantum tıp rehabilitasyon ve önleyici terapilerinin insan ömrünü 7-12 yaş uzattığı kanıtlanmıştır" diye kaydetti.
Quantum tıbbının avantajları
Kalaycıoğlu, quantum metodunun, beraber uygulandığında ilaç tedavisinin etkisini arttırdığını, bir süre sonra ilaç kullanımının miktarını azalttığı hatta tamamen kaldırdığını ifade ederek, "İyileşme süresinin zamanını 2-3 kat azaltır. Hastanede yatan hastaların tedavi süresini azaltır, ayakta tedavi edilen hastaların tedavi imkanlarını zenginleştirir. Hastalıktan korunma katsayısını arttırır. Rusya, İsviçre, Almanya, Danimarka, Fransa, ABD, Kanada, Norveç, İsveç, Kore, Polonya, Tunus gibi ülkelerde 9 bin 800’e yakın merkezde bu teknik kullanılmaktadır. Türkiye’de Trabzon’da resmi olarak hizmete başlamıştır. Bu bölge adına ve ülke adına büyük bir atılımdır" diye açıkladı.
Yarım saatte tüm vücut incelenebiliyor
Kalaycıoğlu, insan vücudundaki her organın çalışmasını ve enerjisini yansıttığı cilt üzerinde bir yansıma alanı olduğunu belirterek, "Yani derimiz bizim iç organlarımızın bir aynasıdır. quantum metodunda ortalama 20-30 dakikada tüm vücut incelenebiliyor. Kullanılan metotla vücuda zarar vermek söz konusu değil, çünkü sadece vücudun kendi iç organlarının deriye yansıttığı elektrik ölçülmektedir. Film çekmek, kan almak gibi girişimler söz konusu değildir. Tedavi amaçlı olarak da hücreye gönderilen uyarılar oldukça masum uyarılar olup hücreye yapacağı tepki anlamında yol göstermektir" diye konuştu.
% 80-95 oranında doğru teşhis
Yapılan ölçüm sırasında ve sonrasında teyit edilmesi gereken özel konu ve tanılar için hekim önerisiyle klasik tıbbın ve teknolojinin imkanlarından faydalanılabileceğine işaret eden Kalaycıoğlu, çalışmalarda yüzde 80-95 oranında doğru bilgi elde edildiğini, geri kalan başarısızlık oranının uygunsuz şartlarda ölçüm yapılması veya özel nedenlerden kaynaklandığını belirtti.
Kullanılabilen vakalar
Kalaycıoğlu, erken tanı konan, iyileşme yeteneğini kaybetmemiş, ileri yaşta olmayan, dejenerasyon gelişmemiş, kısacası gecikmiş olmamak kaydıyla 200’e yakın hastalıkta quantum tekniğinin tedavi amaçlı kullanılabildiğini ifade etti. Kalaycıoğlu, quantum tedavisinin, kan akımını artırmak, iltihap gelişmesini önlemek, bağışıklık sistemini uyarmak ve hedefe yönlendirmek, ağrıyı azaltmak, kolojen sentezini artırmak, bazal metabolizmayı artırmak, genç ve dinç kalmak gibi yöntemlerde kullanılabildiğini de söyledi. Quantum rehabilitasyon terapide, kompleks ve ağır ameliyatlar, uzun süreli radyasyon veya kemoterapi uygulama sonrası hemen tatbik edildiğinde, normal iyileşme sürelerini 2-3 kat azaltabildiğinin görüldüğünü belirterek, "Quantum teknolojisi sporcuların, savaşa katılan askerlerin ve afet sonucu yaralananların psikolojik durumlarını geliştirir. Geriatri dalında yapılan ciddi araştırmalara göre, quantum tıp rehabilitasyon ve önleyici terapilerinin insan ömrünü 7-12 yaş uzattığı kanıtlanmıştır" diye kaydetti.
Quantum tıbbının avantajları
Kalaycıoğlu, quantum metodunun, beraber uygulandığında ilaç tedavisinin etkisini arttırdığını, bir süre sonra ilaç kullanımının miktarını azalttığı hatta tamamen kaldırdığını ifade ederek, "İyileşme süresinin zamanını 2-3 kat azaltır. Hastanede yatan hastaların tedavi süresini azaltır, ayakta tedavi edilen hastaların tedavi imkanlarını zenginleştirir. Hastalıktan korunma katsayısını arttırır. Rusya, İsviçre, Almanya, Danimarka, Fransa, ABD, Kanada, Norveç, İsveç, Kore, Polonya, Tunus gibi ülkelerde 9 bin 800’e yakın merkezde bu teknik kullanılmaktadır. Türkiye’de Trabzon’da resmi olarak hizmete başlamıştır. Bu bölge adına ve ülke adına büyük bir atılımdır" diye açıkladı.