ßLaCK.AnqeL
Bayan Üye
Hastalık ve Hastaneye Yatışın Çocuk Üzerindeki Etkisi “Her şeyin başı sağlık” sözü hepimizin çok iyi bildiği bir deyiş olsa da
çoğumuz hastalanmadan pek de aklımıza getirmeyiz
“iyi” olmadan hiçbir şeyin eskisi kadar tatlı olamadığını
bir kez hasta olmadan ya da çok yakınımızdaki biri ciddi bir hastalık yaşamadan gerçekten anlayamayız.
Bir de kendimizden çok sevdiğimiz çocuğumuz hastalandı mı
bir de elimizden bir şey de gelmiyorsa
tek düşüncemiz ve temennimiz onun tekrar sağlığına kavuşması oluverir. Çocukta ortaya çıkan ciddi bir hastalık
hem çocuğun hem de ailenin yaşam düzenini ve hayatı algılayışını belirgin ölçüde değiştirebilmektedir. Bu durum hastalığın doğrudan kendisinin değiştirdiği biyolojik işlevler ve bunların ruhsal yansımaları ile
öte yandan “hasta olmanın” getirdiği yeni rollerin paylaşılması aracılığıyla şekillenmektedir.
aslında genel düşüncenin aksine
çocuklarda her hastalık ve hastaneye yatış ruh sağlığında bozulmalara neden olmaz. Bu etkide
zorlanma ve sıkıntının düzeyi
bireysel özellikler ve çocuğun gelişim aşaması belirleyici rol oynar. Çocuğun bilişsel olgunluğu arttıkça hastalığı kavraması artacaktır. Etkin destek ve yaklaşım için çocuğun gelişim düzeyini ve duygularını bilmenin yanı sıra
hastalıkla ilgili inançları da incelenmelidir. Bir örnek vermek gerekirse
Jean Piaget’nin kuramına göre somut işlemler döneminden itibaren (7-11 yaş) çocuk hastalık yapan nedenleri
gerçekçi neden-sonuç ilişkileri kurarak anlamaya başlar. Daha öncesinde
örneğin beş yaşından önce
çocukların mikrop kavramını anlayamadıkları ortaya konmuştur (Wilkinson
1987).
Bir de kendimizden çok sevdiğimiz çocuğumuz hastalandı mı
aslında genel düşüncenin aksine