meridyen2
Kayıtlı Üye
Hasta Hücreleri Öldürebilen Bir Protein Bulundu
Avustralyalı ve İngiliz bilim adamlarının yaptığı araştırma, "perforin" adlı proteinin anormal hücreleri hedef aldığını ve öldürücü enzimlerin geçişini sağlamak için hücre zarında boşluk yarattığını gösterdi. Araştırmacılar, 10 yıl süren araştırma sonunda perforinin "vücudun temizlik silahı" olduğunu, bu protein olmadan bağışıklık sisteminin bu hücreleri temizleyemeyeceğini saptadı. Özel mikroskoplarla perforinin yapısı ve işlevini inceleme imkanı bulan bilim adamları, fareler üzerinde yapılan araştırmada, bu proteinin eksikliği ile lösemi ve kötü huylu hücrelerin artması arasında bağlantı olduğunu gördü. Perforinin yapısının listeriya ya da şarbon hastalığına neden olan bakterilerin zehrine benzer olduğunu da tespit eden bilim adamları, vücudun hastalıklardan "ders çıkararak" savunma taktikleri geliştiriyor olabileceğine dikkati çekti. Bir sonraki adımda proteinin işlevinin artık bilinmesi sayesinde bilim adamları, perforinin kanser, sıtma ve şeker hastalığıyla mücadele için nasıl kullanılacağını araştıracaklar.
Hafıza Kaybına Genetik Tedavi Bulundu
Alzheimer hastalarında, beyin hücrelerinin iletişim bozukluğu aşamalı olarak artan unutkanlığa yol açıyor. Dünya çapında insan ömrünün giderek uzaması nedeniyle, Alzheimer ve benzeri bunama hastalıkları daha sık görülüyor. San Francisco merkezli Gladstone Nörolojik Hastalık Enstitüsü'nde görevli araştırma ekibinin farelere uyguladığı deneyin sonuçları saygın bilim dergisi Nature'da yayımlandı. Araştırmacılar, EphB2 adlı kimyasalın beyin hücrelerinin birbiriyle haberleşme problemlerini azalttığını ve hatta engelleyebildiğini söylüyor. Araştırma, Alzheimer hastalarında noksan olan EphB2'nin hafızada önemli bir rol üstlendiğine işaret etti. Alzheimer hastalarının beyinlerinde 'amyloid' adlı toksik bir proteinin tabakalar halinde biriktiği biliniyor. Zaman içerisinde bu birikme, hastanın beyninin ölümüne yol açıyor. San Francisco'daki araştırma ekibi, amyloid tabakanın EphB2'leri kendisine kenetleyerek, beynin geri kalanını hafıza için kilit önemdeki bu kimyevi maddeden mahrum bıraktığını düşünüyor. Ekip, farelerin beyinlerindeki EphB2 oranını genetik müdahale ile azaltıp çoğaltarak, hafızalarının nasıl etkilendiğini izledi. Beyinlerindeki EphB2 seviyesi düşürülen farelerin Alzheimer semptomları göstermeye başladığı görüldü. Beyindeki EphB2 seviyesi yükseltilince, farelerin hafıza sorunu ortadan kalktı.
Denizanaları Kanseri Teşhis Edebiliyor
Bilim adamlarına göre, bu yöntem kanser hastalığının başarılı tedavisi için çığır açabilecek önemde.
York Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, denizanalarının karanlıkta ışık saçabilmelerine imkan tanıyan aydınlık hücrelerin, özel bir kamera ile birlikte, vücudun iç bölgelerinde yuvalanmış olan kanserli hücrelerin görüntülenmesini sağlayabileceğini belirtiyorlar.
Araştırmanın başındaki Profesör Norman Maitland, denizanalarındaki ışınır hücreleri insanda kanserli hücrelerin bulunduğu yerlere enjekte için bir yöntem geliştirdiklerini söyledi.
Maitlanda göre fosforlu hücrelerin aydınlatması sayesinde özel kameralar tümörün nerede olduğunu ortaya çıkarabiliyor.
York Üniversitesi araştırmacılarının geliştirdikleri yöntem, denizanalarından floresanlı hücreleri alabilen bir metot geliştirdiği için 2008 yılında Nobel Ödülü alan Dr. Roger Y. Tsien'in çalışmalarının bir devamı niteliğinde.
Vücudun farklı yerlerine çok küçük miktarlarda yayılmış olan kanserli hücreler, geleneksel tarama yöntemleriyle erken aşamalarda çoğunlukla fark edilemediğinden teşhiste geç kalınabiliyor.
Daha Önce Görülmemiş Bir Canlı Keşfedildi
ABD'li bilim adamları Endonezya açıklarında yaklaşık 3 bin metre derinlikte daha önce benzerine rastlanılmamış bir canlı görüntüledi. California Üniversitesi ve Woods Hole Okyanus Grafik Enstitüsü'nde çalışan bilim adamlarının Celabes Denizi derinliklerinde keşfettiği 9 santimetre uzunluğundaki canlı, 6 bin 200 metre derinliğe kadar dalabilen bir robot dalgıç tarafından ilk kez görüntülendi. Bilim adamlarının Teuthidodrilus samae adını verdiği planktonlarla beslenen bu canlı vücudundan uzanan yüzlerce sert tüyün 'sıra dışı' ahengiyle yüzüyor. Görüntülerde, tüylerin zaman zaman yok olduğu ya da vücudunun belirli bir bölgesinde ansızın ortaya çıkarak hareketi sağladığı görülüyor. Teuthidodrilus samae'in derisinin rengi siyahtan kahverengiye dönüşebiliyor. Canlının kafasından uzanan 10 ince kol ona 'olağandışı' bir görünüm kazandırıyor. Yiyecek yakalamada kullanıldığı sanılan kolların solungaç ya da değişik başka organların görevini de sağladığı düşünülüyor.
makale harun yahya)
Bu makale, İlmi Araştırma Dergisi 79. sayı (Ocak 2011) 2. sayfada yayınlanmıştır.
![guncel__ilmi_arastirma_sayi_79_tr.jpg](http://www.harunyahya.net/images/Article/guncel__ilmi_arastirma_sayi_79_tr.jpg)
Avustralyalı ve İngiliz bilim adamlarının yaptığı araştırma, "perforin" adlı proteinin anormal hücreleri hedef aldığını ve öldürücü enzimlerin geçişini sağlamak için hücre zarında boşluk yarattığını gösterdi. Araştırmacılar, 10 yıl süren araştırma sonunda perforinin "vücudun temizlik silahı" olduğunu, bu protein olmadan bağışıklık sisteminin bu hücreleri temizleyemeyeceğini saptadı. Özel mikroskoplarla perforinin yapısı ve işlevini inceleme imkanı bulan bilim adamları, fareler üzerinde yapılan araştırmada, bu proteinin eksikliği ile lösemi ve kötü huylu hücrelerin artması arasında bağlantı olduğunu gördü. Perforinin yapısının listeriya ya da şarbon hastalığına neden olan bakterilerin zehrine benzer olduğunu da tespit eden bilim adamları, vücudun hastalıklardan "ders çıkararak" savunma taktikleri geliştiriyor olabileceğine dikkati çekti. Bir sonraki adımda proteinin işlevinin artık bilinmesi sayesinde bilim adamları, perforinin kanser, sıtma ve şeker hastalığıyla mücadele için nasıl kullanılacağını araştıracaklar.
Hafıza Kaybına Genetik Tedavi Bulundu
Alzheimer hastalarında, beyin hücrelerinin iletişim bozukluğu aşamalı olarak artan unutkanlığa yol açıyor. Dünya çapında insan ömrünün giderek uzaması nedeniyle, Alzheimer ve benzeri bunama hastalıkları daha sık görülüyor. San Francisco merkezli Gladstone Nörolojik Hastalık Enstitüsü'nde görevli araştırma ekibinin farelere uyguladığı deneyin sonuçları saygın bilim dergisi Nature'da yayımlandı. Araştırmacılar, EphB2 adlı kimyasalın beyin hücrelerinin birbiriyle haberleşme problemlerini azalttığını ve hatta engelleyebildiğini söylüyor. Araştırma, Alzheimer hastalarında noksan olan EphB2'nin hafızada önemli bir rol üstlendiğine işaret etti. Alzheimer hastalarının beyinlerinde 'amyloid' adlı toksik bir proteinin tabakalar halinde biriktiği biliniyor. Zaman içerisinde bu birikme, hastanın beyninin ölümüne yol açıyor. San Francisco'daki araştırma ekibi, amyloid tabakanın EphB2'leri kendisine kenetleyerek, beynin geri kalanını hafıza için kilit önemdeki bu kimyevi maddeden mahrum bıraktığını düşünüyor. Ekip, farelerin beyinlerindeki EphB2 oranını genetik müdahale ile azaltıp çoğaltarak, hafızalarının nasıl etkilendiğini izledi. Beyinlerindeki EphB2 seviyesi düşürülen farelerin Alzheimer semptomları göstermeye başladığı görüldü. Beyindeki EphB2 seviyesi yükseltilince, farelerin hafıza sorunu ortadan kalktı.
Denizanaları Kanseri Teşhis Edebiliyor
Bilim adamlarına göre, bu yöntem kanser hastalığının başarılı tedavisi için çığır açabilecek önemde.
York Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, denizanalarının karanlıkta ışık saçabilmelerine imkan tanıyan aydınlık hücrelerin, özel bir kamera ile birlikte, vücudun iç bölgelerinde yuvalanmış olan kanserli hücrelerin görüntülenmesini sağlayabileceğini belirtiyorlar.
Araştırmanın başındaki Profesör Norman Maitland, denizanalarındaki ışınır hücreleri insanda kanserli hücrelerin bulunduğu yerlere enjekte için bir yöntem geliştirdiklerini söyledi.
Maitlanda göre fosforlu hücrelerin aydınlatması sayesinde özel kameralar tümörün nerede olduğunu ortaya çıkarabiliyor.
York Üniversitesi araştırmacılarının geliştirdikleri yöntem, denizanalarından floresanlı hücreleri alabilen bir metot geliştirdiği için 2008 yılında Nobel Ödülü alan Dr. Roger Y. Tsien'in çalışmalarının bir devamı niteliğinde.
Vücudun farklı yerlerine çok küçük miktarlarda yayılmış olan kanserli hücreler, geleneksel tarama yöntemleriyle erken aşamalarda çoğunlukla fark edilemediğinden teşhiste geç kalınabiliyor.
Daha Önce Görülmemiş Bir Canlı Keşfedildi
ABD'li bilim adamları Endonezya açıklarında yaklaşık 3 bin metre derinlikte daha önce benzerine rastlanılmamış bir canlı görüntüledi. California Üniversitesi ve Woods Hole Okyanus Grafik Enstitüsü'nde çalışan bilim adamlarının Celabes Denizi derinliklerinde keşfettiği 9 santimetre uzunluğundaki canlı, 6 bin 200 metre derinliğe kadar dalabilen bir robot dalgıç tarafından ilk kez görüntülendi. Bilim adamlarının Teuthidodrilus samae adını verdiği planktonlarla beslenen bu canlı vücudundan uzanan yüzlerce sert tüyün 'sıra dışı' ahengiyle yüzüyor. Görüntülerde, tüylerin zaman zaman yok olduğu ya da vücudunun belirli bir bölgesinde ansızın ortaya çıkarak hareketi sağladığı görülüyor. Teuthidodrilus samae'in derisinin rengi siyahtan kahverengiye dönüşebiliyor. Canlının kafasından uzanan 10 ince kol ona 'olağandışı' bir görünüm kazandırıyor. Yiyecek yakalamada kullanıldığı sanılan kolların solungaç ya da değişik başka organların görevini de sağladığı düşünülüyor.
makale harun yahya)
Bu makale, İlmi Araştırma Dergisi 79. sayı (Ocak 2011) 2. sayfada yayınlanmıştır.