Salvo
Kayıtlı Üye
804-6 Harun'un Anadolu Seferi
802'de I. Nicephorus (h. 802-11), maliye bakanlığını yaptığı İmparatoriçe Irene'yi devirerek yerine geçti. İmparatoriçeye yapılan ithamlardan birisi, Doğu sınırlarında barışın sağlanması için büyük bir cizye ödemeyi kabul ederek (782) Halife'ye boyun eğmesiydi. Yeni imparator Halife Harun Reşid'e, kendini övüp durduğu bir mektupla, sadece anlaşmayı tek taraflı olarak iptal etmekle kalmayıp, o zamana kadar ödenmiş olan cizyelerin de geri ödenmesini isteyerek, imparatoriçenin politikasını geri çevirmeye çalıştı. Buna çok öfkelenen Harun, imparatora “Roma Köpeği” şeklinde hitap ettiği, tahkir edici bir cevap yazdı ve aynı zamanda kendisinin komutanlık ettiği muazzam bir ordu topladı. 804'te Bizans topraklarına girdi ve Anadolu'nun büyük bir bö-lümünü harab ederek, Kara Deniz kıyılarına kadar ilerledi. Bütün bunlar karşısında bunalan ve kendisini, bu herşeyi silip süpüren İslam ordusu karşısında çaresiz hisseden Nicephorus barış dilemeye başladı ve sonuçta daha önce verilen yıllık cizyenin de içinde bulunduğu aşağılayıcı şartları kabul etmek zorunda kaldı.
Müslümanlar çekilir çekilmez, imparator derhal anlaşmayı reddetti ve bu da Harun'un şiddetle gazaplanmasına sebeb oldu; ordu tekrar ateş ve kılıçla Anadolu'ya döndü. Bizans ordusu imha edildi ve ülkenin Doğu bölgesi, yakıp-yıkan ve yağmalayan istiiacıiara kaldı. Müslümanların ordusu Heraklea'ya (Konya Ereğlisi) kadar düşmanlarının bölgesinde ilerlediler (806) ve korkan Nicephorus bir defa daha barış için yalvardı. Bu defa yapılan anlaşmanın şartları öncekinden daha cezalandırıcı ve aşağılayıcıydı; cizye haricinde imparator kendisi ve ailesindeki herkes için küçültücü bir vergi vermek mecburiyetinde kalıyordu. Binlerce Hristiyan esir edilmiş ve daha sonra Suriye pazarlarında esir olarak satılmışlardı. Denizde de, geçici bir donanma birliği Kıbrıs'a ulaşarak bereketli bir zafer yaşamış ve adayı çabucak Bizanslılardan geri almıştı.
Bu saldırı, hem tarz hem de ölçü bakımından Harun'un ve Abbasiler döneminin, imparatorluk sınırları dışında giriştiği en büyük askeri macera oldu.
802'de I. Nicephorus (h. 802-11), maliye bakanlığını yaptığı İmparatoriçe Irene'yi devirerek yerine geçti. İmparatoriçeye yapılan ithamlardan birisi, Doğu sınırlarında barışın sağlanması için büyük bir cizye ödemeyi kabul ederek (782) Halife'ye boyun eğmesiydi. Yeni imparator Halife Harun Reşid'e, kendini övüp durduğu bir mektupla, sadece anlaşmayı tek taraflı olarak iptal etmekle kalmayıp, o zamana kadar ödenmiş olan cizyelerin de geri ödenmesini isteyerek, imparatoriçenin politikasını geri çevirmeye çalıştı. Buna çok öfkelenen Harun, imparatora “Roma Köpeği” şeklinde hitap ettiği, tahkir edici bir cevap yazdı ve aynı zamanda kendisinin komutanlık ettiği muazzam bir ordu topladı. 804'te Bizans topraklarına girdi ve Anadolu'nun büyük bir bö-lümünü harab ederek, Kara Deniz kıyılarına kadar ilerledi. Bütün bunlar karşısında bunalan ve kendisini, bu herşeyi silip süpüren İslam ordusu karşısında çaresiz hisseden Nicephorus barış dilemeye başladı ve sonuçta daha önce verilen yıllık cizyenin de içinde bulunduğu aşağılayıcı şartları kabul etmek zorunda kaldı.
Müslümanlar çekilir çekilmez, imparator derhal anlaşmayı reddetti ve bu da Harun'un şiddetle gazaplanmasına sebeb oldu; ordu tekrar ateş ve kılıçla Anadolu'ya döndü. Bizans ordusu imha edildi ve ülkenin Doğu bölgesi, yakıp-yıkan ve yağmalayan istiiacıiara kaldı. Müslümanların ordusu Heraklea'ya (Konya Ereğlisi) kadar düşmanlarının bölgesinde ilerlediler (806) ve korkan Nicephorus bir defa daha barış için yalvardı. Bu defa yapılan anlaşmanın şartları öncekinden daha cezalandırıcı ve aşağılayıcıydı; cizye haricinde imparator kendisi ve ailesindeki herkes için küçültücü bir vergi vermek mecburiyetinde kalıyordu. Binlerce Hristiyan esir edilmiş ve daha sonra Suriye pazarlarında esir olarak satılmışlardı. Denizde de, geçici bir donanma birliği Kıbrıs'a ulaşarak bereketli bir zafer yaşamış ve adayı çabucak Bizanslılardan geri almıştı.
Bu saldırı, hem tarz hem de ölçü bakımından Harun'un ve Abbasiler döneminin, imparatorluk sınırları dışında giriştiği en büyük askeri macera oldu.