ohlin
Bayan Üye
Hatay'da gözaltına alınan 5 kişi arasında yer alan bir MİT'çi, başka bir devlet adına siyasi casusluk yapmakla suçlanıyor. İddiaya göre, adı geçen MİT'çi, Özgür Subaylar Hareketi lideri Hüseyin Harmuş'u Suriye'ye vererek para kazanmıştı. Peki, Türkiye'de silahlı bir örgütü himaye edenlerin hiç mi suçu yok?
Bugün Hürriyet gazetesinde çıkan bir habere göre, Suriye yönetimi Hüseyin Harmuş'un yakalanması için başına 100 bin dolarlık ödül koymuştu. İddiaya göre, aralarında o dönem MİT görevlisi olan Ö.S., 4 kişiyle birlikte Harmuş ve aynı kampta bulunan Binbaşı Mustafa Kassumu kaçırarak Suriyeye teslim etmek için plan yaptı. Plan çerçevesinde Ö.S., hazırladığı sahte bir raporla, üstlerine Harmuşun Gaziantepe kaçmak istediğini iletti. İddiaya göre 29 Ağustos 2011de Harmuş ve Kassumla kampta görüşen Ö.S., bir otomobille buradan ayrıldı. Ö.S., Harmuş ve Kassumu Samandağ Çevlik Sahiline götürerek, örgüt üyesi M.A., S.A ve diğer şüphelilere teslim etti. Daha sonra Suriyeli polisler, Harmuş ve Kassumu bu kişilerden teslim aldı.
MİT'in, Ö.S.'nin işine geçtiğimiz hafta son verdiği, savcının da Ö.S. hakkında "casusluk faaliyeti" nedeniyle soruşturma başlattığı belirtiliyor.
Hırsızın hiç mi suçu yok?
Hüseyin Harmuş'un Suriye'ye nasıl teslim edildiğine dair hikaye henüz net değil. Daha önce, Harmuş'un 9 PKK'li karşılığında Suriyeli yetkililere verildiği de iddia edilmişti, Türk dışişleri bunu yalanlamıştı.
Bütün bunların doğru olup olmadığını bilmek şu anda mümkün gözükmüyor. Ancak bir gerçek ortada duruyor: Hüseyin Harmuş'un lideri olduğu Özgür Suriye Ordusu, Türkiye Cumhuriyeti topraklarında eğitim alıyor, Suriye'ye karşı asker topluyor, siyasi ve ekonomik destek alıyor ve Suriye içinde silahlı bir faaliyet yürütüyor. Bu durum TC yasalarına göre alenen suç iken, Hüseyin Harmuş'un "siyasi casusluk" yapılarak Suriye'ye teslim edildiği suçlaması komik kaçıyor.
Öyle ki, dün Halep'te yaşanan olayların ardından, Özgür Suriye Ordusu'ndan birden fazla açıklama yapıldı. Türkiye'de bulunan ÖSO lideri Riyad el-Esad, France 24 kanalına yaptığı açıklamada Halep'te yaşananların ÖSO ile alakalı olmadığını, Esad birliklerinin "dikkati başka yöne çekmek için" patlamalar gerçekleştirdiğini söyledi. Suriye Ulusal Konseyi sözcüsü de, ÖSO'nun "sivilleri korumak amacında olduğunu", bu yüzden patlamaların ÖSO tarafından gerçekleştirildiğine "inanmadığını" söyledi.
Ancak tüm bu açıklamalardan hemen sonra, ÖSO'dan Albay Arif Hammud, 25 kişinin öldüğü ve onlarca kişinin yaralandığı patlamaların kendi kuvvetleri tarafından gerçekleştirildiğini France 24 kanalına bildirdi. Bu durumu meşrulaştırmak isteyen muhalifler, "koordinasyon eksikliği" argümanını ortaya sürüyorlar.
Özgür Suriye Ordusu'nun "sivilleri koruduğu" iddiası da böylece yalanlanmış oldu. ÖSO, açıkça Türkiye'nin himayesi altında Suriye'de sivillere de yönelik silahlı faaliyetler yürütüyor.
Ve bu durumda, Hüseyin Harmuş'un Suriye'ye teslim edilmesi "siyasi casusluk" ve suç, ama ÖSO'yu himaye etmek değil!
Bugün Hürriyet gazetesinde çıkan bir habere göre, Suriye yönetimi Hüseyin Harmuş'un yakalanması için başına 100 bin dolarlık ödül koymuştu. İddiaya göre, aralarında o dönem MİT görevlisi olan Ö.S., 4 kişiyle birlikte Harmuş ve aynı kampta bulunan Binbaşı Mustafa Kassumu kaçırarak Suriyeye teslim etmek için plan yaptı. Plan çerçevesinde Ö.S., hazırladığı sahte bir raporla, üstlerine Harmuşun Gaziantepe kaçmak istediğini iletti. İddiaya göre 29 Ağustos 2011de Harmuş ve Kassumla kampta görüşen Ö.S., bir otomobille buradan ayrıldı. Ö.S., Harmuş ve Kassumu Samandağ Çevlik Sahiline götürerek, örgüt üyesi M.A., S.A ve diğer şüphelilere teslim etti. Daha sonra Suriyeli polisler, Harmuş ve Kassumu bu kişilerden teslim aldı.
MİT'in, Ö.S.'nin işine geçtiğimiz hafta son verdiği, savcının da Ö.S. hakkında "casusluk faaliyeti" nedeniyle soruşturma başlattığı belirtiliyor.
Hırsızın hiç mi suçu yok?
Hüseyin Harmuş'un Suriye'ye nasıl teslim edildiğine dair hikaye henüz net değil. Daha önce, Harmuş'un 9 PKK'li karşılığında Suriyeli yetkililere verildiği de iddia edilmişti, Türk dışişleri bunu yalanlamıştı.
Bütün bunların doğru olup olmadığını bilmek şu anda mümkün gözükmüyor. Ancak bir gerçek ortada duruyor: Hüseyin Harmuş'un lideri olduğu Özgür Suriye Ordusu, Türkiye Cumhuriyeti topraklarında eğitim alıyor, Suriye'ye karşı asker topluyor, siyasi ve ekonomik destek alıyor ve Suriye içinde silahlı bir faaliyet yürütüyor. Bu durum TC yasalarına göre alenen suç iken, Hüseyin Harmuş'un "siyasi casusluk" yapılarak Suriye'ye teslim edildiği suçlaması komik kaçıyor.
Öyle ki, dün Halep'te yaşanan olayların ardından, Özgür Suriye Ordusu'ndan birden fazla açıklama yapıldı. Türkiye'de bulunan ÖSO lideri Riyad el-Esad, France 24 kanalına yaptığı açıklamada Halep'te yaşananların ÖSO ile alakalı olmadığını, Esad birliklerinin "dikkati başka yöne çekmek için" patlamalar gerçekleştirdiğini söyledi. Suriye Ulusal Konseyi sözcüsü de, ÖSO'nun "sivilleri korumak amacında olduğunu", bu yüzden patlamaların ÖSO tarafından gerçekleştirildiğine "inanmadığını" söyledi.
Ancak tüm bu açıklamalardan hemen sonra, ÖSO'dan Albay Arif Hammud, 25 kişinin öldüğü ve onlarca kişinin yaralandığı patlamaların kendi kuvvetleri tarafından gerçekleştirildiğini France 24 kanalına bildirdi. Bu durumu meşrulaştırmak isteyen muhalifler, "koordinasyon eksikliği" argümanını ortaya sürüyorlar.
Özgür Suriye Ordusu'nun "sivilleri koruduğu" iddiası da böylece yalanlanmış oldu. ÖSO, açıkça Türkiye'nin himayesi altında Suriye'de sivillere de yönelik silahlı faaliyetler yürütüyor.
Ve bu durumda, Hüseyin Harmuş'un Suriye'ye teslim edilmesi "siyasi casusluk" ve suç, ama ÖSO'yu himaye etmek değil!