Harbiden Nedir Bu Beşiktaşlılık ?

AnKaRaLiM

Kayıtlı Üye
BeşiktAŞK

Benden seni anlatmamı isteselerdi;

Önce bir yürek çizerdim kocaman. Sonra içine bir dünyayı sığdırabilirdim. O sınırsız sevgi deryasında taşar, sular seller olurdun. Irmaklar olurdun, pınarında çağlayan. Yatağına sığmaz, taşar taşardın. Yüreğindeki vefa seviyesinden.

Benden seni yazmamı isteselerdi;

Sabahlara kadar yazardım. Ama ne kelimeler yeterli kalırdı. Ne noktalı virgüller. Çünkü anne sevgisi kadar kutsal olan bu sevdan. Karşılıksız, çıkarsız. Kayıtsız şartsız. Öylesine saf, öylesine duru, öylesine berrak ki. Her türlü cefaya göğüs verirdin. Annenin ak sütü kadar helalinden.

Benden seni çizmemi isteselerdi;

Beyazın üzerine siyahı çizerdim. Bilirdim en karanlık günlerinde dahi bu yola her pahasına baş koyduğunu. Bilirdim kabusların ardında korkusuz, tek yürek olduğunu. Asla pes etmezdin bilirdim. Tıka basa yola çıkarken gemi, Beşiktaş iskelesinden.

Benden sana beste yapmamı isteselerdi;

Önce seni dinlerdim Kapalıdan, açıktan. Alayına giderken kürdili hicazkar makamından. En güzel güfteleri yazan da, en anlamlı besteleri söyleyen de sen. Bir elin parmakları kadardı oysa sayınız.Rakip stadları Kartal gol gol diye inletirken.

Benden seni kıyaslamamı isteselerdi;

Aramazdım. Bir eşini daha bulamazdım milyonların içinden. Her türlü güzelliğin yanında, her türlü çirkinliğin karşısında sen. Nasılda pırıldardı gözlerin. Ağaçlı yoldan mabedinin kollarına koşarken. Beşiktaşlı olmasam. Anlayamazdım.Bir dost, bir arkadaş, bir anne kadar sevecen alnından öperken. Beşiktaşlı olmasam. Böylesine içten ağlayamazdım.

Ölesiye sevmek nedir deseler bana;

Önce seni söylerdim. Tribündeki yerini koşulsuz dolduran. Yağmuru, çamuru, yazı, kışı senin yüreğinde tadardım. Dört mevsim sevdiğinin yanında o’dur. Sahadaki Beşiktaş’a gönül bağını haykırırdım sonra. İşte derdim onun bakış açısı budur.

Beşiktaşlı olunmaz.

Beşiktaşlı doğulur.
 
Varlığın Bana Güç Yokluğunsa Kabus İyiki Varsın...




Hayatta bazı dönüm noktaları vardır insanın. O noktalardan sonra değişir her şey hayatında. Ondan sonra anlarsın yaşamanın ne demek olduğunu.Hayatında yanında sana kalanlarla yoluna devam etmeye çalışırsın, devamlı tökezlersin düşersin ama başını dik tutmaya çalışırsın hep , tutunursun bir şeylere. Bir yandan da gözün kara olur silersin her şeyi bütün her şey yalan gözükür sana. tek bir doğru tek bir gerçek tek bir temiz şey ararsın hayatına devam edebilmek için.

İşte tam da böyle bir dönemde sana olan aşkım beni ayakta tutmayı başaran şey oldu Beşiktaşım.Bütün siyah dikenli yolların arasından bembeyaz bir halı gibi serpildin önüme. Seçebildim siyahın arasından beyazını. Hayatımdaki en önemli insan olarak gördüğüm; bbmın hayatımdan çıktığı ve artık her şeyin bana manasız geldiği dönemde senin aşkın beni ayakta tutan şey oldu.

Senin gücün gücüme güç kattı beni ayakta tuttu Beşiktaşım. En zor günümü yaşadım ben bugün ve senin sayende başımı dik tutabildim. Senin aşkını hissedebildim içimde bunu kimse anlayamaz Beşiktaşım. Beni bir senin diğer aşıkların anlayabilir.
Bugün eve gelip seninle ağladık senle güldük biz diyebilmeyi çok istedim. Ve eve geldiğimde ağlayarak söyledim bu sözleri.Bayrağıma sarıldım yorganıma sarılmışçasına, öptüm kokladım. Varlığıma güç kattığın için sana bin kez teşekkür ettim.

Bugün dostlarım da yanımdaydı Beşiktaşım beni sevenler de yanımdaydı. Hakkını yiyemem kimsenin.Ama sen ; sen çok farklıydın. Bileğime baktığımda gördüğüm SİYAH BEYAZ beni ayrı bir mutlu etti ayrı bir güç kattı bana. Beşiktaşlılık ruhu peşimi bırakmamıştı. Biz nasıl sana ; yenilsen de yensen de biz hep geleceğiz diyorsak sen de iyi günde kötü günde benim yanımda olduğunu gösterdin bugün. Doğum günümde çaldığım 100. yıl marşları gibi kötü günümde de siyahımla beyazımla yanımdaydın. İşte bizim diğerlerinden farkımızı bugün bir kez daha anladım Beşiktaşım. Bu yüce duyguyu tadabilmek herkesin hissedebileceği bir şey değil. Bunu ben bir lütuf olarak görüyorum Beşiktaşım.

Tekrar anladım ki bu hayatta ne dost ne ne manita ne para elde kalan tek şey annem anne annem ve SİYAH BEYAZ bir sevda. Biz BEŞİKte başladık bu aşka ve mezar TAŞında bitireceğiz sevdamızı. Varlığın varlığıma güç katıyor, ruhun ruhumu aydınlatıyor, renklerin asilliğiyle peşimi bırakmıyor. Ve sen; ekmeğimde , suyumda ,sanal dünyamda , stadımda, evimde sokağımda, soluğum havada, uyurken rüyamda, gözümü açtığımdaki her yeni sayfamda, siyah günlerimde beyazınla hep yanımdasın. İyi ki Beşiktaşımısın, iyi ki Beşiktaşlıyım. Bu duyguyu yaşattığın ve onurla bana bu yazıyı yazdırdığın bir ruh olduğun için sana teşekkür ederim.
 
Seviyorum demek anlatmaya yetmiyor...


Küçüçük ellerimin oyundaki inatsın...
İlk okulda;dile gelip konuşamayan kalbimden geçen ilk AŞKIMSIN...
Orta okulda defterimin içinde ki en güzel YAZISIN..
Lise çağlarımda sıramı'' en güzel '' YAPANSIN..
Şimdilerde;yüreğimdeki AĞIRLIKSIN....
Aşk dedikleri bambaşka boyutlara bürünür dolmabahçe semalarında...!
Umut dedikleri bambaşka yeşerir İNÖNÜ'MÜN tozlu koltuklarında....!


İsyanım başka haykırır kapalımın ortasında...
sevdam bambaşka ıslanır açığım da, yağmurumn altında!!!
bu diller sevdana haykırıştan usanmıyor...
bu eller yaz yaza AŞKINI anlatmayı bitiremiyor...
bu gözlerden sevdana isyan eksik olmuyor....
bu yürek bu sevdayı kaldıramıyor ''ULANNN!!''...
SEVİYORUM DEMEK ANLATMA YA YETMİYOR....
 
Aşk Bizim,İsyan Bizim... Gelecek de Bizim...





Varsın tarih göstermeyiversin 2007 yılının şampiyonu olarak seni BEŞİKTAŞ'ım...

Ben, SENi,tarihler seni şampiyon olarak gösteriyor diye sevmedim ki...

Ben, senin içimi çoğunlukla zindana çeviren SİYAHın,nadir de olsa aydınlatan BEYAZın için sevdim...

Ben sana hep AŞK dedim BEŞİKTAŞ,mutluluk kaynağım demedim ki sana...

Sana,"beni mutlu et" de demedim...

Bana seni soranlara,senin için AŞK dedim,SEVDA dedim,İNANÇ dedim,HIRS dedim,ÖZLEM dedim,KAVGA dedim,İSYAN dedim...

Seni hiç sevmediğim kadar seviyorum BEŞİKTAŞ'ım...

Ve geçen her gün,hiç sevmediğim kadar sevmeye devam edeceğim...

Ve sana yemin ediyorum ki DÜNYADAKİ EN BÜYÜK SEVGİ SEN OLACAKSIN dünya döndükçe...

Hiçbir ana bir yavrusunu,hiçbir Ademoğlu bir Havva'yı sevemeyecek benim seni sevdiğim kadar...

senin,sevenlerin içine siyahını zift gibi,zindan gibi çökerttiğin yeşil sahalara inecek olursam,

Bu sene şampiyon göremesem de seni...

SEVDAMI da,

İNANCIMI
da,

İSYANIMI
da,

HIRSIMI da,

KİMSELER ALAMAYACAK ELİMDEN...

ve biz biliyoruz ki;

Aşk Bizim,İsyan Bizim... Gelecek de Bizim...


 
Beşiktaşım; Bana Bir Masal Anlat...



Beşiktaşım...

Kimi babasızlıkla sarılıyor sana , kimi yitik ilişkilerin insanı olarak, kimi kaybettiği dostunu arıyor sende. Ama herkes seni sen olduğun için seviyor. Sen ise her olaya rağmen dimdik ayakta durabilmeyi başarıyorsun. Yanımızda olmayı ,ne olursa olsun bize kol kanat germeyi başarıyorsun.Bazen baba , bazen sevgili, bazen dost ,arkadaş oluyorsun. Ama en önemlisi yoldaş oluyorsun Beşiktaşım.


Bir masal anlat bana aşkım , Beşiktaşkım. Elimi bırakmadan, içine ne koyarsan koy. Yenilgi mi ? Vız gelir bize ondan da koy. Şerefli ikincilik koy , istersen kupalar koy. Ben seni dinlerim. Destanlar yaz bize. Eskiyi anlat bize ; geçmişi.. Kazanılan zaferleri, şampiyonlukları, gelenleri , gidenleri. Bana; bizi anlat, nasıl seni sevdiğimizi. Senin için simsiyah geceleri nasıl da bembeyaz ettiğimizi tıpkı şu an benim yaptığım gibi. Bize yenilgileri anlat; ardından akan göz yaşlarını. Ama sakın, sakın
elimi bırakma! Korkarım! Yürüyemem bu yolda sensiz! Çekme karanlığımdan aydınlığını..


Sen anlat Beşiktaş'ım... İnandır bizi güzel günlere. Ver bize gelecek coşkuların kahkahaların sinyallerini. Stadın inleyiş seslerini duyur bize. Koy içine masalın ne istersen. Lig şampiyonu ol mesela. Türkiye kupası da senin olsun. Dünya bizi konuşsun.Seneye dünyaya açılacağımızı duyur bize. Umrumuzda değil ya , sen elimi bıraktıktan sonra düna bilmiş bizi bize ne!Uykuya dalıp gitsem bile bırakıp gitme sakın beni Beşiktaşım. Üstümü ört, ama elimi bırakma. Rüya gibi gelen masalı bitirme. Devam et sen. Ben gözümü dinlendiriyorum. Ben uyusam da görmüyor musun? Bak binlerce insan seni dinliyor..


Bana bir masal anlat Beşiktaşım. İçinde her şey olsun. Her şey. Bir tek şey olmasın. Şerefsizlik. Senden başka bir ricam yok ki benim. Sen anlat benim canım Beşiktaşım. Arkadan da müzik çalsın hafiften.. Ben burada seni dinleyip uykuya dalarken diğer aşıklar şenlensin masalınla bir kadeh koysunlar masaya. 'Beşiktaşım ŞEREFine' diyebilsinler.


Bana bir masal anlat Beşiktaşım; senin için ölen bedenleri anlat bana. 'Sevdamız uğruna canlar verdik biz' bestesinin çıkış nedenini anlat bana. Sen sahaya çıktığında seni yakından görebilmek için binbir yolu deneyenlerin telaşını anlat bana. Senin için her şeyini bir kenara bırakıp Beşiktaşım hayat sensin diyen sesin nerelerden geldiğini anlat. Yeni doğan minnacık bir bebeğe siyah beyaz bir tulum alabilme heyecanını ve sonradan Beşiktaşlı olunmaz Beşiktaşlı doğulur diyebilme gururunu anlat bana. Susma anlat işte her şeyi. Bildiğin her şeyi. Ne o yoksa duymuyor musun bizi? Daha da çok bağırırız o zaman , sesimizin geldiği yere kadar bağırmayız, sesimizi her yere duyururuz. Sen yeter ki iste Beşiktaşım, sen yeter ki sıkı sıkı tut elimi...


Ben uyuyorum Beşiktaşım. Sakın susma sen. Bilirsin beni korkarım , anlatırken tut elimi , uykuya dalıp gitsem bile , bırakıp gitme sakın beni...Sevdamdan komaya sok beni ama bırakıp da sakın gitme...
 
Seni Anlatmaya Çalıştık,Başaramadık,Yaşıyoruz!!!


Seni anLatmaya çalıştık, başaramadık, yaşıyoruz!

bir güldük, bin ağladık
ne vazgeçtik sevdandan,
ne isyan ettik aşkına..

bazen sevda türkülerinden nağmelerle anlattık sana,
bazen içimizde kopan fırtınaları beste yaptık aşkına…

sevdiklerimizden koptuk,
ailemizden horlandık,
ne arkadaşlarımız anladı bizi,
ne de biz can gibi sevdiklerimizi…

BEŞİKTAŞSIN SEN BİZİM CANIMIZ derken
harbiden diyorduk, haybeden değil
sana gelen, bize geliyordu
canımızı acıtıyordu,
dalımıza basıyordu…

ANLATAMIYORUZ YAŞIYORUZ
yazarken asi ve bir o kadar asil pankartlarımıza
istedik ki anlamasalarda saygı duysunlar
bize, sana ve aşkımıza…

ne saygı gördük yaratılanlardan,
ne takdir,
sadece sevdik seni. kimselere anlatamadan,
kimselere öğretemeden,
ve kimselere aldırmadan…

Çünkü sen sadece YAŞANIRSIN BEŞİKTAŞ’ım
ANLATILAMAZSIN…


Ölene kadar seni YAŞABİLMEK DİLEĞİYLE

--------------------------------------------

seni

seni,
BABA HAKKI'nın hakkaniyetliği ile,

seni,
ŞEREF BEY'in onurlu ve şerefli duruşu ile,

seni,
BABA'mızdan aldığımız ve çocuklarımıza devredeceğimiz,
kutsal bir miras gibi sevdik, yaşadık ve yaşıyoruz,

ölüm bizi ayırana kadar.


-----------------------------------------


BEŞİKTAŞ'IM

seni öylesine değil,
ölesiye severken.
kırdıklarımız da oldu,
kızdıklarımız da.

mevzu bahis sensin diye,
sineye çektiğimiz,
"eyvallah baştacısın" dediklerimiz,
sanaymış gibi gösterip kendine yontanlar,
kerameti senin ötende kendilerinde ararmış meğer.

senin üzerinden siyaset,
senin üzerinden ticaret,
senin üzerinden menfaat,
peşinde olanlar varmış meğer çatımızın altında.

bilemedik, göremedik.
aşkın kör etmiş gözlerimizi.
 
BeşiktAŞK Halleri



"Nedir Bu Beşiktaş?" diye soralım.

Sahiden, Nedir Beşiktaş?

Katip Tevfik’in Taşkışla’da İngilizler’den kapıp kaçtığı, Refik Osman’ın Valideçeşme’deki evinin bahçesinde özenle sakladığıdır Beşiktaş.

Refik Osman Top’un ta kendisidir Beşiktaş.

Refik Osman’ın ayağından 92 penaltının 91’ini gole çevirmektir Beşiktaş.

Şeref Bey’in "Valideçeşme"si ile Münir Bey’in "Basiret"ine eklenen "Harika", "Barıka", "Kuvvet"tir Beşiktaş.

Bir araya gelmenin, dayanışmanın, tek yumruk olmanın, bir semti efsane kılmanın, ama yine de semt takımı kalmayı başarmanın öyküsüdür Beşiktaş.

Şeref Bey’in inadı, kararlılığı, iradesidir Beşiktaş.

Şeref’tir Beşiktaş.

İşte o Şeref Bey’i genç yaşta yitirmektir Beşiktaş.

Yine o Şeref Bey’in anısına bir sistem yaratmak, "Üç Pas, Bir Şut, Gol"dür Beşiktaş.

"Pazar Ligi"nin tozunu atmak, Maccabi, Strugglers, Pera, Dork, Aris, Enosis, Stella, Mayak gibi takımları yere serip hiç yenilmeden şampiyon olmaktır Beşiktaş.

Cumhuriyetin ilk yılında, 22 Ağustos Cuma günü, ilk resmi İstanbul Ligi Şampiyonu’dur Beşiktaş.

1931-32 tarihli 9. İstanbul Ligi’nde ilk yarıyı lider bitirip "Fenerbahçe ve Galatasaray’ın bulunmadığı bir ligde şampiyonluk istemiyoruz!" diyerek ligden çekilmektir Beşiktaş.

Yetmedi, 1939’da, 1940’da, 1941’de, 1943’de, 1945’de, 1946’da, 1952’de "yenilgisiz" İstanbul Ligi Şampiyonu olmaktır Beşiktaş.

Yetmedi, 1941’de 18 maçın 18’ini de 84 gol atarak kazanmaktır Beşiktaş.

Yetmedi, 1942’de 18 maça 90 gol sığdırıvermektir Beşiktaş.

Yetmedi, 439 maçta fileleri 382 kez havalandıran "Baba" Hakkı Yeten’dir Beşiktaş.

"Sabri, Hakkı, Şeref, Kemal, Şükrü" forvet hattıyla 140 resmi maçta 599 gol atmaktır Beşiktaş.

320 golünden 93’ünü ağlara voleyle zımbalayan "Voleci" Şeref Görkey’dir Beşiktaş.

Palermo ve Lazio’da 79 maçta 36 gol bulan, 226 golünün 32’si doğrudan köşe vuruşundan gelen Şükrü Gülesin’dir Beşiktaş.

Her üç serbest vuruştan birini gole çeviren "Baba" Recep Adanır’dır Beşiktaş.

Siyah-beyazlı formayla 569 kez sahaya çıkan Ahmet Özacar, "Küçük Ahmet"tir Beşiktaş.

"Çengel" Hüseyin Saygun, "Beton" Mustafa Ertan, "Keklik" Kemal Gülçelik, "Kasatura" Bülent Aziz Esel’dir Beşiktaş.

1950’de Amerika’da, New York Turnuvası’nda boy göstermek, Manchester United’a kafa tutmaktır Beşiktaş.

"Şenol-Birol-Gol"dür Beşiktaş.

Türkiye Ligi’nde 1959-60 sezonundan bugüne dek kırılamamış "13 maç üst üste galibiyet rekoru"dur Beşiktaş.

UEFA Kupası’nda Romen takımı Steagul Rosu karşısında ilk maçı 2-0 bitirip rövanşta son üç dakikada üç gol yemektir Beşiktaş.

Rosu maçında, yediğimiz ikinci golden sonra topu ağlardan çıkarıp koşa koşa santraya diken Sanlı Sarıailoğlu’dur Beşiktaş.

Sanlı’yı sevmek, hem de çok sevmektir Beşiktaş.

Süleyman Seba gibi bütün bir ömrü adamak, başka avuntu aranmamak, bu mutlulukla kıvanmaktır Beşiktaş.

Tükenen, tüketilen umutlara, boşa çıkan beklentilere karşı, hem sabırlı hem gururlu olmaktır Beşiktaş.

15 yıl şampiyonluk görememek, buna hiç yerinmemek, Ziya Doğan’ın Eskişehir’de attığı ikinci golden sonra boğazına bir şeyler düğümlenmektir Beşiktaş.

O 15 yıl boyunca Yusuf Tunaoğlu’yla, Vedat Okyar’la, Zekeriya Alp’le, Niko Kovi’yle, Tuğrul Şener’le teselli bulmaktır Beşiktaş.

"Bir ki üç de yetmez, dört beş altı olsun, Metin Ali Feyyaz atsın, Beşiktaşım Şampiyon olsun"u motto kılmaktır Beşiktaş.

Metin-Ali-Feyyaz’la bir maça 10 gol sığdırmaktır Beşiktaş.

Türkiye Ligi’nde "yenilgisiz" tek şampiyon olmaktır Beşiktaş.

Türkiye Ligi’nde 48 maç yenilgi yüzü görmemektir Beşiktaş.

Nihat Kahveci’yle birlikte Fulya’ya giden dolmuşa binmektir Beşiktaş.

Spayiç, Metin Türel, Gündüz Tekin Onay, Dorde Miliç, Gordon Milne, Christoph Daum, Mircea Lucescu’dur Beşiktaş.

İkili mücadelelerde rakibi yerinden uçurmakta Briegel’i bile geride bırakan Sinan Engin’dir Beşiktaş.

Necmi Mutlu, Sabri Dino, Rasim Kara, Adem İbrahimoğlu, Zafer Öğer, Fevzi Tuncay, Oscar Cordoba, Göksel Gencer, Nüvit Yasin’dir Beşiktaş.

Mehmet Ekşi, Kadir Akbulut, Samet Aybaba, Recep Çetin, Ulvi Güveneroğlu, Gökhan Keskin, Mutlu Topçu, Alpay Özalan, Ahmet Yıldırım, Ali Eren Beşerler, Tolga Doğantez, Ronaldo, Zago’dur Beşiktaş.

"Atom Karınca" Rıza Çalımbay, Mehmet Özdilek, Fikret Demirer, Zeki Önatlı, Fani Madida, Tayfur Havutçu, Yasin Sülün, Tümer Metin, İbrahim Üzülmez, Kaan Dobra, Serdar Topraktepe, Bayram Bektaş, Tamer Tuna, Niyazi Güney, Frederico Giunti’dir Beşiktaş.

Necdet Ergün, Bora Öztürk, Ali Kemal Denizci, Oktay Derelioğlu, Sertan Eser, Ertuğrul Sağlam, İlhan Mansız, Ahmet Dursun, Daniel Pancu, Ali Cansun, Eser Yağmur’dur Beşiktaş.

Milli maçta Lothar Mattheus gibi bir futbol devine "Bizi sürklase etti!" dedirten Sergen Yalçın’dır Beşiktaş.

Barcelona’ya üç çekmektir Beşiktaş.

Milan maçının bitiminde Oliver Bierhoff’u "Dünyanın dört bir yanında maça çıktım, böyle taraftar görmedim, gerçekten biz mi kazandık diye skorborda bakma gereği duydum!" diye konuşturmaktır Beşiktaş.

"Bu Alemde Çarşı, Herkese Karşı"dır Beşiktaş.

"Hepimiz Zenciyiz" diyebilmektir Beşiktaş.

Daniel Amokachi’dir, kim ne derse desin, Pascal Nouma’dır Beşiktaş.

Yalnızca zaferlerin değil, olmayacak yenilgilerin, büyük düşkırıklıklarının ardından İnönü’yü hıncahınç doldurmak, avazı çıktığı kadar bağırmaktır Beşiktaş.

En sonu İnönü’nün tribünlerinden denize bakmak, derin bir soluk almaktır Beşiktaş.
 
Dünlere İnat Yarınlar İçin



Sebep aramayıp, anlamını bilememekle de birlikte anlatamadığımız, yaşamaya kalktığımız vakit ömrümüze sığdıramadığımız, kırıldığımız vakit gömmek istesek yüreğimize sığdıramadığımızdan 'küsmek' kavramını lugatımızdan kaldırdığımız tarifi imkansız ve mukadder, kapkara sevdamızın bi' parıltısıdır 'Gol'.

Kimi zaman gelir ki 'Kartal Gol Gol Gol !' haykırışları içerisinde yüreğimiz Şeref Bey'de, bedenimiz tribünde, ruhumuz sizinle atağa kalkarken rakibe tam saha pres uygulayan sevdamızın beklentisidir 'Gol'.

Çoğu zamandır ki tribünde tanımadığımız abi/kardeşlerimiz için bi' haykırışın akabinde sarılmamıza sebep olandır 'Gol'.

En güzel beklentimizin akabinde yüreğimizi ısıtan sevdamıza en temiz serinliktir kimi zaman 'Gol'.

Bi' çok kahpeliklere karşı verilen cevap, masa başlarına karşı atılan tokattır beLki de..

Kaybedilen hayatın kazanıldığı tribünümüzde hayata bağlanmamıza sebep olan sevdamızın en güzel meyvasıdır 'Gol'.

Kimisi için herşey olmakla birlikte bizim için sevdamızın gölgesinde kalmış, rafa kaldırdığımız gülücüklerimizi bi' nebze de olsa hatırlatan, umudumuzun tohumcudur sadece 'Gol'.

lakin kimi zaman gelir ki en büyük isyanımızdır.

Dünlere İnat, Yarınlar İçin; Kartal Gol Gol Gol !
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst