Hapishane, mahkum ve tutukluların hapis cezalarını çekmek üzere bulundukları yer, diğer adıyla cezaevidir. Hapishanelerde suçlular dış dünyadan tecrit edilir. Eski çağlarda hapishane sayılabilecek yerler cezası verilecek kişinin mahkemesinin yapılacağı zamana kadar kaldıkları yerlerdi. Suçluların hapis cezasına çarptırıldığı ilk hapishaneler, değişik amaçlara hizmet etmekte, hatta suçlulara zulüm ve
işkence yeri olarak kullanılmaktaydı.
Eski devletlerin kanunlarında hapis cezaları belirtilmişti. Asurlular, Etiler, Mezopotamyalılar, Romalılar, Moğollar, Çinliler, Yunanlıların da kendilerine göre bir hukuk sistemi ve hapis cezaları vardı. Daha sonraları Avrupa’da hukuka sistemli bir şekil verilmeye başlanmış, klasik, neoklasik ve modern dedikleri bazı devrelerde kanunlar hazırlanmış ve ceza sistemleri konmuştur.
Mevcut kayıtlara göre, Avrupa’daki ilk hapishaneler Bizans İmparatorluğunun dünyaca meşhur zulüm yerleri olan Bizans zindanlarıydı. Buraları kralların ve yakınlarının hoşlarına gitmeyen kimselerin hiçbir hak, istek ve ihtiyacı karşılanmaksızın atılıp, ölümü bekledikleri yerlerdi.
Avrupa’da resmi olarak ilk hapishane İngiltere’de 1582’de yapıldı. Bundan sonra 1596’da Hollanda’da 1667’de İtalya’da, 1703’te
yine İtalya’da bir çocuk ıslahevi ve kadın hapishanesi inşa edildi. Amerika’da 1773 yılında Filedelfiya hapishanesi kurulmuştur. Burası zamanının en modern hapishanesiydi. Fransa’da ise 18. yüzyılın ikinci yarısında kral aleyhinde suç işleyenlerin konulduğu meşhur Bastille hapishaneleri birer işkence yerleriydi.
Devletlerarası, hapishanelerin durumunu ele alan ilk toplantılar 1846’da Frankfurt’ta, 1847’de Brufelles’te yapılarak ceza ve infaz şekilleri sistemleştirilmeye çalışıldı. Sonradan kurulan hapishaneler ve eskileri bu toplantılarda alınan kararlara uydurulmaya çalışıldı.
Hapis, suçluyu bir süre toplumdan uzak tutmaktır. Toplumu da onun zararlarından korumaktır. Hapis, suçluyu topluma kazandırmada eğiticilik ve onun suç işlemesinde caydırıcılık rolü de oynar.
işkence yeri olarak kullanılmaktaydı.
Eski devletlerin kanunlarında hapis cezaları belirtilmişti. Asurlular, Etiler, Mezopotamyalılar, Romalılar, Moğollar, Çinliler, Yunanlıların da kendilerine göre bir hukuk sistemi ve hapis cezaları vardı. Daha sonraları Avrupa’da hukuka sistemli bir şekil verilmeye başlanmış, klasik, neoklasik ve modern dedikleri bazı devrelerde kanunlar hazırlanmış ve ceza sistemleri konmuştur.
Mevcut kayıtlara göre, Avrupa’daki ilk hapishaneler Bizans İmparatorluğunun dünyaca meşhur zulüm yerleri olan Bizans zindanlarıydı. Buraları kralların ve yakınlarının hoşlarına gitmeyen kimselerin hiçbir hak, istek ve ihtiyacı karşılanmaksızın atılıp, ölümü bekledikleri yerlerdi.
Avrupa’da resmi olarak ilk hapishane İngiltere’de 1582’de yapıldı. Bundan sonra 1596’da Hollanda’da 1667’de İtalya’da, 1703’te
yine İtalya’da bir çocuk ıslahevi ve kadın hapishanesi inşa edildi. Amerika’da 1773 yılında Filedelfiya hapishanesi kurulmuştur. Burası zamanının en modern hapishanesiydi. Fransa’da ise 18. yüzyılın ikinci yarısında kral aleyhinde suç işleyenlerin konulduğu meşhur Bastille hapishaneleri birer işkence yerleriydi.
Devletlerarası, hapishanelerin durumunu ele alan ilk toplantılar 1846’da Frankfurt’ta, 1847’de Brufelles’te yapılarak ceza ve infaz şekilleri sistemleştirilmeye çalışıldı. Sonradan kurulan hapishaneler ve eskileri bu toplantılarda alınan kararlara uydurulmaya çalışıldı.
Hapis, suçluyu bir süre toplumdan uzak tutmaktır. Toplumu da onun zararlarından korumaktır. Hapis, suçluyu topluma kazandırmada eğiticilik ve onun suç işlemesinde caydırıcılık rolü de oynar.