Biliyorum, sen de biliyorsun.
Kalemin kapısını çalan her kelime,
Yüzünün çukurlarından fışkırıp da geliyor.
Biliyorum imkânsızız artık söyleme.
Sana ne!
Ben seni şiirlerde seviyorum
Şimdi,
Kanepeye oturup,
Gözlerini yatırdım dizime.
Gökyüzünü içinde taşıyan iki bebek
Uçurtmamı uçuracağım semalarında ölene dek.
Kulağıma söylediğin cümleler vardı hatırlıyor musun?
İçin için çekmiştim nefesini içime.
Kuşlar doluşmuştu göğüs kafesime
Ne bilirsin,
Bir çocuk sevdası san.
Bir heves
Hangi heves kesebilir nefesi?
Hangi heves kuşları şaha kaldırıp, uçurabilir bir kafesi?
Boş ver.
Bil ki, zararsızım.
Belki biraz arsızım.
Ah, benim en güzel sızım;
Kızma, her defasında seni yazıyorum,
Ben seni yazarken, kendimi de seviyorum
Selim Akgün / Hangi heves kesebilir nefesi?
Kalemin kapısını çalan her kelime,
Yüzünün çukurlarından fışkırıp da geliyor.
Biliyorum imkânsızız artık söyleme.
Sana ne!
Ben seni şiirlerde seviyorum
Şimdi,
Kanepeye oturup,
Gözlerini yatırdım dizime.
Gökyüzünü içinde taşıyan iki bebek
Uçurtmamı uçuracağım semalarında ölene dek.
Kulağıma söylediğin cümleler vardı hatırlıyor musun?
İçin için çekmiştim nefesini içime.
Kuşlar doluşmuştu göğüs kafesime
Ne bilirsin,
Bir çocuk sevdası san.
Bir heves
Hangi heves kesebilir nefesi?
Hangi heves kuşları şaha kaldırıp, uçurabilir bir kafesi?
Boş ver.
Bil ki, zararsızım.
Belki biraz arsızım.
Ah, benim en güzel sızım;
Kızma, her defasında seni yazıyorum,
Ben seni yazarken, kendimi de seviyorum
Selim Akgün / Hangi heves kesebilir nefesi?