ParadokS
Kayıtlı Üye
Kilo problemi büyümeye, zayıflama baskısı artmaya devam ettikçe yeni diyetler piyasaya çıkıyor. Ama hâlâ tartışmasız bir formül yok. İşte formülleri ve tanıkların ağzından sonuçlarıyla dünden bugüne önemli diyetler...
GAZETE HABERTÜRK / FÜSUN SAKA
Kimi bir haftada 2 kilo, kimi ise 6 kilo vereceğinizi garanti ediyor. Kimi sadece limonlu yiyecekler tüketerek hayatınıza devam etmenizi öneriyor, kimi ise sadece et yiyerek kilo problemlerinizden kurtulacağınızı iddia ediyor. Sağımız solumuz diyet listeleriyle dolu. Ama hala ideal diyet listelerini bulmuş değiliz.
Dünyanın gözü yeni bir enerji kaynağında. Tükenmesi de neredeyse imkânsız: Vücut yağları! Evet tuhaf, rahatsız edici bir cümle gibi gelebilir. Ama 450 gramı yaklaşık 3500 kaloriye denk. 136 kiloluk bir insanın yağ açısından taşıdığı enerji kabaca 68 litre benzine eşdeğer. "Peki daha ne kadar bu kaynağın atıl kalmasına izin vereceğiz?" İşte aşırı kilo ve obeziteye karşı artan sosyal baskının ardında, dünya basınında artık bu tür cümlelere bile rastlanıyor. Öneriler arasında vücuda sondaj yok ama uçak biletlerinin kiloya göre fiyatlandırılması bile telaffuz edildi. Zayıflama baskısı öyle bir noktadaki, beslenme ve diyet uzmanı Selahattin Dönmez, "Hastane acil servisleri zayıflamaya çalışırken hastalanan insanlarla dolu" diyor.
MEDYADA İNCELİK YÜCELTİLİYOR
Bir de medyanın bilhassa kadınların nezdinde çırpı gibi modelleri de araya katıp aşırı zayıflığı pohpohlamasını ve sağlıklı uzun yaşam trendini hesaba katarsanız, insanlık tahammülfersa bir telaşla zayıflamaya çalışıyor. Küresel ekonomik krizle birlikte bu artık daha fazla itibar, yüksek kazançlı bir iş, çekici bir eş gibi pek çok insanın hayalleriyle de iyice ilgili hale geliyor. Ve herkes bir maratona çıkmış, o diyet senin, bu diyet benim koşuyor...
Bu arada gündeme oturan diyet önerileri arasında neyin doğru neyin yanlış olduğunu şaşırmış durumdayız. Son olarak Canan Karatay diyetine yönelik tartışmalarda Sağlık Bakanlığı duruma el koydu. Hatta konu toplumsal bir ayrışma haline bile geldi; kolesterole "iyi" diyenlerle "kötü" diyenler karşı karşıya. Selahattin Dönmez, "Kolesterol besinlerle alınır ya da karaciğerde üretilir ve kandaki kolesterol yüksekliği kalp ve damar hastalıkları yaratabilir" diyor. Türk Kardiyoloji Derneği'nin yaptığı açıklamadaysa, statin olarak adlandırılan kolesterol ilaçlarının yararsız oldukları ve yan etkileri nedeniyle kullanılmaması yönündeki açıklamaların, ilaçlarını bırakan hastaları ciddi tehlikeyle karşı karşıya bırakabileceği vurgulandı.
ÜNLÜ DİYETLER ELEŞTİRİLİYOR
İşin doğrusu insanların bireysel farklılıkları, genetik yatkınlıkları, vücut tipleri kilo vermede en etkili kriterler. Bu da ideal diyetlerin bulunmasını zorlaştırıyor. Atkins, Montignac, Dukan, Fletcher gibi diyetler çok popüler oldu ama neredeyse hiçbiri tam bir başarı sağlayıp bilimsel olarak yararlı olduğunu ispatlayamadı. Hatta haklarında pek çok eleştiri gündeme geldi. Geçen yıl Amerikan Diyetisyenler Birliği çok önemli bir bildiri yayınladı. Buna göre, bireyler neden kilo vereceklerini algılamadıkları sürece kas kitlesi korunamıyor. Oysa sağlıklı olmak için yapılan diyetlerde 4-5 temel besin ögesini (et, süt, sebze, meyve ve tahılları) her gün almak gerekiyor. Aksi halde vücut uzun vadede böbrek ve kalp sorunları yaşıyor. Hatta yeme davranışı bozukluğu meydana gelebiliyor. Velhasıl bu ülke on yıllardır ne diyetler gördü. Az laf çok iş! Birkaçını hatırlatalım, uygulayanların tanıklığında sonuçlarına bakalım...
GAZETE HABERTÜRK / FÜSUN SAKA
Kimi bir haftada 2 kilo, kimi ise 6 kilo vereceğinizi garanti ediyor. Kimi sadece limonlu yiyecekler tüketerek hayatınıza devam etmenizi öneriyor, kimi ise sadece et yiyerek kilo problemlerinizden kurtulacağınızı iddia ediyor. Sağımız solumuz diyet listeleriyle dolu. Ama hala ideal diyet listelerini bulmuş değiliz.
Dünyanın gözü yeni bir enerji kaynağında. Tükenmesi de neredeyse imkânsız: Vücut yağları! Evet tuhaf, rahatsız edici bir cümle gibi gelebilir. Ama 450 gramı yaklaşık 3500 kaloriye denk. 136 kiloluk bir insanın yağ açısından taşıdığı enerji kabaca 68 litre benzine eşdeğer. "Peki daha ne kadar bu kaynağın atıl kalmasına izin vereceğiz?" İşte aşırı kilo ve obeziteye karşı artan sosyal baskının ardında, dünya basınında artık bu tür cümlelere bile rastlanıyor. Öneriler arasında vücuda sondaj yok ama uçak biletlerinin kiloya göre fiyatlandırılması bile telaffuz edildi. Zayıflama baskısı öyle bir noktadaki, beslenme ve diyet uzmanı Selahattin Dönmez, "Hastane acil servisleri zayıflamaya çalışırken hastalanan insanlarla dolu" diyor.
MEDYADA İNCELİK YÜCELTİLİYOR
Bir de medyanın bilhassa kadınların nezdinde çırpı gibi modelleri de araya katıp aşırı zayıflığı pohpohlamasını ve sağlıklı uzun yaşam trendini hesaba katarsanız, insanlık tahammülfersa bir telaşla zayıflamaya çalışıyor. Küresel ekonomik krizle birlikte bu artık daha fazla itibar, yüksek kazançlı bir iş, çekici bir eş gibi pek çok insanın hayalleriyle de iyice ilgili hale geliyor. Ve herkes bir maratona çıkmış, o diyet senin, bu diyet benim koşuyor...
Bu arada gündeme oturan diyet önerileri arasında neyin doğru neyin yanlış olduğunu şaşırmış durumdayız. Son olarak Canan Karatay diyetine yönelik tartışmalarda Sağlık Bakanlığı duruma el koydu. Hatta konu toplumsal bir ayrışma haline bile geldi; kolesterole "iyi" diyenlerle "kötü" diyenler karşı karşıya. Selahattin Dönmez, "Kolesterol besinlerle alınır ya da karaciğerde üretilir ve kandaki kolesterol yüksekliği kalp ve damar hastalıkları yaratabilir" diyor. Türk Kardiyoloji Derneği'nin yaptığı açıklamadaysa, statin olarak adlandırılan kolesterol ilaçlarının yararsız oldukları ve yan etkileri nedeniyle kullanılmaması yönündeki açıklamaların, ilaçlarını bırakan hastaları ciddi tehlikeyle karşı karşıya bırakabileceği vurgulandı.
ÜNLÜ DİYETLER ELEŞTİRİLİYOR
İşin doğrusu insanların bireysel farklılıkları, genetik yatkınlıkları, vücut tipleri kilo vermede en etkili kriterler. Bu da ideal diyetlerin bulunmasını zorlaştırıyor. Atkins, Montignac, Dukan, Fletcher gibi diyetler çok popüler oldu ama neredeyse hiçbiri tam bir başarı sağlayıp bilimsel olarak yararlı olduğunu ispatlayamadı. Hatta haklarında pek çok eleştiri gündeme geldi. Geçen yıl Amerikan Diyetisyenler Birliği çok önemli bir bildiri yayınladı. Buna göre, bireyler neden kilo vereceklerini algılamadıkları sürece kas kitlesi korunamıyor. Oysa sağlıklı olmak için yapılan diyetlerde 4-5 temel besin ögesini (et, süt, sebze, meyve ve tahılları) her gün almak gerekiyor. Aksi halde vücut uzun vadede böbrek ve kalp sorunları yaşıyor. Hatta yeme davranışı bozukluğu meydana gelebiliyor. Velhasıl bu ülke on yıllardır ne diyetler gördü. Az laf çok iş! Birkaçını hatırlatalım, uygulayanların tanıklığında sonuçlarına bakalım...