Heulwen
Kayıtlı Üye
Halepçe Katliamı - Halepçe Tradejisi
Dünyanın en büyük trajedilerinden biri olarak kabul edilen Halepçe Katliamı dünyanın önde gelen diktatörlerinden Saddam Hüseyinin emriyle Irak ordusuna ait uçakların, 16 Mart 1988 tarihinde kimyasal gaz bombaları attığı Halepçede çoğu kadın ve çocuk 5 bin kişi hayatını kaybetmiş ve yaklaşık 7 bini aşkın kişi yaralanmıştı.
23 Şubat 16 Eylül 1988 tarihleri arasında Saddam Hüseyinin El-Enfal Harekâtını şiddetlendirdiği dönemde Mart ayının ortasında İran ordusu Zafer-7 Harekâtı adını verdikleri genel bir taarruz başlatmıştır. Celal Talabaninin önderliğini yaptığı Kürdistan Yurtseverler Birliğine bağlı Peşmergeler de İran ordusu ile işbirliği yapma yoluna giderek Halepçe kasabasına girmiş ve isyan başlatmıştır. İran ordusu ile YNK güçleri Halepçeyi geçerek, kent yakınlarında bulunan Derbendihan Gölünün güneyine çıkmışlar ve Süleymaniye karayolunu tutmuşlardı. Bölgede konumlanmış olan binlerce Irak askeri arasında onlarca üst rütbeli kurmay da bulunmaktaydı.. Ancak, buradaki birliklerin ve bölgenin Irakın diğer bölgeleri ile ilişkisi kesilmiştir.
Irak ise, gerek İran ordusunun girişi ve gerekse bölgenin Kürt Peşmergesinin denetimine geçtiğini ve isyan başladığını görünce paniğe kapılmıştır. İran ordusunun ilerleyişini durdurmak isteyen Saddam Hüseyin Irak Ordusunun Kuzey Cephesi Komutanı olan Korgeneral Alî Hasan al-Majîd al-Tikritîye zehirli gaz bombaları kullanma emrini vermiştir.
16 Mart 1988 yılında zehirli gaz bombalarını taşıyan sekiz MiG-23 uçağı tarafından Halepçe kasabası bombardımana tutulmuştur. Halepçe, İnab, Dûceyde, Hurmal ile Sirva kasaba ve köylerini kimyasal bombardımana tabi tutmuşlar. Uçak ve helikopterler hardal, sinir ve siyanit gazı bombaları kullanmıştır. Bombalamanın kurbanlarının başında ise, erkeklerin önemli bir kısmının savaşta olmasından dolayı kadın ve çocuklar gelmekteydi.
Halepçe sakinleri, İran askerleri ve Peşmergelerle birlikte toplamda 5.000′den fazla insanın yaşamını yitirdiği, 7.000′den fazla insanın da yaralandığı tahmin edilmektedir. Ancak Irak Savaşından çok daha sonra bölgeye girmiş olan yabancılar tarafından bu rakamın daha da büyük olduğu tespit edilmiştir.
Katliam, sadece Irak lideri Saddam Hüseyin ve Baas Rejiminin Kürt politikasının bir parçasıydı. İlk işaretleri 1970li yıllara dayanmakta olan Kürtleri topraklarından sürerek, Arap halkı içinde eritme ve Kürdistanı yavaş yavaş boşaltma düşüncesi, İran-Irak Savaşının zirveye ulaştığı dönemlerde giderek bir soykırım politikasına dönüşmüştür.
Halepçe Katliamı, hem Kürtler hem de uluslararası gözlemciler tarafından 23 Şubat- 6 Eylül 1988 arasında devam etmiş olan Enfal Operasyonunun doruğu olarak görülmüştür. Katliamdan sonra kent ve çevresinde yaşayan insanlar diğer Güney Kürdistan halkının da yaptığı gibi Kuzey ve Doğu Kürdistana kaçmak zorunda kalmışlardır. Savaşların bitmesi ile birlikte evlerine geri dönmüş olan insanların yaşamlarını yeniden eski düzene koymaları bir daha mümkün olmamıştır.
Her ne kadar Enfal operasyonu boyunca katledilmiş olan Kürtlerin sayısı 100 ila 200 bin arasında olsa da, bu vahşetin boyutu ve sonrasında yaratmış olduğu tahribatlar ile Halepçe Katliamı, hem Kürt hem de insanlık tarihinde son derece derin izler bırakmıştır. Halen binlerce kişi hastalıklarla boğuşurken, birçok kadın doğum sonrası çocuklarını kaybetmektedir. Yapılan araştırmalar, 2000li yıllara kadar Halepçede özürlü doğum oranının Hiroşima ve Nagazakiden bir kaç kat daha fazla olduğunu göstermiştir.
Katliamdan kurtulmuş olan birçok insan gözlerini kaybederken, binlerce insan akciğer, deri, boğaz ve diğer sinir sistemi hastalıkları ile mücadele etmek mecburiyetinde kalmıştır. 19 Ağustos 1988 tarihinde Irak ve İran, ateşkes anlaşmasını imzalamış ve Irak ordusu ateşkesten 5 gün sonra Halepçeyi geri almıştır.
Saddam Hüseyin, Halepçe Katliamında Kürtlere karşı soykırım yapmak suçundan yargılanmıştır. Ayrıca Saddam Hüseyin Duceyil Katliamında, insanlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm edilmiş ve idamına karar verilmiştir.