nones
Bayan Üye
Bir tarafta oyun oynayan çocuklar diğer tarafta onları seyreden simitçi çocuk. Bir tarafta zayıflamak için yürüyen insanlar diğer tarafta o yürüyüş yolundaki çöp tenekesinden karnını doyurmak için yemek arayan insanlar. Bir evde binlerce lira maaş alan ve geçinemeyen mutsuz insanlar diğer evde asgari ücret alıp geçinebilen evinde mutlu bir yaşam süren insanlar. Mum ışığında çalışıp öss’yi kazanan öğrenci diğer tarafta evinde kendine ait odası olan dershaneye giden özel ders alan ama öss’de sıfır çeken öğrenci. Son model bir Mercedes alıp mutlu olamayan bir adam ve yanından geçtiği hurdacı. Hurdacı çok mutlu bugün, çünkü hurdaları taşımak için tahtadan bir araba yapmış kendine sıfır kilometre…
Yukarıdaki zıt olayları bir gün içinde sadece evimizden işimize gidecek kadar kısa zamanda görebiliriz. Ve ne kadar mutlu olmamız gerektiğini anlayabiliriz. Aslında anlayamayız.
Şuanda bu yazıyı okuyacak bilgisayara sahipseniz ve internetiniz varsa o zaman ne yukarıdaki hurdacı amcasınız, ne simit satıyorsunuz ne de çöpte yemek arıyorsunuzdur. Ne öss sınavına elektriğiniz olmadığı için mum ışığında hazırlanıyorsunuzdur ne de bu şartlarda öss ye hazırlanan bir çocuğunuz vardır.
Eğer bu yazıyı okuyorsanız diğer insanlardan daha mutlu olabilirsiniz. Bu yazıyı okuduğunuz için değil, onlardan daha iyi şartlara sahip olduğunuz için mutlu olmanız gerekir.
Ama çok samimi bir şey söylemek isterim ki bizler o insanlar kadar mutlu olamıyoruz. O insanlar bizlerden çok daha mutlu. Bizlerin mutlu olması o insanların mutlu olmasından çok daha zor.
O insanların bugün karnını doyuruyor olması onları mutlu edebilir. Eğer bugün karnını doyurduktan sonra yarına da yiyecekleri kaldıysa o zaman çok daha mutlu olabilirler ve şükrederler.
Bizim daha mutlu olabilmemiz için ise arabamızı daha yüksek model yapmamız gerekir, evimizin 2+1 den 3+1 e çıkarmamız gerekir. Kazandığımız paradan daha fazlasını kazanmamız gerekir, bugün yediğimizden daha fazlasını yememiz gerekir. Giydiğimiz kıyafetten daha güzelini giymemiz gerekir. Bunlar olduğunda dahi mutsuz olabiliriz.
Oysa onlar bizden çok daha mutlu. Keşke bunu anlayabilseydik ilk bakışta. Sadece evimizden işimize giderken 1 saat içerisinde çevremize biraz daha iyi baka bilseydik. Keşke işimize giderken iş arayan insanları görebilseydik. Keşke çocuğumuzu okula bırakırken simit satan çocuğun mutluluğunu anlayabilseydik. Keşke insanın ne kadar basit şeylerle mutlu olabileceğini bilebilseydik. Keşke…
Bizler bakıyoruz ama görmüyoruz, işitiyor ama duymuyoruz, dokunuyor ama hissetmiyoruz. Nasıl mutlu olabiliriz ki ?
Tekrarlıyorum;
Şu an bu yazıyı okuyorsanız bir çok insandan daha iyi şartlara sahipsiniz. En azından bilgisayar alabilecek, internete para verecek olanaklarınız var.
Olduğunuz şu duruma şükredin. Elektiriği olmayanı düşünün şükredin, yiyecek yemeği bırakın yiyecek ekmeği olmayan insanları düşünün şükredin, kışın odun kömür alamayan ve gerçekten üşüyen insanları düşünün şükredin. Sonra hala hayatınızda mutsuzsanız tekrar düşünün…
Eğer mutluysanız demek ki diğer insanları düşünebiliyor, sükredebiliyorsunuz. Ve büyük ihtimal onlara yardım da ediyorsunuz. Ne mutlu size….
Erdem Özbay
Yukarıdaki zıt olayları bir gün içinde sadece evimizden işimize gidecek kadar kısa zamanda görebiliriz. Ve ne kadar mutlu olmamız gerektiğini anlayabiliriz. Aslında anlayamayız.
Şuanda bu yazıyı okuyacak bilgisayara sahipseniz ve internetiniz varsa o zaman ne yukarıdaki hurdacı amcasınız, ne simit satıyorsunuz ne de çöpte yemek arıyorsunuzdur. Ne öss sınavına elektriğiniz olmadığı için mum ışığında hazırlanıyorsunuzdur ne de bu şartlarda öss ye hazırlanan bir çocuğunuz vardır.
Eğer bu yazıyı okuyorsanız diğer insanlardan daha mutlu olabilirsiniz. Bu yazıyı okuduğunuz için değil, onlardan daha iyi şartlara sahip olduğunuz için mutlu olmanız gerekir.
Ama çok samimi bir şey söylemek isterim ki bizler o insanlar kadar mutlu olamıyoruz. O insanlar bizlerden çok daha mutlu. Bizlerin mutlu olması o insanların mutlu olmasından çok daha zor.
O insanların bugün karnını doyuruyor olması onları mutlu edebilir. Eğer bugün karnını doyurduktan sonra yarına da yiyecekleri kaldıysa o zaman çok daha mutlu olabilirler ve şükrederler.
Bizim daha mutlu olabilmemiz için ise arabamızı daha yüksek model yapmamız gerekir, evimizin 2+1 den 3+1 e çıkarmamız gerekir. Kazandığımız paradan daha fazlasını kazanmamız gerekir, bugün yediğimizden daha fazlasını yememiz gerekir. Giydiğimiz kıyafetten daha güzelini giymemiz gerekir. Bunlar olduğunda dahi mutsuz olabiliriz.
Oysa onlar bizden çok daha mutlu. Keşke bunu anlayabilseydik ilk bakışta. Sadece evimizden işimize giderken 1 saat içerisinde çevremize biraz daha iyi baka bilseydik. Keşke işimize giderken iş arayan insanları görebilseydik. Keşke çocuğumuzu okula bırakırken simit satan çocuğun mutluluğunu anlayabilseydik. Keşke insanın ne kadar basit şeylerle mutlu olabileceğini bilebilseydik. Keşke…
Bizler bakıyoruz ama görmüyoruz, işitiyor ama duymuyoruz, dokunuyor ama hissetmiyoruz. Nasıl mutlu olabiliriz ki ?
Tekrarlıyorum;
Şu an bu yazıyı okuyorsanız bir çok insandan daha iyi şartlara sahipsiniz. En azından bilgisayar alabilecek, internete para verecek olanaklarınız var.
Olduğunuz şu duruma şükredin. Elektiriği olmayanı düşünün şükredin, yiyecek yemeği bırakın yiyecek ekmeği olmayan insanları düşünün şükredin, kışın odun kömür alamayan ve gerçekten üşüyen insanları düşünün şükredin. Sonra hala hayatınızda mutsuzsanız tekrar düşünün…
Eğer mutluysanız demek ki diğer insanları düşünebiliyor, sükredebiliyorsunuz. Ve büyük ihtimal onlara yardım da ediyorsunuz. Ne mutlu size….
Erdem Özbay