Hacc -- 9. Bölüm

SuskunDervis

Kayıtlı Üye
MİNA’DA GECİKME

İnancını ve ne yaptığını düşünmen için Mina’da iki gün daha kalınır.Bayram günü kurban kestikten sonra merasim biter.Mina’da iki gün,mümkünse üç gün daha kalman gerekir.Bu günlerde Mina’dan ayrılman,Mekke’ye dönmen bile düşünülemez!Niçin?Şeytan yenildi, kurban kesildi,ihram çıkarıldı ve bayram kutlandı!Niye bir milyondan fazla insan bu vadide iki veya üç gün kalsın?Bu süre,hacc üzerinde düşüncelerine ve yaptıklarını anlamalarına fırsat verir.Aynı inanç,sevgi ihtiyaç ve düşünceleri paylaşan dünyanın başka yörelerinden gelmiş insanlarla sorunlarını tartışırlar.Burada toplanan Müslüman düşünür ve aydınlarla,ülkelerinde sömürgecilik,zulüm, yoksulluk, cehalet ve her türlü bozulmaya karşı savaşan hürriyet savaşçıları birbirleriyle tanışırlar,sorunlarını tartışıp çözüm ararlar ve birbirlerinden yardım isterler. Dünyanın her yanından gelen Müslümanlardan,süper güçlerin ve Müslümanların arasına sızmış ajanların gizli çalışma ve doğurdukları tehlikeleri incelemeleri beklenir.Beyin yıkama,propaganda,parçalanma,yanlış inanç,sahte dinler…vs İslam ümmetinin ‘birliği’ni tehdit eden başka pek çok hastalıklarla savaşmak içim metod,çözüm ve çareler aramalıdırlar. İslami gerçekleri tanıtmak,sömürge ulusların hürriyet davalarını ve faşist rejimlerin işkenceleri altında inleyen Müslüman azınlıkları desteklemek ve önyargılı politik grupları aydınlatmak için ortak ve dünya çapında bir mücadele önerisinde bulunmalıdırlar.Bu işbirliği ve anlayış içinde ve düşünce ve duygu alışverişiyle Müslüman toplumlar ortak düşmanlarına karşı verdikleri savaşta güçlendirilmelidirler.Müslüman gruplar arasındaki grup ve mezhep ayrılıklarını gidererek,İslam akadinin en iyi şekilde anlaşılması sağlanmalıdır.

Dünyanın her yanından gelmiş bir milyondan fazla Müslüman görülmeye değer herhangi bir güzelliğin,yapılacak bir şeyin,alışveriş edilecek hiçbir yerin ve yürünecek hiçbir parkın olmadığı kıraç Mina vadisinde üç gün daha kalır!Burası,öylesine yerleşime uygun olmayan bir yerdir ki,bu konuda Hz.Muhammed(saa) şöyle buyurmuşlardır:”Mina’da bina yapılmaz.” Bu anda,hacc eğitiminden geçmiş herkes bütün bağlılıklardan sıyrılarak, İbrahim’in kişiliğini ve güçlü iradesini kazanır.Bütün korku,ihtiyaç ve hırslar kişinin irade gücü ve sorumluluk duygusunun zirvesinde yok olur.Kalpler zaferle dolar Mikat’ta,Tavaf’ta,Sa’y’da.Arafat, Meş’ar ve Mina’da; durarak, kurban keserek ve büyük bir içtenlikle bayramı kutlayarak.Evet, bu zaman ve bu toprakta bir milyondan fazla Müslüman dağılmak ve kişisel hayatlarını sürdürmek için haclarını bitirmezler.Oturup sorunlarını tartışmak zorundadırlar!

Hacc,buraya zamanında gelmek ve insanlarla birlikte bu davranışlarda bulunmaktır.Yoksa, bir başka zaman veya bir başkasıyla da Mikat’a,oradan Mekke,Arafat,Meş’ar ve Mina’ya gidebilirsin.Bu hacc değil,yararsız bir hareket ve yalnızca geziden ibaret bir şey olur.

Manevi bir havayla sarıldığın zamandır bu zaman;yarın herkesi ayrıldığında, Mina diğer toprak parçaları gibi olur,kıraçlığının ve yerleşilmez oluşunun dışında.

Burada,insanlardan ayrı bir Cennet aramanın,bir rahibin çirkin ve bencil tavrı olduğunu öğrenmek için bulunuyorsun.Söz verilmiş bir maddecilik,şimdi ele geçecek olandan daha kötüdür!Bu oburca tavır,zevk ve neşesini ahirete bırakır.Bir başka söyleyişle,krediyi peşin paraya tercih eden bir burjuva gibidir o!Bir rahip,bir maddeci kadar bencildir;biri inancını kullanırken,öbürü tekniği bir araç olarak seçer!Bir maddeci hayatını şenlendirmek için bilimi kullanır,rahip ise amacı için tanrıyı kullanır.İkisinde de hedef aynıdır,fakat biri bu dünyayı, diğeri ahireti temsil eder!İbrahim’in ve Hz.Muhammed (saa)’in İslam’ı,Hz.Allah’ın böyle bencil rahiplerden nefret ettiğini öğretiyor bize:”Müslümanların sorunlarına önem vermeyen ve düşünüp,çare aramadan sabahlayan kimse bizden değildir.”(Hz.Muhammed saa)

Haccı yerine getirdiğin ve İsmail’ini kurban ederek İbrahim’in makamına yükseldiğin doğru,fakat son değil;tersine görevinin başlangıcındasın.Bütün bu menasik,’kendine hizmet’i bırakıp,’başkalarına hizmet’ etmeye başlaman ve ün kazanmak için değil,yalnızca Allah rızasını kazanmak için yapılır!Bunun için,herkesin gittiği hacc mevsiminde gelmen isteniyor bu topraklara.Buraya yalnız gelmek hacc olarak görülmez.

Şimdi,bu temsilin sonunda,İbrahim gibi şeytanı yenenler bencilliklerini kurban ederek zaferlerini kutlarlar.Veda için Mekke’ye dönmeden önce iki görevi daha yerine getirmeleri gerekir;herkesin katılabileceği bilimsel ve teolojik bir sohbet düzenlemek ve uluslararası sosyal bir kongre oluşturmak. Bu kongrelerde haccı özetlemek için iki gün daha var.Kongreler kapalı kapılar ardında ve ışıklandırılmış salonlarda değil,bu vadinin açık havasında yapılacaktır.Alçak tavanlı odalarda değil,hiçbir duvar,kapı,engel,koruyucu merasimlerin olmadığı mavi gökyüzünün altında yapılmalıdır…!

Bu kongreler,devlet başkanları veya temsilcileri,diplomatlar veya politika liderleri, parlamento ve kabine üyeleri,senatörleri,üniversite profesörleri, bilim adamları,aydınlar veya ruhani liderler tarafından toplanmaz.Hayır! Hayır!

“İnsanlar içinde Hacc’ı ilan et.Gerek yaya,gerek her uzak yoldan gelecek arık develerin üstünde olarak sana gelsinler.”(Hacc,27)

Aime Cesaire’nin dediği gibi “kimsenin başkalarının koruyucusu olmaya hakkı yoktur.” Profesör Shandel,”insanların olmadığı zamanda onlardan söz etmek bir yalandır,utanç verici bir şeydir;çünkü yalnızca Allah’ın insanlar için karar vermeye hakkı vardır,çünkü insanlar Allah’ın halifeleridir” diyor.Allah Teala’nın çağrısına uyarak toplanan insanların yöneticisi olduğu Mina kongresinin nedeni budur işte.

Şeytanı yenip kurban yerinden döndükten sonra İbrahim’le birlikte verdikleri sözü yenilemek,tevhid inancını kuvvetlendirmek için ellerinden geleni yapacaklarına,yeryüzündeki bütün putları kırıp huzurlu,barış ve güvenlik içinde bir toplum oluşturacaklarına Allah’ı şahit tutmak için Allah herkesten bu toplantıya katılmasını ister.Getirdiği dini yaşamak ve yaymak için bilinçli ve münevver bir toplum oluşturan Hz.Muhammed(saa)’in gerçek ashabı gibi, insan hayatında ilim,imamet ve adalet davasını desteklemek için tevhide dayalı ‘örnek bir toplum’ meydana getireceklerdir.

Mina sevgi,savaş ve şahadet toprağıdır.İnsanların Allah’a söz verdikleri bil ülkedir.Yek vücud bir cemaat halinde,insan hayatındaki şer kuvvetlere karşı savaşacaklarına ve salih amellerde bulunacaklarına dair söz verirler. Peygamber Hz.Muhammed(saa)’in,bir elinde Kur’an diğer elinde kılıç tutan Peygamber’in çağrısına uyacaklarına ve ‘dik başlı düşmanlara’ karşı koyup, dostlarla iyi ilişkilerde bulunmak için en doğru kararı vereceklerine dair söz verirler.

Kan dökücü ülkelerin sınırlarından uzakta toplanan bu yıllık kongreye dünyanın her yöresinden ve değişik politik sistemlerden gelmiş Müslümanlar,sorunlarının üstesinden gelmelerine yardımcı olması için Rabb,Melik ve insanların İlahı tarafından bu dağların göğünün altında serbestçe konuşmaya çağrılır…Bilimsel bir kongre,fakat akademi anfilerinde değil,üniversite profesörleri meclisi ya da bilim adamları ve süper uzmanlar toplantısı da değil.Hayır,gerçekte okumuş veya okumamış,profesör veya fabrika işçisi,ünlü manevi lider veya basit bir çiftçinin katılabildiği ve serbestçe konuşabildiği iki günlük dini ve fikri bir sohbet.Bütün rütbeler, mevkiler,derece ve renkler Mikat’ta kaldı.Burada,herkes ‘bir’i temsil ediyor, insanı.Ve herkesin derecesi aynı,hacı.Hepsi bundan ibaret!

İnsan için İbrahim’in makamına ulaşmaktan başka daha üstün bir rütbe yoktur ve burada herkesten rolünü oynaması istenmiştir.Bütün bu menasik sonunda,ülkene dönmeden önce, bayramdan sonra iki gün daha kalmalı ve oturup bütün çağların üzerinde birleştiği şu soruyu kendi kendine sormalısın: ”Toplum için ne yapabiliriz?”Ve cevabı bulmaya bulmaya çalış. Sadece otur ve hacc boyunca ne yaptığını düşün!

Özet

Bu şifrelerin ne olduğunu toplayalım.Hacc boyunca yapılanların özünü kavramalıuız.

Tasavvuf:Mina’da başlar,Arafat ve Meş’ar’a gitmeden hep orada kalır.

Felsefe:Meş’ar’a gelir fakat Mina’ya varmaz.

Medeniyet:Meş’ar ve Mina’ya gitmeden Arafat’ta kalır.

İslam:Arafat’ta başlar ve Meş’ar’a gider(sorumluluk ve hareket dolu bir geçit),Mina’ya varır(aşkın ve ülkülerin yeri) ve hayret,Allah ve şeytanla karşılaşılır!

Burada ‘sen’den ve kaderinden söz ediliyor,dünya sorunlarından değil.Bu dünyada var olan her şey Allah içindir.Kendinde Allah ve şeytanın birlikte bulunduğu ‘insan’ı konuşuyorlar burada.Bu ikilem insanın içindedir,tabiatın değil.Mina aşk,inanç ve tabiat ülkesidir.Orada, içinde iman ve şeytan İsmail’in için kavga ederler.Mina bütün gereksinim ve ümitlein toprağıdır.

Sen bile şaşacaksın,’zafer’ gününün ‘kanlı bayram’ olduğuna.Bir ‘doğum günü partisi’ yerine bir ‘kurban partisi’ veriliyor oğlun için!’Kurban Bayramı’!

Bu ümmetin geleneğine,tarihine ve şereflerine bak!Bütün gözü kan akrabalarında ve doğduğu yerde değil,inancında ve hürriyetinde(akide ve cihad).Tevhid ümmeti,Adem’den kıyamet gününe kadar insanlığın hürriyeti sorumluluğunu üstlenmiş insanlar,kendi tabiatlarına bile karşı savaşan hürriyet savaşçıları,’savaş alanı’nı Bedir’den Mina’ya uzatanlar,bunlar, ‘hürriyet’in anlamını öylesine kavramış olan Allah’ın kulları.Kendilerini yalnız Firavun’dan kurtarmakla kalmıyorlar,İsmail’lerinden de,yalnızca düşmanlarından değil,yakınlarından da kurtarıyorlar!


BAYRAM GÜNÜNDEN SONRA ARKA ARKAYA YAPILAN HÜCUMLAR

İlk gün,ilk hücumunda son putu vurur ve kurban yerine giden yolu açarsın. Sonra ihramını çıkarır ve sevinçle zaferini kutlarsın!İkinci gün tekrar vurmalısın,ama putların üçünü de. Bu kez,sırayla,birincisi,ikincisi ve son olarak da üçüncü putu vurursun.Üçüncü gün,ikinci gün yaptıklarının bir tekrarıdır.Dördüncü gün,istersen Mina’da kalabilir,istersen ayrılabilirsin. Kalmaya karar verirsen,ikinci ve üçüncü günün atışlarını tekrarlamalısın. Dördüncü gün kalmamaya karar verirsen,silahlarından arta kalanı Mina’da bir yere gömmelisin!Bu bir sorunluluktur!

Bayram’dan sonraki bu üç güne Teşrik Günleri denilir.Ne demektir bu?Zilhicce’nin onuncu günü İbrahim’in makamına eriştin,’İsmail’ini kurban etme’ cesaretini buldun,ilk hücumda şeytanı en son üssünde yendin, kurbanını kestin,ihramını çıkardın ve Mina cephesinden zaferle döndün!Savaşı neden sürdürmen gerekiyor?Burada senin için bir ders var;şeytanın yenildikten sonra bile yaşayabileceğini unutma!Her ‘devrim’ ne kadar başarılı olursa olsun, her zaman bir ‘karşı devrim’ tehlikesi altındadır.Sen zaferle sarhoş,gücünle gururlu ve kutlamalarla uğraşırken,uyuşuk yılanlar uyanıp, renklerini değiştirebilirler!Sana katılıp, hareketi içinden yıkmak ve devrimin meyvelerini devşirmek için dostlarınmış gibi görünebilirler.Onlar mücahidlerin varisleri ve şehidlerin ağlayıcıları olacaktır!

Zafer seni gevşetmemeli!Bu nedenle,Mina’da kazandığın zaman silahlar ellerinden düşmesin.Şeytanı kapıdan kovdun ama bakarsın pencereden girebilir!’Senin dışında’ yenildi fakat ‘içinde’ uyanabilir.Savaşta devrildi fakat barışta güç kazanabilir!Mina’da kayboldu fakat şimdi ‘sen’de ortaya çıkabilir! Ben ne diyorum?’Aldatıcı itim’lerin binlerce yüzü vardır. O bir kafir olarak reddedilebilir fakat kuvvetli inancı olan biri şeklinde dönecektir!Bir müşrik olarak kovulabilir fakat kendini Ehl-i Tevhid olarak sunacaktır.Onu bir put evine gömebilirsin fakat başını mihraptan çıkarabilir!Onu Bedir’de öldürebilirsin ama Kerbela’da dirilebilir! Medine’de Hendek Savaşı’nda yaralayabilir fakat Kufe Mescidi’nde ortaya çıkabilir!’Hübel’ putunu Uhud’da ellerinden alabilirsin kafat Sııfın’da seni yenmek için Mukaddes Kur’anı’ı kılıcının ucuna takabilir!

Mina’da onuncu gün şeytanı yendikten sonra savaşın bittiğini sanacak,zırhını çıkarıp günlük elbiseni giyecek koku sürecek,zaferini kutlayıp tehlikeleri görmeyecek.Mna’dan Mekke’ye doğru yola çıkınca serbestliğini duyacak, yalnızca ibadetle uğraşacak veya evine dönüp yeniden işinin başına geçecek kadar toy olmamalısın!Ey sen,mücahid,İbrahim’in izleyicisi, Zilhicce’nin onuncu gününün ‘kurban’ bayramı olup ‘zafer’ bayramı olmadığını unutma. İsmail’in kurban edilmesi haccın başlangıcıdır,sonu değil!Başarılı bir devrimden sonra ey tevhidin askeri,silahlarınızı bir yana atıvermeyin.Zafer mutluluğuyla böylesine sarhoş olmayın,yenilen ordudan her zaman bir tehlike gelebilir.

Üç üs dağıtıldı,fakat üç putun kökleri Mina’da duruyor.Bayram’dan sonra kahraman ruhunu koru ve her zaman savaşa hazır ol.Öbür askerlerin yardımıyla,şu düşünceleri kökünden söküp atmak için iyi zamanlanmış ve hesaplanmış bir plan kurmaya hazırlanmalısın.

Devrimler her zaman tehlikededir,en başarılıları bile!

Gururlanma,en büyük zaferden sonra bile!

İbrahim bile olsan,yine de tehlikedesin!İsmail’ini kurban ettikten sonra bile!

Şeytan’ın çok rengi ve çok ‘oyun’ları vardır.Şeytan seni İsmail’in hayatıyla bir kez aldatmaya kalktı mı,işte bugün onu kurban etme gururuyla aldanabilirsin!Her zaman savaşa hazır ol!Mina’da kaldığın sürece kurşunlarınla putları vur.

Mina inanç,aşk toprağı,ihtiyaç ve ümitlerin yeridir.Bugü muhteşem ve şanlı zaferlerin kazanıldığı cephedir.Haccındır,olgunluğunun zirvesidir,hayatının amacıdır…Mina,insanın en tehlikeli düşmanı şeytanın tuzak yeri olduğu kadar,tevhidin de ilk basamağıdır!Sen her zaman Mina’dasın veya Mina her zaman sendedir;her zaman tehlikedesin,çünkü putlar her zaman ayaklanamaya hazırdır.Bayram’dan sonra yine Mina’daysan her gün putları vur.

Hayatın boyunca her an cihada hazır ol.

Cihad,hükümdar olmak için veya güç kazanmak için değildir.

Düşmanı yenmekle savaşın bitmemiştir.

Kurban bayramını kutla,zaferi değil.

Zırhını çıkar,fakat silahlarını bırakma.

Zafer bir günde kazanılabilir,fakat dikkatsiz olursan onu bir anda kaybedebilirsin.

Düşmanı yaralamak için bir atış yeterlidir,fakat öldüğünden emin olmak için yedi atış gerekir.

Düşmanın üssünü dağıtmak için bir hücum yeterlidir ve yedi atış yapılabilir, ama tamamen söküp atmak için birden fazla hücum etmen ve yetmişin üstünde atışta bulunman gerekir.

Meş’ar’da topladığı silahları böl.

Kaç taşın vardı?Yetmiş,burada yine yedi ve yetmiş mi?İlk gün(onuncu gün) son puta bir hücum,yedi kurşun.İkinci,üçüncü ve dördüncü gün üç hücum ve her bir puta yedi kurşun. (9*7=63)On hücumda yetmiş kurşun,bir çift sayı!Dördüncü gün(Zilhicce’nin on üçü) son hücumun isteğine bağlı.Sana kalmış bir şey.Hala bir tehlike hissedersen kalabilirsin;önceki gün yaptığın gibi putların üçünü de vurmalısın.Düşmanına karşı başarı kazanman için topladığın silahların yalnız yedide biri kullanılır.Yedide altısı,zaferden sonra savaşı sürdürmek içindir!Bu,bütün hareketlerin kötü kaderini ve pek çok devrimlerin önemsiz görülen tehlikeli sonuçlarını önler.

Şirkin tevhid içinde kendini gizlemesini önlemek için yirmi üç yıl savaşmak, kafirleri yenmek,aristokrasi putlarını devirmek ve Kureyş’in cehaletini yok etmek zorundasın.Bedir, Hendek ve Uhud’da yenilen sömürgecilik,kapitalizm ve iki yüzlülük üslerini ve iki yüz yıllık bir imametle son putu da devirip kökünden söküp atmalısın.Son olarak,Hendeğin öte yakasında yenilen hannasa engel olmak için kazanan tarafa dönmeli ve İslami liderliği ele geçirmelisin.Sakife zaferini kutlamışsan bile,katil,Fırat kıyısında Peygamber’in ailesinin kanını dökerek öcünü alacaktır.

Dr.Ali Şeriati
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst