meridyen2
Kayıtlı Üye
Gününe ya da Saatine Göre Farklı ve Sürpriz Bir Kişilik Gösteren Bir Kişiyle Dost Olmak İster misiniz?
Bazı insanların hayatlarına yön veren, kişiliklerinde süreklilik göstermelerini sağlayan ve mutlak olarak doğru olduğuna inandıkları bir yol göstericileri yoktur. Bundan dolayı da kişilikleri çoğu zaman değişkenlik gösterebilmektedir. Örneğin beş dakika öncesine kadar oldukça sakinken kişinin kapıları çarpması, taşkınlık dolu hareketler yaparak çevresindeki insanlara çıkışması, bağırıp çağırarak azarlaması ya da biraz önce mutlu olduğunu ifade ederken birden ağlamaya başlaması ve her şeye alınması bu kişilerin en belirgin özelliklerindendir.
Çocukluk yıllarından itibaren karşılaştıkları olaylar, insanların kişiliklerinin gelişmesine pek çok yönden etki eder. Bazen zorluk ve sıkıntılar, bazen hastalıklar, ölümler, bazen de nimetlerin artışı ve elde edilen başarılar insanların kişiliklerini olgunlaştırır. Bu tarzda zamanla ve yaşanan olaylarla sürekli daha olumluya giden bir kişilik değişimi, insanlar için güzel bir nimettir.
Ancak bir de, insanların kişiliklerinin sağlam olmamasından kaynaklanan, kişilik oynamaları vardır. Fakat bu oynamalardan kaynaklanan değişikliklerde sürekli daha iyiye giden bir gelişme söz konusu değildir. Dikkat çeken temel özellik, sadece kişiliğin sürekli değişken olmasıdır.
Sürpriz Kişilikler Göstermek, Kişiyi Tanınmaz Hale Getirir
İnsan hayatında yaşanabilecek küçük büyük, sıradan ya da önemli her türlü olay, değişken bir ruh haline sahip insanların kişiliklerinin sürekli değişmesine etki edebilir. Bir gün havanın yağmurlu, karanlık, kasvetli, karlı, yağmurlu ya da güneşli olması; bir gün yeteri kadar uyuyamamış ya da istedikleri yemeği yiyememiş olmaları, bir başka gün televizyonda izledikleri duygusal bir film, o kişinin o günkü karakterinin değişmesine yol açabilir. Aynı şekilde o gün işyerlerinde yaşadıkları bir olay ya da kendilerince aksilik olarak nitelendirdikleri bir durum bambaşka bir karaktere bürünmelerine neden olur. Bir sebeple aniden neşelenebilir, bir başka sebeple aniden hüzünlenebilir; günler ya da haftalar boyunca bu duyguların etkisi altında kalabilirler.
Kişiliklerinin neye göre ve ne zaman değişeceği konusunda hiçbir fikir yürütmek mümkün olmaz. Yıllardır o kimseyi tanıyan bir kişi, onunla karşılaştığında her zaman tanıdığı o kişiyi göreceğini zannederken, neredeyse hiç tanımadığı yepyeni bir insanla karşılaşmış gibi olur. Her zaman kendisine yapılan bir espriyi neşeyle ve kalenderlikle karşılayan bu kişi, bir gün birdenbire yapılan esprilere alınganlıkla, terslikle karşılık verebilir. Ya da her zaman kendisinden yardım istenildiğinde, fedakarlıkla yardım eden bu kişi, bir gün bu tarz bir talebi hoşnutsuzluk ve isteksizlikle karşılayabilir. Her zaman çok hızlı, çalışkan ve sorumluluk sahibiyken, bir gün lakayt, sorumsuz ve ilgisiz bir tavır takınabilir. Kısacası bir günü bir gününe; bir saati bir saatine uymaz. Bu değişiklikleri önceden tahmin etmek mümkün olmadığı için, bu insanlarla dostluk kuran kimseler sürekli sürpriz kişiliklerle karşılaşırlar.
Değişken Ruh Hali Bir Kişiye Güven Duymayı Engelleyen En Önemli Sebeplerden Biridir
Bu tür kimselerin gösterdikleri değişken kişilik modeli, son derece tedirgin edicidir. Çünkü güvenilir bir insanın en önemli özelliklerinden biri, karakterinin sağlamlığıdır. Bu da ancak bir kişinin imanlı olmasıyla mümkün olabilir. Sağlam karakterli bir insan, şartlar her ne olursa olsun; ne tür zorluklarla ya da ne tür nimetlerle karşılaşırsa karşılaşsın, kişiliğindeki özelliklerden hiçbir şekilde taviz vermez. Böyle kimseler sadıklarsa, her zaman sadıktırlar. Fedakarlarsa, her zaman fedakardırlar. Güvenilirlerse, her zaman güvenilirlerdir. Ne hava şartları, ne mevsim değişiklikleri, ne elde ettikleri başarılar, ne yaşadıkları zorluklar bu kimselerin o günkü ruh hallerine etki edemez. Çünkü müminler kişiliklerini Kuran ahlakına göre şekillendirirler. Ve her an Kuran ahlakını en mükemmel şekilde yaşamayı hedefledikleri için de, gününe ya da saatine göre bu ahlaklarını değiştirmezler.
İnsanların bu konuda kendilerine almaları gereken ölçü şudur: Kendileri, kişiliği sürekli değişen, bir günü bir gününe uymayan, her gün her saat sürpriz bir tavır gösterebilen bir insanla yakın dost ve arkadaş olmak isterler mi? Elbette ki kimse böyle bir durumla karşı karşıya kalmak istemez. Her insan, karşısında güvenebileceği, tanıdığından emin olduğu, ne zaman ne yapacağını, neye nasıl tepki vereceğini bildiği bir insan olmasını ister.
İşte bu nedenle, her insanın bu gerçeği göz önünde bulundurarak, kendi kişiliğini de bu şekilde sağlamlaştırması ve güvenilir bir kimse olmayı hedeflemesi gerekir.
Müminler, din ahlakına göre yaşamayan insanlarda görülen bu tarzda değişken bir karakter yaşamayı hiçbir şekilde kabul etmemelidirler. İman eden bir insan eğer iyi, hoşgörülü, merhametli, hoşsohbet, kalender, çalışkan, olgun bir insansa, -en az- sürekli bu şekilde olmalıdır. Ve zamanla, sürekli olarak kendini daha da geliştirip, daha da iyi hale getirmeyi hedeflemesi gerekir.
Allahın rızasına en uygun olan ahlak şekli budur. Allah Kuranda, sürekli olan salih davranışların Allah Katında makbul tutulacağını şöyle bildirmiştir:
Mal ve çocuklar, dünya hayatının çekici-süsüdür; sürekli olan salih davranışlar ise, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır. (Kehf Suresi, 46)
Kuran ahlakına göre yaşamayan toplumlarda yaygın olarak yaşanan duygusallık, insanın zayıf bir kişilik göstermesine neden olur. Kişi olaylar karşısında, duygularının kendisini yönlendirmesiyle hareket ettiği için akılcılıktan büyük ölçüde uzaklaşır. Mantıklı ve doğru düşünemeyecek, isabetli çıkarımlar yapamayacak hale gelir. Bu da kişinin değişken bir ruh haline sahip olmasına, kendisine ve çevresine hem maddi hem de manevi olarak zarar vermesine neden olur.
Allaha gönülden bir bağlılık, içten bir teslimiyet, her olayın Allahın kontrolünde olduğunu bilmek ve herşeyi hayır gözüyle değerlendirmek, insanın duygularına kapılıp olumsuz tavırlarda bulunmasını engeller. İman eden bir insan, Allaha olan güçlü sevgisi ve derin Allah korkusu nedeniyle duygusallığın neden olabileceği tüm tavır bozukluklarından titizlikle sakınır. Allahın Kuranda bildirdiği şekilde, tüm tavırlarıyla, kişiliğiyle, yüksek ahlakıyla insanlara örnek olmayı hedefleyen bir insandır. (Furkan Suresi, 74) Bu da Allahın izniyle ona hiçbir olay karşısında yıkılmayan güçlü bir kişilik kazandırır.
(makale harun yahya)
Bazı insanların hayatlarına yön veren, kişiliklerinde süreklilik göstermelerini sağlayan ve mutlak olarak doğru olduğuna inandıkları bir yol göstericileri yoktur. Bundan dolayı da kişilikleri çoğu zaman değişkenlik gösterebilmektedir. Örneğin beş dakika öncesine kadar oldukça sakinken kişinin kapıları çarpması, taşkınlık dolu hareketler yaparak çevresindeki insanlara çıkışması, bağırıp çağırarak azarlaması ya da biraz önce mutlu olduğunu ifade ederken birden ağlamaya başlaması ve her şeye alınması bu kişilerin en belirgin özelliklerindendir.
Çocukluk yıllarından itibaren karşılaştıkları olaylar, insanların kişiliklerinin gelişmesine pek çok yönden etki eder. Bazen zorluk ve sıkıntılar, bazen hastalıklar, ölümler, bazen de nimetlerin artışı ve elde edilen başarılar insanların kişiliklerini olgunlaştırır. Bu tarzda zamanla ve yaşanan olaylarla sürekli daha olumluya giden bir kişilik değişimi, insanlar için güzel bir nimettir.
Ancak bir de, insanların kişiliklerinin sağlam olmamasından kaynaklanan, kişilik oynamaları vardır. Fakat bu oynamalardan kaynaklanan değişikliklerde sürekli daha iyiye giden bir gelişme söz konusu değildir. Dikkat çeken temel özellik, sadece kişiliğin sürekli değişken olmasıdır.
Sürpriz Kişilikler Göstermek, Kişiyi Tanınmaz Hale Getirir
İnsan hayatında yaşanabilecek küçük büyük, sıradan ya da önemli her türlü olay, değişken bir ruh haline sahip insanların kişiliklerinin sürekli değişmesine etki edebilir. Bir gün havanın yağmurlu, karanlık, kasvetli, karlı, yağmurlu ya da güneşli olması; bir gün yeteri kadar uyuyamamış ya da istedikleri yemeği yiyememiş olmaları, bir başka gün televizyonda izledikleri duygusal bir film, o kişinin o günkü karakterinin değişmesine yol açabilir. Aynı şekilde o gün işyerlerinde yaşadıkları bir olay ya da kendilerince aksilik olarak nitelendirdikleri bir durum bambaşka bir karaktere bürünmelerine neden olur. Bir sebeple aniden neşelenebilir, bir başka sebeple aniden hüzünlenebilir; günler ya da haftalar boyunca bu duyguların etkisi altında kalabilirler.
Kişiliklerinin neye göre ve ne zaman değişeceği konusunda hiçbir fikir yürütmek mümkün olmaz. Yıllardır o kimseyi tanıyan bir kişi, onunla karşılaştığında her zaman tanıdığı o kişiyi göreceğini zannederken, neredeyse hiç tanımadığı yepyeni bir insanla karşılaşmış gibi olur. Her zaman kendisine yapılan bir espriyi neşeyle ve kalenderlikle karşılayan bu kişi, bir gün birdenbire yapılan esprilere alınganlıkla, terslikle karşılık verebilir. Ya da her zaman kendisinden yardım istenildiğinde, fedakarlıkla yardım eden bu kişi, bir gün bu tarz bir talebi hoşnutsuzluk ve isteksizlikle karşılayabilir. Her zaman çok hızlı, çalışkan ve sorumluluk sahibiyken, bir gün lakayt, sorumsuz ve ilgisiz bir tavır takınabilir. Kısacası bir günü bir gününe; bir saati bir saatine uymaz. Bu değişiklikleri önceden tahmin etmek mümkün olmadığı için, bu insanlarla dostluk kuran kimseler sürekli sürpriz kişiliklerle karşılaşırlar.
Değişken Ruh Hali Bir Kişiye Güven Duymayı Engelleyen En Önemli Sebeplerden Biridir
Bu tür kimselerin gösterdikleri değişken kişilik modeli, son derece tedirgin edicidir. Çünkü güvenilir bir insanın en önemli özelliklerinden biri, karakterinin sağlamlığıdır. Bu da ancak bir kişinin imanlı olmasıyla mümkün olabilir. Sağlam karakterli bir insan, şartlar her ne olursa olsun; ne tür zorluklarla ya da ne tür nimetlerle karşılaşırsa karşılaşsın, kişiliğindeki özelliklerden hiçbir şekilde taviz vermez. Böyle kimseler sadıklarsa, her zaman sadıktırlar. Fedakarlarsa, her zaman fedakardırlar. Güvenilirlerse, her zaman güvenilirlerdir. Ne hava şartları, ne mevsim değişiklikleri, ne elde ettikleri başarılar, ne yaşadıkları zorluklar bu kimselerin o günkü ruh hallerine etki edemez. Çünkü müminler kişiliklerini Kuran ahlakına göre şekillendirirler. Ve her an Kuran ahlakını en mükemmel şekilde yaşamayı hedefledikleri için de, gününe ya da saatine göre bu ahlaklarını değiştirmezler.
İnsanların bu konuda kendilerine almaları gereken ölçü şudur: Kendileri, kişiliği sürekli değişen, bir günü bir gününe uymayan, her gün her saat sürpriz bir tavır gösterebilen bir insanla yakın dost ve arkadaş olmak isterler mi? Elbette ki kimse böyle bir durumla karşı karşıya kalmak istemez. Her insan, karşısında güvenebileceği, tanıdığından emin olduğu, ne zaman ne yapacağını, neye nasıl tepki vereceğini bildiği bir insan olmasını ister.
İşte bu nedenle, her insanın bu gerçeği göz önünde bulundurarak, kendi kişiliğini de bu şekilde sağlamlaştırması ve güvenilir bir kimse olmayı hedeflemesi gerekir.
Müminler, din ahlakına göre yaşamayan insanlarda görülen bu tarzda değişken bir karakter yaşamayı hiçbir şekilde kabul etmemelidirler. İman eden bir insan eğer iyi, hoşgörülü, merhametli, hoşsohbet, kalender, çalışkan, olgun bir insansa, -en az- sürekli bu şekilde olmalıdır. Ve zamanla, sürekli olarak kendini daha da geliştirip, daha da iyi hale getirmeyi hedeflemesi gerekir.
Allahın rızasına en uygun olan ahlak şekli budur. Allah Kuranda, sürekli olan salih davranışların Allah Katında makbul tutulacağını şöyle bildirmiştir:
Mal ve çocuklar, dünya hayatının çekici-süsüdür; sürekli olan salih davranışlar ise, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır. (Kehf Suresi, 46)
Kuran ahlakına göre yaşamayan toplumlarda yaygın olarak yaşanan duygusallık, insanın zayıf bir kişilik göstermesine neden olur. Kişi olaylar karşısında, duygularının kendisini yönlendirmesiyle hareket ettiği için akılcılıktan büyük ölçüde uzaklaşır. Mantıklı ve doğru düşünemeyecek, isabetli çıkarımlar yapamayacak hale gelir. Bu da kişinin değişken bir ruh haline sahip olmasına, kendisine ve çevresine hem maddi hem de manevi olarak zarar vermesine neden olur.
Allaha gönülden bir bağlılık, içten bir teslimiyet, her olayın Allahın kontrolünde olduğunu bilmek ve herşeyi hayır gözüyle değerlendirmek, insanın duygularına kapılıp olumsuz tavırlarda bulunmasını engeller. İman eden bir insan, Allaha olan güçlü sevgisi ve derin Allah korkusu nedeniyle duygusallığın neden olabileceği tüm tavır bozukluklarından titizlikle sakınır. Allahın Kuranda bildirdiği şekilde, tüm tavırlarıyla, kişiliğiyle, yüksek ahlakıyla insanlara örnek olmayı hedefleyen bir insandır. (Furkan Suresi, 74) Bu da Allahın izniyle ona hiçbir olay karşısında yıkılmayan güçlü bir kişilik kazandırır.
(makale harun yahya)